Türkiye’nin İlk Sanal Gerçeklik Müzesi Müzeverse Kapılarını Açtı!

Türkiye’nin ilk sanal gerçeklik müzesi Müzeverse, UNIQ İstanbul’da ailelere, sanatseverlere ve teknoloji meraklılarına kapılarını açtı. Excurio ile iş birliğiyle, geleneksel müze kavramını fütüristik bir şekilde dönüştüren Müzeverseziyaretçilere tarihin önemli anlarını yakından keşfetme fırsatı sunuyor.

VR Future, Fransa merkezli ve yedi ülkede faaliyet gösteren, çok sayıda ödül kazanmış sanal gerçeklik şirketi Excurio ile iş birliği yaparak, Türkiye’nin ilk özel sanal gerçeklik müzesi Müzeverse’i UNIQ İstanbul’da açtı. Bu yenilikçi müze, en son sanal gerçeklik (VR) teknolojisini sürükleyici hikaye anlatımıyla birleştirerek, geleneksel müze deneyimini devrim niteliğinde dönüştürüyor.

Açılış gösterimi olan Piramitlere Yolculuk: Antik Mısır’ın Keşfi, ziyaretçileri 4.500 yıl öncesine götürerek Kral Khufu’nun cenaze törenine tanıklık etme ve Giza Platosu, Sfenks ve Büyük Piramit’in gizli alanlarını keşfetme fırsatı sunuyor. Aynı anda 100 kişiye kadar ziyaretçiyi ağırlayabilme kapasitesine sahip Müzeverse, katılımcıları pasif izleyicilerden aktif tarih kaşiflerine dönüştüren eşsiz bir toplu deneyim sunuyor.

Kültürel Mirasla Bağlantı Kurma Şekli Yeniden Tanımlanıyor

Müzeverse, son teknoloji VR teknolojisini entegre ederek benzeri görülmemiş bir etkileşim düzeyi sunuyor ve geleneksel müze modellerini kökten değiştirmeyi amaçlıyor. Bu sürükleyici platform sayesinde konuklar, tarihsel anlara adım atmaya, erişilmesi imkansız alanları keşfetmeye ve hikayenin bir parçası olmaya davet ediliyor. Müzeverse, insanların kültürel mirasla bağlantı kurma şeklini yeniden tanımlamaya hazırlanıyor.

Müzeverse ile ilgili açıklamada bulunan VR Future Kurucusu Fahad Rehman, “Müzeverse, yalnızca VR teknolojisini müzelere getirmekle kalmıyor, aynı zamanda tarihle nasıl etkileşim kurduğumuzu ve onu nasıl deneyimlediğimizi yeniden şekillendiriyor. Tarihi mekanların içinde dolaşabilme, tarihi karakterlerle etkileşim kurabilme ve geçmişi adeta yeniden yaşayabilme imkanı sunan Müzeverse, tüm bu yönüyle klasik müzecilik anlayışını geride bırakarak benzersiz bir deneyim sağlıyor. Bu projeyle ziyaretçilere tarihsel olayların bir parçası olma fırsatı sunuyoruz ve bu sürükleyici deneyim, insanların kültürel mirasa bakış açısını nesiller boyu dönüştürecek.” ifadelerini kullandı.

Tarihe ve Sanata Yepyeni Bir Perspektif

Paris merkezli, yedi ülkede faaliyet gösteren ve VR hikaye anlatımında çığır açan yenilikleriyle tanınan Excurio ile iş birliği yapan VR Future, dünya çapında bir ilki Türkiye’ye getiriyor. Excurio’nun ödüllü uzmanlığı, Müzeverse’in büyük ölçekli, tarihsel doğrulukla zenginleştirilmiş, son derece sürükleyici ve eğitici içerikler sunma yeteneğini daha da ileriye taşıyor.

Müzeverse ile VR teknolojisinin ulaşabileceği sınırları zorladıklarını belirten VR Future Kurucu Ortağı Virgile Mangiavillano, “Sanat ve teknolojiyi daha önce hiç yapılmamış şekillerde birleştirerek, ziyaretçilerin tarihle tamamen yenilikçi bir şekilde etkileşime girmesini sağlayan bir müze deneyimi yaratıyoruz. Müzeverse, bir müzeden çok daha fazlası ve zaman içinde interaktif bir yolculuk. Müzeverse, yalnızca bir müze olmanın ötesine geçerek, insanlığın kültürel mirasını en ileri teknolojilerle buluşturarak geçmişle bağ kurmanın ve onu anlamanın devrim niteliğindeki bir yolunu sunuyor. Amacımız, ziyaretçilerin sadece görsel bir deneyim yaşaması değil, aynı zamanda tarihin içine adım atarak onun bir parçası olmalarını sağlamak. Bu yolculuk, tarihe ve sanata yepyeni bir perspektiften bakma fırsatı sunarken, ziyaretçilerin geçmişteki kültürlerle daha derin bir bağ kurmalarına imkan tanıyor.” açıklamasında bulundu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İzmir’deki tüm çocuklar 23 Kasım’da Kültürpark’a davetli

İzmir Büyükşehir Belediyesi, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’ne özel bir etkinlik organize edecek. Çocuk haklarına dikkat çekmek amacıyla 23 Kasım Cumartesi günü Kültürpark Kaskatlı Havuz yanında yapılacak etkinlik, İzmir’in dört bir yanından çocukları buluşturacak.

Her yıl 20 Kasım’da çocuk haklarına dikkat çekmek ve farkındalık yaratmak amacıyla kutlanan Dünya Çocuk Hakları Günü ve Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin yıl dönümü, İzmir’de de bir dizi etkinlikle kutlanacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenecek program, 23 Kasım Cumartesi günü Kültürpark Kaskatlı Havuz yanında 11.00-16.00 saatleri arasında yapılacak.

Dopdolu program

Sahne etkinlikleri kapsamında zumba, clown show, ritim topluluğu, pandomim, sihirbaz, masal anlatımı ve çocuk konseri gösterileri olacak. Çadır alanında Çarkı Çevir Hakkını Bil Atölyesi, Robotik Kodlama Atölyesi, Sanat ve Beceri Atölyesi, Çocuk Hakları Atölyesi, Akıl Oyunları Atölyesi, Fen ve Doğa Atölyesi, Empati Adımlar Atölyesi, Evimiz Deniz Atölyesi, ÇYDD Yüz Boyama Atölyesi, Rotarak Çocuk Atölyeleri, EÇEV Çocuk Hakları Atölyesi, Kukla Atölyesi ve Bilim İstasyonları var.

Açık alanda ise tahta bacaklar ve kuklalar boy gösterecek, bando ekipleri ve şişme oyuncaklar çocukların neşesini doruğa çıkaracak. Planetaryum, spor parkuru, spor deneyim alanı, farkındalık parkuru, gezici kütüphane, HİM gezici aracı ve çorba ikramı da çocuklar için hazırlanacak. 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’ne tüm çocuklar davetli.

Dünya Çocuk Hakları Günü

20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) tarafından 1954 yılında belirlendi. 20 Kasım 1989, aynı zamanda Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edildiği tarih. Bu tarih, çocukların haklarını küresel düzeyde güvence altına alan en önemli belgenin kabulüyle çok özel bir anlam taşıyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sinan Akbaş 80’li yılların ruhunu geri getireceğim

ROL aldığı sinema filmleriyle bir döneme damga vuran TRT sanatçısı Sinan Erbaş, Avrupa konserleri için kolları sıvadı.

Bir süre önce  Yüksel Arslan’ın yönetmenliğini yaptığı ‘Nereye Gidiyorsun’ isimli şarkısını piyasaya süren emektar oyuncu, Büyük çıkış yakalayan şarkısının 80’li yılların ruhunu geri getirdiğini söylüyor. Tek hedefinin 80’li yılların şarkılarını genç nesle sevdirmek olduğunu belirten Sinan  Erbaş, ‘Şarkımın klibi bile buram buram nostalji kokuyor. Şarkım özellikle yurt dışında büyük ilgi gördü.Almanya, İsviçer’nin Basel kentinde konser vereceğim’dedi.  

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Dünya starları kas hastaları için sahneye çıkacak

Taxi filminin başrol oyuncusu Fransız aktör Samy Naceri başta olmak üzere, Joe Dassin,Dave Bickler,Nena gibi birçok ünlünün manejerliğini yapan Türk asıllı manejar Don Keryy, Türkiye için çok güzel projelerinin olduğunu söylüyor. Bugüne kadar birçok dünya starını Türkiye’ye getirdiğini dile getiren Kerry, ‘Ülkemize gelen starlar Türkiye’ye ve Türk halkına hayran kaldı. Hedefim dünya starlarından oluşan bir konser tertiplemek. Bu anlamda çalışmalarım sürüyor’dedi.

KAS HASTASI ÇOCUKLAR(DMD) İÇİN KONSER VERMEK İSTİYORUM

Türkiye’de 5 bini aşkın Kas hastası çocuğun olduğunu söyleyen Don Keryy, çocukların tedavisi için  Dünya starların yer alacağı bir konser vermek istediklerini belirterek, ‘Benim Turan Çeliker, isimli bir arkadaşım var. Ve 2 çocuğu da 7 yaşından beridir kas hastası. Tedavi ücretleri çok pahalı. Türkiye’de vereceğimiz konserlerle bu ailelere destek olmak istiyorum. Fransa, Amerika ve Daha birçok ülkede bu hastalar için konser veriliyor. Türk sanatçıları da bu kampanyaya katkıda bulunmasını istiyorum’dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Turizm ve etkinlik sektörünün devleri ACE of MICE ile 22. Kez bir araya geliyor.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, sektörün en büyük organizasyonuna üçüncü kez ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.

Dream Project tarafından düzenlenen ve her yıl ulusal ve uluslararası kurumsal firmaları, etkinlik ajanslarını, otelleri, acenteleri, turizm ve etkinlik sektörü profesyonellerini ağırlayan, sektörün “Oscar”ları olarak bilinen ACE of MICE organizasyonu, 4-5 Ocak 2025’te Elexus Hotel & Convention’da 22’nci kez gerçekleşecek. Sektörünün en iyilerinin 26 ayrı kategoride ödüllendirileceği etkinlik için 1 Kasım-13 Aralık tarihleri arasında başvurular yapılabilecek.

Dream Project tarafından düzenlenen etkinlik, yine sektörün en iyi markalarını bir araya getirmeye ve MICE sektörünün ticari hacmine ve bilinirliğine büyük katkı sunmaya hazırlanıyor.

 

B2B TOPLANTILAR İLE MICE SEKTÖRÜ EN ÜST DÜZEYDE BİR ARAYA GELECEK

MICE sektörünü B2B toplantılar, network etkinlikleri ve ödül töreni ile bir araya getiren Dream Project, sektörde yeni iş birliklerinin oluşmasına ve ticari hacmin artmasına büyük katkı sunuyor. Masters of Events by ACE of M.I.C.E. Awards yine yüzlerce kurumsal markanın etkinlik satın alıcılarını hosted buyer olarak ağırlayacak. 2 gün sürecek B2B toplantılar ile MICE sektörünün ticari hacmine büyük katkı sağlanırken yeni iş birliklerin ve networklerin sağlanmasına köprü olunacak.

 

60 KİŞİLİK KURUMSAL JÜRİ HEYETİNİN OYLARIYLA 26 KATEGORİDE BİRİNCİLER ÖDÜLLENDİRİLECEK

En iyi etkinlikten, en iyi sosyal sorumluluk projesine kadar 26 ayrı kategoride MICE sektöründe bütün bir yıl boyunca gerçekleştirilen önemli etkinliklerin ödüllendirileceği ACE of MICE Awards gecesi büyüleyici sahne performansları ile gala yemeği eşliğinde sahiplerini bulacak. Oylamaların 60 kişilik jüri heyeti tarafından titizlikle belirleneceği ödüller için yoğun bir başvuru bekleniyor. Kırmızı halı seremonisinde ise şıklık yarışının yaşanacağı gecede MICE sektörünün asaleti de gözler önüne serilecek.

Masters of Events ACE of M.I.C.E. Awards ile ilgili açıklamalarda bulunan Dream Project CEO’su Volkan Ataman, “Bu yıl 22. Kez sektörümüzü B2B network toplantılar ve interaktif kaynaşma programları ile en üst düzeyde bir araya getiriyoruz. Sektörün profesyonelleri, 2 gün boyunca B2B toplantılar ile yeni iş bağlantıları oluşturacak” dedi. ACE of M.I.C.E. organizasyonu ile sektöre önemli katkılar sağladıklarını aktaran Ataman, KKTC’deki bu etkinlik ile bunu bir üst noktaya taşıyacaklarını vurguladı. Ataman sözlerini şöyle sürdürdü “Bu seneki Masters of Events by ACE of M.I.C.E. Awards ile yine çok önemli markaları ve değerli isimleri buluşturacağız. Bu büyük organizasyonla; etkinlik sektörünün faaliyetlerinin sürdürülebilir büyümesine yön vermeyi, sektörde hizmet veren kurum ve kuruluşlarda daha mükemmele ulaşma arzusu yaratmayı hedefliyoruz.” Dedi. 4 Ocak akşamı gerçekleşecek MOE Party ile keyifli bir gece yaşanacağını belirten Ataman, ACE of M.I.C.E. Awards Ödül Töreni’nin 5 Ocak akşamı kırmızı halı seremonisi ile başlayacağını ve muhteşem şovlar eşliğinde gala yemeği ile devam edeceğini de sözlerine ekledi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

BİFO ve Chloe Ji-Yeong Mun müzikseverleri Mozart’ın farklı dönemleriyle buluşturuyor

Borusan Sanat, 28 Kasım’da müzik tutkunlarını Mozart’ın dünyasına yolculuğa davet ediyor. Onursal şefi Gürer Aykal yönetimindeki Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (BİFO), dünyaca ünlü piyanist Chloe Ji-Yeong Mun’a eşlik edeceği konserde Mozart’ın farklı dönemlerine ait eserlerini seslendirecek.

 

Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (BİFO), onursal şefi Gürer Aykal yönetiminde, 28 Kasım Perşembe günü saat 20.00’de Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde tüm zamanların en önemli klasik müzik bestecilerinden Wolfgang Amadeus Mozart’ın eserlerinden oluşan özel bir repertuvarı izleyicilerle buluşturuyor. Kore Kültür Merkezi ve Kore Cumhuriyeti Büyükelçiliği’nin destekleriyle gerçekleşecek ve “Mozart’tan Sevgilerle” adını taşıyan bu konserde, bestecinin farklı dönemlerini ve üsluplarını yansıtan üç farklı yapıtı seslendirilecek. Bu dopdolu Mozart programında müzikseverler, bestecinin 22 numaralı Piyano Konçertosunu, 28 numaralı Senfonisini ve İki Marş eserini dinleyecekler. BİFO, programın ilk eserinde başarılı piyanist Chloe Ji-Yeong Mun’a eşlik edecek. Dünyanın önde gelen orkestraları ve şefleriyle çalışan Mun, 60. Uluslararası Busoni Yarışmasının jüri başkanı Jörg Demus’dan övgüler toplarken Martha Argerich’in ardılı olarak gösteriliyor

 

Aydın Büke ve Füsun Özgüç, konser öncesinde, Zorlu PSM’nin Meydan Fuaye alanında 19.00-19.30 saatleri arasında konser üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirecek. 

 

Borusan Sanat’ın konser takvimiyle ilgili bilgi için aynı ismi taşıyan mobil uygulamayı ücretsiz olarak indirip duyurulardan haberdar olabilirsiniz. Android ve IOS işletim sistemlerine uyumlu; AppStore ve Play Store’dan mobil cihazlarınıza indirebileceğiniz ve kolaylıkla kullanabileceğiniz bir içeriğe sahip bu uygulama üzerinden aynı zamanda, Borusan Klasik radyoya ve Ocak’ta yayınlarına başlayacak borusansanat.tv’ye tek tıkla ulaşabilirsiniz. 28 Kasım’daki bu konser, saat 19.45 itibarıyla yayına başlayan Borusan Klasik’ten canlı dinlenebilir. 

 

MOZART’TAN SEVGİLERLE

28 Kasım 2024 Perşembe, 20.00

Zorlu PSM Turkcell Sahnesi

 

BORUSAN İSTANBUL FİLARMONİ ORKESTRASI
GÜRER AYKAL şef
CHLOE JI-YEONG MUN piyano

MOZART 
Piyano Konçertosu no.22, K 482, Mi bemol Majör
İki Marş, K 335/320a, Re Majör
 Senfoni no.28, K 200/189k; 173e, Do Majör

Aydın Büke ve Füsun Özgüç ile konser öncesi söyleşi
19.00-19.30, Meydan Fuaye / Zorlu PSM

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Üsküdar Belediyesi’nin Kent Lokantası İlk Yemeklerini Dağıttı

İBB’nin şehir genelinde açtığı Kent Lokantaları, ilçe belediyelerine model olmaya devam ediyor.

Üsküdar Belediyesi’nin Yavuztürk Mahallesi’nde hizmete aldığı Kent Lokantası’nın açılışı, TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katılımıyla gerçekleştirildi. İmamoğlu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını, yemek dağıtırken yanıtladı. İmamoğlu, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un, “Reddi hakim yaptıkları hakimin, başka bir sebeple Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından başka bir yere tayini, sanki davanın hakimini sürdüler gibi değerlendirmek, abesle iştigaldir. Bu arkadaş, sağa sola sataşacağına, İstanbul’un sorunlarıyla ilgilensin” açıklamalarını soran gazetecilere, “‘İstanbul’un işiyle ilgilensin’ dediği kişi, dünya çerçevesinde saçma sapan bir dava yüzünden siyaset yasağıyla karşı karşıya ve feryat ediyor. O kulaklarını, gözlerini bir kişiye çevirmiş. Başka kimseyi duymuyor. 86 milyon insanı duymayan bir insan, bir yönetici biçimi oluşturdular. Vasatlık. Kötü bir vasatlık. Allah, bunların zulmünden bu memleketi korusun. Bunların gözü aklı, vicdanı, millete çözüm bulmakta değil. Bak Ekrem İmamoğlu, arkadaşlarıyla vatandaşa çare arıyor. Kent lokantası açıyor. Adalete çözüm bulma yerine ya da ‘Bu konu nedir, şunu bir HSK’ya önereyim, bir çağırsınlar kardeşim, şu hakimi bir dinlesinler’ deme yerine, Ekrem İmamoğlu’na laf yetiştiriyorlar. Çünkü başarısızlar. Başarısız oldukları için, vasatlıklarıyla laf üretiyorlar. Ama vasatlık… O kadar net yani. Bu vasatlıktan, bu memleket, inşallah bir an önce kurtulsun” yanıtını verdi. 

Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Üsküdar Belediyesi tarafından Yavuztürk Mahallesi’nde açılan Kent Lokantası açılışına katıldı. Kent Lokantası açılışı, vatandaşların yoğun ilgisi nedeniyle halk buluşmasına dönüştü. Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen açılışta İmamoğlu’na; Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı, Şile Belediye Başkanı Özgür Kabadayı ve Ataşehir Belediye Başkanı Onursal Adıgüzel eşlik etti. Kent Lokantaları’nın, toplumun geçim sıkıntısı çeken tüm katmanlarına hizmet etmek amacıyla kurulduğuna vurgu yapan İmamoğlu, “Bunu Türkiye’nin her yerinde insanlar istiyor ve birçok belediye, hatta sadece CHP’li belediyeler değil, başka belediyeler de farklı isimlerle böyle bir ihtiyacı karşılama yönünde adımlar atılıyor” dedi.

“İNSANLARIMIZA UMUT OLUYORUZ”

“Yoksulluğumuzdan, geçinememe sıkıntısında dolayı çok üzüntülüyüm, ama böyle bir dayanışmacı, yerel yöneticiliği ortaya koyulmasından dolayı mutluyum” diyen İmamoğlu, özetle şunları söyledi:

 

“Hepimizin başına musallat olan bu geçim sıkıntısı, açıkçası ekonominin varmış olduğu veriler, paramızın her zaman ve her daim değerini kaybettiği bir süreç, ekonomiyi bir türlü rayına oturtamamaları, özellikle insanlarımızın cebindeki para değer kaybederken ihtiyaç duydukları bütün temel ihtiyaçlara dair, mal ve hizmetlerin artışının en üst seviyede olması, bugün Türkiye’nin büyük bir sıkıntısı. Başlangıçta -hatırlayın- alay ettikleri bu hizmetin, aslında insanlarımıza iyi geldiğini… Bakın; bu zor günlerde, sadece hükümetin anlayışında belediyeler Türkiye’de yoğunlukta olsaydı, insanlarımızın sabrının bile taşacağının ve farklı tepkiler göstereceğinin altını çizelim. Aslında biz burada, insanlarımıza nefes aldırıyoruz. İnsanlarımıza umut oluyoruz. Umut olduğumuzun da farkındayız.”

“ÜLKENİN İKTİDARININ DEĞİŞMESİNİ İSTİYORUZ VE BİZ İKTİDARA HAZIRIZ”

“Bu, hayatlarını dara sokan ve başlarına musallat olan kötü ekonomi yönetiminin ve özellikle insanlarımızı sıkıntıya sokan bu ortamdan çıkış ümidi olduğunu, biz yerel yönetimde birinci parti olarak iktidar olduğumuz bu dönemde, beklentiyi önümüzdeki ışık dolu süreçte güzel bir mevziye koyarak, insanlarımıza diyoruz ki; ‘Bakın biz sizi hissediyoruz. Biz ihtiyaçlarınızı çözmek için uğraşıyoruz. Biz vatandaşımızı dinliyoruz. Onun için icraatçı hizmetlerimize devam ediyoruz. Kentsel dönüşümle son derece üstün mücadele veriyoruz. Aynı zamanda altyapıdan üstyapıya, metrolardan İstanbul’un atık su arıtmasından katı atık yönetimine kadar her hususa koşuyoruz. Ama daha da önemlisi bugünkü yakıcı sorun olan ekonomiyle mücadelede, vatandaşımızın yanında oluyoruz.’ İşte diyoruz ki; ‘Bugünden yarınları çok iyi hazırlayacak ve vatandaşıyla birlikte düşünen, vatandaşıyla dertlenen bir yönetim anlayışı olarak, biz, artık ülkenin iktidarının değişmesini istiyoruz ve biz iktidara hazırız. Milletimizle birlikte, milletimizi yönetme kabiliyetine sahibiz’ diyoruz. Aslında bu yönüyle bahsettiğim Kent Lokantası adımının, ‘küçük adım’ dedikleri yerde aslında ne kadar büyük bir adım olduğunu, insanlarımızın zihninde ve dilinde görebiliyoruz.”

“KENT LOKANTALARI, BİRİNE YA DA BİRİLERİNE BİR RANT SAĞLAMA YERİ DEĞİLDİR”

“Burada ortaya koyduğumuz iş, sadaka anlamı taşımıyor. Yani biz, ‘Lütufta bulunuyoruz’ demiyoruz. Vatandaşa diyoruz ki; ‘Siz, bizim başımızın tacısınız. Bugün ülkeyi yöneten bu aklın, bu sistemin sizi düşürdüğü durumu görüyoruz. Asaletli vatandaşlarımızın yanında oluyoruz. Ona, kent lokantalarında değerini hissettiriyoruz. Sunduğumuz hizmetin hiçbir partizan tarafı yoktur. Kapıdan içeri giren her yurttaşımız; sorgusuz, sualsiz o hizmetten faydalanır. Çünkü vatandaşımıza ait olan imkanların, yine vatandaşımıza döndürülmesinde adil bir sistem uygulanmaktadır. Burada partizanlığı söküp atan, vatandaşa ait olan her şeyin vatandaşa nasıl döndürüldüğünü, vatandaşa nasıl aktarılabileceğini gösteren çok asil bir yöntemdir. Onun için, kent lokantalarımızda asla partizanlık yoktur. Her vatandaşımız kapıdan içeri eşit girer, eşit çıkar. Bunları, bu iktidarın anlayışında göremezsiniz. O da şu: Bu açtığımız kent lokantaları, bir rant kapısı değildir. Kent lokantaları, birine ya da birilerine bir rant sağlama yeri değildir.”

“KAYYIM ANLAYIŞI, MEMLEKETİN HER İNSANININ SEÇME VE SEÇİLME HAKKINA BİR DARBEDİR”

“2024 Kasım ayına kadar, kent lokantalarımızdan girip, bir öğün yemek yiyen vatandaşımızın sayısı, tam 2,5 milyon insana ulaşmak üzere. Açtığımız ve açacağımız kent lokantalarında, bu sürecin acısını hafifletmeye çalışıyoruz. O gün geldiğinde, kent lokantaları işe yaramazsa ne olur? Vallahi öyle zengin bir toplum var olsun, varsın kent lokantaları işe yaramasın. O gün geldiğinde, ona başka bir misyon bulur. Orada başka bir hizmeti açarız. Yakında Esenyurt’ta bir kent lokantamızı açıyoruz. Hazır durumda. Esenyurt’un seçilmiş Belediye Başkanı Ahmet Özer Başkanımızın bizden özellikle isteğiydi. Onun için, çok yakın zamanda giderek, Esenyurt’ta, onun adına söz verdiğimiz o kent lokantasını hizmete açıyor olacağım. Buradan Ahmet Özer’in, ilçe belediyemizin, değerli profesör doktor hocamıza kayyım atanmasını buradan da kınıyorum. Tutuklanması hukuka aykırıdır, vicdana aykırıdır. Kayyım anlayışı, memleketin her insanının seçme ve seçilme hakkına bir darbedir. Buna asla müsaade etmeme adına hukuki, kanuni, yasal bütün mücadelemizi sonsuz bir şekilde vereceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın.”

“HAKSIZLIĞIN VE HUKUKSUZLUĞUN YAPILDIĞI HER KONUDA…”

“‘Bu bana yapıldı karşı çıkıyorum, bir başkasına yapıldığında susuyorum’ anlayışı da değildir. Haksızlığın ve hukuksuzluğun yapıldığı her konuda, her hakkın savunusunda en ön safta koşmaya, mücadele etmeye, dayanıklı bir Türkiye Cumhuriyeti, adil bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti var olsun diye mücadele etmeye, burada, Üsküdar’da, Yavuz Türk Mahallesi’nde de bütün hemşerilerimizin huzurunda söz veriyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz, kadim milletimiz, bizim insanlarımız, bugünün Türkiye’sinde konuşulan bu sorunların hiçbirisini hak etmiyor. Ama ekonomik ama geçim sıkıntısı ama eğitimdeki sorunlar ama adalet sistemindeki problemler, eşitsizlikler… ‘Ben ne yaparsam yapayım, hak ettiğimi elde edemem, alamam’ düşüncesinin var olduğu bir ülkeyi hak etmiyor. Bu ülkenin en başta gençleri hak etmiyor. Yeni doğan bebekleri hak etmiyor. Çocuklarımız hak etmiyor. Onların, gelecekte paramızın değerini bulduğu, bu cennet vatanın hak ettiği yaşam kalitesinin oluştuğu, insanlarımızın işsizlikle boğuştuğu değil, yaratıcı fikirleriyle dünyanın en önde koşan milleti olduğunun ve tam da cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken eğitimden sanata, sanayiden kültüre, İstanbul’un dönüşümünden her hususta en güçlü şekliyle mücadele edeceğimize ve başarıya kavuşacağımıza inanıyorum.”

DEDETAŞ: “KENT LOKANTALARI AÇILIŞLARINA DEVAM EDECEĞİZ”

Kent lokantalarını “marka proje” olarak niteleyen Dedetaş da “Gönül ister ki, hiç böyle lokantalara ihtiyacımız olmasın. Herkes, insani şartlarda, canı istediği yerde yemeğini yiyebilsin. Bunun için de kalıcı politikalar üretmek zorundayız. Partimizin büyükleri, siyasilerimiz, bizler de görev alan yöneticiler olarak, ekonomik sorunların akökten çözümüne ilişkin politikalar üretmekle yükümlüyüz. Bunların üzerinde çalışıyoruz. Ama yakıcı kent yoksulluğuna karşı, şu anda atmamız gereken önemli bir adımdı bu. Dolayısıyla, bundan sonra da diğer mahallelerimizde de kent lokantaları açılışlarına devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. İmamoğlu, Dedetaş ve beraberlerindeki heyet, konuşmaların ardından, vatandaşların yoğun ilgisi altında kent lokantasının açılışını gerçekleştirdi.

GAZETECİLER ADALET BAKANI TUNÇ’UN SÖZLERİNİ SORDU

İmamoğlu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yemek dağıtımı sırasında yanıtladı. İmamoğlu, “Sayın Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, dün bir açıklama yaptı. ‘Ahmak davası’yla ilgili, ‘Reddi hakim yaptıkları hakimin, başka bir sebeple Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından başka bir yere tayini, sanki davanın hakimini sürdüler gibi değerlendirmek, abesle iştigaldir’ dedi. Ve hemen arkasından, ‘Bu arkadaş, sağa sola sataşacağına, İstanbul’un sorunlarıyla ilgilensin’ diye bir açıklaması oldu. Bununla ilgili verecek bir cevabınız var mı” sorusuna şu yanıtı verdi:

“86 MİLYON İNSANI DUYMAYAN BİR İNSAN, BİR YÖNETİCİ BİÇİMİ OLUŞTURDULAR”

“Aslında cevaba değer bir yorum değil ama bu vasat tarifini, vasatlığını kendisine hatırlatarak cevap vermek istiyorum. Çünkü, düşünebiliyor muşunuz, ‘İstanbul’un işiyle ilgilensin’ dediği kişi, dünya çerçevesinde saçma sapan bir dava yüzünden siyaset yasağıyla karşı karşıya ve feryat ediyor. Yani İstanbul’a görev yapamaması için; gayri hukuki, gayri yasal, dünyada olmayan bir yöntemle sürdürülen bir dava sürecine dair feryadını dile getiriyor. Bunu bile algılayamıyor. Niye biliyor musunuz? Vatandaşı duyma duyuları kapalı bunların. Bakın; burada neye soyunmuş? Hala o davanın savcılığına soyunmuş. Halbuki bir bakan şunu demeli: ‘Bu ne demek istiyor?’ Orada bir hakime, benim avukatlarım, ‘reddi hakim’ demiş olabilir. Bu seni ne ilgilendir, Sonuçta demiş, ama reddedilmiş. Ama sonradan giden hakim, feryat ediyor. Onu duysana. Diyor ki, ‘Beni zorladılar. Ceza vermem konusunda zorladılar.’ Bunu sağır sultan bile duydu, Adalet Bakanı duymadı. Çünkü o kulaklarını, gözlerini bir kişiye çevirmiş. Başka kimseye duymuyor. 86 milyon insanı duymayan bir insan, bir yönetici biçimi oluşturdular.”

MİLLİ EĞİTİM BAKANI YUSUF TEKİN’İ ELEŞTİRDİ: “BUNLARIN GÖZÜ AKLI, VİCDANI, MİLLETE ÇÖZÜM BULMAKTA DEĞİL”

“Bunun adı Adalet Bakanı’dır, Milli Eğitim Bakanı’dır ya da bakanlardır. Mesela; Milli Eğitim Bakanı’ndan ne bekliyoruz biz? İyi bir eğitim sistemi, sorunların çözümü. Vatandaş neye dönüyor? Yok efendim yalana, hurafeye, camilerin kapısı kapanmış da işte başörtülü kadınlara şu yapılmış da bu yapılmış… Vasatlık. Kötü bir vasatlık. Allah, bunların zulmünden bu memleketi korusun. Bunların gözü aklı, vicdanı, millete çözüm bulmakta değil. Bak Ekrem İmamoğlu, arkadaşlarıyla vatandaşa çare arıyor. Kent lokantası açıyor. Sen, adalete çözüm bulma yerine ya da ‘Bu konu nedir, şunu bir HSK’ya önereyim, bir çağırsınlar kardeşim, şu hakimi bir dinlesinler’ deme yerine, Ekrem İmamoğlu’na laf yetiştiriyorlar. Çünkü başarısızlar. Başarısız oldukları için, vasatlıklarıyla laf üretiyorlar. Ama vasatlık… O kadar net yani. Bu vasatlıktan, bu memleket, inşallah bir an önce kurtulsun.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü ve Yönetmen Yoko Oike Ortak Yapım Projesi “Parlayan Şehir” Sahnede

The Japan Foundation (Japonya Tanıtma Vakfı), Usagi Stripe Tiyatro Topluluğu’nun başkanı, oyun yazarı ve yönetmen Yoko Oike’nin, Japonya ile Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin tesisinin 100. yıldönümü vesilesiyle, Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü ile ortak yapım projesi olarak yürüttüğü “Parlayan Şehir” seyirciyle buluşuyor.

Yazarlığını ve yönetmenliğini Yoko Oike’nin üstlendiği, Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü ikinci ve üçüncü sınıf öğrencilerinin oyuncu olarak katıldığı proje Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi’nde Oda Tiyatrosu’nda 19 ve 26 Kasım’da sahnelenecek.

Dört hafta süren ortak yapım hazırlıkları ve sonucunda ortaya çıkan sahneleme ile Oike ve Bilkent Üniversitesi öğrencilerinin karşılıklı etkileşim yoluyla yeni bilgiler edinmesi hedeflendi. Projenin Türkiye’de çok sayıda tiyatro seyircisi ve sahne sanatları profesyoneli ile buluşması ve  gelecekte iki ülke arasında sahne sanatları alanında daha fazla etkileşimi teşvik etmesinin hedeflendiği kaydedildi. 

Yönetmenliğini Yoko Oike’nin üstlendiği oyunda, İrem Naz Aloğlu, Elif Ekizoğlu, Burak Toptaş, Mustafa Salih Altay ve Sıla Karadaş rol alıyor. Oyunun çevirmenliğini İnan Öner üstlenirken, uyarlama Sena Demirağ, ışık tasarımı ise Yılmaz Ertekin’e ait. 15 Kasım’da prömiyeri gerçekleştirilen oyun 19 ve 26 Kasım’da, saat 19:00’da Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Oda Tiyatrosu’nda izlenebilir. Oyunun biletleri bilet.bilkent.edu.tr den temin edilebiliyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Şehir Tiyatroları “Oscar” Oyunuyla Güngören’de

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, 110. yıl etkinlikleri kapsamında en beğenilen oyunlarından “Oscar”ı Güngören seyircisiyle buluşturuyor.

 

Claude Magnier’in yazdığı, Asude Zeybekoğlu’nun çevirdiği, Ersin Umulu’nun yönettiği “Oscar”, 19 Kasım 2024 Salı günü saat 20.30’da Güngören Erdem Bayazıt Kültür Merkezi’nde seyirci karşısına çıkıyor. 

 

110. Yıl Etkinlikleri Kapsamında Yeni Turneler Seyircilerimizi Bekliyor

 

İBB Şehir Tiyatroları 110. yıl etkinlikleri kapsamında Kasım ayında farklı kültür merkezlerinde ve sahnelerde, yeni oyunlarla turnelerine devam ediyor. Turne programı şöyle:

 

Cadı Kazanı                        26 Kasım                Yenibosna Enver Ören Kültür Merkezi

 

İstanbul’un her noktasına oyunlarını götürmeyi hedefleyen İBB Şehir Tiyatroları, klasik ve çağdaş oyunları İstanbul’un birçok ilçesinde seyirciyle buluşturmaya devam edecek.    

OSCAR

Christian Jacqueline’e aşıktır, Colette ise Oscar’a. Christian uzun süredir sevdiği kızı Mösyö Bernard’dan isteme niyetindedir. Colette ise babası Mösyö Bernard’a söylediği yalanla sevgilisi ile evlenme planları yapmaktadır. Ancak ne Christian doğru kızı ister ne de Colette doğru adamla evlenmek üzeredir. Birkaç dakikada sarpa saran olaylar hiç de kolay çözülecek gibi gözükmemektedir.

Oyunda Abdullah Topal, Aslı Aybars, Cem Karakaya, Ceylan Çete, Çağrı Büyüksayar, Aslı Şahin, Hakan Gümüş, Hüseyin Emre Şen, İrem Erkaya, Neslihan Ayşe Öztürk, Oğuzhan Oğuz rol alıyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çeşme Belediyesi Türk Halk Müziği Korosu Fethiye’de büyüledi

Çeşme Belediyesi Türk Halk Müziği Korosu, Fethiye Özer Olgun Kültür Merkezi’nde düzenlediği “Ege’den Akdeniz’e Türküler” konseri ile izleyicilere unutulmaz bir türkü gecesi yaşattı.

 

Çeşme Belediyesi Türk Halk Müziği Korosu’nun Fethiye Özer Olgun Kültür Merkezi’nde gerçekleştirdiği “Ege’den Akdeniz’e Türküler” temalı Türk Halk Müziği konseri Fethiyeli türküseverlerin beğenisini topladı. 

 

Konserde, Fethiye Belediyesi Kültür Müdürü Halime Ok, Çeşme Belediyesi Türk Halk Müziği Koro Şefi Osman Uysal’a Fethiye’nin yetiştirdiği bir sanatçı olmasının yanında ayrıca Çeşme ile Fethiye arasında bir kültür köprüsü kurmuş olmasının gururu ve mutluluğunu yaşadıklarını belirtti. 

 

Çeşme Belediyesi Türk Halk Müziği Koro Şefi Osman Uysal ise Çeşme Belediye Başkanı Lâl Denizli ve Fethiye Belediye Başkanı Alim Karaca’ya bu kültür hizmetine verdikleri destekten dolayı teşekkür etti. Uysal, bu konserlerin karşılıklı bir şekilde devam ederek Türk Halk Müziği’nin ve halk kültürünün yaşatılmasında azimle çalışmalarına devam edeceklerini söyledi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı