“Sineklerin Tanrısı” prömiyerini yaptı

Nilüfer Kent Tiyatrosu’nun gençlik projesi olan Genç NKT’nin 2025 ekibi, William Golding’in ölümsüz eseri “Sineklerin Tanrısı” ile seyirci karşısına çıktı. Balat Atatürk Kent Ormanı’ndaki Ormandaki Kulübe’de ilk gösterimini yapan oyun, genç oyuncuların başarılı performansıyla sanatseverlerden tam not aldı.

Nilüfer Belediyesi’nin gençleri sanatla buluşturan projesi “Genç NKT”nin 2025 ekibi, uzun ve yoğun bir hazırlık döneminin ardından ilk oyununu Balat Atatürk Kent Ormanı’nda bulunan Ormandaki Kulübe’de sahneledi. Dünya edebiyatının önemli eserlerinden “Sineklerin Tanrısı”nı kendi yorumlarıyla sahneye taşıyan gençler, prömiyerde izleyicilerden büyük beğeni topladı. Nilüfer Belediye Meclis Üyesi Tuğçe Savaş’ın da izlediği oyuna, genç oyuncuların aileleri ve sanatseverler büyük ilgi gösterdi.

Ocak ayından bu yana süren yoğun eğitim sürecinin ardından sahneye çıkan genç oyuncular, uçak kazası sonucu ıssız bir adaya düşen çocukların uygarlıktan uzak kaldıkça içlerindeki ilkel dürtülerle yüzleşmelerini konu alan oyunu etkileyici bir performansla sundu.

M. Burak Dikilitaş tarafından uyarlanan ve Batuhan Pamukçu’nun yönetmenliğinde sahneye taşınan oyunda; Aras Oymak, Başak Hançer, Berke Aydoğan Sancar, Beyza Ayten, Enes Tekin, Ezgi Aktan, Fatma Ruhenda Bayındır, Gülçin Vatan, Güneş Şahinkaya, Hüseyin Demirkıran, İlgi Ece Çakmak, Kayra Koktay, Melis Kiriş, Nehir Eren, Pınar İlhan, Selin Arabacı, Semiha Vatansever, Şebnem Çeliker, Şevval Çeliker ve Tuğçe Baksi rol aldı.

Sahne tasarımı, oyunculuk performansları ve atmosferiyle dikkat çeken oyun, izleyiciler tarafından ayakta alkışlandı.

Oyunun sonunda Nilüfer Belediye Meclis Üyesi Tuğçe Savaş, Genç NKT ekibi adına yönetmen Batuhan Pamukçu’ya çiçek takdim etti. Altı aylık eğitim sürecini başarıyla tamamlayan genç oyunculara da katılım belgeleri verildi.

“Sineklerin Tanrısı” oyunu, 15 Haziran Pazar, 28 Haziran Cumartesi ve 29 Haziran Pazar tarihlerinde Ormandaki Kulübe’de seyirciyle buluşacak.

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Büyükşehir’den tarım ve hayvancılığa büyük destek

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin yerelden kalkınma vizyonuyla tarım ve hayvancılığa yönelik destekleri üreticinin yüzünü güldürmeye devam ediyor. Kırsal hayvancılığı yerinde destekleyen uygulamalar ve projeler üreticilere adeta cansuyu oluyor.

Antalya Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı, Başkan Muhittin Böcek’in yerelden kalkınma vizyonu doğrultusunda tarım ve hayvancılığa yönelik proje ve desteklerini aralıksız sürdürüyor. Antalya’nın yayla ve kırsal bölgelerinde yaygın şekilde yapılan hayvancılığı geliştirme ve korumaya yönelik destekler çiftçileri üretime teşvik ediyor. Üreticilerin yıllık giderleri arasında yer alan veteriner hekim hizmetleri hayvan yemi, silajlık mısır tohumu,  hayvan sağlığı kontrolleri, parazit ilaçlama, büyükbaş hayvan tırnak bakım ve kesimi ile ilgili destek ve hibeleri artarak devam ediyor.

PROFESYONEL EKİP VE EKİPMANLARLA DESTEK

Beş yılda toplam 24 Bin 572 hayvanın sağlık kontrolü, 5626 hayvanın paraziter ilaçlaması ve 3606 büyükbaş hayvanın tırnak bakım ve kesimleri profesyonel ekip ve ekipmanlarla yerinde uygulandı. Çoban Haritası Projesi ile yayla hayvancılığına da destekleniyor. Büyükşehir Belediyesi, küçükbaş hayvanların gelişimi ve sağlığı için de 4000 adet mineralli yalama taşını çobanlara dağıttı. Çeşitli hibe ve ücretsiz hizmetlerle yerelde hayvancılığı destekleyen Büyükşehir Belediyesi’nin uygulamalarından üreticiler son derece memnun.

ÜRETİCİ DESTEKLERLE AYAKTA KALIYOR

Elmalı Zümrütova Mahallesinde hayvancılık yapan Osman Aydın isimli vatandaş birçok üreticinin bu desteklerle ayakta kaldığını belirterek “ Büyükbaş ve küçükbaş hayvancılıkla uğraşıyorum. Bu meslek bize atalarımızdan miras. Üretim her geçen gün zorlaşsa da ayakta kalmaya, üretmeye devam ediyoruz. Sağ olsun Büyükşehir Belediye Başkanımız Muhittin Böcek bizlere bu doğrultuda elinden gelen desteği veriyor. Kimileri için küçük bir destek olabilir ama bizim için gerçekten büyük bir destek. Tırnak bakımı, hayvanların iç dış parazitleri ve yem destekleri bizlere bir can suyu oluyor. Daha büyük desteklerin yapılacağını da inanıyoruz. Herkes biliyor maliyetler günümüzde çok ağır. Şu an piyasada en düşük yem fiyatı 650 TL ama biz bunu belediyemizden daha iyi kalitelisini 500 TL’ye alabiliyoruz. Buğday ve silajlık mısır tohumu destekleri de alıyoruz bu desteklerle birçok üretici hayvancılığa devam ediyor çok memnunuz ”dedi.

MALİYETLER YÜKSELDİ

Hayvancılıkta maliyetlerin giderek arttığını belirten bir başka üretici Muzaffer Aydın ise “Büyükşehir Belediyemizin indirimli hayvan yemi desteğinden faydalanıyorum.  Büyükşehir Belediyemizin yemlerini %50 hibeye kadar daha uygun alabiliyoruz. Çevremizde maliyetlerden dolayı hayvancılığı bırakanlar var. Ama biz bırakmayacağız zor olsa da devam edeceğiz. Devletin süte verdiği fiyat değeri 17 TL, ancak tüccarların bizden 14 TL’ye alıyor. Bu da şu an üreticiyi kurtarmıyor. Bu şartlarda ayakta kalmaya çalışıyoruz. Bu sene içinde Büyükşehir Belediyemizin diğer hizmetleri için dilekçelerimizi verdik hayvanlarımızın tırnak bakımı ve parazit ilaçlarını yaptıracağız. Belediyemiz gelmese tırnak kesimlerini veterinerlere yaptırıyoruz, bizim için fazladan masraf oluyor bir sürü para istiyorlar” diye konuştu.

TEŞEKKÜR EDERİZ

Elmalı Akçaeniş mahallesinde büyükbaş hayvanının tırnak kesimini yaptıran Müsade Çakar “İneğimin tırnakları uzamıştı, bakımında zorlanıyordum, Sağ olsunlar Büyükşehir Belediyesi ekipleri geldiler ilgilendiler. Tek başıma bu ağır işleri yapmam zor oluyor. Tek başıma yaşayan bir kadın olarak yapabileceğim işler değil. Köy hayatında bu hayvanlarla geçimimi sağlıyorum. Faydalı bir hizmet Büyükşehir Belediyemize çok teşekkür ederim” dedi.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Genç voleybolcuların kalbi Osmangazi’de attı

Osmangazi Belediyesi, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek 10-12 yaş gurubundaki kız çocuklarını Mini Voleybol Şenliğinde bir araya getirdi. 3 gün süren şenlikte bin 500 kız çocuğu hem spor yaptı hem de doyasıya eğlendi.

Osmangazi Belediyesi’nin Bursa Voleybol İl Temsilciliği ile birlikte düzenlediği Mini Voleybol Şenliği sona erdi. Sukaypark Tesisleri’nde kurulan mini voleybol sahalarında 3 gün boyunca gerçekleştirilen Mini Voleybol Şenliği’ne 2013-2014 ve 2015 doğumlu kız çocuklarından oluşan 132 takım katıldı. Kıyasıya mücadelelerin yaşandığı turnuvanın kazananı ise voleybola gönül veren 1500 kız çocuğu oldu. Mini Voleybol Şenliği’ne katılan sporcuların tamamı madalya ile ödüllendirildi. Turnuvaya katılarak hem spor yapma hem de unutulmaz anlar yaşama fırsatı bulan genç sporculara madalyaları, Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın ve eşi Nadire Aydın tarafından takdim edildi.

Osmangazi’de çocukları sporla buluşturmaya devam ettiklerini ifade eden Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, “10-12 yaş arasındaki kız çocuklarımız için Mini Voleybol Şenliği düzenledik. 12 tane mini voleybol sahası oluşturduk. 3 gün boyunca çocuklarımız burada voleybol maçları oynadı. 1500 kız çocuğumuz, spor yaparak eğlenme fırsatı buldu. Bu tür organizasyonlarımız devam edecek. Daha güzel bir Osmangazi için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

Turnuvaya katılan çocuklar ve aileleri, bu güzel organizasyon ile kendilerini buluşturan Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’a teşekkür etti

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Üsküdar Üniversitesi “2. Al-İ Beyt Sempozyumu” düzenledi

Üsküdar Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen “Al-İ Beyt Mirasını Yeniden Düşünmek” temalı “2. Al-İ Beyt Sempozyumu” Üsküdar Üniversitesi NP Sağlık Yerleşkesi İbni Sina Oditoryumu’nda yapıldı. 

Hafız İbrahim Yağız tarafından gerçekleştirilen Kur’an-ı Kerim Tilaveti ile başlayan sempozyumun açılış konuşmaları Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan ve Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akgündüz tarafından yapıldı.  

Prof. Dr. Ali Erbaş: “Ehlibeyt kavramı Peygamber Efendimizin ailesinin özel ismi hüviyetini kazanmıştır”

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Kur’an’ın nüzul döneminde “ev halkı” ve “aile” anlamında gündelik bir kelime olan “ehl-i beyt” tabirinin, vahyin ve nübüvvetin getirdiği ilkelerle nasıl bir kavrama dönüştüğünü anlatarak, “Bu kelime, vahyin ve nübüvvetin ilkeleri, ölçüleri ve değerleri doğrultusunda kavramlaşarak İslam’ın varlık ve hayat tasavvuru içerisinde yeni bir anlam yelpazesine sahip olmuştur.” dedi.

Başlangıçta her insanın ev halkını ifade etmek için kullanılan bu tabirin, zamanla Hz. Peygamber’in ailesinin müminler nezdindeki müstesna değeri çerçevesinde özel bir anlam kazandığını belirten Prof. Dr. Erbaş, şöyle devam etti:

“Böylece İslam inanç ve kültür dünyasında ‘Ehlibeyt’ kavramı, Peygamber Efendimizin mutahhar eşleri, çocukları, torunları ve diğer yakınlarından oluşan ailesinin özel ismi hüviyetini kazanmıştır. Ehl-i beyt kavramı, tarihi süreçte Müslümanların itikadî, içtimaî, iktisadî ve siyasî gündeminin odağında yer almıştır. Bu kavramı, Müslümanların inanç ve kültür dünyasında önemli kılan ve ehl-i beyte duyulan sevgi, saygı ve bağlılığın gerekçesi olan pek çok etken vardır. Peygamber Efendimizin örnekliğinin bir boyutu da ehl-i beytidir. İslam’ın ilk yıllarında Müslümanlar, onun hayatının özel alanlarıyla ilgili birçok ölçü ve prensibi Ehl-i beyt’ten öğrenmişlerdir.”

“Hz. Peygamber’in eşlerini ve soyundan oluşan yakınlarıdır”

Ehl-i beyt’in kimlerden oluştuğu konusunda farklı mülahazalar bulunsa da meseleye Kur’an ve sünnet bütünlüğü içinde bakıldığında bu kavramın herhangi bir fark gözetmeksizin Hz. Peygamber’in eşlerini ve soyundan oluşan yakınlarını, çocuklarını ihata ettiğinin görüleceğini söyleyen Prof. Dr. Erbaş, “Bununla birlikte Allah Rasulü (s.a.s.), çeşitli vesilelerle Hz. Fâtıma, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in de kendi ehl-i beytinden olduklarını zikretmiştir.” diye konuştu.

“Bizim medeniyet köklerimizde peygamber aşkı vardır”

Bütün Müslümanların, Ehl-i beyt’i sevmeyi ve onlara saygı göstermeyi, dua, salât ve selamlarına onları da dâhil etmeyi, peygamber sevgisinin bir göstergesi ve inançlarının bir gereği olarak gördüğünü anlatan Prof. Dr. Erbaş, “Rasulüllah’ın müminlere emaneti olarak Ehl-i beyt, inanç, kültür ve medeniyet tarihimiz boyunca daima büyük bir sevgi, ilgi ve hürmet görmüştür. Esasen bizim medeniyet köklerimizde peygamber aşkı vardır. Peygamber Efendimizi sevmek, imanımızın ve Allah’a kulluğumuzun bir gereğidir. Allah’ın sevgisini kazanmanın ve rızasına ulaşmanın yolu, Peygamberimizi sevmekten, ona gönül vermekten, onu örnek almaktan ve onun yolunda olmaktan geçmektedir.” şeklinde konuştu. 

“Ehl-i beyt, İslam ümmetinin önemli ortak paydalarından biridir”

Hz. Peygamber’e ve onun hatırasına duyulan derin saygı sebebiyle Müslümanların, onun kullandığı eşyaları bile bir vefa duygusuyla ve büyük bir titizlikle koruduğunu ve onlara da hürmet gösterdiğini kaydeden Prof. Dr. Erbaş, “Ehl-i beyt, İslam ümmetinin önemli ortak paydalarından biridir. Ehl-i beyte duyulan sevgi, Muhammedî bir muhabbettir. Çağları aşan bu muhabbet, âlemlere rahmet olarak gönderilen son peygamber Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.s.) temsil ettiği değerlere ve bıraktığı emanetlere sımsıkı sarılma ve onun yolunda yürüme gayretinin bir ifadesidir.” dedi. 

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “İnsanların Allah’ı unuttuğu, nebevi ahlaktan uzaklaştığı bir dönemden geçiyoruz.”

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, dünyada, toplumda, insanlık çağında hiç olmadığı kadar bencilliğin, dünyacılığın yoğunlaştığını ifade ederek, “İnsanların Allah’ı unuttuğu, nebevi ahlaktan uzaklaştığı bir dönemden geçiyoruz. Bu kadar küresel bir yozlaşma insanlık tarihinde hiç olmamıştı.” dedi.

Prof. Dr. Tarhan, Ehlibeyt’in ahlaki bir mihenk taşı olarak gösterildiğini dile getirerek, “Peki, neden Ehlibeyt? Hz. Ali, hayatına baktığımızda ilmin, cesaretin ve adaletin örneğidir. Zulme karşı savaşmış ve adaletin tam tecellisi (adalet-i mahza) üzerine durmaya çalışmıştır. İslam medeniyetinin kökleşmesine gizli bir hizmet etmiştir. Hz. Fatıma neden bu kadar öncelikli olmuştur? Ahlaki örnek olarak Hz. Fatıma da iffeti, sadakati ve analığıyla bize örnek olmuştur. Hz. Hasan, barışın sembolü haline geliyor. O büyük bir fitneyi önlüyor, fedakârlık yaparak. Hz. Hüseyin direnişin sembolü olmuş. Hz. Hüseyin hak için, hakikat için, dinin siyasete alet edilmeyeceğini göstermiştir.” diye konuştu. 

Gazze’deki İslami hassasiyet…

Gazze’deki direnişin oradakilerin şehitliği ve onların bunu İslami bir hassasiyetle, teröre bulaşmadan yapmalarının insanları hayran bıraktığını kaydeden Prof. Dr. Tarhan, “Bir yabancı, Müslüman olan bir Amerikalı kadının videosunu dinledim. Ağlayarak şunu anlatıyor: ‘Dokuz tane çocuğu ölmüş kadın, yine de ‘Elhamdülillah’ diyor. Bu nasıl bir şey, nasıl bir din? Bu inancı ona nasıl veriyor?’ diyor.” ifadesinde bulundu. 

Tarihte Ehlibeyt’in çok haksızlığa uğradığına işaret eden Prof. Dr. Tarhan, “Ama buna karşı hep istikametten ayrılmamayı ve sabır yolunu seçmişler. Bu zamanda da ben, en büyük kerametin istikamet olduğunu düşünüyorum. Bu zamanda eğer bir insan istikamette kalabiliyorsa, gerçekten bunu gösterebilmek, ehl-i zaman velilerinin kerametinden farklı değildir. Böyle bir zamanda istikamette kalmak…” şeklinde konuştu. 

Yapay zeka ne diyor?

Yapay zekâya “Hz. Muhammed bu zamanda yaşasaydı hangi yöntemi uygulardı?” diye sorduğunu anlatan Prof. Dr. Tarhan, şöyle devam etti:

“Yapay zekâ, şöyle cevap veriyor: 1. Zamana Uyum Sağlama: Bugün yaşasaydı, muhtemelen sosyal medya, dijital iletişim ve yayıncılık gibi araçları tebliğ ve eğitim için kullanırdı. 2. Merhamet ve Adalet Temelli Yaklaşım: Hz. Muhammed’in mesajında merhamet, adalet, sabır ve hizmet öne çıkar. Bugünkü dünyada bu değerler, kutuplaşmayı azaltmak, insanları ortak bir zeminde buluşturmak, dini bilgiyi dogmatiklikle değil, anlayışla aktarmak, insan haklarına ve özgürlüklere saygı göstererek örnek bir yaşam sürmek şeklinde tezahür edebilirdi. 3. Eğitim ve Bilgiye Vurgu: Kur’an’ın ilk emri “Oku!”dur. Bugün yaşasaydı, bilimsel bilgiyi dışlamadan, Kur’an ve Sünnet’le uyumlu bir bilgi anlayışını yayardı. Cehaletle, şiddetle, zorbalıkla değil, bilgiyle mücadele etmeye odaklanırdı. Gençlere ve kadınlara eğitimde öncelik tanırdı, tıpkı kendi döneminde yaptığı gibi. 4. Şûra ve Katılımcı Yönetim: Peygamberimiz, kararlarında istişareye ve şûraya büyük önem vermiştir. Bugün yaşasaydı, katılımcı, adaletli ve şeffaf yönetim ilkelerini desteklerdi. 5. Barış ve Diyalog: Mekke döneminde sabırla, Medine döneminde ise diplomasiyle hareket etmiştir. Bugünkü küresel çatışma ortamında barışçıl diyaloglar, mezhepler ve dinler arası anlayış onun önceliği olurdu. Terörü, zorbalığı ve baskıyı asla din adına onaylamazdı. Sonuç; Hz. Muhammed (s.a.v.) bu çağda yaşasaydı, muhtemelen teknolojiyi araç olarak, ilahi mesajı ise öz olarak korurdu. İşte Ehlibeyt ile ilgili cevap bu kadar. Artık yorumlar sizin.”

İyiliklerin galip geleceği günler geliyor

Nebevi ahlaki bu zamanda yaşatabilmenin önemine işaret eden Prof. Dr. Tarhan, “İyiliklerin galip geleceği günlere doğru gidiyoruz. Bunun için şu anda dünya ciddi bir kuluçka döneminde, bir doğum sancısı yaşıyor küresel olarak. Bazı sancılarını yaşıyoruz. Emin olun, bunların hepsi doğum sancısı. Ya kıyamet kopacak ya da dünya düzelecek. Biz, Al-i Beyt’in manevi tasarrufunun devam ettiğini düşünüyoruz. İnşallah, Allah’ın rızasına uygun bir sempozyum olur.” diyerek sözlerini tamamladı. 

Aile fotoğrafı çekildi

Konuşmaların ardından Prof. Dr. Nevzat Tarhan tarafından Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’’a plaket verildi Ardından sempozyuma katılanlar aile fotoğrafı çektirdi.

Prof. Dr. Ahmet Akgündüz: “Gelin bütün Müslüman kardeşlerimize dua edelim”

Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, İslam dünyasındaki fitnelere işaret ederek, “Bir hadis-i şerifte Resulullah (s.a.v) buyuruyor ki, bir rivayete göre on sekiz bin bayrak arkalarına toplanacak diyor. Yani İslam’a düşman olan Siyonist Hristiyanlar ve Yahudiler. Ve Müslümanları mağlup ettiklerinde, ‘Gördünüz mü? İslamiyet bitti!’ diyecekler. Fakat hadis, bunun arkasından ehli imanın önemli bir kumandanın çevresinde ittifak edeceğini müjdeliyor. İnşallah bu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti olur; benim ümidim bu yöndedir. Bu güç Anadolu’ya ulaşacak ve kısa bir zamanda, o bayraklar arkasında toplanan İslam düşmanı orduları yenerek İslamiyet’i galip getirecektir. ‘Şii’ veya ‘Sünni’ demeyin. Bugün ister İran, ister Irak, ister başka bir devlet olsun, o iki küfür ordusunun hücumuna maruz kalmışsa, gelin bütün Müslüman kardeşlerimize dua edelim diyorum.” diye konuştu.

Prof. Dr. İbrahim Özdemir: “Gazze’de yaşananlar, çağımızın en derin çelişkileriyle iç içe geçmiş bir başka Kerbela’dır”

Üsküdar Üniversitesi İTBF Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Özdemir, bugün İslam dünyasının derin insani ve ahlaki sorunlarla sınandığını ifade ederek, “Gazze’de yaşananlar, çağımızın en derin çelişkileriyle iç içe geçmiş bir başka Kerbela’dır. Bu kez çocuklar, kadınlar ve yaşlılar aç bırakılıyor, işkenceye maruz kalıyor, katlediliyor. Evler, hastaneler, camiler yerle bir ediliyor. Bu soykırım, gözlerimizin önünde ve gerçek zamanlı olarak cereyan ediyor. Canlı yayınlarda izliyoruz. Uydu görüntüleri, sosyal medya paylaşımları ve gazetecilerin videolarıyla her şey kayıt altına alınıyor. Dünya biliyor ama susuyor. Çünkü bu trajedi, Batı medeniyetinin ve değerlerinin de aynı zamanda iflas ettiğini herkese göstermiştir. İşte bu yüzden, Al-i Beyt mirasını yeniden düşünmek; oradan hareketle hem kendi insanımıza hem de tüm insanlığa bu ebedi değerleri paylaşmak ve takdim etmek bizim görevimizdir. Bu sempozyumun özü de budur.” dedi.  

Sempozyumda neler yapıldı?

Sempozyumun birinci bölümünün moderatörlüğünü Üsküdar Üniversitesi İTBF Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Özdemir yaptı. Oturumda sırasıyla; Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Öğretim Üyesi ve Risale-i Nur Araştırmaları Platformu (RİNAP) Başkanı Prof. Dr. Niyazi Beki, Bursa Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. Mehmet Çelenk ve Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Doç. Dr. Yusuf Açıkel sunumlarını gerçekleştirdi. Moderatörlüğünü Risale-i Nur Araştırmaları Platformu (RİNAP) Üyesi Prof. Dr. Alparslan Açıkgenç’in yürüttüğü ikinci bölümde Prof. Dr. İbrahim Özdemir konuşmacı olarak yer aldı.  Ardından, Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü ve Osmanlı Araştırmaları Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Ahmet Akgündüz ile 23. Dönem milletvekili, ilahiyatçı ve eğitimci Doç. Dr. Hüseyin Tuğcu görüşlerini paylaştı.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İzmir’in efsane başkanı Piriştina anıldı “Bıraktığı mirası taşıyoruz”

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, İzmir’in efsane başkanlarından İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı merhum Ahmet Piriştina’yı vefatının 21. yılında kabri başında andı. Ahmet Piriştina’nın Türkiye’ye örnek bir belediye başkanı olduğunu belirten Başkan Tugay, “Yaptığı hizmetler bugün hala insanların hayatını kolaylaştırdığı için şehrimizde varlığını devam ettiriyor. Biz de onun bıraktığı mirası taşımaya, onun bize bıraktığı bayrağı daha ileriye götürmeye çalışıyoruz” dedi. 

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini yürütürken 15 Haziran 2004’te hayatını kaybeden Ahmet Piriştina, vefatının 21. yılında anıldı. Aşağı Narlıdere Mezarlığı’nda yapılan anma törenine İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Ahmet Piriştina’nın oğlu Buca Belediyesi eski Başkanı Levent Piriştina ve eşi Ahu Piriştina, Ahmet Piriştina’nın ablası Mergim Gülmen, yeğeni Aylin Başeğmez, İzmir Büyükşehir Belediyesi CHP Grup Başkan Vekili Altan İnanç, Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay ile Ahmet Piriştina’nın yakınları ve İzmirli yurttaşlar katıldı. Duaların okunduğu anma töreninde, merhum Ahmet Piriştina ve geçen yıl hayatını kaybeden merhum eşi Mine Piriştina’nın kabrine karanfil bırakıldı. 

“Türkiye’ye örnek bir belediye başkanı oldu”

Başkan Tugay, “Bugün Ahmet Piriştina Başkanımızı kaybetmemizin üzerinden 21 yıl geçti. 21 yıl sonra onu yeni kaybetmiş gibi hatırlıyoruz, seviyoruz, kalbimizde yaşıyor. İzmir’e yaptığı hizmetleri elbette ki unutmak mümkün değil. O gün yaptığı hizmetler bugün hala insanların hayatını kolaylaştırdığı için şehrimizde varlığını devam ettiriyor. Biz de onun bıraktığı mirası taşımaya, onun bize bıraktığı bayrağı daha ileriye götürmeye çalışıyoruz. Onun için mücadele ediyoruz ama bizi bugün buraya getiren şey belki şehre yaptığı hizmetlerden daha çok bu şehrin her insanına bir akrabası, bir büyüğü, kardeşi gibi davranmış olması. Oradaki samimiyeti, içtenliği, o mütevazı duruşu ile beraber çocuklarla çocuk, yaşlılarla yaşlı olması, herkesin ailesinden bir birey gibi yaşaması ve o şekilde kendini sevdirmesiydi. O yönüyle hepimize örnek oldu. Aslında tüm Türkiye’ye örnek bir belediye başkanı oldu. Yeri hiçbir zaman doldurulamadı. Bundan sonra da doldurulabileceğini düşünmüyorum. Ahmet Piriştina çok özel bir insandı” diye konuştu. 

“İzmir’in efsane başkanı olarak hatırlanacak”

Piriştina’nın eşi Mine Piriştina’ya da rahmet dileyen Başkan Tugay, “Geçen yıl çok sevdiği eşini de ne yazık ki kaybettik. Yüreğimizde sevgilerini ve anılarını her zaman taşıyacağımızı tekrar ifade ederek önce ailesine başsağlığı diliyorum. Acılarını acılarımız olarak bilmelerini söylemek isterim ama inanıyorum; huzur içinde uyuyorlar. Mekânları cennet olsun. Biz yaşadığımız sürece onlar da bizimle birlikte yaşamaya devam edecek. Bizden sonraki nesillerde de her zaman İzmir’in efsane başkanı olarak hatırlanacağına hiçbir şüphem yok. Allah rahmet eylesin, onun da sizlerin de Babalar Günü’nüz kutlu olsun” ifadelerini kullandı. 

“Allah çocukları babasız bırakmasın”

Ahmet Piriştina’nın oğlu Levent Piriştina ise “20 yıl önce de buradaydık. Acımıza, özlemimize ortak olduk. Geçen sene de annemi yanına uğurladık. Bunlar tarifi çok mümkün olmayan acılar. Geçen hafta çok vahim bir olay yaşadık. Gencecik, tertemiz yürekli, güler yüzlü, mertçe halkı için mücadele eden bir dost kaybettik. Ona da bu vesileyle Allah’tan rahmet diliyorum. Ailesine sabırlar diliyorum. Onları çok iyi anlıyoruz. Öyle insanları o gün de yalnız bırakmadınız, 21 yıl sonra bizleri de yalnız bırakmıyorsunuz. Sizleri görmek bizlere kuvvet verdi. Hepinize minnettarız. Buradaki tüm babaların Babalar Günü’nü kutluyorum. Allah çocukları babasız bırakmasın, iyi ki varsınız” sözlerine yer verdi.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bakırköy YENİDENFEST’e yoğun ilgi

Sürdürülebilir tüketimi desteklemek ve ekonomik avantaj sağlamak amacıyla iyi durumdaki ikinci el ürünlerin alıcısıyla buluştuğu “YenidenFest” Bakırköy’de kapılarını açtı. İlk gününde yoğun ilgiyle karşılaşan festivalde kurulan 100 tezgahta satıcılar, oyuncaktan kıyafete, çantadan süs eşyasına, ayakkabıdan ev eşyasına kadar çeşit çeşit ürünlerini sergiledi. Festivale katılan Bakırköy Belediye Başkanı Doç. Dr. Ayşegül Ovalıoğlu, “Çevre dostu bir anlayışla, toplumsal dayanışmayı ve yerel ekonomiyi güçlendireceğiz” dedi.

Bakırköy Belediyesi sürdürülebilir tüketimi desteklemek, ekonomik avantaj sağlamak, toplumsal dayanışmayı ve yerel ekonomiyi güçlendirmek amacıyla harekete geçerek sürdürülebilir alışveriş festivalini hayata geçirdi. Bakırköy Belediyesi Ana Hizmet Binası yerleşkesinde “Keşfet, tasarruf et, yeniden kullan” sloganıyla hayata geçirilen “YenidenFest” ile hem iyi durumdaki ürünlerin çöpe gitmesi engellenerek ekonomik bir değere dönüşümü sağlandı hem de bireyler paylaşım ekonomisine teşvik edildi.

100 TEZGAH ONLARCA ÜRÜN

Festival alanında 100 tezgah kurulurken bilinçli tüketiciler, oyuncaktan kıyafete, çantadan süs eşyasına, ayakkabıdan ev eşyasına kadar çeşit çeşit ürünlerini yeni sahipleriyle buluşturdu. Festival alanını ziyaret eden Bakırköy Belediye Başkanı Doç. Dr. Ayşegül Ovalıoğlu, sürdürülebilir bir yaşam için çalışmalarına devam edeceklerini belirtti. İki gün boyunca devam eden festivale vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Çocuklar için oluşturulan oyun alanı ise eğlenceli görüntülere sahne oldu.

“YEREL EKONOMİYİ VE DAYANIŞMAYI GÜÇLENDİRİYORUZ”

Festival hakkında konuşan Bakırköy Belediye Başkanı Doç. Dr. Ayşegül Ovalıoğlu, “Hem çevresel hem de ekonomik anlamda umut veren bu festivalle birlikte, paylaşım ekonomisinin gücünü gösteriyoruz. Sürdürülebilir yaşam bir seçenek değil, ortak sorumluluğumuz. Vatandaşlar burada sadece ihtiyaçlarını uygun maliyetlerle karşılamakla kalmıyor, aynı zamanda toplumsal bir bilincin parçası oluyor. Bu tür etkinliklerle hem ekonomik döngüyü yerelde güçlendiriyoruz hem de komşuluk ilişkilerini canlı tutuyoruz. Çevreye duyarlı, adil ve katılımcı bir kent için çalışmayı sürdüreceğiz. Bakırköy, dayanışmanın ve dönüşümün öncüsü olmaya devam edecek” dedi.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bir Hayalden Kültürlerarası Bir Başarıya: Frankfurt’ta Türk Sinemasının 25. Yılı Onur ödülleri töreniyle başladı

Avrupa’daki en köklü Türk sinema etkinliklerinden biri olan Uluslararası Frankfurt Türk Film Festivali, 25. yılına özel anlam yüklü bir açılış töreniyle başladı. Kültürlerarası diyaloğun ve sinema sanatının ortak hafızası haline gelen festival, bu yıl da sanatçıları, sinemaseverleri ve iki ülke toplumlarını bir araya getirdi.

Frankfurt Büyükşehir Belediyesi’nin destekleri, T.C. Frankfurt Başkonsolosluğu’nun himayesi ve çok sayıda sponsorun katkısıyla düzenlenen festivalin açılış gecesi, sinemanın sektöründen çok sayıda kıymetli ismi ağırladı.

Etkinliğin sunuculuğunu Türkçe olarak Gökhan Mumcu, Almanca olarak ise Ebru Susur üstlendi. Sunucular, gecenin açılışında duygusal ve güçlü ifadelerle konukları selamladı:

“Bugün burada yalnızca bir festivali değil, aynı zamanda 25 yıllık bir emeği, birikimi ve kültürler arası kurulan bir köprüyü kutluyoruz. Sinema; sınırları aşan, dilleri ve kalpleri birleştiren evrensel bir dildir.”

İlk konuşmayı, festivalin kurucusu ve Başkanı Sn. Hüseyin Sıtkı yaptı.
 “Böylesine bir festival kendiliğinden ortaya çıkmaz. Bu yüzden bugün perde arkasında büyük bir tutkuyla, sabırla ve yaratıcılıkla çalışan tüm ekip arkadaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum.
 Özellikle Türkiye koordinatörümüz Serap Gedik’e ve Türkiye ekibimiz Mahiye Sabuncuoğlu ve Caner Ural’a, Frankfurt Ekibimizde ise Mustafa Küçük, Derya Üçek, Songül Bilhan, Nebahat Gündaş, Lale Heilmann, Sinem Demir, Eray Güçlü, Erhan Eren… Siz olmasaydınız bu festival olmazdı. Emekleriniz, inancınız ve özveriniz için teşekkür ederim.

 

Ayrıca bizlere yıllardır destek veren kurumlara da gönül borcumuz var:
• Frankfurt Belediyesi’ne, • Hessen Eyaleti’ne, • Hessen Bilim ve Kültür Bakanlığı’na, • Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı’na

Ve tabii ki zamanını, enerjisini ve sevgisini bu festivale adayan herkese,  bizleri yıllardır yalnız bırakmayan izleyicilerimize, ve bugün aramıza ilk kez katılanlara:
 Kim bilir, belki sizin için de bugün Türk sinemasıyla yeni bir bağın başlangıcı olur.

Bu festival sadece bir kültür etkinliği değil , bir hafıza mekânı, bir buluşma alanı, bir ortak gelecek hayalidir. Gelin, sinemayla ördüğümüz 25 yıllık birikimi, kültürlerarası diyaloğu ve çoğulcu sesi birlikte kutlayalım. Yalnızca beyazperdedeki hikâyeleri değil, bizi bir araya getiren güveni ve birlikte başarmanın gücünü de. Herkese çok teşekkürler…“

 Festivalin bu uzun yolculuğunda her zaman destek veren T.C. Frankfurt Başkonsolosluğu adına Sn. Nagihan İlknur Akdevelioğlu sahneye çıktı.
Değerli konuklar,
 Festivalin 25. yılında Türkiye Cumhuriyeti Frankfurt Başkonsolosu olarak aranızda olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Kültürümüzün uluslararası alanda doğru bir şekilde temsil edilmesi son derece önemli ve bu anlamda 25 yıldır büyük bir özveriyle emek veren Sayın Hüseyin Sıtkı’yı ve tüm ekibi gönülden tebrik ediyorum.

Türk sinemasının dünya çapında artan etkisi, dizilerimizin yurt dışında gördüğü ilgi, ülkemizin tanıtımı açısından büyük değer taşıyor. Bugün onur ödülünü alan değerli yönetmen Biket İlhan ve usta oyuncu Şerif Sezer’in başarıları da Türk kadınının sanattaki gücünü ortaya koyuyor. Festivalin sürdürülebilirliği için verilen tüm destekler kıymetli; bu vesileyle sponsorlarımıza da teşekkür ediyorum.”

Ardından, festivalin destekçileri arasında yer alan Frankfurt Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Mike Josef, Türk sinemasının Avrupa’daki temsiline dair görüşlerini paylaştı. 

Frankfurt Belediye Başkanı olarak, bu yıl dönümünde Türk Film Festivali’nin himayesini üstlenmekten ve sizlerle birlikte sinemayı ve kültürlerarası diyaloğu kutlamaktan onur duyuyorum. Festival, Frankfurt’un kültürel yaşamının ayrılmaz bir parçası olup, Kültür Dairesi tarafından desteklenmektedir.

25. Uluslararası Frankfurt Türk Film Festivali’ne başarılar diliyor, siz değerli konuklara ilham verici ve düşündürücü sinema günleri temenni ediyorum. Açılış filmi “CHORDS OF CHANGE”, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk’ün döneminde geçiyor ve sanat ile kültürün çoğu zaman siyasi bir bağlamı olduğunu gösteriyor. Tam da bu dönemde demokrasi tarihine eğilmek büyük önem taşıyor. 

Festival Direktörü Hüseyin Sıtk’ya, özverili ekibine ve gönüllü destekçilerine en içten teşekkürlerimi sunuyorum. Onların bitmeyen çabaları ve tutkuları olmadan bu festival mümkün olmazdı. Festivalin gelecekte de Frankfurt’u daha renkli, daha canlı ve daha yaşanabilir bir şehir haline getirmeye katkıda bulunmasını diliyorum.“

Festivalin uzun yıllardır medya görünürlüğüne katkı sağlayan basın mensuplarına ve destekçilerine teşekkür plaketleri takdim edildi. Ayrıca festivalin Türkiye Koordinatörlüğünü 18 yıldır sürdüren, yapımcı-yönetmen Serap Gedik, “Emek Ödülü” ile onurlandırıldı.

Gecede, 2021 yılında kaybettiğimiz usta sanatçı Rasim Öztekin adına ailesine “Vefa Ödülü” sunuldu. Ödülü kızı Pelin Öztekin teslim aldı. Öztekin, ödülü alırken duygulu anlar yaşadı. 

Bu, babam adına aldığım ikinci ödül. İlkini aldığımda hayattaydı… Şimdi ise bambaşka duygular içindeyim. Herkese yürekten teşekkür ederim.”

Bu yıl Festivalin geleneksel “Onur Ödülleri” sinemaya gönül vermiş dört usta isme takdim edildi:

  • Usta oyuncu Şerif Sezer
  • Oyuncu ve ressam Güven Kıraç
  • Yönetmen Biket İlhan
  • Türkiye’de sinema kariyerine başlayan, Almanya’da da sanat hayatını sürdüren usta oyuncu Erden Alkan

Ödüle layık görülen sanatçılar, festivallerin kendileri için ortak bir buluşma zemini olduğunu ifade ederek coşkuyla ‘Yaşasın sinema!’ diye seslendiler.

Her bir sanatçının kısa video biyografileri gösterildikten sonra, ödülleri sahnede takdim edildi.

Gecenin özel konuklarından biri de, açılış filmi “Bir Cumhuriyet Şarkısı”nın başrol oyuncusu Salih Bademci oldu. Sanatçıya, festival yönetimi tarafından teşekkür plaketi sunuldu.
Bir festivali 25 yıl sürdürüp bugünlere getirmek çok zor bir iş. Bu yüzden emeği geçen herkese başta bufikri hayata geçiren Festival başkanı Hüseyin Sıtkı’ya minnet ve şükranlarımı belirtmek isterim.”

Açılış programı, Cumhuriyet’in 100. yılına ithafen çekilen “Bir Cumhuriyet Şarkısı” filmiyle sona erdi. Gösterim öncesinde ödül alan tüm sanatçılar sahneye davet edilerek toplu fotoğraf çekimi gerçekleştirildi.

25 yıl önce yalnızca 8 filmle yola çıkan festival, bugün Avrupa’daki en itibarlı Türk sinema buluşmalarından biri haline geldi. Festival, gösterimler, paneller ve yan etkinliklerle 18 Haziran’a kadar Frankfurt’ta sinema tutkunlarını ağırlamaya devam edecek.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Minik öğrenciler piknikte eğlendi

Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu’nun girişimleriyle Kemer’in ilk turizmcilerinden hayırsever iş insanı Orduvar Akman ve eşi Ülker Akman tarafından yaptırılan Kemer Belediyesi Ülker-Orduvar Akman Kreş ve Gündüz Bakımevi’nin öğretmen ve öğrencileri, velilerin de katılımıyla piknikte bir araya geldi. 

Kemer Belediyesi Kındılçeşme Günübirlik Piknik Alanı ve Kır Düğün Bahçesi’nde düzenlenen piknikte güzel havanın tadını çıkaran geleceğin teminatı minik öğrenciler, çeşitli oyunlar oynayarak güzel vakit geçirdi. 

Geleneksel hale gelen ve her eğitim öğretim yılının sonunda piknikte bir araya gelen öğretmen ve öğrenciler, velilerin kendi elleriyle yaptığı birbirinden lezzetli ürünleri tattı. 

Okul müdürü Oya Aslantaş, yıl boyunca yaşadıkları tatlı yorgunlukları piknikle giderdiklerini belirterek, pikniğin düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür ettiğini söyledi. 

Piknikte, öğretmen, öğrenciler ve aileleri bol bol hatıra fotoğrafı çektirdi.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Menderes’te Sahne Tozu Sırası Büyüklerde

Menderes Belediyesi tarafından 18 yaş ve üstü vatandaşlar için ücretsiz olarak düzenlenecek tiyatro kurslarında başvurular 16 Haziran’da başlıyor.

Menderes Belediyesi tarafından ”Haydi sahne sırası sende” sloganı ile sürdürülen tiyatro kursunun üçüncü etabının kayıtları 16 Haziran’da başlıyor. 18 yaş ve üstü vatandaşlar için gerçekleştirilecek eğitimler ücretsiz olarak verilecek.

Tiyatroya dair her şey bu eğitimde

Tiyatro eğitimlerine katılmak isteyen vatandaşlar 1’er adet kimlik fotokopisi ve fotoğraf ile Menderes Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’nde kayıt işlemini yaptırabilecek. Menderes Belediyesi Klaros Tiyatro Topluluğu tarafından verilecek olan eğitimlerde katılımcılar doğaçlama, diksiyon ve sahne teknikleri gibi konularda dersler alacak.

Tüm vatandaşlarımızı bekliyoruz

Göreve geldikten sonra kültür, sanata ayrıca önem verdiklerini kaydeden Menderes Belediye Başkanı İlkay Çiçek, ”Sanata ve sanatçıya daima destek olacağımızı her mecrada söylemiştik. Bu bağlamda tiyatro sanatına da katkı sağlamak için çaba veriyoruz. Daha önceki süreçte çocuklarımız için tiyatro kursumuzu başlatmıştık. Şimdi sıra büyüklerde. Menderes Belediyesi Klaros Tiyatro Topluluğumuz ve hocamız Ahmet Öztürk ile 18 yaş üstü tüm vatandaşlarımıza eğitimler vereceğiz. Tiyatroya gönül veren tüm vatandaşlarımızı düzenleyeceğimiz kursa katılarak ‘sahne tozu yutmaya’ davet ediyorum.” dedi.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Enstitü İstanbul İSMEK “Hayal Bu Ya!” Festivali Başlıyor

Enstitü İstanbul İSMEK’in “Hayal Bu Ya!” festivali için hazırlıklarda sona gelindi. Sergilerden konserlere, atölyelerden söyleşilere ve dans gösterilerine kadar birçok etkinliğin yer aldığı festival 19 Haziran 2025 Perşembe günü Yenikapı Etkinlik Alanı’nda başlıyor. İstanbullular, festivale İstanbul Senin uygulaması üzerinden oluşturacakları biletlerle ücretsiz katılabilecek.

Enstitü İstanbul İSMEK’ten 2024-2025 eğitim döneminde eğitim alan katılımcıların yeteneğini ve emeğini yansıtan 2 bini aşkın eserin yer aldığı yıl sonu sergisinin hazırlıklarını tamamladı. Katılımcıların bir eğitim yılı boyunca emekle, tutkuyla ve sevgiyle ortaya koyduğu eserler İstanbulluların beğenisine sunulacak. 19 Haziran 2025 Perşembe günü başlayacak “Hayal Bu Ya!” festivali 22 Haziran’a kadar devam edecek. 

SERGİ VE SÖYLEŞİLERLE DOLU BİR FESTİVAL

Çiniden seramiğe, resimden geleneksel sanatlara, el nakışından moda tasarımına kadar pek çok alana ait eserlerin yer aldığı serginin yanı sıra deneyim alanları, ilham verici söyleşiler ve sahne gösterileriyle dopdolu bir program festivalde ziyaretçilerini bekliyor. 

Hayallerin gerçeğe dönüştüğü bu özel organizasyonun ilk gününde, Enstitü İstanbul İSMEK’in değerli eğitmenleri Özden R. Çairli, Jiyan Aktaş ve Ecem Yılmaz’ın trio müzik performansı ziyaretçilerle buluşacak. Enstitü İstanbul İSMEK’in ritim ve halk dansları topluluklarının sergileyeceği keyifli bir gösteri yer alacak. Festival etkinlikleri kapsamında ilk gün ayrıca Drama ve Uygulamalı Tiyatro Eğitmeni Ayşe Gonca Büker’in katılımıyla “İlham Perileri” adlı tiyatro okuması gerçekleşecek. Festivalde müzikseverler için de keyifli dinletiler yer alacak. Enstitü İstanbul İSMEK Türk Halk Müziği ve Türk Sanat Müziği toplulukları, festivalin birinci gününde ezgilerin diliyle konuklarını keyif dolu yolculuğa davet ediyor. 

BİLGİLENDİRİCİ SEMİNERLER ZİYARETÇİLERLE BULUŞUYOR

Enstitü İstanbul İSMEK “Hayal Bu Ya!” Festivali, sonraki günlerde de söyleşiler, ritim ve dans gösterileri, okuma tiyatroları ile dopdolu bir programla ziyaretçilerini ağırlayacak. Yapay Zeka ve Müzik, Yapay Zeka Çağında İnsanın Geleceği gibi ilgi çekici pek çok konuda İstanbulluları bilgilendirmeyi hedefleyen seminerler de festival programında yer alıyor. Seminerler kapsamında, çalışmalarıyla İstanbullunun istihdamına destek olan İBB Bölgesel İstihdam Ofisi tarafından da önemli bir seminer ziyaretçilere sunulacak. “Mülakat Teknikleri ve CV Oluşturma” başlığı altında verilecek seminerde, iş arama sürecinde olanlar için aydınlatıcı bilgiler paylaşılacak. 

Festival, kapanış gününde özel bir buluşmaya da ev sahipliği yapacak. 2024-2025 eğitim döneminde Enstitü İstanbul İSMEK’ten eğitim alan katılımcılar bir mezuniyet töreninde bir araya gelecek. 

GİRİŞ BİLETLERİ İSTANBUL SENİN’DE

Hayallerin gerçeğe dönüştüğü bu özel etkinliğe katılmak isteyenler, ücretsiz giriş biletlerini İstanbul Senin uygulaması üzerinden edinebilecek. 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı