Şehir Tiyatroları “Yaftalı Tabut” oyunuyla Küçükçekmece’de

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, 110. yıl etkinlikleri kapsamında “Yaftalı Tabut”u Küçükçekmece seyircisiyle buluşturuyor.

 

Bilgesu Erenus’un yazdığı Yelda Baskın’ın yönettiği “Yaftalı Tabut” 23 Kasım 2024 Cumartesi günü Sefaköy Kültür ve Sanat Merkezi’nde saat 15.00 ve 20.30’da seyirci karşısına çıkıyor.

 

110. Yıl Etkinlikleri Kapsamında Yeni Turneler Seyircilerimizi Bekliyor

 

İBB Şehir Tiyatroları 110. yıl etkinlikleri kapsamında Kasım ve Aralık aylarında farklı kültür merkezlerinde ve sahnelerde, yeni oyunlarla turnelerine devam ediyor. Turne programı şöyle:

 

Cadı Kazanı                        26 Kasım                Yenibosna Enver Ören Kültür Merkezi

Uçurtmanın Kuyruğu            7 Aralık                    Cennet Kültür ve Sanat Merkezi

Fosforlu Cevriye                  7 Aralık                     Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi

Uçurtmanın Kuyruğu          10 Aralık                  Yalova Belediyesi Raif Dinçkök Kültür Merkezi Özgecan Aslan Salonu

Oscar                                  14 Aralık                  Sefaköy Kültür ve Sanat Merkezi                                                                                                               

Zehir                                    17 Aralık                 Sancaktepe Sahnesi Tayyip Erdoğan Kongre Merkezi

Uçurtmanın Kuyruğu            21 Aralık                 Cennet Kültür ve Sanat Merkezi

Oscar                                  28 Aralık                  Sefaköy Kültür ve Sanat Merkezi

YAFTALI TABUT

Adına tarihin dipnotlarında rastlayabildiğimiz, Türkiye’nin ilk kadın oyun yazarı, kuramcı, aktivist, sosyal ve siyasi yaşamın her alanında öncü Fatma Nudiye Yalçı’nın hikâyesi. 1920’lerde başlayan mücadelesine Dr. Hikmet Kıvılcımlı ve Nazım Hikmet de eşlik ediyor.

Oyunda Bensu Orhunöz, Ceren Hacımuratoğlu, Lale Kabul, Nazan Yatgın Palabıyık, Selin Türkmen, Şenay Bağ, Mana Alkoy rol alıyor. Oyun,

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Romantik komedi sevenler GAİN’de buluşuyor! Son yılların en iddialı romantik komedisi “Esas Oğlan” GAİN’de yayında!

Hadise ve Seda Bakan’ın başrolünü üstlendiği “Esas Oğlan” dizisi GAİN izleyicisiyle buluştu

 

Hadise, Seda Bakan, Şükrü Özyıldız ve Serhat Teoman’ı buluşturan romantik komedi “Esas Oğlan” GAİN izleyicisiyle buluştu. Hadise’nin diziye özel hazırladığı “Baksana Bana” şarkısı da tüm dijital platformlarda yayında!

 

“Doğru erkek nasıl bulunur?” İşte bu soruya yanıt arayan “Esas Oğlan” dizisi GAİN izleyicisiyle buluştu. Dizinin başrol oyuncusu, Hadise’nin “Esas Oğlan”a özel hazırladığı “Baksana Bana” şarkısı da Pasaj Müzik etiketiyle tüm dijital platformlarda yayına girdi. 

Eğlenceli hikayesi ve yıldızlarla dolu oyuncu kadrosuyla dikkat çeken “Esas Oğlan”da, ilk kez bir dizi için kamera karşısına geçen Hadise’ye başarılı oyuncular Seda Bakan, Şükrü Özyıldız ve Serhat Teoman eşlik ediyor. Dizinin konusuna gelince: Hayata, ilişkilere ve aşka bakışı birbirinden tamamen farklı iki kadın Ceren (Hadise) ve Selma (Seda Bakan), ‘esas oğlan’ı bulmak için birbirlerine yardım eder. Birinin mantıklı düşünmeye, diğerinin duygularını serbest bırakmaya ihtiyacı vardır. Bu iki kadın birbirilerine yol göstermeye çalışırken hayatları da büyük değişime uğrar.

BKM yapımı “Esas Oğlan”a Ali İhsan Varol, Ali Yoğurtçuoğlu, Bestemsu Özdemir, Burak Yörük, Cemal Hünal, Ekin Mert Daymaz, Evren Duyal, Fırat Çelik, Gürgen Öz, İsmail Demirci, Kubilay Aka, Mert Yavuzcan, Özgün Çoban, Rıza Kocaoğlu, Sena Vurgun, Yağızcan Konyalı ve Yılmaz Bayraktar gibi isimler renk katıyor. Meryem Gültabak ve Cihan Çalışkantürk’ün birlikte kaleme aldığı dizinin yönetmen koltuğunda ise Şenol Sönmez oturuyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Şehir Tiyatroları, Üç Jokerli Konken’in prömiyerini yaptı

Yeni sezona üç yeni oyunla merhaba diyen Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu, Üç Jokerli Konken’in prömiyerini yaptı. İzleyicilerin büyük beğenisini kazanan oyun dakikalarca alkışlandı. SDKM’de sahnelenen oyunu, Kocaeli Valisi İlhami Aktaş’ın eşi Songül Aktaş, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’ın eşi Figen Büyükakın, Başkan Vekili Berna Abiş, Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Aydın Sigalı ve çok sayıda davetli takip etti. Oyunun sonunda Figen Büyükakın, oyunculara ve Kocaeli Şehir Tiyatroları ekibine çiçek takdim ederek başarılar diledi.

 

KADROSUYLA GÖZ DOLDURDU

Petra Blume tarafından kaleme alınan ve Yücel Erten tarafından çevrilen oyun Erkan Taşdöğen tarafından yönetildi. Dekor tasarımda Eylül Gürcan, kostüm tasarımda Duygu Çakır Irmak, ışık tasarımda Ayşe Sedef Ayter ve müzikte Sertan İpek’in görev aldığı oyunda Seda Güven Şahin, Meltem Özsavaş, Seçil Mutlu Oğuz, Duygu Mine Özcan ve Tunç Efe başarılı bir performans sergiledi.

 

KONKEN MASASINDAN BANKA SOYGUNUNA

Altmışlarında dul üç yakın arkadaş Herta, Lisa ve Agnes on yıldır haftada iki kez hiç aksatmadan bir araya gelip konken oynarlar. Ama o gün yakınlarındaki bakım evinin parasızlıktan kapatılmak üzere olduğunu öğrenirler. Bir şey yapmaları gerekmektedir. Onlarda banka soymaya karar verirler.

 

YENİ SEZONDA DOLU DOLU

Programına hızla devam eden Şehir Tiyatroları, sezon boyunca “Savaş ve Barış”, “Radyo-u Hümayun”, “Vişne Bahçesi”, “Kılıçarslan”, “Aradığın Seni Arayandır”, “Çöp Atlas”, “Evvel Zaman İçinde” gibi izlenme rekorları kıran oyunlarını sergilemeye devam edecek. Öte yandan Şehir Tiyatroları; “Üç Jokerli Konken”, “Mimar Sinan” ve “Şebo Müzikali” oyunlarını da ilk kez seyircisinin beğenisine sunacak. Şehir Tiyatrolarının birbirinden güzel oyunlarını izlemek isteyen tiyatro severler “tiyatro.kocaeli.bel.tr” sayfasından online bilet alabilir, Şehir Tiyatroları’nın aylık programı için detaylı bilgilere ise instagram sayfasından ulaşabilir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Algoritmalar alışverişlere yön veriyor!

Dijital platformların, kullanıcıların tarama ve alışveriş geçmişine göre kişiselleştirilmiş reklamlar sunarak beyin üzerinde doğrudan etkili olabildiğini dile getiren uzmanlar, dijital platformlardaki sık tekrar edilen reklamların da bir ürün veya markayı daha tanıdık hissettirdiği için alışveriş yapma ihtimalini artırabildiğini söylüyor. 

Dijital platformlarda özellikle sınırlı zaman veya stokla gösterilen fırsat reklamlarının, beynimizde ‘bir fırsatı kaçırma’ korkusu yaratabildiğini ve bu ruh hali durumunun, alışveriş kararlarımızı hızlandırabildiğini kaydeden İletişim Fakültesi Reklamcılık Bölümünden Doç. Dr. Cihan Becan, “Algoritmaların alışveriş kararlarını şekillendirme gücünü azaltmak için dijital farkındalık kazanmak ve bilinçli tüketim alışkanlıkları geliştirmek bireyin elinde. Gizlilik ayarlarını güncelleyerek veya çerezleri devre dışı bırakarak algoritmaların önerilerini azaltabiliriz.” dedi.

 

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Reklamcılık Bölümünden Doç. Dr. Cihan Becan, dijital platformlardaki reklamların alışverişleri nasıl şekillendirdiğini değerlendirdi.

Kullanıcıların tarama geçmişine göre kişiselleştirilmiş reklamlar beyin üzerinde etkili

Dijital platformlardaki reklamların, beynimizi alışveriş konusunda kontrol ettiğine yönelik görüşleri ele alan Doç. Dr. Cihan Becan, “Dijital platformlardaki reklamların beynimiz üzerindeki etkisi dikkate değer bir boyuta ulaştı. Sürekli maruz kaldığımız dijital reklamlar aracılığıyla, beynimizin alışveriş kararlarını etkilemek için pek çok stratejik yöntemin kullanıldığını söyleyebiliriz. Peki, hangi yollarla etkilendiğimize bakacak olursak şöyle sıralamak mümkün. Bunlardan ilki olarak, kişiselleştirilmiş içeriğin gücünden bahsedilebilir. Dijital platformlar, kullanıcıların tarama ve alışveriş geçmişine göre kişiselleştirilmiş reklamlar sunarak beyin üzerinde doğrudan etkili olabiliyor. Bu reklamlar, zihnimizi o ürüne karşı daha duyarlı hale getirerek satın alma ihtimalimizi artırıyor.” dedi.

Fırsat reklamları, beynimizde ‘bir fırsatı kaçırma’ korkusu yaratabiliyor!

İkinci faktör olarak özellikle kişiselleştirilmiş içerik üzerinden tekrarlanan maruz kalma ile beyin, tekrar tekrar gördüğü şeylere daha fazla ilgi duymaya başladığını da kaydeden Doç. Dr. Cihan Becan, “Dijital platformlardaki sık tekrar edilen reklamlar, bir ürün veya markayı daha tanıdık hissettirdiği için alışveriş yapma ihtimalimizi artırabiliyor. Bir diğer faktör olarak gelişmeleri kaçırma korkusuna (FOMO) değinilebilir. İnsanlar genellikle, başkalarının sahip olduğu heyecanlı ve görkemli hayatlarına yönelik dijital platformlar aracılığıyla sürekli takip etme isteği duyarlar. Ancak bunu yerine getiremediklerinde de bir endişe haline yol açması söz konusu olmaktadır. Dolayısıyla dijital platformlarda özellikle sınırlı zaman veya stokla gösterilen fırsat reklamları, beynimizde ‘bir fırsatı kaçırma’ korkusu yaratabilmektedir. Bu ruh hali durumu, alışveriş kararlarımızı hızlandırabilir.” diye konuştu.

İnfluencerlar aracılığıyla reklam edilen ürünler, ‘güçlü’ veya ‘havalı’ hissettiriyor

 Dijital platformlardaki reklamların rasyonel içerikli iletilerden ziyade, duygusal bağ kurarak kişileri etkileyebildiğini söyleyen Doç. Dr. Cihan Becan, “Örneğin, sosyal medya influencerları aracılığıyla reklam edilen bir ürün, ‘güçlü’ veya ‘havalı’ hissettireceğine dair bilinçaltımıza mesajlar gönderebilir. Neticede tüketicilerin istemli veya istemsiz her yaptığı alışveriş deneyiminin sonucunda bir ödül beklentisi oluşur. Çoğu reklam da beynimizin dopamin sistemini tetikleyerek ödül beklentisi yaratmaktadır. Mesela eğlenceli veya şaşırtıcı bir içerik, beynimizde pozitif hisler uyandırıp alışverişe yönelik isteğimizi artırabiliyor.” ifadesinde bulundu.

Daha önce yapılan tercihler, dijiital bir ayak izine dönüşüyor

İnsanların dijital alışveriş tercihlerinin birçok farklı faktörden etkilenebildiğini belirten Doç. Dr. Cihan Becan, şöyle devam etti:

“Öncelikle bir alışveriş sürecine girdiğimizde, platformlarda ilk baktığımız alan, kullanıcı yorumlarıdır. Acaba ürünle/hizmetle ilgili ne yazmışlar, nasıl bir deneyim geçirmişler gibi kafamızdaki soruları buralardan bakarak cevabını ararız. Onun yanında kaç yıldız ya da puan verilmiş onu da merak ederiz. Yani insanlar olarak başkalarının deneyimlerinden ister istemez etkileniriz. Yüksek puanlı ürünler veya olumlu kullanıcı yorumları, tüketicinin o ürünü alma eğilimini güçlendirir. Sosyal kanıt, tüketicinin güvenini artırarak kararlarını olumlu yönde etkilemektedir. Daha önce yaptığımız tercihler, arama geçmişlerimiz her zaman arkamızda markalar için dijital bir ayak izine dönüşür. Algoritmalar sayesinde kullanıcıların daha önceki tercihleri ve arama geçmişleri göz önünde bulundurularak kişiselleştirilmiş öneriler sunulup, tüketiciyi daha ilgili olduğu ürünlere yönlendirerek karar vermesini kolaylaştırabilmektedir.”

Anlık indirimler, kupon kodları veya ‘iki al bir öde’ gibi fırsatlar cezbediyor

Fiyat avantajlarının dijital alışverişte büyük bir rol oynadığını da kaydeden Doç. Dr. Cihan Becan, “Anlık indirimler, kupon kodları veya ‘iki al bir öde’ gibi fırsatlar tüketiciyi alışverişe yönlendiren güçlü unsurlardır. Ayrıca, ücretsiz kargo veya iade garantisi gibi ek avantajlar da tercihleri etkileyebilir. İşin tabii bir de güvenlik yanını göz ardı edemeyiz. Kolay gezilebilen, hızlı ve kullanıcı dostu ve aynı zamanda güvenli ödeme seçenekleri sunan siteler, tüketicilerin alışveriş deneyimini olumlu yönde etkiler. Dijital platformlarda kişisel bilgilerin güvenliği konusunda sağlanan güvence, kredi kartı bilgileri gibi kişisel verilerin korunmasına dair güvenlik önlemleri, alışveriş tercihlerini etkileyebilmektedir. Bizler tüketici olarak kendimizi rasyonel ve mantıklı hareket ettiğimizi iddia etsek de ruh halimiz içimizdeki gizli benliği bir anda ortaya çıkarıvermektedir. Yani ruh halimiz bir şekilde bizi alışveriş tercihlerinde ele vermektedir. Stresli veya keyifsiz hissettiğimizde rahatlatıcı, eğlenceli veya ödüllendirici ürünlere yönelebiliriz.” dedi.

Düşündüğümüz ürünler reklam olarak karşımıza çıkıyor

Düşündüğümüz ürünlerin sık sık karşımıza reklam olarak çıkmasının günümüzde oldukça normal bir durum haline geldiğini ifade eden Doç. Dr. Cihan Becan, “Bu karşılaştığımız tablo, dijital pazarlama ve veri analitiği stratejilerinin bir sonucudur. Burada çok net olarak çerezler ve takip teknolojileri kullanılmaktadır. Web siteleri ve sosyal paylaşım ağları, kullanıcıların site içindeki gezinme alışkanlıklarını takip eden çerezler kullanmaktadır. Hangi ürünleri incelediğimiz, sepete eklediğimiz, hatta sadece hızlıca göz attığımız dahi kaydedilir. Bu bilgiler, reklam verenlerin bize en alakalı ürünleri göstermesine olanak tanır. Sosyal medya platformları ve e-ticaret siteleri, kullanıcıların geçmiş aramaları, etkileşimleri ve davranışlarına göre reklam önerilerini kişiselleştirir. Yani sadece ürünle ilgili bir siteyi ziyaret etmemiz değil, ürünle ilgili bir içerik beğenmemiz veya paylaşmamız bile algoritmalar tarafından analiz edilir ve ilgili reklamların önümüze çıkmasını sağlar.” diye konuştu.

Yapay zeka tahmin sistemleri kullanılıyor

“Son zamanlarda artık kullanıcıların satın alma veya ilgilenme olasılığı olan ürünleri tahmin edebilmek için yapay zekâ tahmin sistemleri kullanılmaktadır.” diyen Doç. Dr. Cihan Becan, şunları kaydetti:

“Bu sistemler, yaş, konum, sosyal çevre ve önceki alışveriş tercihlerimizi analiz ederek, benzer profillerdeki kişilerin ilgisini çeken ürünleri bize de önerebilir. Bir ürünü telefonunuzda araştırdıysanız, aynı ürünle ilgili reklamların bilgisayarınızda veya başka cihazlarınızda karşınıza çıkması da mümkün. Kullanıcı profillerini cihazlar arasında senkronize ederek size en alakalı reklamları gösterebilir. Bu tür kişiselleştirilmiş reklamlar, gizlilik kaygısını artırabileceği için bazı kullanıcılar için rahatsız edici gelebilir, ancak reklamların daha alakalı hale gelmesi açısından oldukça etkili bir yöntemdir.”

Algoritmalar ilgi çekip alışverişe yönlendirebilecek şekilde tasarlandı

Alışveriş tercihlerinin nasıl belirlendiğine ilişkin de Doç. Dr. Cihan Becan, “Günümüzde alışveriş tercihlerini belirlerken hem kendi isteklerimizle hareket ediyoruz hem de algoritmaların yönlendirmelerinden etkileniyoruz. Markalar algoritmaları kullanarak, geçmişteki alışveriş alışkanlıklarımızı ve etkileşimlerimizi analiz ederek kişisel ilgi alanlarımıza göre ürünler önermekte oldukça başarılı konuma gelebilmekteler. Bu, bir yandan hayatımızı kolaylaştırırken, diğer yandan kararlarımızı etkileme gücünü de beraberinde getiriyor. Bireyler genellikle kendi ihtiyaçlarına göre karşılaştırarak alışveriş yapmaya çalışır. Örneğin, kıyafet veya elektronik eşya gibi ürünlerde kaliteli olduğunu düşündüğümüz ürünleri ihtiyaca göre karar verme eğilimindeyiz. Bu aşamada algoritmalar da kullanıcıların ilgisini çekebilecek ürünleri ön plana çıkarabilmekte, bu da ihtiyaç olmayan bir ürünü bile cazip hale getirebilir. Yani, algoritmalar, ilgimizi çekip bizi alışverişe yönlendirebilecek şekilde tasarlanmıştır. Nerede vakit geçirdiğimiz, neyi beğendiğimiz veya hangi içeriklere tıkladığımız gibi davranışlar analiz edilerek ilgi çekici öneriler karşımıza çıkabilmektedir.” dedi.

Gizlilik ayarlarını güncelleyerek algoritmaların önerilerini azaltabiliriz

“Bir de kendimizi düşünmediğimiz ürünleri bir anda düşünürken bulabiliyoruz.” diyen Doç. Dr. Cihan Becan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Sonuçta, algoritmaların alışveriş kararlarını şekillendirme gücünü azaltmak için dijital farkındalık kazanmak ve bilinçli tüketim alışkanlıkları geliştirmek bireyin elinde. Gizlilik ayarlarını güncelleyerek veya çerezleri devre dışı bırakarak algoritmaların önerilerini azaltabiliriz.” 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kocaeli’de geleceğin teminatı çocuklarda

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, dünya çapında çeşitli etkinliklerle her yıl kutlanan 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde çocuklara yönelik çeşitli etkinlikler düzenledi. Bu kapsamda Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığı Çocuk Hizmetleri Şube Müdürlüğü’nün “Her Çocuk Bir Dünya; Haklarıyla Yaşasın” temasıyla Gebze Osman Hamdi Bey Kültür Merkezi’nde gerçekleştirdiği etkinliklere çocuklar ve aileleri yoğun ilgi gösterdi.

 

YOĞUN KATILIM

Çocuk Tiyatrosu Arı Maya Müzikali, halk oyunları ve enstrümanlar ile çocuklar tarafından çeşitli müzik gösterilerinin gerçekleştirildiği programa Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz, Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanı Nagehan Malkoç, Anne Şehir Merkezi’nde Anne yanı sınıflarında eğitim alan 3-6 yaş arası çocuklar ve aileleri yoğun ilgi gösterdi. Şarkılar ve şiirlerle dolu programda çocuklar doyasıya eğlenme fırsatı buldu.

 

ÇOCUK HAKLARININ ÖNEMİ

Etkinliklere aileler de yoğun ilgi gösterdi. Hem çocukların hem de yetişkinlerin beğenisini kazanan program, çocuk haklarına yönelik bilinçlendirme çalışmalarını başarıyla gerçekleştirdi. Bu kapsamda ellerinde çocuk haklarını vurgulayan pankartlar taşıyan çocuklara, aileleri ve öğretmenleri alkışlarla eşlik etti. Çocuk haklarının önemine dair bir konuşma yapan Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz, dünyanın çocukların temiz fikir ve düşüncelerine ihtiyacı olduğunu ifade etti.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Akbank’tan Diş Hekimlerine Özel Kampanya

Akbank, Diş Hekimleri Günü’nü özel bir kampanya ile kutluyor. Yıl boyunca “Doktor ve Diş Hekimleri Paketi” ile özel fırsatlardan yararlanan diş hekimleri, bu özel kampanyayla 18 Kasım – 18 Aralık tarihleri arasında Axess veya Wings kartlarıyla giyim sektöründe tek seferde yapacakları 2.500 TL ve üzeri harcamaya 250 TL chip-para kazanıyor.   

 

Akbank, Diş Hekimleri Günü kapsamında özel bir kampanya başlattı. Akbanklı diş hekimleri, 18 Kasım – 18 Aralık 2024 tarihleri arasında, Axess veya Wings kredi kartlarıyla giyim sektöründe tek seferde yapacakları 2.500 TL ve üzeri harcamaya 250 TL chip-para kazanıyor.  

 

Bu kampanyanın yanı sıra, Akbank’ın “Doktor ve Diş Hekimleri Paketi” kapsamında diş hekimleri yıl boyunca kendilerine özel pek çok fırsattan yararlanıyor. 

 

  • Avantajlı POS Fiyatlaması: Muayenehaneler için avantajlı faiz oranları sunuluyor.  
  • Kart Aidat Muafiyeti: İlk kez Axess veya Wings kart sahibi olanlara ömür boyu kart aidatı muafiyeti sağlanıyor.   
  • Ücretsiz Para Transferleri: Akbank İnternet ve Mobil kanallarından EFT saatleri içerisinde para transferleri ücretsiz sunuluyor.  
  • Kiralık Kasalarda %50 İndirim: Yeni açılan kiralık kasalar ilk yıl için %50 indirimli kullanılabiliyor.  
  • Yurt Dışında Ücretsiz Nakit Çekim: Yurt dışı seyahatlerinde nakit çekim ücreti alınmıyor.  
  • Kasko veya Konut Sigortası Ödemelerinde İade: Akbank Kart, Axess ve Wings kartları ile alınacak ilk Aksigorta Kasko veya Konut sigortası ödemelerinde %10 iade sağlanıyor.  
  • 1e1 Bankacılık Ayrıcalıkları: Diş Hekimleri özelinde kolaylaştırılmış koşullar ile 1e1 Bankacılık’ın ayrıcalıklarla dolu dünyasından faydalanılabiliyor.
  • Sakıp Sabancı Müzesi’ne Ücretsiz Giriş: Çift kişilik giriş koduyla müzeye ücretsiz giriş imkanı sağlanıyor.  

 

Bu özel fırsatlardan yararlanmak için Akbank Mobil’deki Kampanyalar menüsüne girmek ve “Tam Senlik Fırsatlar” programı altındaki “Doktor ve Diş Hekimlerine Özel Fırsatlar”a tıklayarak programa katılmak yeterli oluyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Duo Blanc & Noir Simply Classic konseri büyük ilgi gördü

İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde yapılan Duo Blanc & Noir Simply Classic konseri büyük ilgi gördü. Piyanistler Selin Şekeranber ve Yudum Çetiner’den oluşan Duo Blanc & Noir, Simply Classic konseriyle dinleyicilere unutulmaz bir müzik ziyafeti sundu.

Klasik müzik dünyasının en yalın ve en çok sevilen eserlerini zarafetle yorumlayan ikili, performanslarıyla dinleyicilere yoğun hayat temposunda sakinleşme fırsatı verdi. Blanca & Noir, sahneye yansıttıkları büyüleyici enerjileriyle dinleyiciden bolca alkış aldı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Son 100 yılın en büyük 5 ekonomik krizi nasıl yaşandı?

Ekonomik krizler, genellikle ekonomik balonlar, kötü yönetim, jeopolitik riskler veya doğal afetler gibi nedenlerle ortaya çıkar ve finansal sistemlerin istikrarını derinden sarsarak tarihin akışını etkiler. Investing.com’un uzman yazarları, son 100 yılın en büyük 5 ekonomik krizini ve bu krizlerin nasıl aşıldığını detaylı bir şekilde inceledi.

Ekonomik krizler hem küresel hem de yerel ölçekte finansal sistemlerin dengesini sarsan önemli dönüm noktalarıdır. Çoğu zaman tarihin yönünü değiştirebilecek ölçüde derin etkiler bırakan bu krizler, ekonomik balonlar, yönetim hataları, jeopolitik çatışmalar veya doğal afetler gibi çeşitli faktörlerle tetiklenir. Bu makalede, tarihteki en büyük beş ekonomik krize yakından bakacak, bu krizlerin nasıl aşıldığını ve ardından küresel ekonominin hangi yollardan geçtiğini ele alacağız.

1929 Büyük Buhran

 

1929’daki Büyük Buhran, modern tarihin gördüğü en çarpıcı ekonomik gerilemelerden biriydi. ABD’de hisse senedi piyasalarının çöküşü, binlerce bankanın iflası ve sanayi üretimindeki dramatik düşüşle karakterize edilen bu dönemin etkileri, kısa sürede tüm dünyayı sarstı. Temel gıda ve temel mal üretimi durma noktasına geldi, fabrika kapatmaları ve işten çıkarmalar hız kazandı. ABD gibi sanayileşmiş ülkelerde işsizlik oranları yüzde 25’e kadar çıktı. Bu, mali sistemin tüm dünyadaki güvenilirliğini derinden sarstı ve ülkelerin ticaret yollarını kapatmasından ötürü uluslararası ticaret durma noktasına geldi.

 

Krizin Sona Ermesi 

 

Büyük Buhran’dan çıkış süreci oldukça karmaşıktı ve birkaç yılı buldu. ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt’in 1933’te başlattığı ekonomik canlanma programı “New Deal”, buhranın hafiflemesinde kritik rol oynadı. Kamu altyapı projelerine büyük yatırımlar yapıldı, sanayi sektörleri desteklendi ve bankacılık sisteminde önemli reformlar gerçekleştirildi. Aynı dönemde, dünya genelinde artan askeri harcamalar, özellikle II. Dünya Savaşı’nın yaklaşmasıyla birlikte sanayi talebini artırarak ekonomik canlanmayı teşvik etti. Böylece, işsizlik azalmaya ve üretim artmaya başladı, bu da ekonomik toparlanmanın anahtarı oldu.

 

1973 Petrol Krizi 

 

1973 Petrol Krizi, Yom Kippur Savaşı’nın ardından OPEC ülkelerinin ABD ve Batı Avrupa’ya petrol ambargosu uygulamasıyla tetiklenen bir enerji krizi olarak başladı. Petrol fiyatlarının dört katına çıkması, dünya genelinde enflasyonu artırarak küresel ekonomik durgunluğa yol açtı. Batı ülkelerinde ekonomik büyüme yavaşladı, enflasyon yükseldi ve işsizlik arttı. Bu dönemde “stagflasyon” terimi ekonomik literatüre girdi ve enerji güvenliği konusu ülkelerin gündemlerinin üst sıralarına yerleşti.

 

Krizin Sona Ermesi 

 

Krizin sona ermesinde, ülkelerin enerji politikalarını yeniden ele alması önemli bir rol oynadı. ABD ve Avrupa ülkeleri enerji verimliliği artırmak için yeni teknolojilere yöneldi ve alternatif enerji kaynaklarına yatırım yapmaya başladı. Ayrıca, petrol ihracatçısı ülkelerle olan diplomatik ilişkiler geliştirildi. Arz-talep dengesinin yeniden kurulması ve üretimin artışıyla birlikte, petrol fiyatları yavaş yavaş istikrara kavuştu. Uluslararası Enerji Ajansının (IEA) kurulması gibi önlemler, gelecekteki enerji krizlerine karşı daha hazırlıklı olunmasını sağladı.

 

1997 Asya Finans Krizi

 

1997’de Tayland’da başlayan Asya Finans Krizi, kısa sürede Güneydoğu Asya ülkelerine yayıldı ve finansal sistemlerin sert biçimde sarsılmasına yol açtı. Bölgedeki yüksek borçlanma ve spekülatif yatırımlar sürdürülemez bir seviyeye ulaşmıştı. Döviz kurları ve hisse senedi piyasaları çöküş yaşarken, bölgesel ticaret hacmi ciddi şekilde daraldı. Güney Kore, Endonezya ve Malezya gibi büyük ekonomiler bile krizin etkisiyle sarsıldı ve uluslararası yatırımcılar hızla piyasadan çekildi.

 

Krizin Sona Ermesi

 

Bu kriz, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankasının devreye girmesiyle hafifletildi. Etkilenen ülkelere acil yardım paketleri sağlandı ve mali sektördeki reformlarla ekonomik istikrar sağlanmaya çalışıldı. Ülkeler bankacılık sektörlerini yeniden yapılandırdı, regülasyonları sıkılaştırdı ve ekonomik yönetim kapasitelerini geliştirdi. Ayrıca, krizin ardından Asya ülkeleri, döviz rezervlerini artırarak ve ekonomik iş birliklerini güçlendirerek finansal sistemlerini daha dirençli hale getirdi. Bu adımlar, krizin son bulmasına ve bölge ekonomilerinin zamanla toparlanmasına yardımcı oldu.

 

2008 Küresel Finans Krizi

 

2008 Küresel Finansal Krizi, ABD’de subprime mortgage piyasasındaki erimeyle başlayan ve kısa sürede tüm dünyayı etkileyen kapsamlı bir ekonomik çöküntüydü. Büyük finans kuruluşlarının iflasları, konut fiyatlarındaki düşüş ve küresel kredi sıkışıklığı, bankacılık sistemini ve dünya ekonomilerini tehdit etti. Finansal piyasalarda güven kaybı yaşandı ve birçok ülkede ekonomik küçülme ve yüksek işsizlik oranları görüldü. 

 

Krizin Sona Ermesi

 

Temel itici güç, dünya genelinde koordineli merkez bankası müdahaleleri ve hükümetlerin büyük ölçekli mali teşvik paketleriydi. ABD Merkez Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) gibi kurumlar likidite tedbirleri aldı ve faiz oranlarını indirdi. Hükümetler, bankaların kurtarılması ve ekonomik büyümenin teşviki için tarihin en büyük kurtarma paketlerini uyguladı. Bankacılık sektörüne getirilen yeni regülasyonlar, finansal sistemin gelecekte benzer bir krize karşı daha dayanıklı olmasını sağladı. Bu entegrasyon ve reformlar, yavaş ama istikrarlı bir ekonomik toparlanmanın yolunu açtı.

 

Euro Bölgesi Borç Krizi 

 

Euro Bölgesi Borç Krizi, 2009 yılında Yunanistan’ın borçlarını ödeyememe riski ile başladı ve İrlanda, Portekiz, İspanya ve İtalya gibi ülkelerde de finansal istikrarsızlığa yol açtı. Euro sisteminin yapısal zayıflıkları ile birleşen yüksek borç ve bütçe açıkları, piyasalarda panik yarattı. Ülkelerin borçlanma maliyetleri hızla arttı ve kemer sıkma politikaları halk arasında büyük rahatsızlıklar doğurdu. 

 

Krizin Sona Ermesi

 

Krizin üstesinden gelmek için Avrupa kurumları, çeşitli tedbirleri hayata geçirdi. Avrupa Merkez Bankası, düşük faiz politikalarını ve tahvil alımlarını artırarak piyasaların rahatlamasına katkıda bulundu. Avrupa İstikrar Mekanizması’nın kurulması, kriz yaşayan ülkelere mali yardım sağladı. Birçok ülkede sert mali reformlar ve bütçe disiplini uygulandı. Avrupa düzeyinde ekonomik entegrasyonun güçlendirilmesi ve mali düzenlemelerin sıkılaştırılması, krizin üstesinden gelinmesinde etkili oldu. Avrupa Merkez Bankası’nın kriz sırasında benimsediği “ne gerekiyorsa yaparız” politikası, piyasalarda güveni yeniden tesis etti ve krizin sona ermesine yardımcı oldu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Vestel Mobilite, EASE Genel Kurulu’nda ürün ve teknolojilerini tanıttı

Avrupa’da enerji depolama sektörünün gelişmesi için çalışmalarda bulunan Avrupa Enerji Depolama Birliği’nin (EASE) ilk Türk üyesi olan Vestel Mobilite, birliğin 20’nci Genel Kurulu’na katıldı.

 

Vestel Mobilite Genel Müdürü Hakan Kutlu, genel kurulda gerçekleştirdiği sunumda Vestel’in mobilite alanında 10 yılı aşkın süredir hayata geçirdiği çalışmalar, Vestel Mobilite’nin sektöründe üstlendiği öncü rol ile mevcut ürün ve teknolojileri hakkında birlik üyelerine bilgi verdi.

 

Elektrikli araç şarj cihazları, otomotiv elektroniği ve batarya enerji depolama çözümleri alanlarındaki uzmanlığıyla sürdürülebilir ulaşımın geleceğine yön verme misyonunu üstlenen Vestel Mobilite, geçtiğimiz mayıs ayında üye olduğu Avrupa Enerji Depolama Birliği’nin (EASE) 20’nci Genel Kurulu’na katıldı.

 

Avrupa’da enerji depolama sektörünün gelişmesini teşvik etmek için 2011 yılında kurulan birliğin ilk Türk üyesi olan Vestel Mobilite’yi temsilen genel kurulda bir sunum gerçekleştiren Vestel Mobilite Genel Müdürü Hakan Kutlu, Vestel ve çatısı altına faaliyet gösterdiği Zorlu Holding’in faaliyetlerinin yanı sıra mobilite alanında son 11 yıldır hayata geçirdikleri başarılı çalışmaları anlattı.

 

Vestel Mobilite’nin bugün, ürün ve teknolojileriyle küresel manzarayı yeniden tanımladığını, sürdürülebilir, bağlantılı ve akıllı bir geleceğe yön verdiğini vurgulayan Hakan Kutlu, “Bu geleceğe, EASE’nin çok önemli bir rol oynadığına inandığımız adil, geleceğe yönelik, sürdürülebilir bir enerji piyasası olmadan ulaşılamaz” diye konuştu.

 

Günümüzde enerji piyasasının ancak iş birliği ile büyüyeceğine inandıklarının altını çizen Kutlu, EASE’nin, sektörün diğer oyuncularıyla sadece iş amaçlı bağlantı kurdukları bir yapı olmadığını, aynı zamanda üyelerinin ortak tasarım ve geliştirme faaliyetlerine katıldığı önemli bir platform olduğunu hatırlattı.

 

2011 yılında Belçika’da kurulan ve halen 70 üyesi bulunan EASE, enerji depolama teknolojilerinin Avrupa genelinde benimsenmesini teşvik ederek daha sürdürülebilir bir enerji sistemine geçişe destek olmayı hedefliyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Başkan Tugay Edebiyat Festivali’ni şiirle açtı

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından organize edilen 8’inci Uluslararası İzmir Edebiyat Festivali başladı. Başkan Dr. Cemil Tugay, edebiyat dünyasının önemli isimlerini, genç yazar ve şairleri İzmir’de buluşturan festivalin açılışını Ahmed Arif’in “Anadolu” şiiriyle yaptı. Tugay, “Öyle yıkma kendini, öyle mahzun, öyle garip… Nerede olursan ol, içerde, dışarda, derste, sırada, yürü üstüne üstüne. Tükür yüzüne celladın, fırsatçının, fesatçının, hayının. Dayan kitap ile dayan iş ile. Tırnak ile, diş ile, umut ile, sevda ile, düş ile dayan rüsva etme beni” dizeleriyle seslendi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl 8’inci kez düzenlenen Uluslararası İzmir Edebiyat Festivali başladı.  21-24 Kasım tarihleri arasında edebiyat dünyasının önemli isimlerini, genç yazar ve şairlerle buluşturacak festivalin açılış töreni Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) gerçekleştirildi. Festivalin açılış törenine İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, İzmir Büyükşehir Belediyesi CHP Grup Başkan Vekili Dr. Zafer Levent Yıldır, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, sanatçılar, akademisyenler ve çok sayıda İzmirli katıldı.

“Çok daha fazlasını yapmamız gerekiyor”

Festivalin açılış konuşmasını yapan Başkan Dr. Cemil Tugay, konu edebiyat olunca burada mutlaka olmak istediğini belirterek “Beni ben yapan özelliklerimin oluşmasına neden olan şey, ilkokulda babamın bana hediye ettiği Ömer Seyfettin kitabı sonrasında okuduğum binlerce kitap ve edebiyat sevgisidir. Karşıyaka’da belediye başkanıyken uluslararası bir edebiyat festivali düzenlemeyi çok istemiştim. Çok fazla sayıda edebiyatçının yaşadığı, eserlerini bıraktığı bir ülkede yaşıyoruz. Çok daha fazlasını yapmamız gerekiyor. Yapamaz mıyız, bizi tutan ne” diye konuştu.

“Gün yüzüne çıkmayı bekleyen çok şey var”

Doktorluk yaparken bu ülkeye hizmet etme aşkı ve heyecanıyla siyasete girdiğini söyleyen Başkan Tugay, “Bu ülkeyle ilgili, insanlıkla ilgili, sistemin içinde barındırdığı ve bir türlü kurtulamadığı hastalıklarla mücadele etmek için siyasetin bir kenarında olmak istedim. İzmir ve Türkiye’nin inanılmaz bir potansiyeli var. İşlenmeyi, gün yüzüne çıkmayı bekleyen çok şey var. Bunlarla ilgili birilerinin çalışması lazım. Bu yüzden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı oldum. Bana güvenen herkese çok teşekkür ederim. Kimsenin güvenini boşa çıkarmak istemiyorum. Bunun için elimden gelenin en iyisini yapacağım” dedi.

“Bilgiyi sosyal medyadan değil, kitaplardan öğrenmemiz lazım”

Başkan Tugay, kendisinin de konuşmacı olarak katıldığı Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’ndan (COP29) örnek vererek, “Dünyada iklimi bu hale getiren ülkeler bize ürettikleri makinaları satıp bizim karbon emisyonumuzu azaltmamızı istiyorlar. Neyle mücadele etmemiz gerektiğini gösteren bir örnek bu. Bizim akıllı, bilgili olmamız lazım. Bilgiyi de sosyal medya hesaplarından değil, gerçekten bilen insanların yazdığından çizdiğinden, kendilerinden dinleyerek öğrenmemiz lazım. Onun için bizim iyi yazarlara, iyi şairlere, iyi çizerlere ihtiyacımız var” diye konuştu.

“Çok daha güçlü bir Edebiyat Festivalini hep birlikte yapacağız”

Başkan Tugay konuşmasının son bölümünde edebiyatseverlere Ahmed Arif’in Anadolu şiirini okudu.. Tugay, “Öyle yıkma kendini, öyle mahzun, öyle garip… Nerede olursan ol, içerde, dışarda, derste, sırada, yürü üstüne üstüne. Tükür yüzüne celladın, fırsatçının, fesatçının, hayının. Dayan kitap ile dayan iş ile. Tırnak ile, diş ile, umut ile, sevda ile, düş ile dayan rüsva etme beni” dizeleriyle seslendi.

Şiirin ardından Başkan Tugay sözlerini, “Ben yaşamımda şiiri çok özel bir yere koyuyorum. Bazen üç kelime yan yana geliyor, bize üç yüz sayfalık kitabın hissettirdiği duyguyu hissettiriyor. Tüm kitap dostlarını, edebiyat dostlarını sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Söz veriyorum önümüzdeki yıl çok daha güçlü bir edebiyat festivalini hep birlikte yapacağız” ifadeleriyle noktaladı.

Haydar Ergüden: Gençlere ve genç kalanlara merhaba

Festival Direktörü Haydar Ergülen ise “Edebiyat Festivalimiz bu yıl gençleri, genç kalanlarla buluşturuyor.  Festival, ona en yakışan yerde İzmir’de gerçekleştiriyor. Demokrasinin kurulduğu Ege, onu yaşatacak her yaştan genciyle laik, çağdaş ve özgür bir yaşamı akılla, bilimle sanatla, kültürle, müzikle, edebiyat ve şiirle buluşturmayı sürdürecek. Gençlere ve genç kalanlara merhaba” diye konuştu.

Duru Sönmez: Bugünün gençlerinden şüphe etmeyin

Açılış konuşmaları kapsamında “Edebiyat Gençliktir” teması için İzmir Atatürk Lisesi öğrencisi Duru Sönmez sahneye geldi. Duru Sönmez, “Edebiyat gençliktir. Ruha iyi gelen şeyler nasıl diri tutarsa insanı, edebiyat da kendine bağlananı genç tutar. Bugünün gençlerinden şüphe etmeyin” şeklinde konuştu.

Onur Konukları Söyleşiyor

Açılış konuşmalarının ardından bu yılki festivalin Edebiyat Onur Konuğu Nermin Yıldırım ve Şiir Onur Konuğu Mehmet Mümtaz Tuzcu, “Onur Konukları Söyleşiyor” adlı söyleşide konuşmacı oldu. Panele Nermin Yıldırım, “Edebiyat yalnız olmadığımızı, birbirimize sandığımızdan daha çok benzediğimizi ve birlikte pek çok şeyin üstesinden gelebileceğimizi bize söyler” sözleriyle başladı. Haydar Ergülen moderatörlüğünde düzenlenen oturumda Türk ve dünya edebiyatının dünü, bugünü ve geleceği konuşuldu. Mehmet Mümtaz Tuzcu, romandan şiire, sinemadan müziğe kadar engin bilgileriyle dinleyicilere sanat dolu bir gece yaşattı. Oturumun ardından ise sanatçı Erdal Güney konseri gerçekleşti.

“Edebiyat Gençliktir” temasıyla dopdolu program

Bu yıl “Edebiyat Gençliktir” temasıyla düzenlenen Uluslararası İzmir Edebiyat Festivali,  dopdolu programla kapılarını açtı. 21-24 Kasım tarihlerinde edebiyat tutkunlarını ağırlayacak festival kapsamında Genç Romancılar Ne Düşünüyor, Genç Şairler Konuşuyor, Yeryüzü Konukları, Bir Kuşağı Anlamak başlıklarının da olduğu söyleşi, panel ve şiir dinletiler yapılacak. Ayrıca atölyeler, performans ve stand-up gösterileri de yer alıyor. Erdal Güney dinletisi ve Latif Tiftikçi’nin sahnelediği Nazım Hikmet’in “Benerci Kendini Niçin Öldürdü” adlı tiyatro oyunu da sahnelenecek. Bunların yanı sıra ünlü müzisyen ve şair Can Bonomo da festival konukları arasında olacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen festivalin bu yılki etkinliklerine Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi (APİKAM) ile Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi (AASSM) ev sahipliği yapacak.

Edebiyatın dünyaca ünlü usta kalemleri İzmir’de

8. İzmir Uluslararası Edebiyat Festivali bu yıl, yurt dışından Claus Ankersen (Danimarka), Sonnet Mondal (Hindistan), Pramila Venkateswaran (Hindistan), Barbara Pogacnik (Slovakya), Edgar Borges (Venezuella-İspanya) ve František Hruška’yı (Çek Cumhuriyeti) ağırlıyor. İzmir’den ve ülkemizin çeşitli kentlerinden Mahmut Temizyürek, Tuğrul Keskin, Polat Özlüoğlu, Fuat Sevimay, Kaan Murat Yanık, Çiğdem Sezer, Zeynep Tuğçe Karadağ, Fırat Baytak, Zeynep Çolakoğlu, Ayşe Özlem İnci, Yalın Gündüz, Evrim Kuran, Nisan Erdem, Onur Güzeldiyar, Mehmet Mahzun Doğan, Tataryen Lokman, Can Gürses, Gülhan Davarcı, M. Utku Yeşilöz, Makbule Aras Eyvazi, Yağmur Sunar, Sedat Solkun, Erkut Tokman, Ahmet B. Tamu, Fatma Aras, Mehmet Özceylan, Mehmet Sait İmret gibi birbirinden değerli isimler de festivalde yer alacak. Ayrıca Sıla Topçam’ın Masal Kürsüsü, Polat Özlüoğlu’nun Öykü Kürsüsü ve Serdar Solkun’un Gençlerle Şiir Atölyesi etkinliklerine katılmak isteyenler İzmirArt üzerinden kayıt yapabilecek.

Ahmed Arif’in Anadolu şiiri

Başkan Dr. Cemil Tugay’ın konuşmasında yer verdiği Ahmed Arif’in “Anadolu” şiirinin sözleri ise şu şekilde;

“Beşikler vermişim Nuh’a

Salıncaklar, hamaklar,

Havva Ana’n dünkü çocuk sayılır,

Anadoluyum ben,

Tanıyor musun?

Utanırım,

Utanırım fukaralıktan,

Ele, güne karşı çıplak…

Üşür fidelerim,

Harmanım kesat.

Kardeşliğin, çalışmanın,

Beraberliğin,

Atom güllerinin katmer açtığı,

Şairlerin, bilginlerin dünyalarında,

Kalmışım bir başıma,

Bir başıma ve uzak.

Biliyor musun?

Binlerce yıl sağılmışım,

Korkunç atlılarıyla parçalamışlar

Nazlı, seher-sabah uykularımı

Hükümdarlar, saldırganlar, haydutlar,

Haraç salmışlar üstüme.

Ne İskender takmışım,

Ne şah ne sultan

Göçüp gitmişler, gölgesiz!

Selam etmişim dostuma

Ve dayatmışım…

Görüyor musun?

 

Nasıl severim bir bilsen.

Köroğlu’yu,

Karayılanı,

Meçhul Askeri…

Sonra Pir Sultanı ve Bedrettini.

Sonra kalem yazmaz,

Bir nice sevda…

Bir bilsen,

Onlar beni nasıl severdi.

Bir bilsen, Urfa’da kurşun atanı

Minareden, barikattan,

Selvi dalından,

Ölüme nasıl gülerdi.

Bilmeni mutlak isterim,

Duyuyor musun?

Öyle yıkma kendini,

Öyle mahzun, öyle garip…

Nerede olursan ol,

İçerde, dışarda, derste, sırada,

Yürü üstüne – üstüne,

Tükür yüzüne celladın,

Fırsatçının, fesatçının, hayının…

Dayan kitap ile

Dayan iş ile.

Tırnak ile, diş ile,

Umut ile, sevda ile, düş ile

Dayan rüsva etme beni.

Gör, nasıl yeniden yaratılırım,

Namuslu, genç ellerinle.

Kızlarım,

Oğullarım var gelecekte,

Herbiri vazgeçilmez cihan parçası.

Kaç bin yıllık hasretimin koncası,

Gözlerinden,

Gözlerinden öperim,

Bir umudum sende,

Anlıyor musun”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı