Güven ve ışıltıyla dolu bir gülümseme

Doku Dental ile Gülüşünüze Estetik Dokunuşlar

Doku Clinic, estetik diş hekimliği alanında en son teknolojiyi ve uzman kadrosunu bir araya getirerek, hastalarına bünyesindeki Doku Dental ile sağlık ve güzellik dolu bir gülümseme sunuyor. Hem fonksiyonel hem de estetik açıdan mükemmele yakın sonuçlar elde etmek için kişiye özel çözümler geliştiriliyor.

 

ESTETİK DİŞ HEKİMLİĞİ

Doku Dental, estetik diş hekimliğiyle diş sağlığını ön plana alarak, kişiye özel estetik çözümler sunuyor. Uzmanlar, modern teknikler kullanarak dişlerin doğal görünümünü korurken, estetik olarak dikkat çekici bir gülüş yaratıyor. Tedaviler, hastaların ihtiyaçlarına göre şekillendirilip, en doğal ve etkileyici sonuçları sunuyor.

 

HOLLYWOOD GÜLÜŞÜ

Hollywood Smile, yüz hatlarına uygun olarak tasarlanmış, yıldızlara özgü estetik bir gülümseme sağlıyor. Doku Clinic, hastaların diş yapısını ve estetik beklentilerini dikkate alarak, her bireyin doğal güzelliğini ön plana çıkarıyor. Hollywood Gülüşü uygulaması, yalnızca estetik bir görünüm sunmakla kalmıyor, aynı zamanda hastalara özgüven kazandırıyor.

 

DİŞ KAPLAMALARI

Doku Dental, diş kaplamaları konusunda geniş seçenekler sunarak hastalarına doğal görünümlü ve dayanıklı çözümler sunuyor. Lumineers, Zirkonyum ve eMax gibi modern kaplama seçenekleriyle, dişler kişiye özel olarak şekillendiriliyor ve daha sağlıklı, daha parlak bir gülüş elde ediliyor.

 

DİŞ BEYAZLATMA & TEMİZLİK

Doku Dental’de sunulan profesyonel diş beyazlatma tedavileri, dişlerde zamanla oluşan lekeleri ortadan kaldırarak, hastaların daha ışıltılı bir gülüşe kavuşmasını sağlıyor. Tedavi planları, hastaların ihtiyaçlarına göre belirleniyor ve dişler doğal beyazlığına geri kazandırılıyor.

 

DİŞ İMPLANTLARI

Doku Dental, eksik dişlerin tedavisinde ileri teknolojili dental implant çözümleri sunuyor. Uzman ekip, güvenilir ve uzun ömürlü implantlarla, doğal görünüme sahip sağlam bir gülüş planı özenle oluşturuluyor. Hastaların estetik ve fonksiyonel beklentilerini karşılayan bu tedavi, sağlıklı bir ağız yapısına geri dönmelerine yardımcı oluyor.

 

Estetik ve Sağlıkta Kapsamlı Uygulamalar ile Kendi Tarzınızı Yansıtın

Gülüşünüzü estetik dokunuşlarla canlandırmak ve sağlıklı bir ağız yapısına kavuşmak için Doku Dental’in sunduğu kişiye özel uygulamalardan yararlanabilirsiniz. Diş ve ağız bakımınızın yanı sıra Doku Clinic’in  botoks, akıllı dolgu uygulamaları, gençlik ve nem aşıları, el vitamin kürleri gibi etkili yöntemlerle kendinizi yenileyebilirsiniz. Daha fazla bilgi için Doku Clinic’in web sitesini dokuclinic.com ziyaret edebilir veya 0555 140 04 04 numaralı telefondan ücretsiz tespit hizmeti için iletişime geçebilirsiniz.

Unutmayın, güzellik yolculuğunuzda kendinizi sevmek ve doğal güzelliğinizi korumak her zaman en önemli adımdır.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Uluslararası Ayurveda Festivali – Ayurfest, 2. Kez Bodrum’da Düzenleniyor!

Uluslararası Ayurveda Festivali-AYURFEST, 16-17 Kasım’da Bodrum’da gerçekleştirilecek.  Festivalin tanıtımı için düzenlenen toplantıda Hindistan İstanbul Başkonsolosu Shiri Mijito Vinito, Festival Yöneticisi Ekin İlyasoğlu, Türkiye’nin ilk Ayurveda doktoru Dr. Ender Saraç, Ayurvedik Tıp, Detoks ve Anti-aging uzmanı Dr. Buğra Öktem ve uzun yıllardır çalışmalarını Türkiye’de sürdüren Ayuvedik tıp, wellness ve detoks uzmanı Hint kökenli Dr. Koshlendra Pratap bir araya geldiler.
 
Hindistan Başkonsolosluğu’nun desteği ile düzenlenen festivalde Hint ve Türk uzmanlarla, sağlıklı yaşam ile ilgilenenler buluşacak. Bu yılki teması “sürdürülebilirlik” olan festivalde bütünsel sağlığı teşvik eden prensipler ve uygulamalar ele alınacak. Katılımcılar, batı tıbbı ile Ayurveda bilgeliği arasındaki köprüyü kuran derinlemesine tartışmalara katılma, çarpıcı sunumları dinleme ve etkileşimli atölye çalışmalarını tecrübe etme fırsatı bulacaklar.
Hindistan İstanbul Başkonsolosu Shiri Mijito Vinito yaptığı konuşmada, “Türkiye-Hindistan arasındaki ilişkinin daha da gelişmesi için ortak birçok projeyi hayata geçiriyoruz. Birbirimizden örnekler alabileceğimiz çok fazla konu var. Kültür, turizm, gastronomi, üniversiteler arası işbirlikleri, akıllı şehirler, alt ve üst yapı projeleri gibi her konuda ikili ilişkileri geliştirmek için çalışıyoruz. Ayurfest de bu projelerimizden biri. Ayurveda bizim yaşam sanatımız. Bu sanatın faydalarını Türk halkı ile paylaşmaktan ve Türk halkının da gösterdiği ilgiden mutluyuz” dedi.
 
Festival Yöneticisi Ekin İlyasoğlu, “Ayurveda, binlerce yıllık köklü bir yaşam (sağlık) sistemi olarak insan bedenini, zihnini ve ruhunu dengede tutmayı hedeflerken, aynı zamanda doğayla uyumu esas alır. Bu kadim bilgelik, modern dünyanın karşı karşıya kaldığı çevresel felaketler ve iklim krizi gibi sorunlara da güçlü bir cevap sunar. Ayurveda, doğal kaynakların bilinçli kullanımını, çevreye zarar vermeyen tarım ve üretim süreçlerini teşvik ederek sağlıklı bir yaşamın yalnızca bireysel değil, ekolojik dengeyle mümkün olduğunu vurgular. Günümüzde iklim krizi, sadece çevreyi değil, aynı zamanda insan sağlığını uzun vadede güvence altına almayı da zorunlu kılmaktadır. İklim krizi çözümleri, Ayurveda’nın özünde bulunan ‘doğa ile uyum’ ilkesinin modern dünyada önem kazanan bir yansımasıdır. Ayurveda’nın sunduğu bitkisel ilaçlar, şifalı baharatlar, esansiyel yağlar ve doğal ürünler, doğal kaynakları tüketmeden kullanmanın yollarını gösterirken, bireylerin sağlığını korumasına ve iyileştirmesine de katkı sağlar. Ayurvedik yaklaşımlar, yalnızca geçici çözümler sunmakla kalmaz, aynı zamanda doğayı koruyan ve gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmayı hedefleyen bütünsel bir sağlık modeli önerir. Bu bağlamda, Ayurveda, sağlıklı bireyler ve iklim krizine karşı dirençli bir dünya için en güçlü kaynaklardan biridir.
 
Ayurfest, tam da bu nedenle ikinci kez düzenleniyor: İklim krizinin her birey üzerindeki etkilerinin giderek daha belirgin hale geldiği bu dönemde, Ayurveda’nın sağladığı denge ve doğa ile uyum, her zamankinden daha önemli. Festivale katılan konuşmacılar, panel uzmanları ve doktorlar, Ayurvedik yaklaşımların insan sağlığı ve çevre üzerindeki dönüştürücü etkilerini tartışacak. Ayrıca, Hindistan’dan gelen Ayurveda’nın kaynağındaki doktorlar ve üreticiler de bilgi ve deneyimlerini paylaşarak katılımcılara hem bireysel sağlık hem de ekolojik sürdürülebilirlik konularında derinlemesine bir bakış sunacaklar. Ayurveda ve İklim Krizi ile mücadele, modern dünyanın yüzleştiği en büyük sorunlardan biri olan iklim değişikliğine karşı bütünsel ve doğaya saygılı bir yaşam modeli sunuyor.
 
Yolculuğumuz, Ayurveda’nın derin bilgeliğini keşfetmekle başladı. Bu mucizevi ve güçlü doğal iyileştirme sisteminin bedenimizi, zihnimizi ve ruhumuzu nasıl dengelediğini deneyimledik ve hayatımızda yarattığı olumlu değişimlere tanık olduk. Bizler bu bilgiyi kendi içimizde taşımanın ötesine geçerek vepaylaşarak daha fazla kişiyle buluşmasına sebep olmak istedik.
 
İşte bu yüzden 2022 yılında Türkiye’nin ilk Uluslararası Ayurveda Festivali “AYURFEST” i Bodrum’da düzenledik. Bodrum’u seçtik çünkü Bodrum belde olarak deniziyle, havasıyla ve yemekleriyle kişiye iyi olma, iyi hissetme halini yaşatan cennet köşelerimizden biri. Buraya Ayurvedayıuygulayan tüm doktorlarımızı ve konusunda uzmandanışmanlarımızı davet ederek bir araya getirdik.
 
Ayurfest 2022’de Ayurveda ile sağlıklı ve dengede yaşam sisteminin günümüz şehir hayatında da uygulanabileceğine dair farkındalık yaratmak amacı ile yola çıkmıştık. Festivalde Ayurvedik yaşamla ilgili 32 marka, 29 ürün tanıtım stantı, 8 panelde 21 uzman konuşmacı ile Hindistan Başkonsolosluğu, Bodrum Belediyesi ve Bodrium Otel & Spa destekleri ile 2 gün boyunca 1800’ü aşkın ziyaretçiyi ağırladık.
 
Bu sene de 2.Uluslararası Ayurveda Festivali’ni düzenlemenin heyecanını yaşıyoruz. AYURFEST 2024 sadece bir etkinlik değil, bir farkındalık, iyileşme ve derin bir bağlanma davetidir.Bu yıl da festivalimiz katılımcıların yaşamına “sürdürülebilirlik” temasıyla yeni bir perspektif kazandıracak. Biliyoruz ki her bireyin yolculuğu özeldir; bu yolculukta Ayurfest bize ihtiyacımız olan ilhamı, rehberliği ve topluluğu sunacak.
 
Ayurfest 2024 Hindistan İstanbul Başkonsolosluğu’nun desteği ile ilk gün açılışını BODTO (Bodrum Ticaret Odası) da yapacak. Bodrium Otel bu yıl da ev sahipliğine devam edecek. Festivalde, Hint ve Türk uzmanlarla, doğunun bilgeliği ile batının bilimi arasındaki köprüyü kuran anlayışı, paneller, derinlemesine tartışmalar, sunumlar ve etkileşimli atölye çalışmaları ile keşfedeceğiz.
Bu yıl festivale, Hindistan Ayurveda Sağlık Bakanlığı Ayush ile NITI Aayog destekleriyle Dr. Shobhit Kumar, Dr. Abhijit Dutta, Dr. Rakesh Bishnoi ve Türkiye’nin önde gelen Ayurveda doktor ve profesyonelleri, Dr. Ender Saraç, Dr. Koshlendra Pratap, Dr. Buğra Öktem, Ebru Şinik, Nazım Tanrıkulu, Şerife Aksoy, Şaduman Karaca ve Ezgi Erkan katılıyor. Yine Hindistan Başkonsolosluğu desteği ile Baidyanath, DaburIndia, Maharishi Ayurveda ve Jiva Ayurveda başta olmak üzere Hindistan’ın en önemli Ayurvedik ürün üreticileri de festivalde hem konuşmacı olacak, hem de ürün sergileyecekler.” diye belirtti.
 
Toplantıda Ekin İlyasoğlu’nun moderatörlüğünü yaptığı panelde Dr. Ender Saraç, Dr. Buğra Öktem ve Dr. Koshlendra Pratap Ayurveda ile sağlıklı ve uzun yaşamın sırları hakkında ipuçları verdiler.
 
AYURFEST kapsamında yapılan tüm etkinliklere katılım ücretsiz.
 
AYURVEDANIN TEMEL PRENSİPLERİ
 
Ayurveda, geçmişi 5,000 yıldan daha eskiye dayanan ve kökleri Hindistan’daki Vedik kültüre bağlı olan, en eski doğal iyileştirme sistemlerinden biridir.
 
Ayurveda kelime anlamı olarak: Yaşam ve Uzun Ömür Bilimi (ayur-yaşam; veda-bilim) demektir, bu sadece bir tıp sisteminden çok daha fazlasıdır. Ayurveda doğayla uyum içinde dengede kalarak yaşama sanatıdır.
 
Ayurvedanın Amacı:
1. Bedeni sağlıklı ve hastalıklardan arınmış halde tutmak
2. Sağlığı, iyi ve zinde hissetmek için nasıl bir temel ya da araç olarak kullanabileceğimiz konusunda bize rehberlik etmektir.
 
Ayurveda’nın sağlık ve yaşam için faydalı ve zararlı olan şeyleri, mutluluk ve mutsuzluk hallerini, yaşam için iyi ve kötü olan şeyleri, uzun ömrün nasıl sağlanacağı ile yaşamın kendisini anlatan bir bilim olduğu söylenir.
 
Ayurveda’yı Özel Kılan Şeyler Nelerdir?
1. Biyo-kişisellik vardır (her insan biricik ve kendine özgüdür).
2. İyi olma haline bütünsel yaklaşılır (beden- zihin – ruh ve duygular bütünlüğü).
3. Hastalıkları dengeli beslenme, hayat tarzı, günlük rutinler ve bitkiler yardımıyla iyileştirecek doğal yöntemler önerir.
4. Koruma ve önlem almaya vurgu yapar.
5. İnsanların, kendi sağlıklarının sorumluluğunu üstlenmelerine yardımcı olur.
6. Maliyeti düşüktür
 
Ayurveda’nın günümüzde dikkat çekerek öne çıkmasına sebep olan bazı özelliklerini de şöyle vurgulayabiliriz :
1. Kişiye Özgü Yaklaşım: Ayurveda, her bireyin farklı olduğunu ve herkesin kendine özgü bir bedensel yapıya (dosha) sahip olduğunu kabul eder. Vata, Pitta ve Kapha olarak adlandırılan bu üç doshanın dengesi, kişinin fiziksel, zihinsel ve duygusal sağlığını belirler. Tedavi ve öneriler, kişinin kendi doshasına göre şekillendirilir.
2. Doğal ve Yan Etkisiz Tedaviler: Ayurveda, bitkiler, yağlar, baharatlar ve doğal maddeler kullanarak sağlığı destekler. Tedaviler, bedeni doğal süreçlerle iyileştirmeyi amaçladığı için yan etkileri minimumdur.
3. Beden, Zihin ve Ruh Dengesi: Sadece fiziksel sağlığı değil, zihinsel ve ruhsal sağlığı da önemser. Meditasyon, nefes çalışmaları, yoga gibi zihinsel ve ruhsal dengeyi koruyan yöntemler Ayurveda’nın bir parçasıdır.
4. Önleyici Sağlık Felsefesi: Ayurveda, hastalıklar ortaya çıkmadan önce önlemler almayı hedefler. Beslenme, yaşam tarzı düzenlemeleri, mevsimsel ritüeller ve günlük rutinlerle bedenin doğal dengesini korumaya çalışır.
5. Bütünsel Yaklaşım: Bir rahatsızlığın sadece belirtilerini değil, kökenini anlamaya çalışır. Bir hastalığın sadece bedende değil, zihin ve yaşam tarzında da izlerinin olabileceğini savunur.
 
Ayurveda’nın bu derin ve bütünsel yaklaşımı, onu modern tıptan ayırarak  insanlara daha doğal, uzun vadeli bir sağlık çözümü sunan bir yaşam bilimi haline getirmektedir.
 
HERKES İÇİN AYURVEDA!
 
Ayurveda’nın felsefesi, kişiye özgü olmasıdır, bu yüzden her birey kendi ihtiyaçlarına ve yaşam koşullarına göre Ayurveda’dan faydalanabilir.
 
İlgi ve Açıklık: Ayurveda, beden-zihin-ruh dengesi üzerine derin bir felsefe ve yaşam biçimi sunar. Bu felsefeye açık olan ve doğal yöntemleri tercih eden kişiler Ayurveda’yı daha rahat benimseyebilir.
 
Yaşam Tarzı: Ayurveda’nın önerileri, özellikle beslenme ve günlük rutinler konusunda disiplin ve süreklilik gerektirebilir. Bazı insanlar günlük yoğunluklarına veya alışkanlıklarına göre bu önerileri kendilerine göre şekillendirebilir.
 
Sağlık Durumu: Ayurveda, hem sağlıklı bireyler için önleyici bir yaşam tarzı olarak uygulanabilir hem de hastalıkların tedavisinde kullanılabilir. Bazı durumlarda modern tıpla birlikte destekleyici bir yöntem olarak kullanılabilir.
 
Eğitim ve Bilinçlenme: Ayurveda’yı doğru şekilde uygulayabilmek için, kişi kendisini tanımalı, doshasını (Vata, Pitta, Kapha) öğrenmeli ve bu dengeye göre yaşam tarzını şekillendirmelidir. Bu nedenle, Ayurveda’ya yönelik bir farkındalık ve öğrenim süreci önemlidir.
 
Sonuç olarak, Ayurveda’nın temel ilkeleri (dengeli beslenme, doğayla uyumlu yaşama, zihinsel huzur) herkesin uygulayabileceği genel sağlık prensipleri sunar. Ancak bu yaşam biçimini ne kadar benimseneceği, kişinin ihtiyaçlarına, sağlık durumuna ve bu felsefeye ne kadar açık olduğuna bağlıdır
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Jolly’den Büyük Fırsat: Hayalinizdeki Tatil Sizi Bekliyor!

Jolly’den Tatil Severlere Büyük Müjde! Erken Rezervasyon Kampanyası Başladı!

Beklenen an geldi! Jolly, Antalya Turizm Fuarı’nda Erken Rezervasyon kampanyasının startını verdi. Bu yıl tatil planlarını ertelemek yok, çünkü Jolly sizi %50’ye varan indirimlerle buluşturuyor!

Yoğun geçen bir yılın yorgunluğunu, Ege ve Akdeniz’in büyüleyici güzelliklerinde atın. Masmavi deniz, altın sarısı kumsallar ve lüks otel konforu sizi bekliyor! Hemen rezervasyon yapın, tatilinizin %25’ini şimdi ödeyin, kalanını tatilden hemen önce 9 taksit ile kolayca tamamlayın. Üstelik kesintisiz iptal hakkıyla gönül rahatlığıyla plan yapın.

Neden Bekleyesiniz? Şimdiden yaz tatilinin hayalini kuruyorsanız siz de stresten uzak, huzurun ve keyfin merkezi olan tatil köylerinde her sabah deniz manzarasına uyanıp, Jolly ile tatil keyfini doyasıya yaşayın. Unutmayın, bu fırsatlar sınırlı süre için geçerli! En iyi odalar hızla tükeniyor, yerinizi şimdiden ayırtarak avantajlı fiyatlardan faydalanın.

Bonus Kart Sahiplerine Özel Ayrıcalıklar! Bonus kart sahiplerini 7500 TL’ye varan özel fırsatlar bekliyor. Hemen harekete geçin, bu cazip fırsatlar kaçmadan yerinizi ayırtın!

Unutulmaz Bir Tatil Deneyimi Sizi Bekliyor! Tatil rotanızı belirleyin, valizinizi hazırlayın ve hayallerinizdeki tatili gerçeğe dönüştürün. Şimdi Jolly ile en güzel tatil fırsatlarına ulaşmanın tam zamanı!

Jolly, yaz fırsatları ile ilgili ayrıntılı bilgi almak üzere sizi jollytur.com, Jolly mobil uygulaması, 444 0 644 no’lu çağrı merkezi, yetkili acenteleri ya da Jolly merkez ofislerine davet ediyor!

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Merve Sevi: Baba Beni Güldürsene filminde Yeşilçam sıcaklığını yakaladık

Yeşilçam tadında aile komedisi “Baba Beni Güldürsene” filminin güzel oyuncusu Merve Sevi, Türk Sineması’na olan özlemini, kızını çok seven Beyza karakteriyle giderdiğini anlattı.

Yapımcılığını Wovie, Retropro ve DMC’nin yaptığı, yönetmen koltuğunda Emrah Aguş’un oturduğu, senaryosunu ise Dinar Kahveci’nin kaleme aldığı “Baba Beni Güldürsene” filminin güzel oyuncusu Merve Sevi, kızını her şeyden çok seven Beyza karakteriyle sevenlerini karşısına çıkacak. 8 Kasım’da vizyona girecek olan “Baba Beni Güldürsene” filmiyle uzun bir süre ayrı kaldığı beyazperdeye geri dönen güzel oyuncu Merve Sevi, Yeşilçam’a olan özlemini de bu filmle giderdi.

Son zamanlarda Yeşilçam’daki sıcaklığı özleyenlerin özlemlerinin nihayet giderileceğini söyleyen güzel oyuncu Merve Sevi, “Yeşilçam genellikle hayatın zorlukları, aşk, aile dramları ve toplumsal eşitsizlikleri ele alır. Bu durumu çok güzel izah ederler. Dönemin dili en iyi şekilde kullanılır ve herkese hitap eder. Bunların en iyi örneği de ‘Neşeli Günler’dir. Bizim filmimizin anlatım dili çok samimi, sıcak, mesajı net veren ve bu anlamda Yeşilçam’ı baya andırıyor” diyerek “Baba Beni Güldürsene” filminin o sıcaklığı yakaladığını söyledi. Yeşilçam’ın birbirinden efsane isimlerini anmayı unutmayan Sevi, “Birçok Yeşilçam filmi, kültürel miras oluşturmuştur. Bu çok kıymetli. Bu kıymeti de değerli ustalar verdi. Haddim değil tabii ki ama Şener Şen benim için bambaşka” dedi.

Başrollerinde Ahmet Kürşat Öçalan ve Altın Kelebek ödüllü Aylin Akpınar’ın yer aldığı filmde; Ali Semi Sefil, Arven Beren, Kaan Alp Dayı, Ela Şafak gibi çocuk yıldızların yanı sıra Merve Sevi, Levent Özdilek, Ceyhun Fersoy ve Tevhide Dadı gibi birçok başarılı oyuncu yer alıyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Titanic Hotels Spor Akademisi ile Tatilinizi Hareketlendirin!

“Eğer ‘her yerde spor’ diyenlerdenseniz, Titanic Hotels’de beklentilerinizin en iyi şekilde karşılanacağından emin olabilirsiniz. Tüm Titanic otellerinde yer alan spor akademileri, profesyonel antrenörler eşliğinde sağlıklı bir yaşamın kapılarını aralıyor. Açık ve kapalı spor alanları, yüzme havuzları, tenis kortları, basketbol ve futbol sahaları, en son yeniliklerle donatılmış fitness salonları ile geniş bir yelpazede spor yapma olanağı veriyor.”

Tatilde hem dinlenmek hem de formda kalmak mı istiyorsunuz? Titanic Hotels, size yalnızca dinlenmeyi değil, bedeninizi ve ruhunuzu yenileyecek bir tatil vadediyor. Doğa ile iç içe olmanın huzurunu sporla birleştireren eşsiz bir tatil deneyimine hazır olun. Titanic Hotels’in geniş yürüyüş parkurları, açık havada spor yapmayı sevenler için ideal bir ortam sağlarken, sahil alanında bulunan wood fitness istasyonları da doğayla iç içe spor yapma imkanı sunuyor. Ayrıca havuzda düzenlenen antrenmanlar ile hem serinleyip hem de formda kalmanız mümkün. Son teknoloji kardiyo ve ağırlık antrenman ekipmanlarıyla donatılmış fitness salonları ise havuza ve yeşil alanlara bakan manzaralar eşliğinde keyifli bir seçenek yaratıyor. 

Her yeni güne taze bir nefes alarak başlamak ve her adımınızda doğanın ritmiyle uyum içinde hareket etmek… Titanic Hotels, tatili sadece dinlenmekle sınırlamıyor; sporun özgürleştirici gücünü doğanın cömert kollarında keşfetmenizi sağlıyor. Her yaştan misafir için geniş bir yelpazede sunulan aktiviteler, tatilinizi hareketli ve eğlenceli hale getiriyor. Günde 12-13 farklı grup dersinin yanı sıra birebir özel ders seçenekleri ile herkesin ilgisini çekecek bir program bulunuyor. Pilates, yoga, functional training, kickboks, yüzme ve daha birçok branş, tatil boyunca formda kalmanızı ve keyif almanızı sağlıyor. Titanic Hotels’in spor akademilerinde sertifikalı ve alanında uzman antrenörler ile tüm dersler profesyonel bir şekilde yürütülüyor. 

Sporun yaşamımıza kattığı dengeyi, Titanic Hotels’in sakin atmosferinde, bir yandan yeşilin huzuruyla bir yandan da sporun dinamizmiyle buluşturun. Hem yetişkinler hem de çocuklar için tasarlanmış çeşitli aktivitelerle, aile boyu unutulmaz anılar biriktireceğiniz bir deneyim sizi bekliyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Mövenpick Hotel İstanbul Marmara Sea’de Brunch Keyifi

Zengin sunumları, dünya mutfaklarını yeniden yorumlayan lezzetleri ile misafirlerine lezzet ve deneyimi bir arada sunan Mövenpick Hotel İstanbul Marmara Sea, geçtiğimiz gün düzenlediği brunch davetinde misafirlerini ağırladı.

Şık detaylar ile dekore edilen restoranı Leccino Restaurant’ın kış bahçesinde gerçekleşen davete ünlü simalar ve basın mensupları katıldı.

Emel Güven Bardız ev sahipliğinde gerçekleşen davet, şef Cenap Varol’un hem göze hem de damağa hitap eden eşsiz lezzetleri ile başladı. Gün boyu Akdeniz mutfağından birçok lezzeti deneyimleyen misafirler, İsviçre’den özel olarak getirtilen Mövenpick markalı kahve, dondurma, çikolata , yoğurt, fındık ezmesi ve Leccino Restaurant için özel olarak üretilen zeytin ve zeytinyağı çeşitlerinin de tadına bakma fırsatı buldular.

Dj Sinan Uçan’ın chill out müzikleriyle renklenen davette Mövenpick Hotel İstanbul Marmara Sea Genel Müdürü Eray Dursun, konuklarıyla tek tek ilgilenerek sektöre dair deneyimlerini misafirleriyle paylaştı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yaz keyfi Hilton Dalaman Sarıgerme Resort & Spa’da Devam Ediyor!

Sonbaharın serin esintileri sizi yanıltmasın; Hilton Dalaman Sarıgerme Resort & Spa‘da yaz coşkusu hız kesmeden sürüyor. Akdeniz’in büyüleyici sahilinde, doğanın kucağında, unutulmaz bir tatil için hala fırsat var. Sıcak güneşin altında, huzur dolu denizle buluşup, muhteşem manzaraların tadını çıkarabileceğiniz bir kaçamak sizi bekliyor.

Hilton Dalaman Sarıgerme Resort & Spa, yazın bitmeyen enerjisini yaşamaya davet ediyor. Yeşille mavinin iç içe geçtiği bu eşsiz noktada, Akdeniz ve Ege’nin masmavi sularına nazır manzaralar, kilometrelerce uzanan plajlar ve üstün lüks olanaklar, tatilinizi unutulmaz kılacak. İster dingin bir dinleniş, ister macera dolu aktiviteler arayın; Hilton Dalaman Sarıgerme Resort & Spa‘da herkes için bir deneyim var.

Her yaştan misafire özel olarak hazırlanan ve gün boyu süren aktiviteler, ailece geçirilen anları daha da değerli hale getiriyor. Çocuklar sınırsız eğlence olanaklarıyla neşe dolarken, yetişkinler ise rafine lezzetler ve rahatlatıcı deneyimlerle dolu bir tatilin keyfini çıkarıyor.

Hilton Dalaman Sarıgerme Resort & Spa, yazın canlı enerjisiyle sonbaharın dinginliğini bir arada sunarak, misafirlerine sadece bir konaklama değil, unutulmaz bir yaşam tarzı vaat ediyor. Bu özel deneyimi kaçırmak istemeyenler için yaz, Hilton Dalaman Sarıgerme Resort & Spa‘da hala devam ediyor!

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Paranormal Cuma filminin vizyon tarihi değişti

Trakya’nın sakar ustası Cuma 29 Kasım’da güldürmeye geliyor

Yapımını Content Turkey’in, yapımcılığını Hayri Aslan’ın üstlendiği, yönetmen koltuğunda ise Eray Koçak’ın oturduğu Paranormal Cuma filmi zengin oyuncu kadrosu ve eğlenceli hikayesiyle dikkat çekiyor.

Trakyalı sakar bir usta olan Cuma karakterinin, başından geçen talihsizliklerin komik bir dille anlatıldığı Paranormal Cuma’ filminin senaryosunu Erol Hızarcı kaleme aldı.

Kadrosu geniş kahkahası bol

Zengin oyuncu kadrosuyla sinemaseverleri heyecanlandıran Paranormal Cuma filminin başrolü Murat Akkoyunlu’ya (Cuma), Hazal Erişkin (Nezihe), Furkan Okumuş (Zeki), Levent Tülek (Profesör Kazım), Şebnem Özinal (Ayla), Metin Coşkun (Komiser Dursun), Serap Önder (Sema), Melisa Dilber (Sude), Metehan Özcan (Danyal), Erman Cihan (Hulusi), Cemal Gönen (Emrah), Erol Taştan (Kısmet baba), Tarkan Koç (Başhekim), Selahattin Mutlu (Naci), Samet Gürsel (Behram) gibi birçok başarılı oyuncu eşlik ediyor.

Paranormal Cuma filmi 29 Kasım’da sinemalarda! Bu eğlenceli maceraya tanık olmaya hazır olun!

 

Paranormal Cuma Konusu:

Üniversite hastanesinde tamirci olarak çalışan Cuma sakarlığıyla bütün elektrik tesisatını duman eder. Hatasını telafi etmek isterken hastanenin altını üstüne getirir. Bu süreçte kaybolan bir kadavranın yerine bir cenaze arabasındaki cesedi çalar. Ardı ardına patlak veren tuhaf olaylar sonucunda, kasabadaki bir cenaze ve bir düğün alt üst olur. Cuma kendisini korumak için kasabada paranormal olaylar cereyan ettiğine herkesi inandırmaya çalışır. Fakat yol açtığı cendereden kurtulması çok zordur.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, tiyatro sezonunun yeni haftasında 9 oyunla seyirci karşısına çıkıyor.

Bu hafta sanatseverleri Alp Tuğhan Taş’tan William Shakespeare’e, Suat Derviş’ten Özen Yula’ya klasik ve çağdaş yazarların eserlerinin ön planda olduğu zengin bir repertuvar bekliyor.
Bu hafta Savaş ve Barış (Konuk Oyun), Hekabe, Hekabe Değil (Konuk Oyun), İkinci Perdenin Başı (Yeni Oyun), Hamlet, Tartuffe, Fosforlu Cevriye, Hayat Der Gülümserim, Kuğunun Şarkısı, Zehir adlı oyunlarımız seyirciyle buluşacak.
Oyun biletleri, gişelerden, https://sehirtiyatrolari.ibb.istanbul/, biletinial adreslerinden ve mobil uygulamamızdan temin edilebilir.

Bu Haftanın Programı (30 Ekim-3 Kasım 2024)

SAVAŞ VE BARIŞ (Kocaeli Şehir Tiyatroları)
Dünya edebiyatının başyapıtlarından, Napolyon Savaşlarının ortasında üç aristokrat ailenin aşk, dostluk, ihanetle örülü hikâyesini anlatan Savaş ve Barış, Helen Edmundson’un uyarlamasıyla Mehmet Birkiye’nin rejisinde tüm ihtişamını korurken Tolstoy’un Rusya’sından günümüz toplumlarına geçerliliğini yitirmeyen temaları merkezine alıyor.

Ley Tolstoy’un yazdığı, Mehmet Birkiye’nin yönettiği oyunda Cüneyt Gürbüz, Emre Işık, Serhat Güzel, Zeynep Özan, Başar Alemdar, Büşra Özdemir / Asena Keskinci, Ahmet Buğra Karakoyun, Ezgi Özbalı, Fatih Sevdi, Ata Şimşek, Nursel Çeliktürk, Tekin Ezgütekin, Sezen Düzakar Çetindaş, Çağrı Mengüç, İlker Bağlam, Tunç Efe, Semih Eraslan, Umut İsfen rol alıyor.

Oyun, İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın işbirliğiyle 28. İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında sahneleniyor. Oyun, 31 Ekim tarihinde Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde.

 COMÉDIE-FRANÇAISE- HEKABE, HEKABE DEĞİL
Molière’e kadar uzanan kökleriyle günümüzde faaliyetini sürdüren en eski tiyatro topluluğu olan Comédie-Française, prömiyerini bu yaz Avignon Festivali’nde gerçekleştirdiği en yeni yapımıyla İstanbul Tiyatro Festivali’ne geliyor. Gerçekle kurguyu, kişisel ile politik olanı birleştirerek sanatsal araçlarla hayatı şiirsel bir dönüşüme uğratan ünlü yönetmen Tiago Rodrigues, Hekabe, Hekabe Değil’de her zaman yaptığı gibi kelimelerin, bedenlerin ve hayallerimizin gücünü kullanarak dünyayı birlikte sorgulamamızı sağlıyor.

Tiago Rodrigues’in yazıp yönettiği oyunda Éric Génovèse, Denis Podalydès, Elsa Lepoivre, Loïc Corbery, Gaël Kamilindi, Élissa Alloula, Séphora Pondi rol alıyor.
Oyun, İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın işbirliğiyle 28. İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında sahneleniyor. Oyun, 2, 3 Kasım tarihlerinde Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde.

İKİNCİ PERDENİN BAŞI (Yeni Oyun)
Genç ve umutsuz bir oyuncu olan Muhsin, ünlü tiyatro yönetmeni Afet’in açtığı oyuncu seçmesine girme fırsatı bulur. Böylesi bir dönüm noktasında, hayatta hiçbir şeyin yolunda gitmemiş olmasının gerginliğini yaşamaktadır. Seçmelere saatinde yetişemediğinden dolayı içeri girip girmeme konusunda kararsız kalır.
Herhangi bir mesleğe yeni başlayan pekçok genç için bu tür seçme veya sınavlar aslında kaybolan umutları bulma ve yeniden hayal kurabilmek için önemli bir eşiktir. Muhsin için ise bir adım ötesinde varoluş imtihanı başlayacaktır.
Alp Tuğhan Taş’ın yazıp yönettiği oyunda Ebru Üstüntaş, Alp Tuğhan Taş rol alıyor. Oyun, 30 Ekim-2 Kasım 2024 tarihleri arasında Müze Gazhane Meydan Sahne’de.

HAMLET

Usta yönetmen Engin Alkan, Shakespeare’in dünya klasikleri arasında haklı bir yere sahip bu oyununu, farklı bir yorumla seyirciyle buluşturuyor. Yaşam ve ölüm arasında, iktidar ve intikam arasında, düşüncesi ile eylemi arasında insanın tüm zamanlara özgü çelişkilerini sahneye taşıyan, tiyatro tarihinin en ünlü eseri Hamlet, Engin Alkan’ın rejisinde çağdaş bir okumayla şimdiki zamandan bakılan çarpıcı bir hatırlamaya dönüşüyor.

William Shakespeare’in yazdığı, Sabahattin Eyüboğlu’nun çevirdiği, Engin Alkan’ın yönettiği oyunda Müslüm Tamer, Doğan Altınel, Seda Çavdar, Elçin Atamgüç, Zeliha Bahar Çebi, Zafer Kırşan, Hira Ogeday Erkut, Ersin Bağcıoğlu, Göksel Arslan, Destan Batmaz, Osman Kaba, Emre Ertunç, Cihat Faruk Sevindik, Doğan Şirin, Oğuzhan Oğuz, Hüseyin Emre Şen, Deran Özgen rol alıyor. Oyun, 30 Ekim-2 Kasım 2024 tarihleri arasında Kağıthane Sadabad Sahnesi’nde.

TARTUFFE

Zengin mi zengin bir adamın, ailesindeki ve çevresindeki kimseyi dinlemeden evine yerleştirdiği sahtekar bir sofu ile hem kendi hem de çevresindekilerin hayatını beter etmesini anlatan bu ölümsüz eserde; inancı, aileyi, aşkı, erkek-kadın farklarını, dünümüzü, bugünümüzü, mizahı, müziği, acıyı, hüznü, rahatsız edici türlü anları iç içe ve olanca dinamiğiyle seyircinin karşısına çıkarıyoruz. Orhan Veli’nin olağanüstü çevirisine, şiirlerinden bestelenen şarkıların da eşlik ettiği seyirliğimizle, hayata dair bu acayip bilmeceyi bir kez daha kahkahalarla selamlıyoruz.
Molière’in yazdığı, Orhan Veli Kanık’ın çevirdiği, Yiğit Sertdemir’in yönettiği oyunda Bennu Yıldırımlar, Emre Şen, Gürkan Başbuğ, Mehmet Soner Dinç, Murat Garipağaoğlu, Naci Taşdöğen, Nilay Bağ, Özge Kırdı, Semah Tuğsel, Tolga Yeter, Yeşim Koçak, Zeynep Göktay Dilbaz rol alıyor. Oyun, 30 Ekim-2 Kasım 2024 tarihleri arasında Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi’nde.

FOSFORLU CEVRİYE

Anne babasını tanımadığı için gökteki yıldızlardan doğduğuna inanan, denizin kucağında bir sokak çocuğu olarak büyüyen, Galata mevkiinde karnını doyurabilmek için “icra-i sanat” eyleyen Cevriye, sıradan bir sokak kızı değil aslında İstanbul sokaklarının ta kendisidir. Hastalık ve soğuktan ölüme yaklaştığı o gece, karşısına çıkan esrarengiz bir Adam sayesinde hayata ve kara sevdaya tutunur. Cevriye’nin daha önce tanıdığı erkeklere hiç benzemeyen ve ona “siz” diye hitap eden bu Adam aslında gizli yaşayan bir idam mahkûmudur. Cevriye onu tanıdığı günden sonra artık bambaşka bir “insan” olmuştur. Hapis, sürgün, aradan geçen zaman ve türlü belalara rağmen bu aşktan vazgeçmeyen Cevriye, sevdiği için her şeyi göze alacaktır.
Oyunda 1930-40’lı yılların İstanbul’u zengin tasvirleriyle sunuluyor. Mahallelerin arka sokaklarında, hapishanelerinde, batakhanelerinde hayata tutunmaya çalışan kadınların, annelerin, çocukların ve afili delikanlıların otoriteyle olan ilişkisi çarpıcı öykülerle aktarılıyor.

Suat Derviş, 60’lı yılların başında Türkiye’ye döndüğünde siyasi-mesleki ve maddi anlamda zorlu bir dönemden geçiyordu. “Fosforlu Cevriye” romanını yayınevlerine teklif ediyor fakat ne yazık her seferinde reddediliyordu. Suat Hanım’ın büyük arzusu, bu eserin yayınlanmasından öte, bir “müzikal” olarak oyunlaştırıldığını görmekti… Bunun için ilk görüştüğü kişi genç aktris Gülriz Sururi idi… Gülriz Hanım’ın da arzusu oyunu Şehir Tiyatroları’nda sahnelemekti…

“Karanlık bir gecede gökten düşüp parçalanan bir yıldız gibi…” kalbimizde iz bırakan Suat Derviş’e, Reşat Fuat Baraner’e, Nazım Hikmet’e ve Gülriz Sururi’ye sevgiyle…
Suat Derviş’in yazdığı, Gülriz Sururi’nin uyarladığı, Yelda Baskın’ın yönettiği oyunda Ayşe Günyüz Demirci, Besim Demirkıran, Binnur Şerbetçioğlu, Direnç Dedeoğlu, Esra Ede, Çağatay Palabıyık, Elif Verit, Emre Yılmaz, Hakan Örge, Irmak Örnek, Nur Saçbüker Otan, Samet Silme, Tuğrul Arsever, Yağmur Damcıoğlu Namak, Yunus Erman Çağlar, Zeynep Ceren Gedikali rol alıyor. Oyun, 30 Ekim-2 Kasım 2024 tarihleri arasında Ümraniye Sahnesi’nde.

HAYAT DER GÜLÜMSERİM
Yıllarca olağanüstü kadın karakterlere hayat vermiş bir oyuncu, AVM yapılmak üzere yıkılacak bir sahneye veda eder. Anlatılmaya değer bulunmayan farklı sınıflardan kadınların sıcak ve aşina hayat hikâyeleri, ilk kez aktarılır.
Özen Yula’nın yazıp yönettiği oyunda Sema Keçik, Serkan Bacak rol alıyor. Oyun, 30 Ekim-2 Kasım 2024 tarihleri arasında Üsküdar Kerem Yılmazer Sahnesi’nde.

KUĞUNUN ŞARKISI
Anton Çehov’un tek perdelik kısa oyunlarından biri olan Kuğunun Şarkısı’nda, yaşlı ve yalnız bir aktörün geçmişiyle yüzleşmesine, hayatını sorgulamasına, pişmanlıklarına ve aradan geçen onca yıla rağmen, hala, hayatta en iyi yaptığı şeye, aktörlüğe tutunmaya çalışmasına tanık oluyoruz.

Oyunda, insan doğasının gizli özlemlerini, öfkelerini ve tutkularını yansıtan önemli bir Çehov karakteri olarak karşımızda duran Svetlevidov’un anılarında yeniden canlanan Shakespeare’nin seçme tiradları, izleyenleri de oyuncunun geçmişine doğru bir yolculuğa çıkarıyor.

Alkışlar, tebrikler, aşklar ve şöhretin sarhoşluğuyla, yaşamı boyunca mutluluğu ve hayatın anlamını arayan Svetlevidov, geride bıraktığı onca hayal kırıklığına ve çektiği bütün sıkıntılara rağmen, sahnede ölümü bekliyor olduğu gerçeğinin önünde bile başını eğmeden durmaya devam ediyor.

Bora Seçkin’in yönettiği oyunda Bora Seçkin, Ertan Kılıç, Naşit Özcan, Yeliz Şatıroğlu rol alıyor. Oyun, 30 Ekim-2 Kasım 2024 tarihleri arasında Müze Gazhane Prof. Dr. Sevda Şener Sahnesi’nde.

ZEHİR
Geçmişte yaşadıkları trajik kaybın ardından ayrılan çift, yıllar sonra bir araya gelmek zorunda kalır. Bu buluşma, acılı bir geçmiş hesaplaşmasına dönüşür. Karşı tarafın da neler hissettiğine dair eksik bırakılan taşlar yerine oturur. Kadın ve erkek dünyasının bakış açısına odaklanan eser Hollanda prömiyerinin ardından birçok dile çevrilmiştir.
Lot Vekemans’ın yazdığı Şaban Ol’un çevirip yönettiği oyunda Sevinç Erbulak, Ahmet Saraçoğlu rol alıyor. Oyun, 2 Kasım 2024 tarihinde Beylikdüzü Rasim Öztekin Sahnesi’nde.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Başka Sorular” Söyleşilerinin İlki Zeytinburnu Kültür Sanat’ta Gerçekleşti!

Zeytinburnu Kültür Sanat’ın yeni sezonunda Zeliha Eliaçık moderatörlüğünde; kültür, akademi ve sanat dünyasından değerli isimlerle toplumu ilgilendiren konulara mercek tutulacak. 25 Ekim Cuma akşamı saat 19.30’da ilki yapılan Başka Sorular adlı söyleşi dizisinin ilk konuğu Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Nafi Artemel oldu.

 

Zeytinburnu Kültür Sanat’ın yeni sezonunda Zeliha Eliaçık; birbirinden değerli konuklarla alışılmışın dışında gündemleri ele alıyor. Kültür, sanat ve akademi dünyasından önemli isimlerin düşünce dünyalarının tanıtılacağı Başka Sorular’ın ilk konuğu yazar ve akademisyen Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Nafi Artemel oldu. Artemel, kendi hayat serüvenini aktarırken dil ve kültür meseleleri üzerine de bilgiler verdi.

 

“Türkçeyle roman yazacak kadar ilişki kurdum.”

İngiltere’de doğan ve öğrenciliğinde hem İngilizce hem de Türkçe konusunda zaman zaman problemler yaşadığını aktaran Artemel, bu dillerle kurduğu ilişkiyi şu ifadelerle anlattı:

“2003’ten itibaren, Boğaziçi’nde çalışmaya başlayınca tekrar dille ilgili sorun yaşadım. Orada akademik olarak bir dili kullanmam, yazmam gerekiyordu. Ama bir dili uzun süre kullanmayınca o dil gidiyor. Doktoramı tamamlamak için geldiğimde hukuk hocalarından eleştiriler oluyordu. Bunun düzgün bir Türkçe olmadığını, daha Hukuk Türkçesi bile yazamadığımı söylüyorlardı. Üzülüyor tabii insan. Kırılıyordum. Beklemiyor insan öyle bir şey. Bu olay bende öyle bir etki yaptı ki sonunda Türkçe bir roman yazdım.”

 

“Kariyerist bir akademisyen değilim.”

Akademisyenlik kariyerine dair de konuşan Artemel, öğrencilerle etkileşim içinde olmayı sevdiğini söyledi:

“Boğaziçi’ne girince bana hukuk dersi vermesem daha iyi olacağını söylediler. Onların ekolü Kıta Avrupası. Sonra bana Ticaret İletişimi dersini verdiler. Ben onu İşportaya Giriş olarak adlandırdım. Resmen yapamadım ama ismini öyle değiştirdim. Ders büyük bir sükse yarattı. Dedim ki hukuk bunun yanında çok sıkıcıymış. 9 yıl o dersi verdim. Kariyer yapmak isteyen biri 9 yılını buna vermez.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı