Bir Oyuncunun Varoluş Mücadelesi İkinci Perdenin Başı Seyirciyle Buluştu

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Alp Tuğhan Taş’ın yazıp yönettiği “İkinci Perdenin Başı” oyununu seyirciyle buluşturdu.

Genç bir oyuncu ve otoriter bir yönetmenin hikâyesinin anlatıldığı oyun, 30 Ekim 2024 Çarşamba günü Müze Gazhane Meydan Sahne’de ilk gösterimini yaptı.

Oyunun sonunda söz alan Genel Sanat Yönetmeni Ayşegül İşsever:

 

“Bugün burada olmayı tercih ettiğiniz için hepinize çok teşekkür ederim. Şehir Tiyatroları Türkiye’nin en uzun soluklu gençlik festivalini yapıyor. Bu sene 38.’sini gerçekleştirdik. Hem içerdeki hem dışarıdaki genç arkadaşlarımız oyunlar hazırladılar. Bu sene 6 tane iç yapımımız vardı. Biz 1 tanesini seçtik. O da Alp’inkiydi. Alp çok cesaretli davrandı. Hem yazdı hem yönetti hem oynadı.

 

Gençlerimizin özgüveni hepimizi çok gururlandırıyor. Alp de bu özgüvenle çakı gibi bir oyun çıkardı. Ayrıca bu oyun tamamen gönüllülük esasına göre yapılmıştır. Yani repertuvara alınacak diye değil sadece kendi özgüvenleri, kendi tiyatro aşklarıyla yaptıkları bir oyundu. O yüzden çok daha kıymetli.” dedi.

 

Dramaturgisini Dilek Tekintaş-Gökhan Aktemur’un, müziğini Şan Üstüntaş’ın, ışık tasarımını Fatih Kara’nın, efekt tasarımını Metin Taşkıran’ın, dekor ve aksesuar tasarımını Özgür Öztürk-Samet Küçükyılmaz’ın yaptığı oyunda; Ebru Üstüntaş, Alp Tuğhan Taş rol alıyor.

 

İkinci Perdenin Başı

Genç ve umutsuz bir oyuncu olan Muhsin, ünlü tiyatro yönetmeni Afet’in açtığı oyuncu seçmesine girme fırsatı bulur. Böylesi bir dönüm noktasında, hayatta hiçbir şeyin yolunda gitmemiş olmasının gerginliğini yaşamaktadır. Seçmelere saatinde yetişemediğinden dolayı içeri girip girmeme konusunda kararsız kalır.

Herhangi bir mesleğe yeni başlayan pek çok genç için bu tür seçme veya sınavlar aslında kaybolan umutları bulma ve yeniden hayal kurabilmek için önemli bir eşiktir. Muhsin için ise bir adım ötesinde varoluş imtihanı başlayacaktır.

Oyun, 31 Ekim-2 Kasım 2024 tarihleri arasında Müze Gazhane Meydan Sahne’de.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bybit TR, Kripto Varlık Yatırım Deneyimini Geliştirmek için Yerelleştirilmiş Uygulamayı Başlattı

Bybit’in iştiraki olan Bybit TR, Türkiye pazarı için özel olarak tasarlanmış yeni yerelleştirilmiş uygulamasının lansmanını gururla duyurur. Bu hamle ile Bybit TR, yerel kripto topluluğuna olan bağlılığını güçlendiriyor.

Bybit TR uygulaması, Türkiye’deki kripto yatırım ortamını yeniden tanımlamaya hazırlanıyor. Bybit TR, SPK tarafından ‘Kripto Varlık Hizmet Sağlayıcıları – Faaliyet Gösteren Şirketler Listesi’ne dahil edilerek yerel düzenlemelere tam uyum sağlamaktadır.

Bybit TR uygulaması hem yeni hem de deneyimli kripto para yatırımcılarına hitap eden kullanıcı dostu arayüzü ve yenilikçi özellikleriyle öne çıkıyor. Sezgisel tasarımı, kullanıcıların hızlı bir şekilde işlem yapmasına ve en son piyasa hareketlerinden haberdar olmasına olanak tanıyarak, Türk yatırımcıların benzersiz ihtiyaçlarına göre uyarlanmış modern bir deneyim sunuyor.

Bybit TR uygulaması ile kullanıcılar Bitcoin, Ethereum gibi popüler kripto paralara ve Galatasaray ve Fenerbahçe Taraftar Tokenları da dahil olmak üzere birçok altcoine erişebilirler. TRY işlem çiftlerine ve çok çeşitli kripto projelerine daha hızlı erişim, bu uygulamayı Türkiye’deki kripto yatırımcıları için nihai araç haline getiriyor.

Bybit TR Ülke Müdürü Kutluhan Akçın, Bybit TR uygulamasının erişime açılması ile ilgili  açıklamada bulundu: “Güvenli ve yerelleştirilmiş bir kripto alım satım deneyimi sunan Bybit TR uygulamasını tanıtmaktan heyecan duyuyoruz. Amacımız, Türk lirasını entegre ederek ve eşsiz müşteri desteği sunarak Türkiye kripto pazarında liderlik etmek ve yenilik yapmaktır. Bu lansmanla kullanıcılarımızın tamamen uyumlu bir çerçevede güvenle ve verimli bir şekilde işlem yapabilmelerini sağlıyoruz.”

Güvenlik, Bybit’in en önemli önceliği olmaya devam ediyor. Bybit TR uygulaması, kullanıcı varlıklarını korumak için iki faktörlü kimlik doğrulama (2FA) ve soğuk cüzdan çözümleri de dahil olmak üzere en son güvenlik protokollerini kullanıyor.

Güvenli bir ticaret ortamı sağlamanın yanı sıra Bybit TR, kullanıcıların kripto para ticareti konusundaki bilgilerini genişletmelerine yardımcı olmak için kapsamlı bir eğitim kütüphanesi sunmaktadır. Ayrıca, 7/24 müşteri desteği ile kullanıcılar ihtiyaç duyduklarında hızlı bir şekilde yardım alabilirler.

Bybit TR uygulaması yalnızca kripto para ticaretine erişilebilirliği artırmakla kalmıyor, aynı zamanda dinamik kripto yatırım dünyasında gezinirken kullanıcılara güven aşılıyor. Bybit TR, yerelleştirilmiş özellikleri ve kullanıcı güvenliğine olan bağlılığıyla, kripto para dünyasına girmek veya katılımını derinleştirmek isteyen herkes için başvurulacak bir platformdur.

 

Bybit TR Hakkında

Haziran 2024’te Bybit, Narkasa’yı Bybit TR olarak yeniden markalaştırarak Türk kripto pazarına olan bağlılığını güçlendirdi. Bu stratejik hamle, Türk kullanıcılara yerelleştirilmiş ve güvenli bir kripto ticareti deneyimi sunma konusundaki kararlılığımızın altını çiziyor. Narkasa Yazılım Ticaret Anonim Şirketi tarafından işletilen Bybit TR, en yüksek hizmet ve güvenlik standartlarını sağlarken, Türk pazarının özel ihtiyaçlarını karşılamak için uyarlanmış bağımsız bir marka olarak duruyor.

 

Bybit Hakkında

Bybit, 50 milyondan fazla kullanıcıya hizmet veren, işlem hacmine göre dünyanın en büyük ikinci kripto para borsasıdır. 2018 yılında kurulan Bybit, kripto yatırımcılarının ve tüccarlarının ultra hızlı bir eşleştirme motoru, 7/24 müşteri hizmetleri ve çok dilli topluluk desteği bulabilecekleri profesyonel bir platform sunmaktadır. Bybit, Formula 1’in yapıcılar ve sürücüler şampiyonu Oracle Red Bull Racing takımının gururlu bir ortağıdır.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Klasik esintiler Osmangazi’de yankılandı

Osmangazi Belediyesi’nin kültürel etkinlikler kapsamında düzenlediği Oda Orkestrası Klasik Esintiler konseri, büyük beğeni aldı. Dinleyenin ruhunu dinlendiren seslerin yankılandığı konsere gelenler, müzik dolu unutulmaz bir gece yaşadı.

 

Sanata, sanatçıya ve kültürel etkinliklere büyük önem veren Osmangazi Belediyesi, Oda Orkestrası Klasik Esintiler konseri düzenledi. Ördekli Kültür Merkezi’nde düzenlenen konseri dinleyenler keman, yan flüt ve çello, seslerinin yankılandığı muhteşem bir konsere şahit oldu. Dinleyenlerin ruhunu dinlendiren eserlerin yankılandığı konserde, müzik severler unutulmaz bir gece yaşadı. Kemanda Rasim Yokuşlu, yan flütte Ceyda Su Erciyas ve Çello da Erdinç Çandar, klasik müzik tarihinin unutulmaz eserlerini sergiledi. Her Çarşamba günü Osmangazili sanat severlere buluşan Oda Orkestrası, her hafta olduğu gibi bu hafta da büyük beğeniyle dinlendi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İzmir Film ve Müzik Festivali’nde kadınlar başrolde

30 Ekim-3 Kasım tarihlerinde düzenlenen 4. İzmir Uluslararası Film ve Müzik Festivali sürüyor. Yoğun katılımın olduğu festivalin ilk iki gününe kadınlar damga vurdu.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Kültürlerarası Sanat Derneği iş birliği ile düzenlediği 4. İzmir Uluslararası Film ve Müzik Festivali’nin ilk iki gününde Ulusal Yarışma’da altı, Uluslararası Yarışma’da dört film gösterildi. Yarışma dışı “Müzik ve Yaşam” ve “Sınır Tanımayan Sinema” bölümlerinde birbirinden ilginç filmler seyirciyle buluştu. Ayla Algan’ın anısına “Karanlıkta Uyananlar” filmi gösterildi.

Ulusal Yarışma’nın ilk gösterimi olan “Kayıtsız” filminin söyleşisine yönetmen ve senarist Özlem Çıngırlar, başrol oyuncuları Tülay Günal ve Nastaran Mazal ile besteci Ege Gür katıldı. Söyleşide filmin şiir, tiyatro, sinema, müzik gibi sanat alanlarının harmanlandığı disiplinlerarası bir çalışma olduğu aktarıldı. Ayrıca iki kadın arasındaki dayanışmayı anlatmak üzere yola çıkıldığı, Füruğ’un şiirlerinden ilham aldığı, farklı kültürlerin buluşması ve mülteci sorununun yan temalar olarak işlendiği vurgulandı. İki kadının başrolü paylaştığı bir diğer yapım, dünyaya farklı açılardan yaklaşan iki kadın arasındaki çatışmayı konu alan Mehmet Eryılmaz’ın “Parmaklıklar Ardında İki Kadın“ adlı filmi oldu. Söyleşiye katılmak için filmin oyuncuları Pervin Bağdat ve Zümrüt Erkin de İzmir’e geldi.

Kadınlar özgür olsa

Yarışma seçkisinde kadınların başrolde olduğu ve kadın özgürlüğünün vurgulandığı başka filmler de yer alıyor. Eylem Kaftan’ın “Bir Gün, 365 Saat”i aileleri tarafından istismar edilen ve şiddete uğrayan üç genç kızın, Erkan Tahhuşoğlu’nun “Döngü”sü sınıfsal konumunun ayırdında olmayan bir kadının, Nadim Güç’ün “Mukadderat”ı kocasının ölümünden sonra yeniden evlenmekten başka bir çare göremeyen bir kadının uyanış öyküleri… Gösterimi yapılan Aslı Özge’nin “Faruk”u ise ön planda bir baba kız ilişkisini, fonda kentsel dönüşümün insan yaşamları üzerindeki etkisini anlatırken kurmaca ile belgeseli buluşturan bir yapım.

Avrupa’nın ortak yapımları

Kurmaca, belgesel ve canlandırma türlerinin yer aldığı Uluslararası Yarışma’da Almanya, Avusturya, İsviçre, Birleşik Krallık yapımı “Stella: Bir Yaşam”,  100. doğum yıl dönümü nedeniyle yeniden gündeme gelen ünlü Macar piyanisti Cziffra üstüne belgesel “Ellerim Mutluluk Dolu”, ünlü bir caz piyanisti üstüne kurgulanmış İspanya, Fransa, Hollanda, Portekiz, Peru ortak yapımı animasyon “Piyanisti Vurdular” ve İtalyan şarkıcı-yönetmen Margherita Vicario’nun son Berlin Film Festivali’nde gösterilen filmi “Gloria” yer alıyor. “Müzik ve Yaşam” bölümünde yer alan belgesellerden “Sen Kimsin?” yönetmen Cenk Kaptan’ın, “İzmir ve Müzik” ise yönetmen Tahsin İşbilen’in katılımıyla gerçekleşti.

Yarışmalarda sona doğru

Ulusal Yarışma, Cuma günü yönetmen Belkıs Bayrak’ın katılımıyla “Gülizar”, yönetmen Ümit Ünal ve oyuncu Öykü Karayel’in katılımıyla “Evcilik” ve yönetmen Hikmet Kerem Özcan ile başrol oyuncusu Bülent Emin Yarar’ın katılımıyla “Hakkı” adlı filmlerin gösterimiyle sonlanacak. Uluslararası Yarışma ise Nazi döneminde yaşamış bir müzisyenin öyküsünü beyazperdeye taşıyan “Hayallerin Gölgesinde”, Tacikistan-İran ortak yapımı şiirsel bir yapım “Melodi”, bir şarkıcının yürek burkan öyküsünü anlatan Fas, Fransa, Belçika, Danimarka, Hollanda, İsveç, Norveç yapımı “Touda’yı Herkes Seviyor”, Polonya’dan “Pianoforte” adlı kurmaca ve Yüksel Aksu’nun yönettiği “Cem Karaca’nın Gözyaşları” filmleri ile devam edecek. Özel gösterimlerde yer alan “Kasap Havası”, “Müzik ve Yaşam” bölümünden “Bir Orkestranın İzinde”, “Horona Duranlar” ve “Kara Altından Altın Mikrofona” söyleşilerine filmlerin yapımcı/yönetmenleri katılacak. Bu yıl Cannes’da Jüri Büyük Ödülü’nü kazanan “Kutsal İncirin Tohumu” Cuma 19.00’da İzmir Fransız Kültür Merkezi’nde, festivalin iki çocuk filmi de Cumartesi ve Pazar günleri 14.00’te aynı salonda gösterilecek.

Takıntılar

Festivalin tek biletli gösterimi ise Cumartesi akşamı 21.00’de İstinyePark Teras % 100 Performans Arena’da gösterimi yapılacak olan “Takıntılar”. Filmin söyleşisine filmin yönetmeni Yunus Nihat Özcan, görüntü yönetmeni Aydın Sarıoğlu ile oyuncular Zafer Algöz ve Özge Özberk katılacak. 

Festival, 3 Kasım Pazar akşamı saat 19.00’da Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde yapılacak Ödül Töreni ile sona erecek. Törende, FİLM YÖN, SİYAD ve İzmir Kent Konseyi Ödülleri ve Televizyon Dizi film Müzikleri Ödülleri’nin yanı sıra ulusal ve uluslararası jürinin vereceği Kristal Flamingo Ödülleri sahiplerini bulacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Genç piyanist Ali Keskin yeteneğiyle alkışları topladı


Genç yetenek Ali Keskin, Nilüfer Belediyesi’nin “MEM Genç Sahne” programı kapsamında düzenlediği konserde, olağanüstü performansıyla izleyicilerden tam not aldı.

Nilüfer Belediyesi Dr. Hüseyin Parkan Sanlıkol Müzik Enstrümanları Müzesi (MEM), genç yetenekleri desteklemek amacıyla başlattığı “MEM Genç Sahne” konser serisiyle katılımcılara unutulmaz anlar yaşatmaya devam ediyor. 

Bu sezonun ilk konserinde 11 yaşındaki piyanist Ali Keskin, sahne aldı. Müzik eğitimine 4 yaşında Piyanist Elena Çekiç ile başlayan Keskin, Bach’tan Debussy’e uzanan zengin bir repertuvar sundu. İlk resitalinde izleyenlere keyifli bir akşam yaşatan Keskin, katılımcıların beğenisini topladı.  

Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Emre Karagöz, konser sonunda Keskin’i tebrik ederek, gençlerin müziğe olan tutkularını sürdürmelerini temenni ettiğini belirtti.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Equinix, Avrupa ve Asya Arasında Önemli Bir Ara Bağlantı Merkezi Kurarak Türkiye’deki Yeni Veri Merkezini Açtı

Dünyanın dijital altyapı şirketi Equinix (Nasdaq: EQIX), Türkiye’deki ikinci International Business Exchange (IBX) veri merkezini İstanbul’da açtığını duyurdu. IL4 olarak adlandırılan yeni tesis, bilgi işlemin artan yüksek yoğunluklu taleplerini karşılamak için benzersiz bir şekilde tasarlandı ve Equinix’in, Türkiye’de yapay zekâ çözümlerini keşfetmekte olan işletmeleri destekleme konusundaki kararlılığını ortaya koydu.

Avrupa ile Asya arasında stratejik bir konumda bulunan İstanbul hem karasal hem de denizaltı bağlantıları için kritik bir merkez olarak öne çıkıyor. Hızla büyüyen bilgi teknolojileri (BT) hizmetleri pazarına sahip olan Türkiye, İstanbul’u da işletmelerin temel altyapılarını kurmaları için ideal bir yer haline getiriyor.

IL2 ve IL4 dahil olmak üzere Equinix İstanbul kampüsü toplamda 7.500 m²’nin üzerinde ortak yerleşim alanı sunacak ve IL4’e 1.125 kabin eklenecek. Bulut, ağ, içerik ve dijital medya hizmetlerine doğrudan erişim sağlayan tesis zengin bir dijital ekosistem sunuyor. Ayrıca, yüksek yoğunluklu kullanımlar için sıvı soğutmayı destekleyecek özelliklerle tasarlandı.

Equinix Türkiye Genel Müdürü Aslıhan Güreşcier konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: “İstanbul’da Türkiye’deki ikinci veri merkezimizin açılışını duyurmaktan gurur duyuyoruz. En gelişmiş teknolojiye sahip yeni IL4 tesisimizin açılışıyla birlikte dünyanın stratejik öneme sahip bu bölgesinde yapay zekâ ve yüksek yoğunluklu bilgi işlem çözümlerini benimseyen işletmeleri destekleme kararlılığımızı açık bir şekilde ortaya koyduğumuza inanıyoruz.  İstanbul’un Avrupa ve Asya arasında bir bağlantı merkezi olarak kilit öneme sahip konumu ile hızla büyüyen BT hizmetleri pazarı, bu bölgeyi işletmelerin büyümesi ve bağlanabilirlik hedeflerine ulaşması için ideal bir yer haline getiriyor.”

Akdeniz’de Yeni Denizaltı Bağlantısı

Equinix; Barselona, Bordo ve Cenova’daki stratejik denizaltı merkezleriyle Akdeniz’deki bağlantılarını artırıyor ve İstanbul’daki yeni IL4 tesisiyle konumunu güçlendirerek doğu, batı ve orta doğu arasında dijital bir koridor oluşturuyor. Bu büyüme, Türkiye’deki ilk bulut bağlantı noktasının kurulmasını da kapsıyor ve ülkeyi daha geniş alandaki denizaltı bağlantıları açısından kritik bir konuma getiriyor. 

Veri Merkezi Özellikleri

IL4 IBX Veri Merkezi’nde

– 3.044m²’lik ortak yerleşim alanı

– 1.125 kabin

– %100 Yenilenebilir enerji sertifikası ile belgelendirme

Sürdürülebilirlik Taahhüdü

Equinix, 30’dan fazla ülkede 70’ten fazla metropolde 260’tan fazla veri merkeziyle küresel ayak izini genişletmeye devam ediyor ve 2030 yılına kadar portföyünde %100 temiz ve yenilenebilir enerjiye ulaşmayı taahhüt ediyor. Son 25 yılı aşkın süredir enerji verimliliğine önemli yatırımlar yapan Equinix, müşterilerini veri merkezi karbon emisyonlarını azaltma konusunda da destekliyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

CarrefourSA 500 Bayiye Ulaştı

500’üncü bayisi İstanbul’da açılan CarrefourSA, girişimcilerle büyümeyi sürdürüyor ve Türkiye’nin farklı illerinde ‘Yeni Nesil Market’ anlayışını yaygınlaştırmaya devam ediyor.

Organize gıda perakende sektöründe oyun kurucu ve öncü konumunu sürdürmeye devam eden CarrefourSA, Türkiye’de 67 ilde 1200’e ulaşan mağazası, 15 bin çalışanıyla müşterilerine doğru ürünü, doğru üreticiden doğru fiyata ulaştırırken; 2020 yılında hayata geçirdiği bayilik sisteminde esnaf ve girişimcilerle büyümeye devam ediyor. 

Yerli girişimciye yatırım imkanı  

Küçük ve orta ölçekte esnaf ve girişimcilere, CarrefourSA güvencesiyle ticaret yapma imkânı sunduğu bayilik sisteminde CarrefourSA’nın 500. bayisi İstanbul’da açıldı. Açılışta konuşan CarrefourSA CEO’su Kutay Kartallıoğlu, “CarrefourSA olarak 30 yıllık deneyim ve tecrübemizle organize perakende sektöründe değişim ve dönüşüm ile gelişime öncülük ediyor, perakendenin bugününü olduğu kadar geleceğini de kurgulamaya devam ediyoruz. Yeni mağaza açılışlarımızı gerçekleştirirken aynı zamanda küçük esnaf ve girişimciyi oyuna dahil ettiğimiz bayilik sistemimizle de büyümeye devam ediyoruz. CarrefourSA’da tüm paydaşları besleyebildiğimiz, birlikte büyüyebildiğimiz bir sistem kurgusu var.

Bayilik sistemi hem organize gıda perakende sektörü hem de Türkiye ekonomisi için önemli. Bayilik sistemini organize gıda perakende sektöründe bu şekilde ilk biz hayata geçirdik. Bu sistemle tüketicilerimizin CarrefourSA kalitesi ve deneyimine erişimini kolaylaştırırken, yerli girişimciye karlı bir yatırım imkânı, bulundukları bölgeye ise istihdam fırsatı sağlıyoruz. Sektörümüzün geleceği ve sürdürülebilirliği için öncülük yaptığımız bayilik sisteminin en büyük avantajı ise esnaf ve girişimcinin hem uluslararası Carrefour hem de Sabancı markasının gücünü arkasında hissetmesi.

“Yeni mağaza yatırımlarıyla birlikte, küçük esnaf ve girişimciyi de oyuna dahil ettiğimiz bayilik sistemimizle büyümeye devam ediyoruz.” diyen Kartallıoğlu şöyle devam etti: “2020 yılında hayata geçirdiğimiz bu sisteme toplumsal cinsiyet eşitliği bakışımızı da yansıtıyoruz. CarrefourSA olarak ülkemizde kadınların ekonomik hayata katılımını ve güçlenmesini önceliklerimiz arasında görüyoruz. Şu anda bayilik sistemimizde bulunan kadın bayi sayımız 60. Önümüzdeki dönemde de bu sayının artması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Sahip olduğumuz güçlü marka imajını, modern ve doğru ticaretin nasıl yapılması gerektiğine dair bilgi birikimimizi, çalıştığımız binlerce tedarikçimizden kaynaklanan gücümüzü, yıllardır yatırım yaptığımız tedarik zinciri ve dijital altyapımızı tüm esnafımızın hizmetine sunmaya devam edeceğiz” dedi.

Yeni nesil esnafların sayısı artıyor

2020 yılından bu yana CarrefourSA olarak hizmet verdikleri 67 ilin 65’inde bayilik sisteminin büyüdüğünü ve bugün 500 bayiye ulaşmanın mutluluğunu yaşadıklarını söyleyen CarrefourSA İcra Kurulu Üyesi Bulut Batum ise şunları söyledi“Bilgi birikimimiz, lojistik ağımız, pazarlama ve dijital teknoloji altyapımızla esnafımız CarrefourSA markası altında ailemizin bir parçası oluyor. Dijitalleşmeyle birlikte yeni nesil esnaflar için önemli bir seçenek sunuyoruz. Ürün ve stok yönetimi, IT alt yapısı, lojistik, tasarım ve muhasebe dahil tüm konularda esnafımıza destek vererek, bulunduğu bölgede doğru ürünü, CarrefourSA kalite ve güvencesiyle tüketiciye sunmasını sağlıyoruz. Bunun yanı sıra CarrefourSA olarak sahip olduğumuz güçlü satın alma yapımız sayesinde, bayilerimiz ürün tedariğini çok daha uygun fiyatlarla sağlayabiliyor.

CarrefourSA olarak büyüme planlarımızı bayilik sistemi üzerine kuruyoruz. Sistemi daha da büyütmek için Bayilik Buluşmaları ile Türkiye’nin farklı illerindeki potansiyel bayi adaylarımızla bir araya geliyoruz. Bakkal ya da küçük marketlerde artık yönetim ikinci neslin eline geçiyor. İkinci nesil, dijitalleşme ve trendleri yakalama konusunda oldukça hevesli. Aynı zamanda sıfırdan girişimle bayi olmak isteyenler de CarrefourSA markasını tercih ediyor. Bayilik sistemini hayata geçirdiğimiz her bölgede çok dikkatli davranıyoruz. Ölçüm kriterlerimiz doğrultusunda uzman ekiplerimiz saha araştırması gerçekleştiriyor ve yatırımcının önerdiği lokasyonun uygunluğuna karar veriyor, bayilik kriterlerimize uygun bulunan talepleri sisteme dahil ediyoruz. Bu çalışmalarla bayilerimizin kazancını da koruyor, kazan-kazan sistemiyle bayilerimizle birlikte büyüyoruz” dedi. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tarihe Yolculuk Söyleşilerinin İlki Zeytinburnu Kültür Sanat’ta Gerçekleşti!

Zeytinburnu Kültür Sanat’ın yeni sezonunda Doğan Mert Demir moderatörlüğünde; her ay tarihin başka bir noktasına temas ediliyor. Alanında uzman konuklarla yapılan bu keşif yolculuğunda geçmiş ile günümüz arasında bir köprü kuruluyor. Doğan Mert Demir’in ekim ayındaki konuğu Priscilla Mary Işın oldu. 30 Ekim Çarşamba akşamı gerçekleşen söyleşide Osmanlı Mutfağı Tarihi ele alındı.

 

Zeytinburnu Kültür Sanat’ın yeni sezonunda Doğan Mert Demir; kendi alanının öne çıkan isimleriyle tarihi meseleler hakkında konuşacak. İlki gerçekleştirilen “Tarihe Yolculuk” söyleşilerinde, yemek kültürü ve tarihi üzerine çalışan Priscilla Mary Işın konuk edildi. Hem kendi serüvenini anlatan hem de yemek tarihine dair ilginç anekdotlardan söz eden Işın, Osmanlı Mutfağı Tarihi hakkında bilgiler verdi.

 

“Türk mutfağını her zaman çok beğeniyordum.”

Türk mutfağına olan ilgisinin ağız tadı nedeniyle olduğunu ifade eden Priscilla Mary Işın, 70’lerden bu yana Türk mutfağını çok sevdiğini dinleyicilere aktardı:

“Türk mutfağına olan ilgim ağız tadıyla başladı. Çok beğeniyordum. 70’lerde bir defterim vardı. Eşimin ailesinden tarifler alıyordum. Bizim İngiltere’de mutfağımız çok zayıf. Dedim onlar da bir kitaptan faydalansınlar. Bir kitap nasıl olur, giriş lazım. Tarih aklıma geldi. Ama ben öğrenciyken tarih dersinden hoşlanmazdım, sıkılırdım. Tarihle alakam yoktu ama öyle bir ilham geldi. Ankara’da kimse yol gösteremedi o dönem. Zaten yemek tarihi bütün dünyada yeni bir konuydu. Çok az konuşulan, çok az değer verilen, tarihçilerin küçümsediği bir konuydu.”

 

“Osmanlı mutfağında hep bir denge var.”

Osmanlı mutfağı tarihine dair ilginç anekdotlar aktaran Işın, Osmanlı mutfağında her zaman bir denge gözetildiğini söyledi:

“III. Selim de helva sohbetlerini çok seviyor. Lahanaya bir şiir yazıyor. Lahanacım, canım lahana diyor o şiirinde. Orada helva sohbetlerinden bahsediyor. Başka kaynaklara bakınca olayı anladım. Helva çok tatlı ya. Osmanlı mutfağında hep bir denge var. Helvanın yanında da turşu yiyorsun bu yüzden. III. Selim’in en sevdiği turşu lahana turşusu olduğu için lahanayı öven bir şiir yazmış.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

YEO Teknoloji, Vodafone İşbirliğiyle 100 Milyon Dolarlık Yap-İşlet-Devret GES Yatırımı Yapacak

 YEO Teknoloji tarafından yaklaşık 100 milyon dolarlık yatırımla hayata geçirilecek proje, Türkiye’de ESCO (Yap-İşlet-Devret) iş modeliyle gerçekleştirilen en büyük proje olacak. İç Anadolu, Akdeniz, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgeleri’nde yaklaşık 1,5 milyon metrekare üzerine kurulacak santrallerle, Vodafone Türkiye’nin mevcut yıllık enerji ihtiyacının %35’i karşılanacak.

Türkiye’nin dijitalleşmesine liderlik etme vizyonuyla faaliyet gösteren Vodafone, sektörün ve ülkenin geleceğine duyduğu güvenle faaliyetlerini sürdürüyor. Halihazırda 30’u aşkın ülkede enerji ve endüstriyel çözümler sunan YEO Teknoloji ile ESCO (Yap-İşlet-Devret) modeline dayalı güneş enerjisi santrali kurulumu sözleşmesi imzalayan Vodafone, İç Anadolu, Akdeniz, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgeleri’nde yaklaşık 1,5 milyon metrekare üzerine kurulacak santrallerle mevcut yıllık enerji ihtiyacının %35’ini karşılayacak. YEO Teknoloji tarafından yaklaşık 100 milyon dolarlık yatırım yapılması hedeflenen proje, Türkiye’nin en büyük ESCO projesi olacak. İşletme ve bakım süresi 15 yıl olarak belirlenen projeyle, toplam 3.000 GWh elektrik üretilmesi hedefleniyor. YEO Teknoloji tarafından inşa edilecek bu tesislerde üretilen enerjinin tümü 15 yıl boyunca sadece Vodafone Türkiye tarafından kullanılacak.

 

Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy şunları söyledi: 

 

“Vodafone olarak, sürdürülebilirlik vizyonumuz doğrultusunda, çevresel etkimizi azaltmak ve enerji verimliliğimizi artırmak amacıyla uzun yıllardır yenilenebilir enerji projelerine yatırım yapıyoruz. Ayrıca, Türkiye genelinde 11 teknoloji   merkezi, 15 ofis binası ve 25 binden fazla baz istasyonunda tüketilen yıllık toplam 558 Gigawatt saat elektriğin %100’ünü yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlıyoruz. YEO Teknoloji ile imzaladığımız yeni sözleşmeyle sürdürülebilirlik çalışmalarımızı bir adım ileri taşıyoruz. Yap-İşlet-Devret modeli üzerine kurulu bu sözleşme kapsamında, YEO Teknoloji mevcut yıllık enerji ihtiyacımızın %35’ini karşılayacak güneş enerjisi tesisleri kuracak. Ayrıca, arazi geliştirme, kapasite tahsisi, tesislerin kurulumu ve 15 yıllık işletimini üstlenerek yenilenebilir enerjiye geçişimizin önemli bir parçası olacak. Bu işbirliği, sürdürülebilirlik vizyonumuz doğrultusunda çevresel etkilerimizi azaltma ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelme kararlılığımızı pekiştiriyor. Vodafone olarak, ülkemizin sürdürülebilir büyümesine katkı sağlamaya devam edeceğiz.”

 

Söz konusu projenin Türkiye’deki yenilenebilir enerji yatırımları açısından öncü bir adım niteliği taşıdığını belirten YEO Teknoloji CEO’su Tolunay Yıldız ise şöyle konuştu: 

 

“YEO Teknoloji olarak 3 kıtada 30’dan fazla ülkede 400’den fazla projeyi başarıyla tamamlarken Türkiye’nin ve dünyanın enerji dönüşümüne de katkıda bulunmaya devam ediyoruz. Geçmişte kendi enerjisini üretmek isteyen çeşitli markalarla benzer projeler gerçekleştirmiştik; ancak, bu alandaki en büyük işbirliğini Vodafone Türkiye ile hayata geçiriyoruz. Bu proje, yalnızca çevresel etkiyi azaltmakla kalmayıp, ülkemiz için örnek teşkil eden bir model olacak. 3D olarak tanımladığımız dekarbonizasyon, desantralizasyon ve dijitalizasyon odaklı çalışmalarımızla daha yaşanabilir bir dünya için ‘Bizce mümkün’ sloganıyla çalışmaya devam edeceğiz.”

 

Yap-İşlet-Devret modeli uygulanacak

 

Yeni sözleşme kapsamında YEO Teknoloji, Vodafone’un elektrik tüketimini karşılamak üzere proje geliştirme, anahtar teslimi kurulum, işletme ve finansman gibi süreçleri üstlenecek. Buna göre, YEO Teknoloji’nin, sorumlulukları arasında tesislerin inşa edileceği arazilerin bulunması, kullanım haklarının alınması, çağrı mektuplarının alınması, ÇED raporlarının hazırlanması, imar süreçlerinin takibi, yapı ruhsatlarının alınması, izin ve ruhsatlarının alınması, güneş santralinin inşası, yüksek gerilim trafo merkezi ve enerji iletim hatlarının yapımı işleri, finansmanının sağlanması ve tesislerin işletmesi bulunacak.

 

Sektörde öncü çözümlere imza atıyor

 

Vodafone, artan enerji ihtiyacını ve maliyetlerini yönetmenin yanı sıra sürdürülebilirlik öncelikleri çerçevesinde operasyonlarını enerji verimliliği bilinciyle yürütüyor. Şirket, son yıllarda veri merkezi ve ofis binaları için geliştirdiği güneş enerjisi projeleriyle sektörde öncü çözümleri hayata geçirmiş bulunuyor.

 

Türkiye’nin genel sıfır karbon hedefine katkı

 

Vodafone Grubu, 2040 yılına kadar Kapsam 3 emisyonları da dahil olmak üzere tüm değer zincirinde karbon ayak izinde net sıfıra ulaşmayı hedefliyor. Bu doğrultuda, enerji verimliliğini artırmak, yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş yapmak ve kalan emisyonları karbon dengelemeyle nötralize etmek üzere çalışmalarına devam ediyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen elektriği kullanarak operasyonlarını daha sürdürülebilir hale getirmeyi amaçlayan Vodafone’un bu alandaki çalışmaları, Türkiye’nin net sıfır karbon hedefine katkıda bulunan önemli bir adım olarak öne çıkıyor. YEO Teknoloji ile hayata geçirilecek proje de Vodafone’un faaliyetlerini karbonsuzlaştırmaya yardımcı olacak. Projeyle, Vodafone’un elektrik tüketiminin daha büyük bir bölümü yenilenebilir enerjiden karşılanmış olacak. Ayrıca, YEO Teknoloji ile birlikte, Vodafone’un yatırımı, Türkiye’de enerji sektörünün büyümesine yardımcı olacak; enerji alanında daha sürdürülebilir ve temiz bir geleceğe geçişi hızlandıracak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sonbaharın Tadını Çıkarmak İsteyenlere Özel Vizesiz Rotalar

Kosova, Bosna Hersek, Arnavutluk, Makedonya, Karadağ, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Gürcistan’ın yer aldığı listede, tarihi yapılardan doğal güzelliklere kadar keşfedilecek birçok cazip nokta bulunuyor. ENUYGUN’un vizesiz sonbahar rota önerilerini keşfederek tatilinizi planlayabilirsiniz. 

Balkanların kalbi: Kosova 

Balkan ülkeleri arasında vizesiz gidilen Kosova, benzersiz tarihinin yanı sıra sonbaharda muhteşem manzaralara da sahip. Kosova, özellikle tarihe yolculuk yapmak isteyenlere unutulmaz anlar yaşatıyor. Doğu ve batıdan izler taşıyan başkent Priştine’de şehrin simgesi haline gelen Ulusal Kütüphane, Skanderbeg Heykeli ve Aziz Nikola Ortodoks Kilisesi, Fatih Sultan Mehmet Camii, Gracanica Manastırı, Zahir Pajaziti Meydanı gibi gezilecek ünlü yerlerin yanında birçok kilise, müze, meydan ve sokak bulunuyor. Başkent Priştine, canlı kültürel etkinlikleri ve hareketli gece hayatıyla dikkat çekerken, tarihi şehir Prizren, Osmanlı döneminden kalma mimarisi ve dar sokaklarıyla ziyaretçilerini büyülüyor. Ayrıca, doğaseverler için Rugova Kanyonu ve Mirusha Şelaleleri gibi doğal güzellikler de Kosova’nın keşfedilmeyi bekleyen köşeleri arasında yer alıyor.

Geçmişe büyülü bir yolculuk: Bosna Hersek

Enuygun.com’un önerdiği rotalar arasında yer alan Bosna Hersek, tarih kokan arnavut kaldırımlı sokakları, nefes kesici doğası ve misafirperver halkıyla ziyaretçilerine unutulmaz bir tatil vadediyor. Osmanlı döneminden kalma camilerden, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan köprülere, dağların eteklerindeki kasabalardan nehir kenarındaki köylere kadar birçok gezilecek yeri olan Bosna Hersek, tarih ve kültür turlarının değişmez adreslerinden biri. Başkent Saraybosna, Osmanlı ve Avusturya-Macaristan mimarisinin izlerini taşıyan yapıları ve canlı pazarlarıyla öne çıkıyor. Şehrin simgesi olan Başçarşı, dar sokakları ve otantik dükkanlarıyla adeta geçmişe büyülü bir yolculuk sunuyor. Umut Tüneli, Latin Köprüsü, Gazi Hüsrev Bey Camisi, Sarajevo City Hall ve Bjelašnica Dağı gibi ikonik yerleri de mutlaka görmelisiniz.

Kültür ve gurme durağı: Arnavutluk 

Uygun fiyatlı bir tatil yapmanın mümkün olduğu Tiran, gezilecek yerleriyle öne çıkan çok keyifli bir şehir. Tiran’da Skanderberg Meydanı, Hacı Ethem Bey Camisi, Dıraç Kalesi ve Ulusal Tarih Müzesi görülmeye değer yerlerin başında geliyor. Şehri tepeden izlemek isteyenler Dajti Dağı’ndaki teleferiğe binerek göz alıcı manzarayı seyredebilirler. Ülkemizde de meşhur olan elbasan tava ve Arnavut ciğeri şehrin en popüler lezzetleri arasında yer alıyor. Ayrıca farklı içlerle hazırlanmış lezzetli börekler, biber çeşitleriyle hazırlanan etsiz bir yemek olan fergese ve trileçe Arnavut mutfağının öne çıkan diğer lezzetlerden. 

Tarih ve doğa bir arada: Makedonya 

Balkanlar denilince akla ilk gelen ülkelerden olan Makedonya da vizesiz ülkeler arasında.  Ülkenin başkenti olan Üsküp, zengin tarihiyle her yıl binlerce turiste ev sahipliği yapıyor. Doğaseverlerin mutlaka görmesi gereken yerlerden Matka Kanyonu gezenlere tam bir görsel şölen yaşatıyor. Birden fazla yeraltı su mağarasının bulunduğu doğa harikası kanyonda çok sayıda mağarayı da görmek mümkün. Üsküp seyahati sırasında Makedonya Meydanı, Taş Köprü, Üsküp Kalesi, Aziz Kurtarıcı Kilisesi ve Üsküp Arkeoloji Müzesi’nin yanı sıra Makedonya’nın Antik, Orta Çağ ve Osmanlı dönemlerine ait birçok eser yakından görülebilir. Üsküp’te mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri de UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Ohri Gölü. Avrupa’nın en eski, en derin göllerinden biri olan gölün çevresinde uzanan Ohri şehri de tarihi kiliseleri, manastırları ve antik tiyatroları ile mutlaka keşfedilmesi gereken yerler arasında yer alıyor. Taze fasulye yemeği tavce gravce, patlıcan ve acı biber sosu ajvar, Makedon mutfağının eşsiz lezzetlerinden.

 

Son dönemin en popüleri: Karadağ

Adriyatik Denizi kıyısındaki Karadağ, Enuygun.com’un sunduğu vizesiz rotalar arasında en çok tercih edilenlerden biri. Muhteşem plajları, dağ manzaraları ve tarihi şehirleriyle tanınan Karadağ, doğa ve tarih tutkunları için keşfedilmeyi bekleyen bir hazine. En popüler şehirlerinden Budva, Orta Çağ Dönemi’nden kalma tarihi evleri, antik surları ve muhteşem plajları ile ziyaretçilerini adeta büyülüyor. Stari Grad, Budva Kalesi ve Santa Maria del Punta Kilisesi Budva’da mutlaka görülmesi gereken diğer yerlerden.

İtalyan mutfağının da hakim olduğu Budva’da lezzetli yöresel yemekler ve tatlılar mutlaka tadılmalı. Siyah risotto, ahtapot salatası, lignje ve priganice tatlısı Budva’da denenmesi gereken lezzetlerden. 15. yüzyıldan kalma tarihi yerleri ve eski dönem evleri ile Sveti Stefan Adası da şehrin keşfedilmeye değer yerlerinden. Farklı lezzetleri denemeyi sevenler Karadağ’da kuru et (njeguski prsut) ve mısır unundan yapılan ekmek çeşidi kaçamağı tadabilirler. Sonbaharda muhteşem bir deniz manzarası izlemek isteyenlere Mogren Plajı, Jaz Plajı ve Zanjice Plajı masmavi berrak bir deniz sunuyor. 

Eğlence ve deniz tatili içe içe: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

 

Tarihi ve doğal güzellikleriyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de Türk vatandaşlarına pasaportsuz, çipli kimlik kartı ile ziyaret etme imkanı sunuyor. Sadece uçak bileti alarak gitmenin mümkün olduğu Kuzey Kıbrıs’ta keşfedilecek çok yer var. Lefkoşa’da Selimiye Camii, Girne’de Girne Kalesi ve Bellapais Manastırı gibi tarihi yapılar mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Magosa’da ise Salamis Antik Kenti ve Othello Kulesi ziyaretçilere tarihi bir yolculuk sunuyor. Ülke mutfağının lezzetlerinden hellim peyniri, şeftali kebabı ve molehiya tadılmadan ülkeden dönülmemeli. Ayrıca pastırma sıcaklarının olduğu kasım ayında denize girme imkanı da bulabilirsiniz. 

Karadeniz’in incisi: Gürcistan

Karadeniz’de Artvin’in sınır komşusu olan Gürcistan, tarihî ve doğal güzellikleriyle dikkat çekiyor. Türk vatandaşları, sadece çipli kimlik kartlarıyla bu güzel ülkeye seyahat edebiliyor. Başkent Tiflis’in büyüleyici sokakları, tarihi Narikala Kalesi, Sülfür Hamamları ve Barış Köprüsü, Tiflis’te görülmesi gereken yerler arasında. Ülkenin diğer büyük şehri Batum’da ise Batum Botanik Bahçesi ve Alfabe Kulesi ziyaret edilebilir. Gürcü mutfağının eşsiz tatlarından haçapuri ve hinkali de Gürcistan seyahati sırasında mutlaka denenmeli. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı