Demirci’ye kesintisiz içme suyu için dev adım

Manisa Su ve Kanalizasyon İdaresi (MASKİ) Genel Müdürlüğü, Demirci İlçesi’nde hayata geçirdiği projeyle bölgenin içme suyu altyapısını güçlendiriyor. Daha önce açılan 5 sondaj kuyusunun içme suyu depolarına bağlantısını sağlayacak 5 bin 500 metrelik terfi hattı döşeme çalışmalarında son aşamaya gelindi.

MASKİ Genel Müdürlüğü, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek’in öncülüğünde, il genelinde kesintisiz ve sağlıklı içme suyu sağlamak amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda Demirci İlçesi’nde açılan 5 sondaj kuyusunun içme suyu depolarına bağlantısını sağlamak için başlatılan 5 bin 500 metrelik terfi hattı döşeme çalışmaları hızla ilerliyor. Çalışmaları yerinde inceleyen MASKİ Genel Müdür Yardımcısı Bülent Çamur, iklim değişikliği ve küresel ısınmanın içme suyu temininde yarattığı zorluklara dikkat çekerek, “Bu yatırım, Demirci’nin uzun vadeli su ihtiyacını karşılamada önemli bir rol oynayacak” dedi.

“SU KAYNAKLARINI KORUYUP YENİ KAYNAKLAR ORTAYA ÇIKARMAK İÇİN ÇALIŞIYORUZ”

Bülent Çamur, “Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin yarattığı olumsuz tablo, ne yazık ki en temel yaşam kaynağımız olan suya erişim konusunda da ciddi zorlukları beraberinde getiriyor. Dünyanın dört bir yanında su kaynaklarında gözle görülür bir azalma yaşanmakta ve bu durum, içme suyu teminini her geçen gün çok daha kritik bir hale getirmekte. Bu nedenle içme suyu tedariki her geçen gün daha büyük bir önem kazanıyor. Biz de MASKİ Genel Müdürlüğü olarak, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanımız Ferdi Zeyrek öncülüğünde, su kaynaklarını korumak ve yeni su kaynakları ortaya çıkarmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz” diye konuştu.

TERFİ HATTI ÇALIŞMALARINDA SONA GELİNDİ

MASKİ’nin 2025 yılı içerisinde, ilçeye 5 yeni sondaj kuyusunun kazandırdığını belirten Çamur, bu kuyulardan elde edilecek içme suyunu depolara ulaştırmak için başlatılan 5 bin 500 metrelik terfi hattı döşeme çalışmalarında da sona yaklaşıldığını söyledi. Bülent Çamur, “Bu önemli hattın 5 kilometrelik kısmını tamamladık. Kalan 500 metrelik kısmı 1 hafta içerisinde tamamlayarak ilçeye kesintisiz ve daha verimli bir içme suyu hizmeti sunmayı hedefliyoruz. Bu yatırım sadece günümüz için değil, Demirci’nin uzun vadeli su ihtiyacını karşılamada önemli bir rol oynayacak” diye konuştu.

“ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİ İÇİN DEĞERLİ BİR YATIRIM”

Altyapı çalışmalarını değerlendiren mahalle sakini Mustafa Ünlü ise yapılan yatırımları memnuniyetle karşıladıklarını belirterek “Demirci’de 10 yıl belediye başkan yardımcılığı yaptım. Altyapı çalışmaları elbette bazı zorlukları beraberinde getiriyor. Ancak hizmetin külfetsiz gelmesi de mümkün değil. Bu yatırım, Demirci’nin geleceği için önemli bir adım. Tamamlandığında çocuklarımıza ve geleceğimize hizmet edecek kalıcı bir değer yaratılmış olacak” dedi.

“SORUNLAR ÇÖZÜLECEK, FERDİ BAŞKAN’A TEŞEKKÜR EDİYORUZ”

Mahalle sakini Fadime Çelik, “Daha önce çok sıkıntı çektik. Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek ile buradaki hat çalışmaları bitecek. Sorun çözülecek. Allah razı olsun” şeklinde konuştu.

MASKİ’nin çalışmaları sayesinde Demirci, yaz aylarında dahi su kesintisi yaşamadan daha kaliteli içme suyuna kavuşmuş olacak.

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“17. Gayrimenkul Projeleri Yatırım Fuarı ve Zirvesi” 17-18 Mayıs 2025 İstanbul Hiton | Basın Bülteni ve Fotoğraflar

JNR Fuarcılık, gayrimenkul sektör temsilcileri ile alıcıları, en doğru noktada buluşturmak için kapılarını 17. kez açıyor.

17-18 Mayıs 2025 tarihlerinde İstanbul Hilton Bosphorus Conference Center’ da düzenlenecek fuar ve zirvede, en son konut projeleri alıcılarıyla buluşuyor.

“17. Gayrimenkul Projeleri Yatırım Fuarı ve Zirvesi”, Türkiye’ de konut sahibi olmak isteyen yabancı alıcıların yanı sıra yurtdışında ev almak isteyen Türkler’ e de sayısız seçeneği bir arada sunuyor.

Fuarın emlak sektörüne canlılık getirmesi bekleniyor

Körfez ülkeleri, KKTC, İran-Irak-Katar-Kuveyt-Afganistan-Kazakistan-Pakistan-BAE- Rusya-Ukrayna-Dubai- Montenegro-İngiltere-Çin ve Yunanistan’dan gelecek yatırımcı ve acentelerin son günlerde konjonktür gereği durgunluk yaşayan sektöre gözle görülür bir canlılık getirmesi bekleniyor.

 Fuar kapsamında “Gayrimenkul Zirvesi” düzenleniyor

Modaratörlüğünü CNBC’ den Şafak Tükle’ nin yapacağı zirvenin konuk konuşmacıları, As Yapı Yön. Krl.Bşk Haluk Sert, Dekar Yapı Yön. Krl. Bşk. Salih Kuzu, İTO Gayrimenkul Sektör Bşk. Hakan Akdoğan, TEBD Yurt Dışı İlişkiler Bşk. İsmail Altın olacak.

Zirveye yurt dışından ağırlıklı Rusya, İran ve Körfez ülkelerinden gelecek buyer, broker, yatırımcı ve emlakçılardan oluşan toplam 150 kişi katılacak.

Fuar, yurtdışında ev sahibi olmak isteyenler için bulunmaz fırsatlar sunuyor

Fuar ziyaretçileri, Yunanistan, Portekiz, İspanya, İngiltere gibi Avrupa ülkelerinden ve toplam14 ülkeden 150 Buyer-Broker ile B2B görüşme yapma olanağı bulacak. Ayrıca acenteler, o ülkelerde ev satın alınması yanı sıra,  “Golden Visa”, oturum ve vatandaşlık hakları gibi konularda da alıcıları bilgilendirecekler.

Fuara önemli firmalar katılıyor

Fuara aralarında, Invest Greece Kostas Arslanoğlu, Investist,Freya Gayrimenkul, Aura City Göktürk, MS Homes, Novo Şirketler Grubu, Next Sales LLC, OIKOS Property Developments, Fırat ConstructionYapı A.Ş. gibi  firmaların yeni projelerin tanıtımı yapılacak. 

Fuar kapsamında “Gayrimenkul Zirvesi” düzenleniyor

Modaratörlüğünü CNBC’ den Şafak Tükle’ nin yapacağı zirvenin konuk konuşmacıları, As Yapı Yön.Krl.Bşk Haluk Sert, Dekar Yapı Yön. Krl. Bşk.Salih Kuzu, İTO Gayrimenkul Sektör Bşk. Hakan Akdoğan, TEBD Yurt Dışı İlişkiler Bşk. İsmail Altın olacak.

Zirveye yurt dışından ağırlıklı Rusya, İran ve Körfez ülkelerinden gelecek buyer, broker, yatırımcı ve emlakçılardan oluşan toplam 150 kişi katılacak.

 Projelerde fuara özel indirimler uygulanıyor

 Fuara özel % 6 indirim uygulanacak olan etkinliği, 15 bin kişinin ziyaret etmesi bekleniyor.

I7. GAYRİMENKUL PROJELERİ YATIRIM FUARI VE ZİRVESİ FUAR PROGRAM

  • 17-18 MAYIS 2025 İSTANBUL HİLTON BOSPHORUS 
  • FUAR ZİYARET SAATİ: 10.00-18.00
  • ZİRVE PROGRAMI: 17 MAYIS 2025 CUMARTESİ SAAT: 10.00-13.00
  • ÖĞLE YEMEĞİ: 17 MAYIS 2025 CUMARTESİ SAAT: 13.00-14.00
  • B2B GÖRÜŞMELER: 17 MAYIS 2025 CUMARTESİ SAAT:14.00-18.00
  • BRUNCH:18 MAYIS 2025 PAZAR SAAT:12.00-14.00

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Sırr: Kudüs Macerası” Animasyon Filmi Gölcüklü Çocuklarla Buluşacak

Ana teması Mescid-i Aksa’nın yalnızlığı olan “Sırr: Kudüs Macerası” animasyon filmi, Kazıklı Kervansarayı Kültür Yapısı’nda Gölcüklü çocukları Kudüs’te bir maceraya çıkaracak.

 Gölcük Belediyesi ve Gölcük Kudüs Gönüllüleri Platformu işbirliğinde, Gölcüklü çocuklar Kudüs’te maceraya çıkacak. Etkinlik kapsamında Ana teması Mescid-i Aksa’nın yalnızlığı olan “Sırr: Kudüs Macerası” animasyon filmi, 8 Mayıs Pazar günü Kazıklı Kervansarayı Kültür Yapısı’nda ücretsiz olarak Gölcüklülerle buluşacak. Saat 18.00’da başlayacak film gösteriminde çocuklar, İstanbul’dan başlayarak Kudüs’e uzanan bir hikayede yolculuğa çıkacaklar.

 SIRR KUDÜS MACERASI FİLMİNİN KONUSU

Kudüs’te yüzyıllardır açılmamış bir sırrın peşinden gitmeye karar veren Ömer Dede’nin azılı düşmanı Ethan da aynı sırrın peşindedir. Ethan, Ömer Dede’yi adım adım takip etmektedir. Ömer Dede’nin torunları Ali, Ayşe ve mahalle arkadaşları Anjelika, Hasan Naci ve Süleyman, mistik bir yolculuğa doğru sürüklenirler.

BAŞKAN SEZER’DEN FİLME DAVET

Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, tüm hemşehrilerini yerli yapım olan ve Mescid-i Aksa’nın yalnızlığının ele alındığı animasyon filmini birlikte izlemeye davet etti.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Başkan Topaloğlu engellilerle yemekte buluştu

Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu, 10-16 Mayıs tarihleri arasında kutlanan Engelliler Haftası dolayısıyla Kemer ilçe merkezinde bulunan Sealife Kemer Resort Hotel’de ilçede yaşayan engelli vatandaşlarla bir araya geldi.

Kemer’de bulunan Sealife Kemer Resort Hotel’de düzenlenen Engelliler Haftası yemek organizasyonuna Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu, Kemer Belediye Başkan yardımcısı Semih Top, Türkiye Sakatlar Derneği Kemer Temsilciliği Başkanı Dilek Figen Yıldırım, CHP Kemer ilçe Kadın Kolları Başkanı Ayşegül Çelebi ve Kemer’de yaşayan engelli bireylerle aileleri katıldı.

Organizasyona katılan vatandaşları otelin girişinde karşılayan Başkan Topaloğlu ve Başkan yardımcısı Semih Top, engelli bireyler ve aileleri ile sohbet etti. Otel restoranında düzenlenen yemek organizasyonunda da ailelerle bir araya gelen Başkan Topaloğlu, engelli ailelerden taleplerini dinledi.

Engelli bireylerin yalnızca bir gün ya da bir hafta değil her zaman yanlarında olunmasının gerektiğinin altını çizen Başkan Topaloğlu şunları söyledi; “İlçemizde yaşayan 85 engelli yurttaşımıza ulaştık. Kendilerini ve ailelerini araçlarımızla otele getirdik. Şu anda da burada bir öğle yemeği ikram ediyoruz. Kendilerine dertlerini sorduk. Bizim onlara sevgi ile yaklaşarak bu hayatı daha yaşanır bir hale de dönüştürmemiz lazım. Parklarımızda da engelli çocuklarımızın, yurttaşlarımızın kullanacağı alanlar yapmamız lazım. Sadece yılda bir defa değil, onların bizi her gün yanlarında hissetmeleri lazım. Dünya Engelliler Haftası kutlu olsun” dedi.

Türkiye Sakatlar Derneği Kemer Temsilciliği Başkanı Dilek Figen Yıldırım ise şunları söyledi, “Engelliler haftasında yine bir aradayız. Kemer Belediyesi’nin ilçemizde yaşayan engellilere verdiği destekler için her zaman teşekkür ediyoruz. Verilen desteklerin de devam edeceğini biliyoruz. İlçemizde yaşayan tüm engelli bireyler adına başkanımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz”

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Özel gereksinimli bireyler Osmangazi’de çok mutlu

Osmangazi Belediyesi’nin Dünya Engelliler Haftası kapsamında düzenlediği etkinlikte engelli bireyler doyasıya eğlenirken en özel annelerin Anneler Günü de kutlandı.

Her yıl 10-16 Mayıs tarihlerinde kutlanan Dünya Engelliler Haftası, Osmangazi’de neşeyle kutlandı. Osmangazi Belediyesi Sosyal Destek Hizmetleri Müdürlüğü tarafından Osmangazi Belediyesi Engelli Bakım Merkezi’nde (OBAM) eğitim gören özel gereksinimli bireyler ve anneleri için kahvaltılı etkinlik düzenlendi. Düzenlenen etkinlikte özel gereksinimli bireylerin annelerinin Anneler Günü kutlandı. Kahvaltının ardından özel gereksinimli bireyler anneleri için yazdıkları mektupları okuyarak vefakar annelerine içlerinden geçen duyguları aktardı. OBAM üyeleri, eğitmenler eşliğinde zumba dansı yaparak keyifli bir gün geçirdi.

“Osmangazi Belediyesi olarak sosyal farkındalık projelerimiz devam edecektir”

Özel çocukların özel anneleriyle birlikte kahvaltıda bir araya geldiklerini ifade eden Osmangazi Belediye Başkan Yardımcısı Mücahit Yıldızhan, “Her yıl ülkemizde 10-16 Mayıs tarihleri arasında Dünya Engelliler Haftası etkinlikleri düzenleniyor. Osmangazi Belediyesi olarak 95 engelli birey ve anneleriyle birlikte bir araya geldik. Düzenlediğimiz etkinlikte özel annelerin Anneler Günü’nü de kutladık. Osmangazi Belediyesi olarak sosyal farkındalık projelerimiz devam edecek. Bu organizasyonda emeği geçen belediyemiz Sosyal Destek Hizmetleri Müdürlüğü çalışanlarına teşekkür ediyorum” dedi.

“Güzel bir etkinlikte bir araya geldik”

Etkinliğe katılan engelli bireylerin anneleri ise, “Bu hafta, Dünya Engeliler Haftası. Osmangazi Belediyesi bizleri güzel bir etkinlikte bir araya getirdi. Çocuklarımız keyifli bir gün geçirirken bizlerin de Anneler Günü kutlandı. Biz de çocuklarımız da çok mutlu olduk. Emeği geçen herkese çok teşekkür ederiz” şeklinde konuştu.

Osmangazi Belediye Başkan Yardımcısı Mücahit Yıldızhan, etkinliğe katılan annelere Anneler Günü’ne özel hediye vererek günlerini kutladı.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türk dilinin kimliği tehlikede!

Üsküdar Üniversitesi Türkçe Öğretim Uygulama ve Araştırma Merkezi (ÜSTOMER) Müdürü Öğr. Gör. Selçuk Duman, 13 Mayıs Türk Dil Bayramı dolayısıyla, dilin bir toplumun kültürü ve kimliği açısından taşıdığı hayati öneme dikkat çekti

Milli kimliği oluşturan kültür, dil vasıtasıyla gelecek kuşaklara taşınır

Dilin, bir toplumun kültürü ve kimliği bakımından son derece büyük bir öneme sahip olduğunu ifade eden Öğr. Gör. Selçuk Duman, “Milli kimliği oluşturan kültür, düşünce tarzı gibi değerler dil vasıtasıyla gelecek kuşaklara taşınır. Bu itibarla kültürel hafızanın oluşması, korunması ve toplumu bir arada tutması yönüyle dilin rolü büyüktür.” dedi.

Düşünce ve ifade gücünü korumak ancak dilin korunmasıyla mümkün 

“Dil, milletin hafızası, kimliği ve düşünmenin aracı olması dolayısıyla korunmalıdır.” diyen Öğr. Gör. Selçuk Duman, şöyle devam etti:

“Dilini koruyamayan bir millet, zamanla kültürel köklerini ve hafızasını da kaybetmeye başlar ki bu milli kimlik için varoluşsal bir tehdit sayılır. Ayrıca düşünce ve ifade gücünü korumak ancak dilin korunmasıyla mümkün olabilir.”

Yabancı dillerin etkisi, kullanılan kelime zenginliğinin kaybolmasına neden oluyor

Dilimizin bugün karşı karşıya olduğu en büyük tehlikenin yozlaşma ve derinliğini kaybetme sorunu olduğunu dile getiren Öğr. Gör. Selçuk Duman, “Bu durum, özellikle İngilizce olmak üzere yabancı dillerin etkisi, kullanılan kelime zenginliğinin kaybolması şeklinde açıklanabilir. Günlük yaşamın çeşitli alanlarında dilimizde karşılığı olan kelimelerin özellikle İngilizceleri kullanılmaktadır. Oysa örneğin, peak yapmak yerine zirve yapmak; meeting yerine toplantı, focuslanmak yerine odaklanmayı kullanmamız gerekir. Ayrıca marka ve mağaza isimlerinde de bilinçsizce İngilizce sözcüklerin kullanımı toplum nezdinde Türkçe’mizin saygınlığını düşürmektedir.” diye konuştu.

Türk Dil Kurumu’nun yaptığı değişikliklerin hem olumlu hem de olumsuz etkileri olabiliyor

Türk Dil Kurumu’nun yaptığı değişikliklerin hem olumlu hem de olumsuz etkileri olabildiğine işaret eden Öğr. Gör. Selçuk Duman, “Dili daha arı ve duru bir kıvama getirme çabaları milletçe kimi kelimelerde kabul görmüş ve bu durum dilin doğal bir sürecinin bir yansıması olarak görülmüştür. Kimi ifade ve sözcükler ise tutarsız ve yetersiz bulunarak karşılık bulamamış ve reddedilmiştir. Ayrıca TDK teknik ve bilimsel terimlere karşılık gelen Türkçe sözcükler üreterek dilin zenginleşerek güçlenmesini sağlamıştır.” ifadesinde bulundu.

Dil kısaldıkça anlam daralıyor

Günümüzde özellikle genç kuşakların sosyal medya ve dijital platformlar aracılığıyla her gün yüzlerce kelimeyi nasıl ve ne kadar doğru olduğuna bakmaksızın kontrolsüz ve bilinçsiz bir şekilde kullanabildiğini anlatan Öğr. Gör. Selçuk Duman, şöyle devam etti:

“Asıl endişe edilmesi gereken ise bu durumun gelecekte dilimizi, hatta düşünce biçimimizi dönüştürebilecek bir tehdit olmasıdır. Dil kısaldıkça anlam daralmaktadır. ‘nbr’, ‘tmm’, ‘slm’ gibi kısaltmaların dilde bu kadar yaygınlaşması aslında yazı dilinin sadeleşmesi değil; aksine daraltılmasıdır. Kısaltmalar, ifadelerin uyumunu, kelimelerin incelik ve ruhunu alıp götürmektedir.”

Dilde emoji ve kısaltmalar analitik ve derin düşünme alışkanlığından uzaklaştırıyor

Sosyal medyada kullanılan dilin gündelik dile hem de edebi dile sızma tehlikesinin ciddi ve gittikçe büyüyen bir problem olduğunu da dile getiren Öğr. Gör. Selçuk Duman, şunları dile getirdi:

“Sosyal medya dili genellikle hızlı, tepkisel ve derinlikten uzaktır. İnsanlar artık duygularını ‘çok mutluyum, harika…’” yerine sadece ‘J ’ ya da ‘yess’, ‘ohh’gibi emoji ve sözcüklerle ifade ediyor. Bu durum ise kişiyi uzun vadede analitik ve derin düşünme alışkanlığından uzaklaştırabiliyor. Kelime zenginliğini eriterek ifade kabiliyetini zayıflatıyor. Bu sığlık ise maalesef toplumda iletişim ahlakı ve sohbet kültürünü tehdit etmektedir. Edebiyatta ise bu durum içtenlik görüntüsüyle gelen bir kirlilik ve belirsizlik olarak karşımıza çıkmaktadır. Örneğin küçük harflerle yazılmış cümleler, noktalama işareti kullanılmadan yapılan anlatımlar ‘sıra dışı’ sayılıyor. Ayrıca sosyal medya dili hızlı bir şekilde kullanılıp atılan ve unutulan içerikler üretir. Bu durumun edebiyata da sirayet etmesi, derinliği olmayan ama ‘trend olan’ yazıların yazılmasını ön plana çıkaracaktır.”

Yabancı dilin etkisi kültürel bir kimlik sorunu

Yabancı dillerden, özellikle İngilizceden gelen kelimelerin Türkçeye etkisinin artık sadece bir dil sorunu değil, kültürel bir kimlik sorunu olduğunu da kaydeden Duman, “Fakat bu kelimelerin Türkçeye girmesi dilin tabiatı gereği karşı konulamaz bir durumdur. Burada önemli olan bu kelimelerin doğal bir ihtiyaç olarak dilimizdeki boşlukları doldurup doldurmadığıdır. Örneğin: ‘kontrol etmek’ varken ‘check etmek’; ‘son tarih’ varken ‘deadline’ kullanmak kompleks ve gösteriş merakı olarak değerlendirilebilir.” dedi.

Plaza dilinin de özellikle beyaz yakalı tabakası içinde türemiş, yarı İngilizce, yarı Türkçe bir iletişim aracı olduğunu da ifade eden Öğr. Gör. Selçuk Duman, “Net düşüncenin sonucu net konuşmadır. Hâlbuki bu tarz karma(şık) diller ise düşünceyi sisli ve belirsiz bir hale getirir. Bu dil, bilgi aktarımından ziyade statü ve ‘elitlik’ göstermek için kullanılır. Yani samimiyetin yerini gösteriş ve sunilik alır. Bu durum ise zamanla kendi kültüründen ve kimliğinden uzaklaşmaya kadar gidebilir.” ifadesinde bulundu.

Dilin yozlaşması…

Dilin yozlaşmasının sadece kurumların ya da ilim adamlarının değil, hepimizin bir varoluş meselesi olduğunu söyleyen Öğr. Gör. Selçuk Duman, “Birey olarak, dilimizi doğru ve özenle kullanmaya dikkat ederek yeni nesle örnek olmalıyız. Dil kullanımında karşılaştığımız yanlışlıkları uygun bir dille düzeltip doğrusunu göstererek bu bilincin gelişmesini sağlayabiliriz. Günlük, deneme gibi yazılar yazarak yazın sahasına katkıda bulunabiliriz.” şeklinde sözlerine son verdi.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Geleneksel 39. Genç Günler Söyleşi ve Atölyeleri Devam Ediyor

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın bu yıl 39.’sunu düzenlediği Genç Günlerin söyleşi ve atölyeleri, Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi ve Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi’nde devam ediyor.  

İstanbul’un en uzun soluklu gençlik ve sanat buluşması olan Genç Günler’de, söyleşiler ve atölyeler gençleri sanat ve bilimle buluşturacak.

SÖYLEŞİLER

 İBB Şehir Tiyatroları 39. Genç Günler’de tiyatronun, sinemanın ve bilimin ustalarını seyirciyle buluşturuyor. Hayko Cepkin, Giray Altınok, Prof. Dr. Veysi Erkcan Özcan, Prof. Dr. Cem Say ve Özlem Özdemir’in katılacakları söyleşilerde konuklar kariyerleriyle ilgili gençlerin ilgisini çekecek konulara değinecek, sorularına cevap verecekler.

 Hayko Cepkin

Hayko Cepkin Söyleşisi 13 Mayıs 2025 tarihinde 14.00’te Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde.

Sadece güçlü sahne performansları ve özgün müziğiyle değil, duruşu, fikirleri ve son yıllarda tiyatro sahnesinde de gördüğümüz Hayko Cepkin, çok yönlü sanat yolculuğunu 39. Genç Günler’de anlatacak. Klasik müzik eğitimiyle başlayan, rock, elektronik ve alternatif türlerde şekillenen müzik yolculuğu, gençlere hem sanatsal hem bireysel özgürlük ve özgünlük konusunda ilham veriyor.

 Prof. Dr. Cem Say ve Özlem Özdemir

Prof. Dr. Cem Say ve Özlem Özdemir Söyleşisi 13 Mayıs 2025 tarihinde 18.30’da Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde.

 “Cumhuriyet’in İkinci Yüzyılında Geleceğe Bakış”

Türkiye’nin yapay zeka ve bilişim alanındaki öncü akademisyenlerden Cem Say, bir anda hayatımıza giren yapay zekanın ve bizim geleceğimize dair bir ufuk turu yapacak. Bilimsel çalışmalarıyla olduğu kadar, gençlere bilimi sevdiren kitapları ve açık anlatımıyla da tanınan Say, Festival’de teknolojinin geleceği ve gençlerin bu alandaki sorularına dair ilham verici bir sunum yapacak.

Özlem Özdemir gazetecilikten biyografi yazarlığı, belgesel yapımcılığı ve küratörlüğe uzanan bir kariyere sahip. Özellikle güçlü kadın portreleri ve toplumsal meselelerdeki duyarlığıyla bilinen Özlem Özdemir, gençlere gazeteciliğin geleceği, biyografi yazarlığı ve araştırmacı bakış açısı üzerine ufuk açıcı bir deneyim aktaracak.

Giray Altınok

Giray Altınok Söyleşisi 15 Mayıs 2025 tarihinde 18.30’da Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde.

Tiyatrodan dijital platformlara uzanan kariyeriyle gençlerin yakından takip ettiği bir isim olan Giray Altınok, yaratıcı mizah anlayışı, oyunculuktaki samimiyeti ve dijital içerik üretimindeki başarısıyla Genç Günler’e katılıyor. Dijital gösteri dünyasının ‘Prens’i, sahnenin ve ekranın nasıl etkili bir ifade alanı olabileceğini kendi deneyimiyle anlatacak.

Prof. Dr. Veysi Erkcan Özcan

Veysi Erkcan Özcan Söyleşisi 17 Mayıs 2025 tarihinde 18.30’da Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde.

Deneysel yüksek enerji fiziği alanında uzmanlaştı. Lisans eğitimini Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde Elektrik–Elektronik mühendisliği ve Fizik bölümlerinde çift anadal yaparak tamamladı. Doktora derecesini Stanford Üniversitesi’nde deneysel parçacık fiziği üzerine yaptı. 2006-2010 yılları arasında University College London adına önce

Londra’da, ardından İsviçre’deki CERN araştırma merkezinde çalıştı. 2011 yılında Boğaziçi Fizik Bölümü’ne katılmış ve halen bu üniversitede öğretim üyeliği yapıyor.

Aynı zamanda Boğaziçi Üniversitesi’ndeki CERN ATLAS takımının liderliğini ve Kandilli Algıç, Hızlandırıcı ve Enstrümantasyon Laboratuvarı’nın yürütücülüğünü yapıyor.

Prof. Dr. Veysi Erkcan, söyleşisinde dünyadaki değişimin geleceği ve hayatlarımızı nasıl şekillendireceği üzerine bir projeksiyon yapacak.

ATÖLYELER

İBB Şehir Tiyatroları yazarlık, yönetmenlik, oyunculuk, fiziksel tiyatro, yaratıcılık, beden, hareket vb. güncel konularda birbirinden önemli eğitmenlerle atölyeler düzenliyor.

Prof.Dr. Beliz Güçbilmez’in düzenlediği “Yazarlık Atölyesi”

16 Mayıs Saat Cuma Saat 17.30-19.30 Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi

“Tiyatro Fikri ve Oyun Yazarlığı”

Sahne için yazmanın kendine özgü koşullarını iyi kavramak için tiyatro sanatının nasıl bir mecrada gerçekleştiğini anlamak esastır. Tiyatro makinesinin nasıl çalıştığı, tiyatronun üzerine kurulu olduğu “görme rejimi” ve oyun metninden talepleri tartışılacak. Oyun yazarının tiyatrodaki yeri, oyunun alımlanışı üzerinden sahne/seyir yeri ilişkisi ve sahne dışı kavramları üzerinde durulacak.

Katılım için kayıt zorunluluğu yoktur.

İpek Bilgin’in düzenlediği “Oyunculuk Atölyesi”

17 Mayıs Cumartesi Saat 13.00-17.00 Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi

Oyunculuk problemlerinin tartışılacağı atölye yalnızca 18 yaşından büyük   profesyonel oyunculara açıktır.

Yasin Yürekli’nin düzenlediği “Fiziksel Tiyatro-Clown Atölyesi”

17-18 Mayıs Saat 13.00-17.00 Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi Stüdyo 1

“Fiziksel Tiyatroda Bedenin Keşif Sürecinin Oyun Kurmaya Etkisi”

Danimarka’da Lecoq ekol, fiziksel tiyatro ve oyunculuk okulu olan Commedia School’dan mezun olan Yasin Yürekli İtalya’da Antonio Fava’dan Commedia Dell-Arte, Macaristan ve Rusya’da kukla ve dans üzerine eğitimler aldı.

Çağdaş bir performans biçimi olarak Clown; seyirci ve performansçıya alternatif bir ilişki biçimi sunar. Klasik icracı ve izleyici ilişkisindeki korkular, kompleksler, duvarlar ve ezbere bulunma kalıplarının hepsi bu ilişkide kırılır ve tüm zayıflıkların, aptallıkların an’ın içinde; performansın kendisine dönüştüğü bir özgürleşme doğar. Aptallığa ve başarısızlığa dair bir güzellemedir clown… Bu bağlamda bu atölyede Jacques Lecoq pedagojisi esas alınıp; sahnede bedenin keşfedilip, oyun üretme/kurma malzemesi olarak olanaklarının araştırılmasına çalışılacaktır

Atölyeye katılım 25 kişi ile sınırlıdır. Katılımcı olmak isteyenler [email protected] adresine mail göndermeleri gerekmektedir.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Aracınızı en uygun fiyatlarla kiralayın, Müzeler Haftasında kültür rotası yapın

Bir Anadolu masalı: Anadolu Medeniyetleri Müzesi

Anadolu’nun zengin arkeolojik tarihini gözler önüne seren, kuruluşu 1921 yılına dayanan dünyaca ünlü Ankara Anadolu Medeniyetler Müzesi, Ankara’da keşfedilmesi gereken yerlerin başında geliyor. Osmanlı döneminden kalma Mahmut Paşa Bedesteni ve Kurşunlu Han binalarında hizmet veren müzede, Paleolitik Çağ’dan başlayarak Neolitik, Kalkolitik, Eski Tunç Çağı, Asur Ticaret Kolonileri, Hitit, Frig, Urartu ve Roma dönemi gibi Anadolu’da yaşamış uygarlıkların bıraktığı izler, o dönemlere ait binlerce yıllık eser, kronolojik bir düzen içinde sergileniyor. 

1997 yılında Avrupa’da Yılın Müzesi seçilen ve antik çağlardan kalma birçok arkeolojik eseri bünyesinde barındıran eşsiz koleksiyonlarıyla sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da sayılı arkeoloji müzeleri arasında yer alan dünyanın en önemli müzelerinden biri olan Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde eserler kronolojik sırayla ayrı mekanlarda sergileniyor. Üst salonda, Paleolitik Çağ, İlk Tunç Çağı, Eski Hitit Çağı ve Hitit İmparatorluğu, Frig Krallığı, Geç Hitit Krallığı, Urartu Krallığıi alt salonda ise Ankara’dan parçalar ve klasik devirler bölümü yer alıyor.

Kadim bir tarih: İstanbul Arkeoloji Müzeleri

İstanbul’un tam kalbinde yer alan, Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk kurumsal müzelerinden olan ve 1891’de dönemin ünlü arkeoloğu Osman Hamdi Bey tarafından kurulan İstanbul Arkeoloji Müzeleri,  Truva’dan Mısır’a, Mezopotamya’dan Anadolu ve Balkanlar’a kadar çok geniş coğrafyadan getirilen eserlere ev sahipliği yapıyor. Zengin koleksiyonuyla tarih tutkunlarını her daim büyüleyen, “Arkeoloji”, “Eski Şark Eserleri” ve “Çinili Köşk” olmak üzere üç ana birimden oluşan müzede İskender Lahdi, Ağlayan Kadınlar Lahdi, Sidon Kral Mezarları, Kadeş Antlaşması’nın çivi yazılı tableti, Babil ve Asur kabartmaları, antik heykeller, mezar stelleri, sikke koleksiyonları ve Osmanlı dönemine ait belge gibi insanlık tarihine ışık tutan yüz binlerce eser sergileniyor. Sanat ve tarihe ilgi duyuyorsanız dünyanın kültürel çeşitliği ve zenginliğini yansıtan, tarihi dokusu ve etkileyici atmosferiyle eşsiz olan İstanbul Arkeoloji Müzesi, İstanbul’da yapılacaklar listenizin ilk sırasında yer almalı. 

Geçmişten günümüze: İstanbul Topkapı Sarayı

Marmara Denizi, Boğaz ve Haliç’e hakim bir tepede yer alan, 15. yüzyılda Fatih Sultan Mehmet tarafından inşa ettirilen Topkapı Sarayı, yalnızca bir hükümdar ikametgahı değil aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu’nun 400 yıl boyunca yönetim, kültür ve sanat merkezi olarak önemli bir rol üstlenmiş benzersiz eserlerden biri. Her köşesi zarafet ve tarih dolu olan, Osmanlı yaşamının ve saray kültürünün izlerini tüm ihtişamıyla yansıtan Topkapı Sarayı’nda Harem Dairesi, Kutsal Emanetler Dairesi, Divan-ı Hümayun, Enderun Avluları, saltanat tahtları, kaşıkçı elması ve zengin porselen koleksiyonları gibi birbirinden etkileyici bölümleri gezebilirsiniz. Müzede, padişahların kişisel eşyalarının yanı sıra, nadide İslami eserler ve dünya çapında ünlü Topkapı Hançeri gibi değerli tarihi eserleri de görmek mümkün. İstanbul’da geçmişin ihtişamını keşfetmek isterseniz rotanızı Boğaz’a nazır manzarası, ihtişamlı mimarisi ve eşsiz koleksiyonlarıyla Topkapı Sarayı’na çevirebilirsiniz. 

Antik dünyaya seyahat: İzmir Efes Müzesi

İzmir’in Selçuk ilçesinde antik dönemin en önemli şehirlerinden Efes Antik Kenti’nde yer alan, ziyaretçilerini binlerce yıl öncesine götürerek köklü bir tarihle buluşturan Efes Müzesi de görülmeye değer eşsiz müzelerden. Roma, Helenistik, Bizans ve Arkaik dönemlere ait çok sayıda eserin yer aldığı müzenin koleksiyonunda, Artemis Tapınağı’na ait heykeller, Roma dönemine ait büstler, antik takılar, lahitler, mermer kabartmalar, mozaikler ve Efes’in efsanevi Artemis Heykeli gibi birçok büyüleyici eser yer alıyor. Antik çağın görkemini bugüne taşıyan Efes Müzesi’nde, Efes halkının gündelik yaşamına dair izleri de görmek mümkün. Artemis Tapınağı’ndan getirilen eserler ve gladyatörlerin yaşamına dair bulgular, müzenin öne çıkan parçaları. İzmir’i gezerken tarihin izini sürmek istiyorsanız, rotanızı mutlaka Efes Müzesi’ne çevirin.

Destanların izinde: Çanakkale Troya Müzesi

UNESCO tarafından 1998’de Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınan efsanevi Çanakkale Troya Antik Kenti’nin girişinde yer alan Troya Müzesi, kültürel mirasımızı modern bir anlayışla günümüze taşıyor. Eğitici ve interaktif sunumlarıyla her yaştan ziyaretçiye hitap eden Troya Müzesi, antik dünyanın büyüsünü yakından hissetmek isteyenlerin keşfetmesi gereken müzelerin başında geliyor. Troya Müzesi’nde keşfe nişlerin içinde mezar taşları, heykeller ve büyük boy fotoğraflarla Troya’nın farklı katmanlarının anlatıldığı rampa duvarlarını gözlemleyerek başlayabilirsiniz. 3 bin metre kare sergi salonuna, 11.200 metrekare kapalı alana sahip müzede Troya kazılarında çıkarılan, geçmiş yaşantıların gözler önüne serildiği gözyaşı şişeleri, süs eşyası takı, çanak çömlek gibi günlük yaşam objelerinin yanı sıra taş, lahit, heykel, yazıt, pişmiş topraklar, savaş aleti gibi birçok eser sergileniyor. 

 

Müzede ziyaretçilere Homeros’un İlyada Destanı’nda anlatılan Truva Savaşı’nın da bir simülasyonu sunuluyor. Çanakkale’de müze ziyaretinde bulunmak ve kültür rotası yapmak isteyenler ENUYGUN.com üzerinden araç kiralayarak bu kültürel miras noktalarına rahatlıkla ulaşabilir.

Tarihin sessiz tanığı: Çorum Müzesi 

Hitit medeniyetinin başkenti Hattuşa’ya ev sahipliği yapan Çorum’un merkezinde yer alan Hattuşa ve çevresindeki kazılarda çıkarılan binlerce yıllık eserlerle ziyaretçilerini büyüleyen Çorum Müzesi de Anadolu’da görülmeye değer en gözde müzelerden. Kalkolitik, Eski Tunç Çağı, Frig, Roma ve Bizans dönemine ait eserlerin sergilendiği müze, arkeoloji tutkunlarına zamana tanıklık etme fırsatı sunuyor. Müzede, Alacahöyük, Boğazköy (Hattuşa), Ortaköy (Şapinuva) ve Eskiyapar gibi önemli kazı alanlarından çıkarılan eserler sergileniyor. Hititlere ait tabletler, tanrı heykelcikleri, günlük yaşam eşyaları ve etkileyici çivi yazılı belge gibi tarihe ışık tutan birçok eser yer alıyor. Anadolu’nun saklı hazinelerini keşfetmek isterseniz Çorum Müzesi’ni mutlaka görmelisiniz. 

Mozaiğin büyüsü: Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi

Gaziantep’te bulunan dünyanın en büyük mozaik müzelerinden biri olan Zeugma Mozaik Müzesi de görülmeye değer benzersiz müzelerden. Fırat Nehri kıyısında kurulan ve su altında kalmış antik Zeugma kentinden çıkarılan mozaiklerin sergilendiği müze, binlerce yıl öncesinin estetik anlayışı ve yaşam biçimini gözler önüne seren eşsiz bir müze. Gizemli bakışlarıyla dünyaca ün kazanmış “Çingene Kızı” mozaiğinin yer aldığı müzede; Roma dönemine ait heykeller, mitolojik sahneleri betimleyen devasa yer mozaikleri, freskler, heykeller ve günlük yaşama dair pek çok arkeolojik eser de bulunuyor. Modern müzecilik anlayışı ile tasarlanan Zeugma Mozaik Müzesi, yalnızca eserleriyle değil, etkileyici sunumları ve dijital destekli anlatımlarıyla da ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim yaşatıyor. 

Sıfır noktasına yolculuk: Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi

Binlerce yıllık geçmişiyle Mezopotamya’nın kalbinde yer alan Şanlıurfa, insanlık tarihinin en eski izlerini barındırıyor. Bu köklü geçmişi gün yüzüne çıkaran en önemli adreslerden biri de Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi. Göbeklitepe başta olmak üzere, bölgedeki pek çok önemli kazı alanından elde edilen eserin yer aldığı müze, ziyaretçilerini adeta bir zaman yolculuğuna götürüyor. Türkiye’nin en büyük ve en modern arkeoloji müzelerinden biri olan Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’nde, Paleolitik Çağ’dan Roma Dönemi’ne kadar uzanan geniş bir zaman dilimine ait birçok eser yer alıyor. Özellikle, dünyanın bilinen en eski tapınağına dair önemli ipuçları veren Göbeklitepe’ye ait heykeller ve T biçimli dikili taşların replikaları ziyaretçilerden büyük ilgi görüyor. Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi, arkeoloji meraklıları ve tarih severler için sadece bir ziyaret değil, insanlığın doğuşuna tanıklık etme fırsatı da sunuyor. 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

KOMEK’ten “Ahşap Oyuncak Çocuk-Ebeveyn Atölyesi” Etkinliği

Konya Büyükşehir Belediyesi Meslek Edindirme Kursları bünyesinde hizmet verecek “Ahşap Oyuncak Çocuk-Ebeveyn Atölyesi”, anne-baba ve çocukların birlikte katılabileceği özel etkinliklerle başlıyor. Eğitimlere katılmak isteyenler, 19 Mayıs tarihine kadar www.anatoya.com adresinden kayıt yaptırabiliyor.


Konya Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla hazırlanan “Ahşap Oyuncak Çocuk-Ebeveyn Atölyesi”, anne-baba ve çocukların birlikte katılabileceği özel etkinliklerle hizmet verecek.

Etkinlikler, Darü’l-Mülk Projesi kapsamında Konya Kılıçarslan Meydanı’nda yer alan Anatoya Atölyesi’nde gerçekleştirilecek.

İki katlı atölyede; alt katta danışma ve ahşap ustası için özel çalışma alanı, üst katta ise 16 kişilik kapasiteye sahip, çocuklara uygun kesim ve boyama istasyonları yer alacak.

Ahşap malzemelerle oyuncak üretiminin yapılacağı bu özel atölyede katılımcılar, hem el becerilerini geliştirecek hem de birlikte üretmenin keyfini yaşayacak.

Doğal, sağlıklı ve güvenli materyallerle hazırlanan 8-14 yaş aralığındaki çocukların kabul edildiği atölye sürecinde; anne-kız, anne-oğul, baba-kız ve baba-oğul kategorilerinde, haftalık 150 dakikalık oturumlarla eğitimler düzenlenecek.

Atölye, Cumartesi günleri 14.00–17.00, hafta içi ise 18.00–21.00 saatleri arasında gerçekleştirilecek. Pazar ve Pazartesi günleri atölye faaliyetleri yapılmayacaktır.

Modern ve güvenli şekilde tasarlanan eğitim alanında, çocuklara uygun kesim makineleri, zımpara ve boyama istasyonları, çalışma tezgâhları gibi ekipmanlar ailelerin rahatça kullanabileceği şekilde yapılandırıldı.

Üretilen tüm ürünler, doğa dostu ve çocuk sağlığına uygun malzemelerle, Anatoya markasının güvencesiyle sunulacak.

Proje ile aile içi bağların kuvvetlendirilmesi, çocukların hayal gücü ve sosyal farkındalıklarının geliştirilmesi, aynı zamanda geleneksel el sanatlarının yeni nesillere aktarılması amaçlanıyor.

Eğitimlere katılmak isteyenler, 19 Mayıs tarihine kadar www.anatoya.com adresinden kayıt yaptırabiliyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Buca’nın tarihine ve geleceğine ışık tutan buluşma

Buca Belediyesi’nin yakın zamanda Kent Belleği Sergisi olarak ziyarete açacağı Hacı Davut Fargoh Malikânesinde (Pembe Köşk) kent için anlamlı bir buluşma gerçekleştirildi. 1971 ila 1973 yıllarında Buca Belediye Başkanlığı, ardından milletvekilliği, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan Yüksel Çakmur, yıllar sonra kendisiyle aynı koltuğa oturan Buca Belediye Başkanı Görkem Duman ile “Geçmişten Geleceğe” söyleşisine konuk olarak katıldı. Moderatörlüğünü yazar Baki Kanıcı’nın gerçekleştirdiği söyleşide, eski Buca Belediye Başkanları Ercan Tatı, Ertan Erdek, eski Konak Belediye Başkanı Ahmet Sarışın, eski Karşıyaka Belediye Başkanı Cihan Türsen, eski Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam da yer aldı. Bucalılar Sosyal Dayanışma Sayfa Platformu iş birliği ile gerçekleşen söyleşide Buca’ya hizmet vermiş eski belediye başkanları da unutulmadı.

Buca Belediye Başkanı Görkem Duman, yakın zamanda söyleşinin gerçekleştiği tarihi Pembe Köşk’te ziyarete açacakları Kent Belleği Sergisi projesi hakkında bilgi vererek, Buca’ya dair her şeyin sergide yer alması için titiz bir çalışma gerçekleştirdiklerini söyledi. Eski Bakan ve Belediye Başkanı Yüksel Çakmur ise Buca Belediye Başkanlığı yaptığı döneme ilişkin hatıralarını anlattı.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı