ROSATOM, Endonezya’da Nükleer Enerji ve NGS İnşaatının Sosyo-Ekonomik Etkileri Konulu Uluslararası Seminerde Çözümlerini Sundu

Etkinlik; Rusya, Endonezya, Türkiye ve Macaristan’dan önde gelen uzmanları bir araya getirdi

Endonezya’nın Bandung kentinde, “Endonezya’da Modern Nükleer Teknolojiler ve Nükleer Güç Santrali (NGS) İnşaatının Sosyo-Ekonomik Etkileri” konulu bir seminer düzenlendi. PLN Nusantara Power ve Endonezya Ulusal Araştırma ve Yenilik Ajansı (BRIN) tarafından organize edilen etkinliğe, Rosatom’dan uzmanların yanı sıra Türkiye Nükleer Enerji A.Ş. (TÜNAŞ) CEO’su Necati Yamaç da katıldı. 

Etkinlikte ayrıca Endonezya Ulusal Enerji Konseyi (DEN), PLN Nusantara Power, BRIN ve Macaristan’dan Paks 2 NGS LTD. Şti. temsilcileri de yer aldı. 

Seminerde, Endonezya’da nükleer enerjinin geliştirilmesi planları, nükleer sanayinin oluşturulmasında karşılaşılan temel zorluklar, altyapı gelişimi ve personel eğitimi gibi konular ele alındı. Endonezya tarafı, ülkede gelecekte inşa edilmesi planlanan nükleer güç santralleri için olası sahaları tanıttı. 

Nükleer enerjinin ekonomik ve sosyal avantajları, üretimin yerelleştirilmesi, düzenleyici ve hukuki mevzuatlar, güvenlik ve depreme dayanıklılık sistemleri konularına özel vurgu yapıldı. Seminerde ayrıca, personel eğitimi ve kamuoyunun nükleer enerjiye ilgisinin artırılması konuları ele alındı. Rosatom, Endonezya’nın ihtiyaçlarına uygun modern enerji çözümlerini sundu.  

Rosatom Proje Direktörü Alexander Tsybulya, seminerde yaptığı açıklamada, “Endonezya, enerji tüketiminde hızlı bir büyüme gösteriyor ve aynı zamanda 2060 yılına kadar karbon nötrlüğü hedefine varmayı planlıyor. Ülkenin farklı bölgelerinde artan elektrik ihtiyacı, yüzer güç üniteleri dahil büyük ve küçük kapasiteli nükleer enerji santralleriyle etkin bir şekilde karşılanabilir. Nükleer enerji, ülkenin enerji sistemi ile ulusal enerji güvenliğini önemli ölçüde güçlendirebilecek güvenilir ve düşük karbon salınımlı bir elektrik üretim kaynağıdır. Rosatom olarak, Endonezya’ya, gelişen ekonomisinin ihtiyaçlarına uygun olarak nükleer enerjiyi geliştirmesine olanak sağlayacak kapsamlı bir çözüm sunmak için benzersiz bir deneyime ve gerekli teknolojiye sahip” dedi.   

Türkiye ve Macaristan’dan gelen konuşmacılar, ülkelerindeki nükleer güç santrallerinin yapımına ilişkin uygulamalı bilgilerini paylaştı, temel zorluklar ile bunların çözüm yöntemlerini ele aldılar ve ayrıca, Rus reaktör teknolojisini seçmelerinin sebeplerinden bahsettiler. Ulusal nükleer projelerin geliştirilmesindeki deneyimleri, gerekli NGS kapasitesi hesaplama yöntemleri ve iletişim teknolojileri Endonezya tarafında büyük ilgi uyandırdı. 

Macaristan Paks II NGS Ltd. Şti. Uluslararası İlişkiler Direktörü Attila Hugyecz, “Paks-2 NGS, Macaristan’ın yeniden sanayileşmesi ve elektrik tüketiminin artmasıyla bağlantılı olarak ülkenin güvenilir enerji arzına önemli bir katkı sağlayacak. Macaristan, Paks NGS’nin işletilmesinde, Rus VVER-440 üniteleriyle 40 yılı aşkın olumlu bir deneyime sahip modern ve güvenilir VVER-1200 3+ nesil teknolojisini seçti. Rosatom, en az 60 yıl garantili hizmet ömrüne sahip yeni güç ünitelerini anahtar teslimi olarak inşa edecek” ifadelerini kullandı.  

 

Endonezyalı izleyicilerin en fazla ilgi gösterdiği konulardan biri, nükleer enerjinin kamuoyunda kabul görmesinin sağlanmasıydı.  

Rosatom’un Endonezya Temsilcisi Anna Belokoneva, konuya ilişkin, “Ulusal enerji projesinin hayata geçirilmesi kapsamında, ilgili tüm taraflarla sürekli iletişim kurmak, nükleer enerjinin ülke ve bireylere faydaları konusunda bilgi paylaşımı çok önemlidir. Rosatom, projelerimizin uygulanmasında farklı ülkelerde bu tür çalışmalar yapma konusunda büyük bir deneyime sahip. Bu deneyimi Endonezyalı ortaklarımızla paylaşmaya hazırız” diye konuştu.  

Seminere, dört ülkeden 60’tan fazla uzman katıldı. Bu toplantı, Endonezya ve Rusya arasında nükleer enerjinin geliştirilmesinde ikili ilişkilerin güçlendirilmesinde ileri doğru atılan bir başka adımı temsil ediyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İzmir’de Japon Sakura Esintisi başladı

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde JİKAD ve Japonya İstanbul Başkonsolosluğu tarafından organize edilen “İzmir’de Japon Sakura Esintisi” etkinlikleri, “Wabi Sabi” sergisiyle Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) başladı. 4 Mart’a kadar devam edecek etkinlikler iki ülke arasındaki kültür bağını güçlendirecek, İzmirliler’e Japon sanatını ve kültürünü yakından tanıma fırsatı sunacak.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Japonya İzmir Kültürler Arası Dostluk Derneği (JİKAD) ve Japonya İstanbul Başkonsolosluğu iş birliğiyle düzenlenen “İzmir’de Japon Sakura Esintisi” etkinlikleri Wabi-Sabi Resim Sergisi ile başladı. Serginin açılışına İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Dr. Zafer Levent Yıldır, Japonya İstanbul Başkonsolosu Keichi Kasahara, Japonya İzmir Fahri Konsolosu Neşe Gök, JİKAD Başkanı Arzu Yücel, iş ve sanat dünyasının temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve çok sayıda sanatsever katıldı. Japon Sanat Merkezi’nin Lotus Grubu tarafından hazırlanan “Wabi Sabi” sergisi büyük ilgi gördü. Sergide, geleneksel Japon mürekkep sanatı olan Sumi-e eserleri yer aldı.

Yıldır: “Wabi-Sabi, bir estetik anlayışı ve felsefe”
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Dr. Zafer Levent Yıldır, “Wabi-Sabi, bir estetik anlayışı ve felsefe. Bu da doğallık ve sadelik ön planda. Modern dünyanın hızında kaybolan insan ruhuna dengelik ve farkındalık sunar. Sadelikteki zarafet, yıpranmışlıktaki hikaye, eksiklikteki tamamlayıcılık Wabi-Sabi’yi çok güzel özetliyor aslında. Bunlar bizlere ışık tutacak çok değerli konular. Hepimizin bu estetik anlayış ve felsefeyle ilgilenmesi gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.

Kasahara: İzmir’e koşarak geldik
Japonya İstanbul Başkonsolosu Keichi Kasahara, “Sayın fahri konsolosumuzun Japonya ve İzmir arasındaki dostluğun gelişmesi ve daha da büyümesi noktasında çalışmalarını arttırmasını gönülden diliyorum. Geçtiğimiz 2024 yılı, Japonya ve Türkiye’nin diplomatik ilişkilerinin kurulmasının yüzüncü yılı olarak iki ülkede de çeşitli kültür etkinlikleri düzenlendi. 2024 yılında 200’e yakın kültür ve tanıtım etkinliği düzenledik. İzmir’de bu etkinliği duyunca büyük bir sevinçle karşıladık ve koşarak geldik. Yeni bir yüzyıla adım attık. Sizlilerin bu ilgisiyle bu ilişkileri daha da yukarı taşımak istiyoruz” dedi.

Güçbirliği mesajı
Japonya İzmir Fahri Konsolosu Neşe Gök, Japonya ile daha fazla köprü kurmak isteyen İzmirli dostlara bu dostluk ve ticaret köprüsünün sağlamlaşması için yardımcı olmaya çalışacağını belirtirken, JİKAD Başkanı Arzu Yücel ise, “Bu iş birliği sayesinde bugün buradayız. Umuyorum ki etkinliğimiz geniş bir izleyici kitlesine ulaşılarak herkes için keyifli bir deneyim olur. JİKAD olarak bizler, Japon kültürünü tanıtmaya, ülkelerimiz arasındaki dostluğu ve iş birliğini güçlendirecek projelere katkı sunmaya devam ediyoruz. Bugün burada bu amaçlar için toplanmamız bizim için çok kıymetli” ifadelerini kullandı.

Japon sanatını ve kültürünü yakından tanıma fırsatı
Sergi Sorumlusu Aynur Küçükyalçın ise eserler ve sanatçılar hakkında bilgi verdi.  Üç gün sürecek etkinlik kapsamında sergiler, seminerler, film gösterimleri, mini konser ve Japon kültürüne dair tanıtımlar gerçekleştirilecek. İzmirliler etkinlikler sayesinde Japon sanatını ve kültürünü yakından tanıma fırsatı bulacak. 4 Mart’a kadar açık olacak serginin yanı sıra AASSM’dedüzenlencek etkinlik programı ise şöyle;

1 Mart Cumartesi – Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi
11.00: 18. Dünya Çocukları Haiku Yarışması-İzmir Durağı: Japon Kültürüyle Buluşma
13.00: Japonya Hükümeti Eğitim (MEXT) Bursu Semineri
14.30: Seminer: Musaşi ve Özgürlüğe Giden Yol
20.30: Piyano ve Saksafon Konseri: Japon Esintisi

1 Mart Cumartesi – Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi – Güzelbahçe Atatürk Kültür Merkezi
12.00: Film Gösterimi: Nosari: Cennetten bir Hediye
14.30: Film Gösterimi: Penguin Highway
17.00: Film Gösterimi: Gün Batımından Sonra
20.30: Film Gösterimi: Antika Bizden Sorulur!

2 Mart Pazar – Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi
13.00: 12. Penceremden Japonya – Japonya Tanıtım ve Japonca Konuşma Yarışması
16.30: Koto Konseri ve Nihonbuyo Dansı Gösterisi: Sakura Rüzgarı

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Fırça İzleri” Karma Resim Sergisi Sanatseverlerle Buluştu

Manisa Büyükşehir Belediyesi, Dünya Ressamlar Günü’ne özel olarak “Fırça İzleri” adlı karma resim sergisine ev sahipliği yaptı. Kültür Merkezi Lale Fuaye’de düzenlenen etkinlik, sanatseverlerin büyük beğenisini kazandı.

 

Sergide, hayal güçlerini ve düşüncelerini fırça darbeleriyle tuvale aktaran ressamlar Hülya Ersezgin, Betül Şeker, Nagehan Erdoğan, Reyhan Elbirliler, Haldun Taşçeviren, Fehim Taşçeviren, Ramazan Göktaş ve Hidayet Gültekin’in eserleri sanatseverlerle buluştu. Birbirinden farklı üslup ve tekniklerle oluşturulan tablolar, ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. Ziyaretçiler, ressam Hülya Ersezgin’in 2008 yılında ödül alan Kuvay-i Milliye konulu eserini de yakından görme fırsatı buldu. Etkinlik boyunca düzenlenen özel sanat performansları, sergiye renk kattı.

 

Öğrencilerden Yoğun İlgi

Minik sanatseverlerin de yoğun katılım gösterdiği serginin açılışını, Büyükşehir Belediyesi Kültür Sanat Şube Müdürü Okan Gündüz ve sergide yer alan ressamlar birlikte gerçekleştirdi. “Fırça İzleri” sergisi, Manisa’nın kültürel ve sanatsal zenginliğine önemli katkı sağladı. Sergi, farklı tarzlardaki eserleri bir araya getirerek sanatseverlere geniş bir yelpaze sundu. Ayrıca,  Manisa Anadolu Lisesi öğrencilerinin ziyaretiyle de sanatın gelecek nesillere aktarılmasına katkıda da bulundu.

 

Ressamlar, sanata ve sanatçıya destekleri nedeniyle Manisa Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ederek, bu tür organizasyonların kent kültür ve sanat yaşamına büyük katkı sağladığını vurguladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Deri Günleri Fişekhane’de gerçekleşiyor!

İstanbul’un tarihi dokusunu yansıtan Fişekhane, 7-8-9 Mart 2025 tarihlerinde Deri Günleri etkinliğine ev sahipliği yapacak.

Fişekhane’de düzenlenen 7-8-9 Mart Deri Günleri’nde, birçok ünlü ve yakından takip ettiğiniz influencer da aramızda olacak.  7 Mart’da gelecek isimler Bircan Bali , Aleyna Dalveren, Yeliz Yeşilmen, Banu Alkan , Tuğba Özay, Nagihan  Karadere, Damla Ersubaşı ve daha birçok isim, etkinlik boyunca ziyaretçilerle buluşarak moda ve deri sektörüne dair deneyimlerini paylaşacak.

Sektörün Kalbi Zeytinburnu’ndan Sürdürülebilir Geleceğe

600 yıllık geçmişiyle Zeytinburnu, kürk ve deri sektörünün Türkiye’deki merkezi konumundadır. Organik Giyim Sanayicileri Derneği (OGSD) olarak, doğaya saygılı sürdürülebilir ürünlerin kullanımını teşvik etmeyi amaçlamakta ve bu vizyon doğrultusunda Deri Günleri’ni organize etmekteyiz.

Dünyada deri ve kürk konfeksiyonunda 3. büyük ihracatçı, tekstil sektöründe ise 6. büyük ihracatçı konumunda olan Türkiye, bu gücünü sürdürülebilir üretim anlayışıyla pekiştirmektedir. Deri Günleri, bu vizyon doğrultusunda, üretici firmalarımızı iç piyasa ile buluşturarak kaliteli ve uygun fiyatlı ürünlerin doğrudan tüketiciyle buluşmasını sağlamayı hedeflemektedir.

Deri Günleri’nde Kadınlar Günü’ne Özel Sürprizler!

Deri Günleri, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel birbirinden değerli sürpriz hediyelerle ziyaretçilerini karşılayacak. Moda, tasarım ve el işçiliğinin en seçkin örneklerinin sergileneceği etkinlikte, katılımcılar hem sektör profesyonelleriyle tanışma hem de benzersiz fırsatlarla alışveriş yapma imkânı bulacak.

Ayrıca, Türk kadınının zarafetini ve şıklığını, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde üreticisi olduğumuz kaliteli ve özgün ürünlerle buluşturacağız. Deri ve tekstil sektörünün en seçkin koleksiyonları, bu özel etkinlikte tüketicilerle buluşarak unutulmaz bir alışveriş deneyimi sunacak.

Ünlü İsimler Deri Günleri’nde Sizlerle Olacak!

Deri Günleri, sadece bir fuar olmanın ötesine geçerek moda tutkunları, sektör profesyonelleri ve girişimciler için benzersiz bir ticaret ve networking platformu sunmayı hedefliyor. Katılımcılar, perakende sektörüne doğrudan erişim sağlayarak sıcak satış yapma imkânı da bulacak.

Katılım Kontenjanı Sınırlı!

Bu özel etkinlikte yer almak isteyen markalar ve katılımcılar için başvurular başlamış olup, kontenjan sınırlı sayıdadır. Katılım ücretleri ve detaylı program ilerleyen günlerde duyurulacaktır.

Sektörün öncü organizasyon şirketlerinden Zyfest PR & Fuarcılık ev sahipliğinde olan bu özel etkinlik, deri sektörünün en önemli isimlerini bir araya getirecek.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Vodafone Business ve TÜRKONFED, Anadolu’daki KOBİ’leri Dijitalleştirmeye Devam Ediyor

KOBİ’lerin ilgisinin yoğun olduğu etkinlikte işletmeler, kendilerini geleceğe hazırlayacak olan çözüm ve rekabet gücünü artıracak fırsatları da deneyimlemiş oldu.

İşletmelerin dijitalleşmesine liderlik etme vizyonuyla faaliyet gösteren Vodafone Business ve bölgesel ve sektörel alanda iş dünyasının çatı kuruluşları arasında yer alan Türk İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) iş birliğiyle hayata geçirilen Teknolojiyle Güçlü KOBİ etkinliği, Adana’da gerçekleştirildi. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ile Adana Ticaret Odası Başkanı Yücel Bayram’ın da katıldığı, KOBİ’lerin dijital dönüşüm süreçlerine destek olmayı ve onları geleceğe hazırlamayı amaçlayan etkinlikte KOBİ’ler kapsamlı eğitimler, seminerler ve danışmanlık hizmetlerini birebir deneyimleyerek dijital yetkinliklerini artırabilme fırsatı yakaladı. Etkinlik kapsamında gerçekleştirilen programlar sayesinde işletmeler birbirleriyle iş ağı oluştururken, şirketlerin başarılı dijital dönüşüm örnekleri de ilk ağızdan dinlenmiş oldu. 

 

Vodafone’un geniş iletişim ağı ve TÜRKONFED’in sanayi bölgelerindeki güçlü bağlarıyla, KOBİ’lerin dijital dönüşüm yolculuğunda ihtiyaç duydukları bilgi ve kaynaklara daha kolay erişim sağlamalarına yardımcı olan etkinliğe işletmelerin ilgisi yoğundu. Teknolojiyle Güçlü KOBİ’yle dijital dönüşüm konusunda daha fazla zorluk yaşayan sektörlere ve bölgelerdeki KOBİ’lere özel çözümler sunulurken, Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir büyümesine ve küresel rekabet gücünün artırılmasına önemli katkılar sağlandı.

 

“Anadolu’daki her ölçekteki işletmenin dijital dönüşümüne katkı sağlamayı sürdüreceğiz”

 

Türkiye’nin sanayisinde lokomotif olan tüm Anadolu şehirlerine odaklanarak, iletişim altyapılarına ve bu şehirlerdeki yerleşik teknoloji danışmanlık ekiplerine yatırım yaptıklarını dile getiren Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Özlem Kestioğlu, sözlerine şöyle devam etti:

 

“Büyük şehirlerimizin yanında, özellikle Anadolu’daki işletmelerimizin dijital dönüşümlerini hızlı bir şekilde gerçekleştirebilmesini çok önemsiyoruz. Bu doğrultuda da TÜRKONFED iş birliğiyle gerçekleştirdiğimiz Teknolojiyle Güçlü KOBİ etkinliğiyle Adana’daki işletmeler ve KOBİ’lerimizle buluştuk. Dijital dönüşüm sürecinde destek arayan ve teknolojik yetkinliklerini artırmak isteyen KOBİ’lerimizle bir araya geldiğimiz bu etkinliğimizde sektör liderleri ve dijital dönüşüm uzmanları, katılımcılarımıza ilham verici konuşmalar yaparak dijital dönüşümün önemini ve uygulama stratejileri hakkında önemli bilgiler verdi. Koçluk oturumlarında Vodafone Business uzmanlarından dijital dönüşüm konusunda birebir danışmanlık alan işletmeler, diğer şirketlerle etkileşim kurabilme fırsatı yakaladı.

 

Bizler Vodafone Business olarak Anadolu’da faaliyet gösteren her ölçekteki işletmenin bu yeni dijitalleşme çağına hızlı bir şekilde geçmelerini desteklemeye; şirketlerin daha akıllı, daha hızlı ve daha esnek olmalarına katkı sunmaya devam edeceğiz.”

 

Süleyman Sönmez: “Dijital ekonomide liderlik için KOBİ’leri dönüştürmeliyiz”

 

Dijitalleşmenin küresel rekabette belirleyici bir faktör haline geldiğine dikkat çeken TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, “Türkiye, genç ve teknolojiye yatkın nüfusu, dinamik girişimcilik ekosistemi ve üretim kabiliyeti ile dijital ekonominin sunduğu fırsatlardan yararlanabilecek güçlü bir potansiyele sahip. Ancak bu potansiyeli gerçeğe dönüştürmek için dijitalleşmeyi hızlandıran, teknoloji yatırımlarını teşvik eden ve inovasyonu destekleyen politikaları hayata geçirmek zorundayız. Bugün dünya ekonomisinden aldığımız yüzde 1’lik payı artırmak, yüksek teknoloji ihracatımızı yüzde 3’ün üzerine çıkarmak için en büyük kozumuz dijital dönüşüm ve inovasyon odaklı üretimdir. Bunun yolu ise ileri teknoloji kullanımı, yüksek katma değerli üretim ve markalaşmış ihracattan geçiyor” diye konuştu. 

 

Dijital dönüşüm sürecinde KOBİ’lerin önemine değinen Sönmez şunları söyledi; “Dijital ekonominin liderleri arasında yer almak istiyorsak işletmelerimizin dijital yetkinliklerini artırmak ve teknoloji yatırımlarına yön vermek zorundayız. Bu dönüşüm de yalnızca büyük ölçekli şirketlerin değil, KOBİ’lerin de kapsayıcı şekilde dijitalleşmesiyle mümkün. İşte bu proje kapsamında sağlayacağımız bilgi ve destekler, KOBİ’lerin dijitalleşme sürecini hızlandıracak.” 

 

Gelişen ve değişen dünya düzeninde geleneksel yöntemlerle gelişmiş ülkelere karşı rekabet etmenin zorluğuna dikkat çeken ÇUKUROVA SİFED Yönetim Kurulu Başkanı Berman Mantı ise “Bu zorluğu aşmanın ve hedefe ulaşılmasının altında yatan bir gerçek de dijitalleşme. Dijital pazarlama, günümüz iş dünyasında KOBİ’ler için rekabet avantajı sağlamanın önemli bir yolu haline geldi. Geleneksel pazarlama yöntemlerinden farklı olarak dijital pazarlama, internet ve dijital teknolojiler aracılığıyla potansiyel müşterilere ulaşmayı, marka bilinirliğini  ve satışları artırmayı hedefliyor” şeklinde konuştu. 

 

Vodafone Business, Dijital Yetkinlik Analizi kapsamını genişletti

 

Öte yandan geçen sene sanayi şirketlerinin kendi kendilerine dijital olgunluk seviyelerini ölçümleyebilecekleri bilimsel bir test içeriği olan Dijital Yetkinlik Analizi’ni işletmelere sunan Vodafone Business, bugün 455 işletmeye ulaştı. Şu ana kadar Türkiye’de 16 ilin dijitalleşmesini ölçtüklerini ifade eden Özlem Kestioğlu, şu anda 11 sektör özelinde dijital ölçüm yapabildiklerini aktardı. “Analizlerimiz her geçen gün gelişmeye devam ediyor. Eğitim, sağlık, perakende, bilişim, inşaat, lojistik, tarım, restoran-kafe, turizm, finans sektörlerinde de bugün Dijital Yetkinlik Analizleri yapabiliyoruz. İşletmelerin skorlarına ve tavsiye raporuna baktığımızda da öncelikli gelişmemiz gereken alanların altyapı, siber güvenlik ve veri yönetimi olduğunu gördük” diyen Kestioğlu, Vodafone Business olarak özellikle bu üç alanda ortalama skorlamaların altında kalan KOBİ ve işletmelere sundukları çözümlerle de şirketlerin günümüz rekabet çağında geri kalmamalarına vesile olduklarını sözlerine ekledi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

2024’ün Hızlı Büyüyen Markası Aytemiz, Bayileriyle Bir Araya Gelerek “Güçlü Gelecek, Birlikte Gelecek” Dedi

Akaryakıt kalitesi ve tedarik altyapısına yaptığı yatırımlarla öne çıkan Aytemiz, 2024 yılı boyunca gösterdiği büyüme performansıyla sektörün hızlı gelişen markalarından biri oldu. Şirket, bayi kanalıyla gerçekleştirdiği yaklaşık 2 milyon metreküp akaryakıt ve 400 bin metreküp otogaz satışıyla kendi rekorunu kırarken, istasyon başına günlük satışıyla da sektörün öncü markaları arasına girdi. 76 yeni bayinin Aytemiz hizmet ağına katıldığı bu dönemde marka, akaryakıt pazar payını %26 oranında artırarak öncü akaryakıt şirketlerinden biri oldu. Bu başarılarını ve kırdığı rekorları kutlamak üzere Türkiye’nin dört bir yanındaki bayileriyle Antalya’da bir araya gelen Aytemiz, buluşmada gelecek dönem hedeflerini paylaştı.

 

Ahmet Eke: “Varlığımızı daha da güçlendirerek, kararlı ve organik büyümemizi sürdürüyoruz” 

 

“Güçlü Gelecek, Birlikte Gelecek” mottosu ile düzenlenen Aytemiz Bayi Toplantısı, Türkiye’nin dört bir yanından gelen bayilerin yoğun ilgisiyle gerçekleşti. Toplantıda Aytemiz’in sektördeki konumuna ve fark yaratan iş modeline dikkat çeken Aytemiz Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Eke; “Aytemiz olarak yeni ve güçlü hedeflerle yolculuğumuza devam ediyoruz. Mevcut 660 istasyonumuz ve yakında açacağımız yeni istasyonlarımızla, ülke genelinde varlığımızı daha da güçlendirerek kararlı ve organik büyümemizi sürdürüyoruz” dedi. 

 

Bu başarının ardında Tatneft’in 75 yıllık küresel enerji tecrübesi ve Aytemiz’in sürdürülebilir büyüme stratejisi bulunduğunu belirten Ahmet Eke; “Tatneft, petrol arama ve çıkarılmasından nihai tüketiciye ulaştırılmasına kadar değer zincirinin her alanında aktif bir grup. Türkiye’deki akaryakıt operasyonlarını Aytemiz markası ile yürüterek sektörün gelişiminde önemli bir rol oynayan Tatneft Grup, Aytemiz’i bünyesine katmasıyla iki ülke arasındaki ekonomik ve kültürel bağların güçlenmesine de katkı sağlıyor.

 

Aytemiz olarak bu gücü en doğru şekilde ülkemizle buluşturmak üzere stratejik lokasyonlarda operasyonlarını yürüttüğümüz 250.000 m³ kapasiteli 9 ikmal noktamız bulunuyor. Bu ürünlerin sevkiyatını da yine Aytemiz güvencesi ve kalitesiyle gerçekleştiriyoruz. 

 

Enerji ve kimya sektörlerindeki entegre yatırımlarımız devam ederken; akaryakıtın çıkarılmasından dağıtımı ve müşterilerimize sunulmasına dek her aşamada rol alan bir marka olarak, uçtan uca akıllı ve verimli operasyonlarımızla yüksek bir katma değer üretiyoruz. Standart iş modelleri yerine her bir bölgenin ihtiyacına ve bayimizin hedeflerine göre iş birlikleri geliştiriyoruz. Bu da Aytemiz’in sürdürülebilir bayi ilişkileri kurmasına, yüksek müşteri memnuniyeti sağlamasına ve hızlı yükselişine etki ediyor” şeklinde konuştu.

 

Aytemiz’in 2030 hedeflerinde yenilikçi hizmetlerinin kritik bir rolü olduğunu vurgulayan Ahmet Eke; “2030 hedefimize doğru emin adımlarla ilerlerken sektörde öncü olan elektrikli araç şarj istasyonlarımız, alanında ilk olan Motorcu Dostu İstasyonlarımız, dijitalleşme vizyonumuzun simgesi Aytemiz Vaay uygulamamız ve müşteri deneyimini merkeze alan ON 7/24 Market konseptimiz ile entegre bir hizmet ekosistemi inşa ediyoruz. Önümüzdeki büyüme ve dönüşüm yolculuğunda, yenilediğimiz market konseptimizi daha da güçlendirerek perakende gücümüzü artıracağız. Perakende odaklı stratejimizle akaryakıtta yakaladığımız başarıyı ve tercih oranlarını, bu alanda da sağlayacağız.” dedi.

 

Tolga Parmaksız: “2024’te her bir Aytemiz istasyonu büyüme kaydetti”

 

2024 yılında Aytemiz ağında yer alan her bir istasyonun önemli bir başarı hikayesine imza attığını belirten Aytemiz Satış Direktörü Tolga Parmaksız; “Aytemiz olarak Türkiye akaryakıt sektöründeki organik, kararlı ve istikrarlı büyümemizi sürdürüyor, pazar payımızı her geçen yıl daha da artırıyoruz. Motorin, benzin ve otogazdaki dengeli satış portföyümüz ile hem bireysel hem de kurumsal müşterilerimize en yüksek hizmet standartlarını sunmaya devam ediyoruz. 

 

2024 yılı boyunca her ay kendi rekorumuzu tekrar tekrar kırarak başarılarla taçlandırdığımız bir yılı geride bıraktık. İstasyonlarına değer veren, müşteri odaklı hizmeti önceliklendiren ve yeni alanlara yatırım yapan iş ortaklarımız sayesinde, sektörde fark yaratan bir büyüme performansı sergiledik. İstasyon başına satışlarda her segmentte sektörden daha fazla büyüdük. Akaryakıtta sektörden kat be kat fazla büyüme sağladık, otogaz pazarının küçülmesine rağmen, bu kategoride de büyümemizi sürdürdük. Akaryakıt ve otogaz satışlarıyla birlikte, istasyon başına satışta Türkiye’nin öncü markaları arasında yerimizi aldık. Her ilde farklı başarı hikayelerine imza attık. Bu önemli gelişim, ‘Güçlü Gelecek, Birlikte Gelecek’ anlayışımızın yansımasıdır.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kuzey Marmara Otoyolu 9. PPP Week’te Uluslararası KÖİ Temsilcileriyle Buluştu

Bu yıl 9.’cusu düzenlenen İstanbul KÖİ Haftası (PPP Week), 50’den fazla ülkenin Kamu Özel Sektör İş Birliği alanında uzman bürokratlarını ‘daha azıyla daha fazlası’ mottosuyla altyapı yatırımlarının geleceğini tartışmak için bir araya getirdi. Kuzey Marmara Otoyolu ana sponsorluğunda gerçekleşen İstanbul KÖİ Haftası kapsamında iki ana oturumda KMO’nun küresel ulaşım projelerinde örnek alınan PPP modeli uzman isimlerle ele alındı. Projenin modern ulaşıma, ekonomiye ve sürdürülebilirliğe kattığı değerler ise uluslararası otoriterler tarafından takdir topladı.

 

Türkiye’nin geleceğe bağlanan yolu Kuzey Marmara Otoyolu, bu yıl 9.’cusu düzenlenen İstanbul KÖİ Haftası (PPP Week) kapsamında  kamu özel sektör iş birliğinde dünyaca ünlü projelerin üst düzey temsilcileri, kamu delegeleri, finans sektörünün temsilcileri, akademisyenler ve altyapı konusunda alanında özel sektörden uzman isimlerle bir araya geldi. Kuzey Marmara Otoyolu’nun küresel karayolu ekosisteminde örnek gösterilen akıllı ulaşım sistemleri, yüksek mühendislik ve ileri teknoloji uygulamalarının paylaşıldığı iki ana oturumda KMO Genel Müdür Yardımcıları Yılmaz Koyuncu ve Mehmet Ünlü, uygulanan PPP modelinin teknik ve finansal boyutunu anlatan sunumlar gerçekleştirerek uluslaraarası otoritelerin sorularını yanıtladılar. 

 

Koyuncu: “Kuzey Marmara Otoyolu ulaşımın geleceğine yön veren bir vizyon ortaya koyuyor”

 

Kuzey Marmara Otoyolu’nun her gün 1 milyonun üzerinde insana dokunduğunu ve başta İstanbul olmak üzere bölgeye stratejik bir ulaşım koridoru sunduğunu ifade eden KMO Genel Müdür Yardımcısı Yılmaz Koyuncu, “Devletimiz, kamu kuruluşlarımız ve tüm paydaşlarımızla birlikte muazzam bir sinerji yakalayarak, böylesine devasa bir projeyi ülkemize kazandırdık. KMO ailesi olarak özellikle güçlü yatırımcılarımızın gösterdiği büyük özveriyle, dört şeritli dünyanın en geniş ve en uzun tünellerine ev sahipliği yapan 415 kilometreli dev bir ulaşım projesini üç yıl gibi rekor bir sürede inşa ettik. PPP modeliyle de dünyada örnek gösterilen KMO projesi, bugün geldiğimiz noktada İstanbul, Kocaeli ve Sakarya gibi ülkemizin sanayi üssü konumundaki şehirlerini birbirine bağlarken, bu dev adım, sadece Türkiye için değil, bölgedeki karayolu taşımacılığı bakımından da ticaret ve lojistik ağı için büyük bir öneme sahip. En önemli noktalardan biri de Kuzey Marmara Otoyolu, aynı zamanda olası afetlerde bölgedeki yaklaşık 20 milyonluk bir nüfus için bir “afet otoyolu” olarak kullanılmak üzere kritik göreve de hizmet edecek şekilde tasarlandı. Akıllı ulaşım sistemleri, sürdürülebilirlik adımları, teknolojik altyapısı, modern ulaşım ağı ve karayolu taşımacılığında ilklere imza atan projeleri ile Kuzey Marmara Otoyolu geleceğe miras kalacak bir vizyonunun eseri. Kuzey Marmara Otoyolu önümüzdeki dönemde de modern, konforlu ve güvenli ulaşımın adresi olmayı sürdürecek.” dedi. 

 

PPP Haftası’nın son gününde ise PPPCOE heyeti, Kuzey Marmara Otoyolu Ana Kontrol Merkezi’ni ziyaret ederek, KMO’nun otoyol işletmelerinin yönetim süreçlerini yerinde gözlemlediler.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Vuslat” Sergisi Kent Müzesinde Görücüye Çıktı

Bursa Olgunlaşma Enstitüsü atölyelerinde hazırlanan hat, tezhip, minyatür ve ebru sanatı eserlerinin yer aldığı “Vuslat” isimli sergi İnegöl Belediyesi Kent Müzesi ev sahipliğinde görücüye çıktı.

İnegöl’de kültür, sanat ve sergilerin merkezi konumundaki İnegöl Belediyesi Kent Müzesi, Bursa Olgunlaşma Enstitüsü atölyelerinde hazırlanan özel bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Daha önce Bursa Olgunlaşma Enstitüsü ile 7 farklı sergi gerçekleştiren İnegöl Belediyesi, bu defa Geleneksel Türk Sanatlarının; hat, tezhip, minyatür ve ebru sanatlarından örnekler sunan ve 50 eserin yer aldığı sergi ile vatandaşları buluşturuyor.

KENT MÜZESİ’NİN 173. SERGİSİ

Bugüne kadar birçok kültür etkinliğine ev sahipliği yapan İnegöl Kent Müzesi, birbirinden kıymetli 172 sergiyi hayata geçirdi. Bursa Olgunlaşma Enstitüsü atölyelerinde büyük ustalıkla üretilen, “Vuslat” adlı Hat-Tezhip-Minyatür-Ebru Sanatlarının eserlerinden oluşan sergi ise Kent Müzesi’nin 173’üncü sergisi olma özelliğini taşıyor. Sergide; geleneksel Türk sanatları arasında yer alan hat, tezhip, minyatür ve ebru sanatlarından oluşan 50 eser yer alıyor.

KÜLTÜR VE SANATI HER ALANDA DESTEKLİYORUZ

Vuslat isimli sergi, Perşembe günü 14.00’da Kent Müzesinde düzenlenen törenle görücüye çıktı. 02 Nisan tarihine kadar ziyarete açık olacak serginin açılışında konuşan Belediye Başkanı Alper Taban, “Sanat, tarih boyunca insanlık için sadece bir estetik kaygı değil, aynı zamanda ruhun derinliklerine inen, anlam arayışını besleyen bir yol oldu. Bir toplumun sanatla ne denli iç içe olduğuna baktığımızda, o toplumun kimliğini, değerlerini ve düşünsel evrimini de görebiliriz. Bugün burada sergilenen eserler de yüzyıllar boyunca süregeldiği gibi, insanın yaratıcı gücünü ve içsel dünyasını dışa vurma biçimlerini temsil eder. Sanat, bizlere sadece görsel bir deneyim sunmakla kalmaz, aynı zamanda duygusal ve zihinsel bir yolculuğa çıkarır. Hayatın karmaşasından uzaklaşıp anın içine dalmamıza, düşüncelerimizi derinleştirip ruhumuzu beslememize olanak tanır. Her bir sanat dalı, bireysel bir keşif yolculuğu başlatır. Ama aynı zamanda toplumun ortak değerlerinin ve estetik anlayışlarının da bir yansımasıdır. Bizler de İnegöl Belediyesi olarak kültür ve sanatın olduğu her yerde var olmaya, desteklemeye gayret ediyoruz. Akademik desteklerle, Şehir Araştırmaları Merkeziyle, gerçekleştirdiğimiz Halk Bilimi Çalıştayı ve buna benzer pek çok organizasyonla kültür ve sanat alanında şehrimizin gelişimine öncülük ediyoruz. Kent Müzemiz de bu noktada başta sergiler olmak üzere pek çok kültür ve sanat etkinliğinin merkezi konumunda. Bu sergide de emeği geçen Bursa Olgunlaşma Enstitüsü atölyelerinde görev yapan hocalarımızı, sanatçılarımızı tebrik ediyorum. Vatandaşlarımızı sergiyi ziyaret etmeye davet ediyorum” dedi.

Konuşma sonrası kurdele kesimi ile serginin açılışı gerçekleştirildi. Ardından konuklar sergiyi gezerek eserleri inceledi. Eserler ziyaretçiler tarafından büyük ilgi gördü.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Şehrin Tiyatrosu Eyüpsultan ve Ataşehir’de

Özgür Atkın’ın yazıp yönettiği “Karagöz Çiftlik Bekçisi”, 3 Mart 2025 Pazartesi günü 20.30’da Eyüpsultan Kültür Sanat Merkezi’nde,

 

Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun yazıp yönettiği “Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin”, 4 Mart 2025 Salı günü 15.00 ve 20.30’da Ataşehir İnal Aydınoğlu Kültür Merkezi Şener Şen Sahnesi’nde sahnelenecek.

 

İstanbul’un her noktasına oyunlarını götürmeyi hedefleyen İBB Şehir Tiyatroları, klasik ve çağdaş oyunlarını İstanbul’un birçok ilçesinde seyirciyle buluşturmaya devam edecek.

 

KARAGÖZ ÇİFTLİK BEKÇİSİ (3+ Yaş)

Karagöz uzun zamandır işsizdir ve iş aramaktadır. Sonunda kendisine bir çiftlikte iş bulur. İşi hayvanların bakımını yapmaktır. Ama ortada bir sorun vardır. Karagöz, hayvanları tanımamaktadır. Oyunda Elif Verit, Hakan Örge rol alıyor. 

 

SEN İSTANBUL’DAN DAHA GÜZELSİN

Bir ailenin üç kadını; anneanne, kız ve torun… Üçünün ortak yazgısı, aynı mekanda, dile gelenlerden daha çok içlerinden sessiz sedasız geçen cümlelerde gizli… Erkeklerin yalnız ve eksik bıraktığı yaşamlarında, birbirlerine tutunurken ve giderek birbirine benzerken, geçmiş, şimdi ve gelecek içiçe geçiyor. Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin, İstanbul fonunda Ayfer, Başak ve Melis’in hikâyesini anlatıyor. Kadının değişmeyen hikâyesini…

“Kucağıma almışım seni… yürümüşüz beraber, çelik tellere bakmışım, çimentoya, karşıdan yeni yeni çıkan uzun binalara… yerdeki asfalta bakmışım… yolun yarısında yorulanların sigara dumanları arasından geçmişiz, ter kokusu her yer Allah kahretsin, “boğaz havasının içine ettiniz” diye bağırdım. ‘gel kız eve gidiyoruz, sen İstanbul’dan daha güzelsin’ O gün hayatımın en güzel günüymüş, meğerse…”

Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun yazdığı, anlatı geleneğiyle tiyatronun çağdaş araçlarını buluşturan oyun, “üç anlatıcı’lı bir kurguyla ilerliyor. Mekânın birliğine hikâyenin parçalanmışlığı ekleniyor ve farklı bir kurgu ortaya çıkıyor. Bu kurgu, geçmiş, gelecek ve şimdide çakılı kalmış üç hikâyeyi birleştiriyor. Zamanla üç hikâye de tekleşiyor ve ‘kadın’ın hikâyesine dönüşüyor…

Oyunda Esin Umulu, Şebnem Köstem, Yeliz Şatıroğlu rol alıyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Başkan Denizli, 14. Alaçatı Ot Festivali’ni tanıttı: “Toprak, Zaman ve Tat” temasıyla 17-20 Nisan’da düzenlenecek”

Çeşme Belediye Başkanı Lâl Denizli, bu yıl “Toprak, Zaman ve Tat” teması ve “Kaya Koruğu” konsepti ile 14’üncüsü düzenlenecek Alaçatı Ot Festivali Basın Toplantısı’nda, “Yerel üreticilerimizi desteklemek, toprak kültürünü ve üretim kültürünü yaşatmaya çalışmak, doğru, iyileştirici, onarıcı tarımı beslemek ve büyütmek hedefiyle geleceğe daha da fazla miras aktarabilmeyi hedefliyoruz” dedi. 

 

Çeşme Belediyesi tarafından bu yıl 14. kez düzenlenecek Alaçatı Ot Festivali, 17-20 Nisan 2025 tarihlerinde misafirlerini ağırlayacak. Çeşme Belediye Başkanı Lâl Denizli, 14. Alaçatı Ot Festivali Basın Toplantısı’nda, basın mensupları ile bir araya geldi. İstanbul’da gerçekleşen tanıtım toplantısında konuşan Çeşme Belediye Başkanı Lâl Denizli, Alaçatı Ot Festivali’nin Çeşme’nin yalnızca deniz, kum, güneş kültüründen ibaret olmadığının en büyük kanıtı olduğunu söyleyerek, festivalle Ege’nin topraklarında yetişen lezzetli otlarının dünyaya tanıtıldığını ifade etti. 

 

“Bu yılın yöresel ürünü olarak “Kaya Koruğu”

 

Bu yıl 17-20 Nisan tarihlerinde Çeşme Alaçatı’da 14’üncüsü gerçekleştirilecek festivalde farklı etkinliklerle gastronomi kültürünün öne çıkmasını sağlayacaklarının altını önemle çizen Denizli, bu yılın yöresel ürünü olarak “Kaya Koruğu”nun seçildiğini belirterek, “Nisan ayı bazı otları bulmamızda ne yazık ki bize mani oluyordu. Ama kaya koruğunun bir avantajı var. Daha önce belki sıcak lezzetlerle denemiş olanlarınız olmayabilir. Daha çok soğuk meze tarzında tercih edilen bir ot türüdür. Ama tabii ki şeflerimizin yaratıcılığıyla bu yıl kaya koruğundan farklı yorumlar deneyimleyeceğiz ve farklı yorumların tadına varacağız” diye konuştu. 

 

“Yerel üreticilerimiz için teşvik edici adımlar atıyoruz”

 

Çeşme’nin gastronomi alanında önemli bir atılım yaptığını da belirten Denizli, “Bizler her daim yerel yönetim olarak, gastronomi odağını ama yalnızca dünya gastronomisi değil; bölge gastronomisini öne çıkaran işletmelerimizi desteklemeye devam edeceğiz. Yerel üreticilerimizin bölgemizde olan işletmelere ürünler yapmasını ve o ürünlerin gelen misafirlerimizle buluşması için teşvik edici adımlar atıyoruz” şeklinde konuştu.

 

Geçmişten gelen toprak kültürümüzü geleceğe aktarımlarını hedefliyoruz”

 

Festivalin bu yılki temasının “Toprak, Zaman ve Tat” olarak belirlendiğini de sözlerine ekleyen Denizli, “Geçen yıl ‘Öze dönüş’ temasıyla çıkmıştık. Gastronominin daha da ön plana çıktığı bir festival hedeflemiştik. Bu yıl ‘Toprak, Zaman ve Tat’ da aslında geçmişten gelen toprak kültürümüzün geleceğe aktarımlarını hem toprak hikayelerimizi katılımcılar ile paylaştığımız hem zamanın değişkenliği içinde yerel ürünlerimizin bölgesel olarak nasıl farklılıklar gösterdiğini anlattığımız, aynı zamanda da değerli şeflerimizin bölge ürünlerimizde ve otlarımızla yaptıkları eşsiz tariflerin katılımcılarda yine paylaşılmasını hedefliyoruz. Yerel üreticilerimizi desteklemek, toprak kültürünü ve üretim kültürünü yaşatmaya çalışmak, doğru tarım, iyileştirici tarım, onarıcı tarımı beslemek ve büyütmek hedefiyle geleceğe daha da fazla miras aktarabilmeyi umuyoruz” diye konuştu.

 

Başkan Denizli’nin konuşmasının ardından toplantının söyleşi kısmına geçildi. Belediye Başkanı Lal Denizli’nin moderatörlüğünde gerçekleştirilen söyleşide, Şef Ayşenur Mıhçı, Şef Gökçen Adar, Şef Burakhan Akçe, Şef Rıfat Yurttaş konuşmacı olarak yer aldı. Söyleşide, Ege’nin mutfak kültürü, Alaçatı’nın otları, festivalin önemi ve “Toprak, Zaman ve Tat” teması üzerine konuşuldu. 

 

Etkinlikler, konserler ve doğa yürüyüşleri… 

 

Festival, bu yıl “Toprak, Zaman ve Tat” teması ve “Kaya Koruğu” konsepti ile ziyaretçilerini unutulmaz bir gastronomi ve doğa yolculuğuna çıkaracak. Ege’nin eşsiz bitkileri, otları ve geleneksel lezzetlerini ön plana çıktığı festivalde, bölgenin bereketli topraklarından çıkan mevsimsel otlar ve bu otlarla hazırlanan yemekler, katılımcılara eşsiz bir deneyim sunacak. 

 

Festivalin öne çıkan etkinliklerinden biri olan geleneksel “En Güzel Ot Yemeği” ve “En Çok Ot Çeşidini Toplama” yarışmaları büyük ilgi görecek. Şefler Meydanı, Sanat Sokağı, Edebiyat Buluşmaları, çocuk etkinlikleri, söyleşiler, sergiler, atölyeler, konserler ve doğa yürüyüşleriyle her yaşa hitap eden geniş bir program katılımcıları bekliyor.

 

Festival, ziyaretçilerine Ege’nin geleneksel mutfağını keşfetme imkanı sunarken, doğal güzellikler ve kültürel etkinliklerle unutulmaz bir deneyim vadediyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı