Başkan Topaloğlu’ndan Ramazan Kar’a plaket

Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu, 18-24 Mayıs tarihleri arasında kutlanan Müzeler Haftası dolayısıyla Kemer Belediyesi Kültür Evi Sorumlusu Ramazan Kar’a plaket verdi. Başkan Topaloğlu’na, Kemer Belediye Başkan Yardımcısı Semih Top ve Kemer Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü Sorumlusu Arzu Erkan Dursun eşlik etti. 

Başkan Topaloğlu ve beraberindekiler, Liman Caddesi’nde yer alan ve Kemer’in kent belleği olma özelliği taşıyan Kültür Evi’ni ziyaret ederek, Kültür Evi Sorumlusu Yerel Tarihçi Ramazan Kar’dan bilgi aldı.

Kültür Evi’nin turizme büyük katkı sağlamasında emekleri olan Ramazan Kar’a teşekkür ederek Müzeler Haftasını kutlayan Başkan Topaloğlu, “Kemer Belediye meclis üyelerimizin ve yerel tarihçimiz Ramazan Kar’ın destekleriyle Kültür Evi’ni Kemer turizmine kazandırdığımız günden bu yana burası büyük ilgi görüyor. Kültür Evi’nde sergilenen tarihi belgeler, fotoğraflar, kitaplar, değerli objeler ve Kemer’in kent belleğini taşıyan eski eşyaların hepsi Ramazan Kar’a ait. Özellikler yerli ve yabancı misafirlerimiz ve öğrencilerimiz burayı çok beğeniyor. Müzeler Haftası dolayısıyla Ramazan Bey’i tebrik ediyorum. Çalışmalarında başarılar diliyorum.” dedi. 

Başkan Topaloğlu, ziyaret sonrası Kültür Evi anı defterini de imzalayarak duygu ve düşüncelerini kaleme aldı. 

Başkan Topaloğlu ve beraberindekiler, Ramazan Kar’a plaket vererek, hatıra fotoğrafı çektirdi.  

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Zootropolis 2’den ilk fragman ve afiş yayınlandı

2016 yılında En İyi Animasyon dalında Oscar® kazanan “Zootropolis”in büyük heyecanla beklenen devam filmi “Zootropolis 2” için yepyeni bir fragman yayınlandı. Fragmanda, sevilen karakterler Judy Hopps (Ginnifer Goodwin’in sesiyle) ve Nick Wilde (Jason Bateman’ın sesiyle) yeniden bir araya gelirken, gizemli yeni karakter piton yılanı Gary De’Snake (Ke Huy Quan’ın sesiyle) de izleyiciye sunuluyor.

26 Kasım’da vizyona girecek olan filmde Judy ve Nick, Zootropolis’e gelişiyle şehri altüst eden Gary De’Snake’in ardından büyük bir gizemin peşine düşüyor. Bu sıradışı görevi çözebilmek için şehrin daha önce hiç keşfetmedikleri bölgelerine sızmak ve yepyeni kılıklara bürünmek zorundalar. Filmin yönetmeni, senaristi ve yaratıcı direktörü Jared Bush’un açıklamasına göre, bu kez izleyicileri çok daha geniş bir dünya bekliyor. 

Bush, “Zootropolis’in çılgın ve devasa dünyasına herkesi tekrar davet etmekten heyecan duyuyoruz. Bu kez izleyicileri daha önce hiç görmedikleri bölgelere götüreceğiz” dedi. Yeni filmin hikayesine dair ipuçları da veren Bush, “Yarı sucul memelilerin bataklıklarından uçsuz bucaksız çöl kumullarına ve daha büyük gizemlere kadar Judy ve Nick birçok yeni arkadaşla tanışacak, hem dünyayı hem kendilerini hem de kasabaya yeni gelen bir yılanı keşfedecek” ifadelerini kullandı.

Yönetmen Byron Howard ise, “Fragmanda, Zootropolis’in en iyi tekno grubu LEMEEENS’in orijinal şarkısı ‘ZUTU’ da yer alıyor. Süperstar Gazelle’in turnesinden dönen Hans-Peter, Gūnther, Spielt ve DJ’leri Spaß, bu özel geri dönüşü kutlamak için şehre özel bu şarkıyı hazırladı!” dedi.

Oscar® ödüllü yönetmenler Jared Bush ve Byron Howard ile yapımcı Yvett Merino ortaklığıyla doğan “Zootropolis 2”de ayrıca Fortune Feimster ve Quinta Brunson’ın yanı sıra Gazelle rolüyle geri dönen Shakira da seslendirme kadrosunda yer alıyor.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Doğayla Birlikte Varız: Biyolojik Çeşitliliği Korumak Yaşamı Korumaktır

TEMA Vakfı, Dünya Biyolojik Çeşitlilik Günü’nde herkesi biyolojik çeşitliliği koruyarak doğayla uyum içinde yaşamaya ve bu yönde harekete geçmeye çağırdı. Vakfın Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, “Aldığımız her nefeste, yediğimiz her lokmada doğanın izleri var. Ancak ormanlarımız, sulak alanlarımız hızla yok oluyor, denizlerimizde yaşam azalıyor. Doğal alanlarımızı korumak; yaşamak için yaşatmak zorundayız.” sözleriyle biyolojik çeşitliliğin insan yaşamı için taşıdığı öneme dikkat çekti.

Biyolojik çeşitliliğin hızla azaldığı günümüzde, tüm teknolojik ilerlemelere rağmen su, gıda, ilaç, enerji ve barınma gibi en temel ihtiyaçlarımız için hâlâ doğaya muhtacız. Bu nedenle doğal varlıklarımızı korumak ve doğayla uyum içinde yaşamak yalnızca bir sorumluluk değil, aynı zamanda yaşamın sürdürülebilirliği için bir zorunluluk.

İşte bu yüzden, Birleşmiş Milletler tarafından her yıl 22 Mayıs’ta kutlanan Dünya Biyolojik Çeşitlilik Günü, biyolojik çeşitliliğin gezegenimiz ve insanlık için taşıdığı yaşamsal öneme dikkat çekmeyi amaçlıyor. Bu yılın teması olan “Doğa ile Uyum ve Sürdürülebilir Kalkınma” doğrultusunda TEMA Vakfı, insanlığın doğayla olan ilişkisini yeniden değerlendirmesi ve doğanın hızla kaybedilen zenginliğine karşı acil önlemler alınması gerektiğini vurguluyor.

Sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin yalnızca %17’si tamamlandı 

Biyolojik çeşitlilik kaybının gezegenin güvenli sınırlarını aştığını hatırlatan TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, sürdürülebilir kalkınma hedeflerinde ciddi bir hayal kırıklığı yaşandığını ve bugüne kadar yalnızca %17’sinin tam anlamıyla karşılanabildiğini belirterek, biyolojik çeşitliliğin korunması için “Sorumlu Üretim ve Tüketimİklim Eylemi, Sudaki Yaşam ve Karasal Yaşam başlıkları altındaki 41 hedef için artık oyalanma değil, hiç gecikmeden somut adımlar atma zamanı.” dedi.

Biyolojik çeşitliliğin yaşamın temeli olduğunun altını çizen Ataç, “Gıdamızın %80’ini bitkilerden sağlıyoruz. Hâlâ tıbbi ilaçların büyük bölümü için doğadaki bitkilere ihtiyacımız var. Ancak bize yaşam veren, bizi yaşatan canlıların yaşam alanları hızla yok oluyor; habitatlar parçalanıyor, türler yok oluyor.   İnsanlığın gezegende baskın tür haline gelmesiyle birlikte memelilerin %85’inin yok oldu. Son 50 yılda biyolojik çeşitlilik kaybının ise %73’e ulaştığı bildiriliyor. Bu kayıplar sadece ekolojik açıdan değil, aynı zamanda insan sağlığı ve gıda güvenliği açısından da ciddi riskler yaratıyor.” ifadelerinde bulundu. 

Dünya’da son 30 yılda Türkiye’nin yaklaşık 5,5 katı kadar orman alanı yok edildi 

Habitat kaybının, biyolojik çeşitlilik kaybının en önemli nedeni olduğunu vurgulayan Ataç, karasal biyolojik çeşitliliğin %80’ini barındıran ormanların hızla azaldığına işaret ederek şunları söyledi; “Son 30 yılda dünyada, Türkiye’nin yaklaşık 5,5 katı kadar orman alanı tahrip edildi. Dünya üzerindeki memeli biyokütlesinin sadece %4’ünün yabanıl türlerden oluşması, yapılan tahribatının boyutunu açıkça ortaya koyuyor. Günümüzde her 3 saniyede, bir futbol sahası büyüklüğünde orman yok oluyor ve bu tahribatın %90’ı yeni tarım alanı açmak için gerçekleşiyor.” Türkiye, orman varlığını artıran ender ülkeler arasında yer alsa da ormanların farklı amaçlarla kullanımına izin veren yasal düzenlemeler, orman habitatlarını parçalıyor. Bu duruma da dikkat çeken Ataç, “2012–2023 yılları arasında yaklaşık 577 bin hektar orman, başta madencilik, enerji ve ulaşım olmak üzere define aramak dâhil otuzdan fazla kullanım amacıyla tahsis edildi.” ifadelerini kullandı.

Ülkemizin üç biyocoğrafik bölgenin kesişim noktasında yer aldığını ve yalnızca Türkiye’ye özgü binlerce türe ev sahipliği yaptığını vurgulayan TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, “Türkiye, zengin biyolojik çeşitliliğe sahip ender ülkelerden biri olmasına rağmen, bu zenginliği korumaya yönelik mevcut korunan alanlar açısından ne yazık ki yetersiz durumda. Dünya genelinde 2030 yılına kadar karasal ve denizel alanların en az %30’unun koruma altına alınması hedeflenirken; Türkiye’de bu oran karasal alanlarda yalnızca %8, denizel alanlarda ise %6 seviyesinde kalıyor. Bu oranlar, dünya ortalamasının yarısından az.” ifadeleriyle koruma çabalarının mevcut biyolojik çeşitliliği güvence altına almaktan uzak olduğunu dile getirdi.

Sulak alan türleri %60 oranında azaldı

Diğer yandan, bitki ve hayvan türlerinin %40’ına, balık türlerinin ise %30’una ev sahipliği yapan sulak alanlar da hızla yok ediliyor. 1700 yılından bu yana Türkiye’nin dört katı kadar, yaklaşık 3,4 milyon km² sulak alan kaybedildiğini kaydeden Ataç, “Bu nedenle sulak alanlara bağlı türlerin %25’inin nesli tehlike altında. 1970’ten bu yana sulak alan türlerinin popülasyonu %60 oranında azaldı. Bu yok oluşun başlıca nedenleri yeni tarım alanları açma çabaları ve aşırı sulamadır.” şeklinde konuştu. Ataç, iklim değişikliğinin biyolojik çeşitlilik kaybını derinleştiren bir diğer önemli etken olduğunu söyleyerek, “1,5 °C’lik küresel ısınma durumunda mercan resiflerinin %90’ı, 2 °C’de ise %99’u yok olabilir. Bu yalnızca deniz yaşamı değil, tüm ekosistem dengesi ve insanlık için geri dönülemez sonuçlar doğurur.” uyarısında bulundu.

Her yıl 20 milyon hektar tarım arazisi bozuluma uğruyor

Yalnızca yeni açılan tarım alanlarının değil, mevcut tarım arazilerinin de bozulduğunu söyleyen Ataç, “Günümüzde ormanlar ve sulak alanlar, tarım alanı açmak amacıyla büyük ölçüde yok edilirken; mevcut tarım arazileri de sürdürülebilir olmayan uygulamalar nedeniyle hızla verimliliğini kaybediyor. Her yıl yaklaşık 20 milyon hektar tarım arazisi; erozyon, yanlış arazi kullanımı, aşırı sulama ve kimyasal girdiler nedeniyle bozuluma uğruyor. Bu durum yalnızca toprağın sağlığını değil, aynı zamanda içerisindeki biyolojik çeşitliliği de tehdit ediyor. Ayrıca, kentsel atıkların yanı sıra aşırı kimyasal gübre ve pestisit kullanımı, denizlerde yaşamın tamamen sona erdiği ‘ölü zonlar’ın oluşmasına yol açıyor. Marmara Denizi, bu sorunun en çarpıcı örneklerinden biri olarak karşımızda duruyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Sürdürülebilir yaşam için ortak sorumluluk almalıyız

İnsan faaliyetlerinin doğa üzerindeki tahribatını somut verilerle ortaya koyan Deniz Ataç, “Bilmeliyiz ki doğada, biz insanlar dışındaki tüm canlıların bir işlevi var ve yaşamımız onların varlığına bağlı. Bu noktada insanlar, hiç şüphesiz doğaya en büyük etkiyi yapan ve aynı zamanda akılcı kararlar alabilme kapasitesine sahip canlılar. Bu nedenle aklın yolundan ilerlemeli, kendimizi dünyanın sahibi olarak değil; tüm canlılarla paylaştığımız bir yaşam alanının parçası olarak görmeliyiz. Devletler de bu anlayışı mevzuatlarına yerleştirmeli; korunan alanları artırmalı ve ekosistemlerin işleyişine zarar veren uygulamalardan kaçınmalıdır.” dedi.

Ataç, sürdürülebilir yaşam ve biyolojik çeşitliliği korumak için “Kurucu Onursal Başkanlarımızın bu konudaki sözleri bugün de bizlere yol gösteriyor. Merhum Kurucu Onursal Başkanımız Toprak Dedemiz Hayrettin Karaca’nın dediği gibi, ‘İhtiyacımız kadar tüketelim, bize yaşam sunanları yaşatalım.’ Yine merhum Kurucu Onursal Başkanımız, Yaprak Dedemiz A. Nihat Gökyiğit’in her zaman vurguladığı gibi, ‘Evrenin o akıl almaz düzenini dengede tutan, biyolojik zenginliktir.’ TEMA Vakfı olarak A. Nihat Gökyiğit Biyolojik Çeşitlilik Projesi ile ülkemizdeki biyolojik çeşitliliğin korunmasının hayati önemini bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.” sözleriyle herkesi ortak sorumluluk almaya davet etti.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Malkara’nın meşhur peynir helvası, Türk Mutfağı Haftası’nda Saray halkıyla buluştu

İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından organize edilen Türk Mutfağı Haftası kapsamında, Malkara Belediyesi olarak ilçemize özgü lezzetlerden biri olan peynir helvası, Saray ilçesinde kurulan halk pazarında vatandaşlara ikram edildi.

Malkara’nın geleneksel tatlısı peynir helvası, pazar alışverişine gelen vatandaşlara ikram edildi. Türk mutfağının zenginliğini tanıtmak ve yerel tatları daha geniş kitlelere ulaştırmak amacıyla gerçekleştirilen bu ikram, Saray halkı tarafından büyük ilgi gördü.

Malkara Belediye Başkanı Nergiz Karaağaçlı Öztürk yaptığı açıklamada; “Türk Mutfağı Haftası kapsamında ilçemizin önemli bir değeri olan peynir helvamızı Saray halkıyla buluşturduk. Katkılarından dolayı Yaman Peynircilik sahibi Sayın Tevfik Yamanoğlu’na teşekkür ediyorum. Malkara Belediyesi olarak, yerel lezzetlerimizi tanıtarak kültürel değerlerimizi yaşatmaya ve gelecek kuşaklara aktarmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ödül rekortmeni ve eleştirmenlerin gözdesi ‘The Bear’, 4. sezonuyla 26 Haziran’dan itibaren sadece Disney+’ta

“İnsanlar restoranlara hizmet almak, rahatlamak ve bir an olsun başka hiçbir şey düşünmemek için giderler.” Düşünce tarzları bu olsa da Carmen “Carmy” Berzatto, Sydney Adamu ve Richard “Richie” Jerimovich başta olmak üzere tüm mutfak ekibi kendini, yeniden kaos ve kargaşanın tam merkezinde bulacak ancak gün sonunda hiçbir zaman yalnız olmadıklarını ve aslında bir aile olduklarını fark edecekler. 

21’i Emmy, 5’i ise Altın Küre başta olmak üzere sayısız prestijli ödül töreninden toplamda 114 ödüle layık görülen ve daha ilk sezonuyla “kült” mertebesine erişen ‘The Bear’ın 4’üncü sezonundan ilk resmi fragman paylaşıldı. Fragmanda Jamie Lee Curtis’in geri döndüğü sürprizinin müjdelendiği dizinin yeni sezonunda Carmy, Sydney ve Richie sadece mutfağın günlük temposuna ayak uydurmakla yetinmeyip, aynı zamanda The Bear’ı bir üst seviyeye taşımaya doğru kararlı bir şekilde ilerliyor. Her an yeni bir zorlukla karşılaşan ekip, bu serüvende hem aralarındaki uyumu yakalayıp aile olduklarını fark etmek hem de karşılarına çıkan engelleri birlikte aşmak zorunda kalacak. Bu sezon mükemmellik arayışı, sadece daha iyi olmak değil; gerçekten neyin uğruna mücadele etmeye değer olduğunu keşfetmekle ilgili.

Jeremy Allen White, Ayo Edebiri, Ebon Moss-Bachrach, Abby Elliott, Lionel Boyce, Liza Colón-Zayas, Matty Matheson, Oliver Platt ve Molly Gordon’ın başrollerini paylaştıkları ‘The Bear’ın yaratıcı koltuğunda Christopher Storer oturuyor. 10 bölümden oluşan yeni sezonuyla 26 Haziran’dan itibaren sadece Disney+’ta seyredilebilecek dizinin yeni sezonunda ocakların altı yanacak, tüm travmalar ve zorluklar kendini göstermeyi ihmal etmeyecek ve gösteri yeniden başlayacak. 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sevda-Cenap And Müzik Vakfı koroları 27. Türkiye Korolar Şenliği’nde

Sevda-Cenap And Müzik Vakfı (SCAMV), 1996 yılından bu yana Vakfın uzun yıllar sponsorları arasında yer aldığı ve ilk yıldan itibaren Akyurt Çocuk Korosu başta olmak üzere korolarıyla katılmaya devam ettiği şenlik, 23 Mayıs – 1 Haziran 2025 tarihleri arasında Ankara’da İstek Ankara Okulları Konser Salonu’nda gerçekleşecek. 

115 koronun katılımıyla gerçekleşecek olan 27. Türkiye Korolar Şenliği’nde SCA Müzik Vakfı Kadınlar Korosu ve SCA Müzik Vakfı  Dostluğun Sesi Korosu da konserler verecek. Bu yıl 27’inci yılını kutlayan şenlik, birden fazla bağımsız melodik yapının uyum içinde bir araya gelişiyle oluşan ses topluluklarının buluştuğu Türkiye Polifonik Korolar Derneği’nce düzenleniyor.

Kadınlar ve Dostluğun Sesi korolarının konser tarihleri

Şenlik kapsamında; kadınların müzikle üretmelerini sağlamak, yarım kalmış eğitimlerini sürdürmek, gizli yeteneklerini ve bastırılmış duygularını açığa çıkarmak, boş zamanlarını değerlendirmek amacıyla kurulan SCA Müzik Vakfı Kadınlar Korosu’nın konseri 23 Mayıs Cuma günü saat 19.30’da gerçekleşecek. Konserde şef Cihan Can yönetimindeki SCA Müzik Vakfı Kadınlar Korosu’na piyanoda Hazal Zübeyde Hasırcıoğulları, mandolinde Mualla Ayözcan ve Hülya Sağır eşlik edecek.

Çeşitli meslek gruplarından gelen kadınlardan oluşan SCA Müzik Vakfı Dostluğun Sesi Korosu ise Şef Zuhal Kaynar yönetiminde 29 Mayıs Perşembe günü, saat 20.00 oturumunda konser verecek. Koroya piyanosuyla Elvan Alpağut Uluçınar eşlik edecek.

SCA Müzik Vakfı, Ankara’daki koroların evi oldu

SCA Müzik Vakfı’nın mekân sponsoru olarak desteklediği şef Cihan Can yönetimindeki Farkındalığın Gücü Derneği Farkındalık Korosu, şef Zümra Azizoğlu, şef Hilal Bıçaklar ve şef Cihan Erdem Sönmez yönetimindeki Muammer Sun Eğitişim Korosu, şef Nilgün Tuzkaya yönetimindeki Muzaffer Arkan Çoksesli Korosu, şef İnci Tığlı Ayağ yönetimindeki Alegria Korosu ve Vista Korosu da şenliğe katılarak konser verecek. 

Çoksesli müziğin ülkemizde tanıtılması ve yaygınlaştırılması için çalışmalar yapan ve insan sesi ile yaratılan bunun en güzel örneklemelerinden biri olan koro müziğinin eğitimine de büyük önem veren Kavaklıdere’de SCA Müzik Vakfı’nın sanatsal buluşma noktası olan And Sanat’da gerçekleşen provalar ile adeta Ankara’da koroların da evi oldu.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bitcoin anlık 106 bin doların üzerinde fiyatlanıyor, kripto para piyasası yeniden yükseliş ivmesi yakaladı

Kripto para piyasası yeniden yükseliş ivmesi yakaladı. Piyasanın toplam değeri 3,5 trilyon doların üzerinde yer alırken, lider kripto para birimi Bitcoin (BTC) 108 bin dolar civarında fiyatlanmaya devam ediyor.  Bybit TR’nin hazırladığı Günlük Kripto Para Haber Bülteni’nde günün öne çıkan gelişmeleri ve detayları yer alıyor.

 

Bybit TR Genel Müdürü Kutluhan Akçın, kripto piyasasındaki son gelişmeleri değerlendirdi

“Kripto para piyasası, ABD Senatosu’nun stablecoin düzenlemesi olan GENIUS Yasası’nı ilerletmesinin ardından yeniden pozitif görünüme geçti. Bitcoin’in yüzde 1,9’luk artışla 107 bin 673 dolara ulaşması, tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 108 bin 786 dolara oldukça yaklaşması bakımından önemli bir eşik olarak değerlendirilebilir. Ethereum’un da yüzde 2’lik yükselişle 2.595 dolara ulaşması, piyasanın genelindeki olumlu havayı destekliyor. Düzenleyici cephede ise SEC’in XRP ve Dogecoin ETF başvurularını ertelemesi, kurumsal ürünlerin onay sürecinde halen temkinli bir yaklaşım benimsendiğini ortaya koyuyor. SEC Başkanı Paul Atkins’in ‘Kripto varlıkların düzenlenmesi önceliğimiz olacak’ açıklaması ise bu sürecin hız kazanabileceğine dair umutları artırıyor. New York Belediye Başkanı Eric Adams’ın kripto danışma konseyini başlatması, şehir yönetimlerinin de dijital varlık alanında pozisyon almaya başladığını ortaya koyuyor. Bu tür adımlar, uzun vadede kriptonun şehir ekonomileriyle daha fazla entegre olabileceğine işaret ediyor. Öte yandan, Strive Enterprises’ın Mt. Gox kaynaklı 75 bin BTC dahil olmak üzere iflas halindeki varlıklardan Bitcoin satın alımı planlaması, geleneksel varlık yönetimi şirketlerinin Bitcoin’i rezerv varlık olarak benimsemeye başladığını gösteriyor. Son olarak Güney Kore’nin kurumsal yatırımcılara yönelik KYC kurallarını sıkılaştırması, regülasyonun sadece yatırım teşviki değil, aynı zamanda denetim gücünün artırılması yönünde de ilerlediğini ortaya koyuyor. Bu yaklaşım, kurumsal güvenin tesis edilmesi adına kritik bir adım.”

 

Kripto piyasası harekete geçti: Bitcoin rekora yaklaştı

Kripto para piyasası, ABD Senatosu’nun stablecoin düzenlemesi olan GENIUS Yasası’nı ilerletmesinin ardından ivme kazandı. Piyasanın toplam değeri son 24 saatte yüzde 0,2 değer kazanarak 3.52 trilyon dolara ulaşırken, altcoin piyasa değeri 1.37 trilyon dolar seviyesine geriledi.

Bitcoin, bu gelişmelere olumlu tepki vererek son 24 saatte yüzde 1,9 değer kazandı ve 107 bin 673 dolar seviyesine ulaştı. Lider kripto para birimi, 108 biin 786 dolarlık ATH seviyesinin yalnızca yüzde 1,2 altında fiyatlanmaya devam ediyor.

Ethereum (ETH) da son 24 saatte yüzde 2 artış göstererek 2 bin 595 dolara ulaştı. XRP yüzde 0,5 artışla 2,38 dolara, Solana ise yüzde 1,4 kazançla 170,81 dolar seviyesine ulaştı.

Öte yandan, 20 Mayıs’ta Bitcoin spot ETF’lerine toplam 329 milyon dolarlık net giriş olurken, Ethereum spot ETF’lerine ise 64,88 milyon dolarlık giriş kaydedildi.

 

SEC, XRP ve Dogecoin ETF başvurularını erteledi

ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC), XRP ve Dogecoin’e (DOGE) bağlı borsa yatırım fonu (ETF) başvurularına ilişkin kararlarını erteledi. Kurum, bu süreçte ilerlemeden önce daha fazla kamuoyu görüşü talep etti.

Gecikmeden etkilenen üç ETF teklifi arasında, 21Shares Core XRP Trust, Grayscale Dogecoin Trust ve Grayscale XRP Trust yer alıyor. Bu erteleme, başvuruların reddedildiği anlamına gelmiyor. SEC, yalnızca resmi inceleme sürecini başlattı. Süreç kapsamında, 21 gün boyunca kamuoyundan görüş toplanacak ve ardından 35 gün süreyle bu görüşlere yönelik yanıtlar değerlendirilecek.

SEC, bu ETF tekliflerinin Borsa Yasası kapsamındaki standartları karşılayıp karşılamadığını değerlendiriyor. Özellikle yatırımcıların korunması ve piyasa manipülasyonunun önlenmesi gibi kriterler ön planda tutuluyor.

Başvuru dosyalarına göre, 21Shares ETF’si Coinbase Custody’yi saklayıcı kurum olarak kullanacak ve CME CF XRP-Dolar Referans Oranı’nı takip edecek. Grayscale’in DOGE ve XRP ETF’leri ise CoinDesk endekslerine bağlı olacak. Üç fon da yalnızca kendi kripto varlıklarını içerecek şekilde, 10 bin paylık bloklar halinde hisse ihracı planlıyor.

ETF analisti James Seyffart, SEC’in bu kararı almasının beklenen bir gelişme olduğunu söyledi. Uzmanlara göre, olası bir onay kararı çıkacaksa, bunun haziran sonundan önce ya da en erken yılın dördüncü çeyreğinde gerçekleşmesi bekleniyor. SEC, son aylarda kriptoya dayalı birçok ETF başvurusunu da benzer şekilde ertelemişti. Bunlar arasında Bitwise’ın Ethereum staking ETF teklifi de bulunuyor.

 

SEC Başkanı Paul Atkins: “Kripto varlıkların düzenlenmesi önceliğimiz olacak”

ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) Başkanı Paul Atkins, mali düzenleyici kurumun başına geçmesinin ardından katıldığı ilk duruşmalardan birinde, kripto para endüstrisine yönelik planları hakkında milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

20 Mayıs’ta düzenlenen ve SEC’in denetimini ele alan duruşmada konuşan Atkins, dijital varlıkların düzenlenmesini başkanlığı döneminde “öncelikli bir konu” haline getirme taahhüdünü yineledi. Kuzey Karolina Temsilcisi Chuck Edwards’ın sorularını yanıtlayan Atkins, Komiser Hester Peirce’in başkanlığını yaptığı kripto görev gücüne ne kadar fon ayrıldığı sorusuna doğrudan yanıt vermedi ve bu birimin bulgularının “hala geliştirilme aşamasında” olduğunu belirtti.

“Atılması gereken öneri adımlarıyla ilgili önümüzdeki birkaç ay içinde bir şeyler açıklamayı planlıyoruz,” diyen Atkins, görev gücünün ilk raporuna atıfta bulundu.

Nisan ayında göreve başlamasından bu yana kamuoyunun karşısına nadiren çıkan Atkins’in bu denetim duruşması, başkan olarak katıldığı ilk toplantılardan biri oldu. Eski bir komisyon üyesi olan ve ABD Başkanı Donald Trump tarafından aday gösterilen Atkins, birçok milletvekili ve dijital varlık endüstrisinden isimlerce, SEC’in kriptoya yönelik yaklaşımını kökten değiştirebilecek biri olarak görülüyor.

Atkins’in açıklamaları, ABD senatörlerinin stablecoin’leri düzenlemeyi amaçlayan “Ulusal Yenilik İçin Rehberlik ve Kurumsallaştırma Yasası” ya da kısa adıyla GENIUS Act adlı yasa tasarısını değerlendirmeye alma yönünde oy kullanmasından yalnızca 24 saat sonra geldi. Bu tasarı, SEC’in sektörü Emtia Vadeli İşlemler Komisyonu (CFTC) gibi kurumlarla birlikte nasıl düzenleyeceğini etkileyebilecek birçok dijital varlık yasasından sadece biri.

“Kongre’de ne olursa olsun. Bu bizim yapacaklarımızı destekleyecek” diyen Atkins, yasama sürecinin önemine dikkat çekti. Nisan ayında göreve başlamasından bu yana SEC Başkanı olarak dijital varlıklarla ilgili açılış konuşmaları yapan ve komisyonun yuvarlak masa toplantılarına başkanlık eden Atkins, bir sonraki etkinliğin 9 Haziran’da düzenleneceğini ve burada SEC komiserlerinin sektör liderleriyle merkeziyetsiz finans konularını ele alacağını belirtti.

 

New York Belediye Başkanı Eric Adams kripto danışma konseyini başlattı

New York Belediye Başkanı Eric Adams, kente yatırım ve istihdam çekmek, aynı zamanda New York’u “dünyanın kripto başkenti” haline getirmek amacıyla dijital bir danışma kurulu oluşturacaklarını açıkladı.

“Bu, trendleri ya da internet şakalarını kovalamakla ilgili değil” diyen Adams, 20 Mayıs’ta düzenlenen ilk New York City Kripto Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, “Yarının teknolojisini, bugünün New Yorklularına daha iyi hizmet vermek için kullanmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Adams, kurulun başkanının ve politika önerilerinin önümüzdeki haftalarda duyurulacağını belirtti. 12 Mayıs’ta yaptığı bir diğer açıklamada ise finans şirketi Figure ile özel sermaye şirketleri Traction ve Scale’in New York’un kripto girişimlerine destek vereceğini duyurmuştu.

Belediye ayrıca bazı hizmet ve vergilerin kripto ile ödenip ödenemeyeceğini araştırıyor. Ayrıca doğum ve ölüm belgeleri gibi hassas bilgilerin blok zinciri teknolojisiyle güvenli bir şekilde yönetilmesi de planlar arasında. Adams, bu tür belgelerin blok zincirle hem gizliliğinin korunacağını hem de ilgili kişilere erişim kolaylığı sağlanacağını vurguladı.

“Geleceğin işlerini bugünden şehrimize getirmek istiyoruz. Bu da daha kapsayıcı, eşitlikçi ve çeşitli bir teknoloji ekosistemini desteklemekten geçiyor” diyen Adams, kripto ve blok zinciri teknolojilerinin ekonomiye katkısına dikkat çekti.

New York Eyaleti’nde de kriptoyu düzenlemeye yönelik çeşitli yasa tasarıları sunulmuş durumda. Nisan ayında, Meclis Üyesi Clyde Vanel, eyalet kurumlarının kripto ile ödeme kabul edebilmesini öngören bir yasa tasarısı sundu. Şubat ayında ise Eyalet Senatörü James Sanders Jr, kripto piyasasının mevcut durumunu incelemek üzere bir görev gücü kurulmasını öneren Blok zinciri Araştırma Yasası’nı gündeme getirdi. Ancak her iki tasarı da henüz yasalaşmadı.

 

Strive Enterprises Bitcoin alımı yapmayı planlıyor

Vivek Ramaswamy’nin kurucu ortaklarından olduğu varlık yönetim şirketi Strive Enterprises, Bitcoin hazinesi oluşturma hedefi doğrultusunda büyük bir adım atmaya hazırlanıyor. Şirket, iflas etmiş Mt. Gox borsasına ait 75 bin BTC dahil olmak üzere çeşitli Bitcoin satın alım planları yapıyor.

ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’na (SEC) yapılan resmi başvuruda, Strive’ın 117 Castell Advisory Group ile ortaklık kurduğu ve yasal hükme bağlanmış sorunlu Bitcoin alacaklarını tespit edip değerlendirdiği belirtildi. Bu alacaklar arasında, bugünkü piyasa değeri yaklaşık 8 milyar doları bulan Mt. Gox varlıkları öne çıkıyor.

Bilindiği üzere Mt. Gox, 2014’te flas etmiş ve kullanıcılarının varlıklarını kaybetmesine neden olmuştu. Borsa şu anda alacaklılara geri ödeme sürecinde ve bu sürecin 31 Ekim 2025’e kadar tamamlanması bekleniyor.

Strive, bu stratejiyle Bitcoin’e piyasa fiyatının altında erişerek hisse başına düşen Bitcoin miktarını artırmayı ve uzun vadede Bitcoin’in performansının üzerinde getiri sağlamayı hedefliyor. Strive’ın bu hamlesi, kısa süre önce Nasdaq’ta işlem gören Asset Entities ile duyurduğu birleşme planının bir parçası. Şirket, bu birleşmeyle halka açık ilk Bitcoin odaklı varlık yönetim firması olmayı amaçlıyor. Anlaşmanın tamamlanması için hissedarlara vekaletname ve izahname gönderileceği ifade edildi.

 

Güney Kore, kurumsal yatırımcılar için KYC kurallarını sıkılaştırıyor

Güney Kore, kurumsal yatırımcılara yönelik kripto para yatırımlarındaki yasağı kademeli olarak kaldırırken, yerel kripto borsaları ve bankalara yönelik müşteri tanıma (KYC) kurallarını da sıkılaştırıyor.

Belirli kâr amacı gütmeyen kuruluşlar ve kayıtlı kripto borsaları, haziran ayından itibaren Güney Kore’de kripto para satışı gerçekleştirebilecek. Kâr amacı gütmeyen kuruluşlar, bağış yoluyla elde ettikleri kripto varlıkları satabilecek, borsalar ise kullanıcılar tarafından kriptoyla ödenen işlem ücretlerini likide edebilecek.

Ülkenin en üst düzey finansal düzenleyicisi olan Finansal Hizmetler Komisyonu (FSC), salı günü yayımladığı basın açıklamasında, kripto borsaları ve bu borsalarla çalışan bankaların yeni kurumsal müşteriler için fon kaynağını ve işlemlerin amacını detaylı biçimde doğrulaması ve incelemesi gerektiğini belirtti.

FSC, bu daha sıkı KYC önlemlerinin, kara para aklama risklerine karşı yerel kripto ve finans piyasasını korumayı amaçladığını vurguladı. Bu doğrultuda, kurumsal yatırımcılar ve onların CEO’ları da olası kara para aklama faaliyetleri açısından izlemeye tabi tutulacak.

Kore Bankalar Federasyonu ile Dijital Varlık Borsa Birliği’nin (DAXA), bu ay içinde söz konusu talimatları borsalar ve bankalarla paylaşması bekleniyor. FSC ayrıca, hükümetin 2025 yılının ikinci yarısında, halka açık şirketler ve profesyonel yatırımcı olarak kayıtlı kuruluşların kripto borsalarında işlem yapmalarına olanak tanıyacak yeni düzenlemeleri duyurmayı planladığını belirtti. Bu düzenlemelere ilave olarak yeni kara para aklamayı önleme önlemleri de yürürlüğe girecek.

FSC verilerine göre, 2023’ün sonunda ülkede kripto para borsalarında işlem yapan kullanıcı sayısı 9,7 milyona ulaştı; bu da ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 20’sine tekabül ediyor. 2024’ün ikinci yarısında ise Güney Kore’nin günlük ortalama kripto işlem hacmi 5,26 milyar dolar olurken, yerel kripto piyasasının toplam değeri yüzde 91 artışla 77,6 milyar dolara ulaştı.

 

Bybit TR Hakkında

Haziran 2024’te Bybit, Narkasa’yı Bybit TR olarak yeniden markalaştırarak Türk kripto pazarına olan bağlılığını güçlendirdi. Bu stratejik hamle, Türk kullanıcılara yerelleştirilmiş ve güvenli bir kripto ticareti deneyimi sunma konusundaki kararlılığımızın altını çiziyor. Narkasa Yazılım Ticaret Anonim Şirketi tarafından işletilen Bybit TR, en yüksek hizmet ve güvenlik standartlarını sağlarken, Türk pazarının özel ihtiyaçlarını karşılamak için uyarlanmış bağımsız bir marka olarak duruyor.

Bybit Hakkında
Bybit, 50 milyondan fazla kullanıcıya hizmet veren, işlem hacmine göre dünyanın en büyük ikinci kripto para borsasıdır. 2018 yılında kurulan Bybit, kripto yatırımcılarının ve tüccarlarının ultra hızlı bir eşleştirme motoru, 7/24 müşteri hizmetleri ve çok dilli topluluk desteği bulabilecekleri profesyonel bir platform sunmaktadır. Bybit, Formula 1’in yapıcılar ve sürücüler şampiyonu Oracle Red Bull Racing takımının gururlu bir ortağıdır.
 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

EÜ “Altın Kariyer Buluşması” sanat ve vefayı bir araya getirdi

Ege Üniversitesinin 70. Yıl Etkinlikleri kapsamında, EÜ İletişim Fakültesi tarafından “Altın Kariyer Buluşması” etkinliği düzenlendi. EÜ Prof. Dr. Yusuf Vardar MÖTBE Kültür Merkezinde gerçekleştirilen etkinlikte, Eurovision sahnesinde; ülkemizi temsil eden Şebnem Paker ve Sedat Yüce, Romanya adına yarışan Mihai Trăistariu, sanatçılar Dicle Olcay, Ece Mumay ve Yılmaz Demirtaş öğrencilerle buluştu. Moderatörlüğünü EÜ İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilgehan Gültekin üstlendiği etkinliğe; Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlkin Şengün, senato üyeleri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Etkinlikte Rektör Prof. Dr. Necdet Budak’a öğrenci odaklı uygulamaları ve öğrencileri merkeze alan yönetim anlayışı dolayısıyla İletişim Fakültesi öğrencileri tarafından  “Altın Kariyer” ödülü verildi. Ödülü; Dekan Prof. Dr. Bilgehan Gültekin ve İletişim Fakültesi öğrencileri takdim etti. Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, “Şahsıma takdim edilen Altın Kariyer ödülü için İletişim Fakültesi Dekanımız Sayın Prof. Dr. Bilgehan Gültekin’e, öğrencilerimize ve bu anlamlı buluşmaya eşlik eden kıymetli sanatçılarımıza içten teşekkürlerimi sunuyorum” diye konuştu. Rektör Prof. Dr. Budak daha sonra sanatçı Dicle Olcay ile birlikte “Uzun İnce Bir Yoldayım” türküsünü seslendirdi.

Etkinliğin moderatörlüğünü üstlenen Dekan Prof. Dr. Bilgehan Gültekin, “Biz altın kariyer sanatçılarımızı belirlerken iki önemli kriteri esas aldık. Bunlardan ilki, uluslararası platformda ülkemizi başarıyla temsil eden isimleri buluşturmak. Tıpkı Şebnem Paker ve 2001 yılında Kopenhag’da Türkiye’yi temsil eden, İzmir’in uluslararası gururu Sedat Yüce gibi. İkinci kriterimiz ise üniversitemiz mezunları arasından alanında öne çıkan ve Ege Üniversitesini temsil eden sanatçıları davet etmekti. Ege Üniversitesi mezunu Dicle Olcay bu bağlamda bizim için önemli bir örnek. Ayrıca, Türk pop müziğinde yakaladığı çıkış ve müzikal kariyeriyle gençlere ilham veren yetişme tarzı, müzikal çizgisi ve her çıkardığı şarkıyla Türk pop müziğinin en güçlü seslerinden biri olan Ece Mumay gibi isimlerle öğrencilerimizi buluşturmuş olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Aynı zamanda, Romanya’nın en güçlü seslerinden biri olarak gösterilen, ülkesi Romanya’da büyük ilgi gören ve konserleri her zaman dolup taşan başarılı sanatçı Mihai Trăistariu’nun da bu buluşmada yer alması bizim için çok değerli. Yılmaz Demirtaş da bir Ege Üniversitesi mezunu olarak bizlerin arasında yer aldı” diye konuştu.

Yıldızlar geçidi

Ege Üniversitesinin 70. yılı kapsamında belirlenen temalardan biri olan “Vefa Yılı”  özelinde sanatçı Yılmaz Demirtaş, Barış Manço’nun unutulmaz eseri “Unutamadım”ı katılımcılarla birlikte seslendirdi. Türkiye’yi 1997 yılında “Dinle” şarkısıyla Eurovision üçüncülüğüne taşıyan Şebnem Paker, sergilediği sahne performansıyla beğeni topladı. 2001 yılında “Sevgiliye Son” eseriyle ülkemizi Eurovision’da temsil eden Sedat Yüce, sahnede trompeti ile müzik ziyafeti verdi. EÜ mezunu sanatçı Dicle Olcay, seslendirdiği eserlerle katılımcıları coştururken sanatçı Ece Mumay da canlı piyano performansı ile kulakların pasını sildi. Son olarak sahne alan Mihai Trăistariu, sevilen şarkılarla mini bir konser verdi.

Etkinlikte yer alan sanatçılara Altın Kariyer Ödülleri Rektör Prof. Dr. Necdet Budak ve EÜ Senato Üyeleri tarafından takdim edildi.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Müzeler Haftası özel etkinliklerle kutlanacak

Büyükşehir Belediyesi’nin bünyesinde faaliyet gösteren SEKA Kâğıt Müzesi, Müzeler Haftası kapsamında kültür ve sanat programlarıyla ziyaretçilerini ağırlayacak. Birbirinden özel etkinliklerin sunulacağı programlarla vatandaşların müzecilik konusunda bilinçlendirilmesi amaçlanıyor.

ZİYARETÇİ ODAKLI PROGRAMLAR

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Müzeler Haftası kapsamında müzeleri tanıtmaya ve sevdirmeye yönelik çeşitli etkinlikler düzenleyecek. Bu kapsamda Müzeler Haftası etkinlikleri 21-23 Mayıs tarihlerinde düzenlenecek çeşitli programlarla başlayacak. El emeği ve sanat odaklı programlar her yaştan katılımcıya hitap ederken, ziyaretçiler aynı zamanda müzenin zengin koleksiyonunu da yakından keşfetme fırsatı bulacak.

ATÖLYELER VE SİNEMA KEYFİ

Program 24 Mayıs Cumartesi günü 14.00-19.00 saatleri arasında düzenlenecek atölye etkinlikleriyle devam edecek. Katılımcılar, el emeğine ve sanata dayalı keyifli bir deneyim yaşayacak. Günün finalinde ise saat 19.00’da SEKA Kâğıt Müzesi Makine Salonu’nda dev ekranda sinema gösterimi gerçekleştirilecek. Büyük ekranda film izleme keyfi, küçük sürprizlerle birleşerek ziyaretçilere unutulmaz bir akşam sunacak.

ÖKTEN’İN SÖYLEŞİSİ İLGİ GÖRECEK

Etkinliklerin son günü olan 25 Mayıs Pazar saat 16.00’da ise Türkiye’nin önde gelen fikir insanlarından Prof. Dr. Sadettin Ökten, Makine Salonu’nda çok özel bir söyleşi gerçekleştirecek. “Medeniyet ve Müze, Müzecilik” konulu bu söyleşide Prof. Dr. Ökten; şehir, müze, medeniyet ve insan ilişkisi üzerine derinlikli düşüncelerini paylaşacak. Müzelerin kültürel süreklilikteki yeri, toplumsal hafızadaki rolü ve insanla kurduğu anlamlı bağ üzerine etkileyici bir konuşma sunacak.

TÜM HAFTA BOYUNCA ZİYARETÇİLERE AÇIK

SEKA Kâğıt Müzesi, Müzeler Haftası boyunca her gün saat 09.00 ile 17.30 arasında ziyarete açık olacak. Ücretsiz ve herkesin katılımına açık olan farklı atölyeler, sergiler ve kültürel etkinlikler hafta boyunca misafirlerini ağırlamaya devam edecek.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Plastik Reformasyon” Sergisi: Atık plastik poşetler ile sanatın dönüşüm yolculuğuna ışık tutuyor!

Doğaya duyduğu saygıyı yalnızca temizlik ve mutfak kullanım ürünleriyle değil, farkındalık yaratan projelerle de ortaya koyan Parex, sanatçı Ruken Adıbelli’nin eserlerinden oluşan “Plastik Reformasyon” sergisine ev sahipliği yapıyor. İleri dönüştürülen atık plastik poşetlerle, boya kullanılmadan üretilen eserler, plastiğin yalnızca bir atık değil; farkındalık yaratacak bir anlatım aracı olabileceğini gösteriyor.

Günlük hayatımızın sıradan bir parçası olan plastik poşetler, doğada yüzyıllar boyunca kaybolmayan izler bırakıyor. Geri ya da ileri dönüşüme kazandırılmadıklarında da maalesef hem çevreyi hem de geleceğimizi tehdit ediyor. İşte tam da bu izlerden yola çıkan Ruken Adıbelli’nin “Plastik Reformasyon” sergisi, plastiğin dönüşüm yolculuğuna ışık tutuyor. Atık plastik poşetlerin boya kullanılmadan, kendi renkleriyle hayat bulduğu eserler; yalnızca bir sanat eseri değil, aynı zamanda bir çevresel farkındalık manifestosu oluşturuyor. Bu sergide atık plastik poşetler, bir sanat formu, bir duruş ve bir farkındalık çağrısı olarak karşımıza çıkıyor.

Yenilikçi yaklaşımı ve ürün geliştirme gücüyle sektörde fark yaratan Parex, %98’e ulaşan marka bilinirliği ve 70 ülkeye gerçekleştirdiği ihracatla global ölçekte de güçlü bir konumda yer alıyor. Bu sergiyle birlikte Parex, sürdürülebilirliğe verdiği desteği sanat aracılığıyla bir kez daha vurguluyor.

27 Mayıs – 1 Haziran tarihlerinde sanatseverlerin uğrak noktası olan Yapı Kredi bomontiada GALERİ’de ziyaret edilebilecek olan “Plastik Reformasyon” sergisinin yaratıcısı sanatçı Ruken Adıbelli, “Plastik Reformasyon” sergisi ile ilgili; “Atık plastik poşetlerle yaptığım bu eserlerde, en yakınımdakileri ve sokak hayvanlarını; onların doğayla kurduğu ilişkiyi ve bizim doğaya bıraktığımız olumsuz izleri düşündüm. Bu çalışmalar, kendimizle yüzleşmenin ve tüketim alışkanlıklarımızı sorgulamanın bir ifadesidir.” dedi.

Parex Genel Müdürü Emrah Şahin konu ile ilgili olarak; “Sanatın, çevre bilinciyle birleştiği her projede yer almaktan gurur duyuyoruz. Çünkü Parex, yalnızca iz silen değil, geleceğe anlamlı izler bırakan bir marka. Parex olarak bu sergide yalnızca bir destekçi değiliz; aynı zamanda dönüşüme dair verilmek istenen mesajın ve farkındalığın da taşıyıcısıyız. Parex, sürdürülebilirlik ve çevre bilinci odağında sanat projelerini desteklemeye devam edecek.” şeklinde konuştu.

#DönüşümünGücü

Yer: Yapı Kredi bomontiada GALERİ
 Tarih: 27 Mayıs – 1 Haziran 11:00–20:00

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı