90 milyon dolarlık enerji depolama tesisine YEO imzası / Bölgenin en büyüğü olacak

Yenilenebilir enerji alanında küresel bir oyuncu haline gelen YEO Teknoloji, global projeleriyle büyümeye devam ediyor. YEO Teknoloji, Azerbaycan’ın enerji şebeke işleticisi Azernerji CJSC ile ile toplam 500 MWh kapasiteli enerji depolama sisteminin anahtar teslim kurulumu için 90.497.070 USD büyüklüğünde sözleşme imzaladı. 

Sözleşme kapsamında; batarya, inverter (Güç Dönüştürücü Sistemi – PCS), batarya yönetim sistemi (BMS), enerji yönetim sistemleri (EMS) temini, mühendisliği ve devreye alma işleri gerçekleştirilecek. Ayrıca enerji depolama sistemlerinin yüksek gerilim trafo merkezi ve şebekeyle entegrasyonu dahil uçtan uca kurulumu yapılacak. 1 yıl içinde tamamlanması planlanan projeyi, YEO Teknoloji’nin iştiraki olan ReapG gerçekleştirecek. 

Lityum-iyon batarya ile şebekeye destek

Söz konusu proje ile Azerbaycan’ın yeşil enerji dönüşümüne ve yenilenebilir enerji entegrasyonuna katkı sağlanması hedefleniyor. Lityum-iyon batarya teknolojileri ve gelişmiş enerji yönetim sistemleriyle elektrik şebekesinin güvenilirliği ve esnekliği artırılacak. Proje kapsamında kurulacak olan 500 MWh kapasiteli tesisler, Azerbaycan’daki 2 ayrı bölgedeki trafo merkezlerine entegre edilecek. 

Enerji sektörünün her alanında uçtan uca çözüm sunabilen YEO Teknoloji, global ölçekte proje geliştirme, yürütme ve operasyon kabiliyetiyle bölgedeki en büyük enerji depolama sistemini hayata geçirecek.

Dünya devi ile ortaklık kurmuştu

YEO Teknoloji, bu yıl şubat ayında enerji depolama sistemleri alanındaki atağını güçlendirmek üzere önemli bir adım atmıştı. YEO Teknoloji’nin yüzde 100 iştiraki olan Reap Battery ve dünyanın önde batarya üreticilerinden Tier 1 listesindeki Great Power ile ortaklık kurmuştu. %51’i Reap Battery ve %49’u Great Power ortaklığı ile kurulan ReapG, yılın en önemli projelerinden birine Azerbaycan’da imza atacak. 

İş birliğine göre İstanbul Tuzla’daki enerji depolama sistemleri fabrikasında üretim yapılarak başta Türkiye ve Avrupa pazarı olmak üzere Türki Cumhuriyetler ve Afrika ülkelerine ihracat gerçekleştirilecek. ReapG’nin tamamlanmak üzere olan İstanbul Tuzla’daki fabrikasında 5 GWh kapasiteyle üretim hedefleniyor. 

YEO Teknoloji, 3 kıtada ve 30’dan fazla ülkede 400’den fazla proje tamamladı. Gelişmiş enerji depolama çözümlerinden, elektrik şebekelerine, yüksek voltaj trafo merkezleri, yenilenebilir enerji santralleri, endüstriyel, ticari tesisler ve hanelerin enerji dönüşümünden hidrojene kadar farklı alanlarda projeler yürüten YEO Teknoloji, global bir oyuncu olma yolunda adımlarını hızlandırıyor. YEO Teknoloji, dekarbonizasyon, desantralizasyon ve dijitalizasyon odaklı çalışmalarıyla daha yaşanabilir bir dünya için ‘Bizce mümkün’ sloganıyla dünyanın daha yaşanabilir bir yer olması için çalışmaya devam ediyor. 

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Edremit Belediyesi’nin Çanakkale Gezileri Başladı

Edremit Belediyesi tarafından düzenlenen ve vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği Çanakkale gezilerinin öğrencileri de kapsaması için protokol imzalandı.

Edremit Belediyesi ilçede yaşayan 4. ve 8. sınıf öğrencilerinin Çanakkale’ye götürülmesi amacıyla Edremit İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile işbirliği protokolü imzaladı. Protokol, Edremit Belediye Başkanı ile İlçe Milli Eğitim Müdür Vekili Rasim Girgin arasında imzalanırken, öğrencilerin Çanakkale Savaşı’nın yaşandığı alanları görmeleri ve tarihi yerinde öğrenmeleri hedefleniyor.

Edremit Belediyesi ilçenin 47 mahallesinden talep eden vatandaşları Çanakkale’ye götürmeye devam ediyor. Düzenlenen geziler kapsamında, katılımcılar Çanakkale Destanı’nın yazıldığı alanları ziyaret ediyor. Öğrencilerin de Çanakkale’yi ziyaret etmesiyle, tarih bilinci kazanmaları, milli ve manevi değerleri yerinde görerek öğrenmeleri, geçmişle bağ kurmaları ve yaşanmış olayların izlerini taşıyan mekanlarda birebir gözlem yaparak öğrenmeleri sağlanıyor.

ÇANAKKALE RUHUNU ÇOCUKLARIMIZA AKTARMALIYIZ

Edremit Belediye Başkanı Mehmet Ertaş, “Çanakkale sadece bir zafer değil, bir milletin varoluş mücadelesidir. Bu ruhu yaşatmak ve çocuklarımıza aktarmak, bizim en önemli görevlerimizdendir. Geçmişini bilen, tarihine sahip çıkan nesillerle geleceğe güvenle bakabiliriz. Öğrencilerimizin ve vatandaşlarımızın Çanakkale’yi görmelerini, o mukaddes topraklarda atalarımızın hangi şartlarda mücadele verdiğini yerinde öğrenmelerini istiyoruz. Bu vesileyle hem şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor hem de milli birliğimizi güçlendirecek adımlar atıyoruz. Bu önemli gezilere katkı sağlayan emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” dedi.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Nilüfer’de Karadeniz Festivali zamanı

Nilüfer Belediyesi, 1. Nilüfer Karadeniz Festivali düzenlemeye hazırlanıyor. Üç gün sürecek festivalin tanıtım toplantısında konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, bölgenin kültürünün tanıtılacağı, yöresel lezzetler ve etkinliklerin yapılacağı festivale tüm vatandaşları davet etti. 

Nilüfer Belediyesi,  Nilüfer Kültür Sanat ve Sosyal Etkinlikler Derneği (NİLSADER), KARADENİZSİAD ve Karadenizliler Platformu iş birliğinde 1. Nilüfer Karadeniz Festivali’ni düzenliyor. 30-31 Mayıs ve 1 Haziran tarihlerinde yapılacak festivalin tanıtım toplantısı Pancar Deposu’nda düzenlendi. Toplantıya, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Bukle Erman, NİLSADER Yönetim Kurulu Başkanı İrfan Yalçın, KARADENİZSİAD Başkanı Süleyman Uzun ve Karadenizliler Platformu adına Üzeyir Aktaş katıldı.

Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir yaptığı konuşmada, “Herkesin sesi Hepimizin Nilüfer’i” sloganıyla yola çıktıklarını hatırlatarak, “Bursa’da yoğun bir nüfusu bulunan Karadeniz Bölgesi’nin 18 ilini kapsayan bir Karadeniz Festivali düzenlemeye karar verdik. Fatih Sultan Mehmet Bulvarı (FSM) Hastane Alanı’nda düzenlenecek festivalimizde Karadeniz’in eşsiz lezzetlerini tadabilecek, yöresel halk oyunlarını izleme fırsatı bulacaksınız. Alanda yerel ürünlerin alışveriş stantları da kurulacak” dedi.

KONSERLER OLACAK                                                           

Festivalde 3 gün boyunca etkinliklerin süreceğini dile getiren Başkan Şadi Özdemir, “Akşamları da konserlerimiz olacak. 30 Mayıs’ta Tuğçe Kandemir, 31 Mayıs’ta ise Ekin Uzunlar konseri olacak. 1 Haziran akşamı ise Karadeniz Bölgesi’nden yerel sanatçılar halkımızla buluşacak” diye konuştu. Başkan Şadi Özdemir, tüm vatandaşları bölgenin kültürünün tanıtılacağı festivale davet etti.

KARADENİZ KÜLTÜRÜ VE GASTRONOMİSİ TANITILACAK

KARADENİZSİAD Başkanı Süleyman Uzun, Bursa nüfusunun yaklaşık 3’te 1’ini oluşturan Karadeniz ile ilgili böylesi bir organizasyonun daha önce hiç olmadığını söyledi. 18 ili de kapsayacak şekilde yapılan festivalin düzenlenmesinin Bursa’da yaşayan Karadenizlileri çok mutlu ettiğini ifade eden Uzun, “Festival, Bursa’ya da katkı sağlayacaktır. Başta Başkan Şadi Özdemir olmak üzere emeği geçenlere teşekkür ederim” dedi.

Bursa’da faaliyet gösteren 8 derneğin oluşturduğu Karadenizliler Platformu’nu temsilen konuşan Üzeyir Aktaş ise festivalin kendilerini heyecanlandırdığını söyledi. Aktaş, festival sayesinde Karadeniz kültürü, yaşam tarzı ve gastronomisinin tanıtılacağını vurguladı.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Selçuklu’da Cuma Buluşmaları Sürüyor

Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı Cuma Buluşmalarını her hafta farklı bir mahallede gerçekleştirmeye devam ediyor. Bu hafta Buhara Mahallesi Abdulhamid Camii’nde gerçekleştirilen programda Başkan Ahmet Pekyatırmacı kılınan cuma namazının ardından mahalle sakinleriyle görüşerek onlardan gelen istek ve önerileri dinledi.

Başkan Pekyatırmacı’ya Selçuklu İlçe Kaymakamı Eflatun Can Tortop ve AK Parti Selçuklu İlçe Başkanı Arif Bağcı da eşlik etti.

Başkan Pekyatırmacı: “Hemşehrilerimizle gönül bağımızı daha da güçlendirecek, güzel hizmetler kazandırmanın gayretinde olacağız”

Daha modern bir Selçuklu oluşturmak için hizmet ürettiklerini ifade eden Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, “Vatandaşlarımıza sosyal, kültürel, sağlık, eğitim ve spor gibi birçok alanda önemli hizmetler sunmak, mahallerimize değer katmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Bu çalışmaların ortaya konmasında ve hizmet planlamamızı oluşturmamızda hemşerilerimizle bir araya gelmenin katkısı çok büyük. Vatandaşlarımız bu buluşmalar vesilesiyle bize istek, öneri ve görüşlerini dile getiriyor. Bizler de onların taleplerini değerlendiriyor, çözüm noktasında ortak akılla hareket ediyoruz. İnşallah bu birlik ve beraberlik ruhu ile Selçuklumuzu hep birlikte geleceğe hazırlamaya devam edeceğiz. Tek amacımız Selçuklumuza daha iyi hizmet sunmak. Hemşehrilerimizle olan gönül bağımızı daha da güçlendirecek, ilçemize güzel hizmetler kazandırmanın gayretinde olacağız inşallah” dedi.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Aşk ile Dön, Aşk ile Söyle”

Büyükşehir Belediyesi kültür sanat etkinlikleri kapsamında unutulmaz bir gece yaşatmaya hazırlanıyor. Bu kapsamda “Aşk ile Dön, Aşk İle Söyle” konseri 25 Mayıs Pazar akşamı saat 20.00’de Kocaeli Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek.

ŞEF NURAY POLAT GÜNDOĞAN YÖNETİMİNDE

Türk Halk Müziğinin en özel eserlerinin seslendirildiği konserde koroyu, Büyükşehir Belediye Konservatuvarı Türk Halk Müziği Bölümü eğitmeni Nuray Polat Gündoğan yönetecek. Kadim Anadolu topraklarına anlam katan deyişlerin yanı sıra gönüllere yer eden ilahiler seslendirileceği konser tüm vatandaşların katılımına açık ve ücretsiz olacak. Büyükşehir Türk Halk Müziği Korosu tarafından 25 Mayıs Pazar akşamı Kocaeli Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek “Aşk ile Dön, Aşk İle Söyle” konseri saat 20.00’de başlayacak.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

‘Betûl Mardin Seminerleri’nin 16. yılında ‘Tarım İletişimi’ tartışıldı

İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından düzenlenen 16. Betûl Mardin Seminerleri, bu yıl “Tarım İletişimi: Bilgi Hasadı” temasıyla gerçekleştirildi. Seminerde iklim değişikliği, gıda güvenliği, kırsal kalkınma gibi küresel meselelerin yerel tarım politikaları üzerindeki etkileri ve bu süreçte iletişimin oynadığı rol ele alındı.

Seminerin açılış konuşmasını yapan İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Itır Erhart, iklim değişikliğiyle birlikte tarım, göç ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği gibi alanların giderek daha fazla iç içe geçtiğini vurguladı.  Erhart, “İklim değişikliği nedeniyle bir ürün yetişmediğinde, geçimini o üründen sağlayan insanlar yoksullaşıyor. Bu durumdan en çok etkilenenler ise kadınlar. Çünkü kadınlar tarımda daha kırılgan durumda. ‘Gezegeni nasıl besleyeceğiz?’ sorusu bugün artık yalnızca tarım politikalarının değil, teknoloji, sağlık, ekonomi ve toplumsal adaletin de merkezinde yer alıyor. Bu yüzden tarımı yeniden başlatmak, kaliteli gıdaya erişimi sağlamak hayati önem taşıyor.” dedi.

Bodrum Tohum Derneği Başkanı Ercan Arıkan tohumculuk yasasının yerel tarım üzerindeki etkilerine ve doğal yöntemlerle tarım yapmanın önemine dikkat çekti. Arıkan, “2006’da yürürlüğe giren Tohumculuk Yasası ile ata tohumlarının satışı yasaklandı. 2013 yılında ata tohumlarına sahip çıkmak için Bodrum Tohum Derneği kuruldu. Köylerdeki çiftçiler ziyaret edilerek kıyıda köşede kalmış hale üretime devam ettikleri ata tohumları tespit edildi, envanterleri çıkarıldı ve çiftçiler üretim yapmaları konusunda teşvik edildi. Sloganımız ata tohum, zehirsiz tarım, temiz gıda. Tarım ilacı denilen şeylerin adı bile yanlış. Bunlar aslında zehir. Doğada zararlılarla doğal yollarla mücadele etmek mümkün. Toprağın altındaki mikroorganizmalar ekosistemi dengeler. Bu yüzden artık tarım alanlarının sürülmemesi gerektiğini savunuyoruz.” dedi.

Gıda güvenliğinin teknik değil, politik bir mesele olduğuna dikkat çeken Çiftçi-Sen Sendikası Başkanı Ali Bülent Erdem ise sağlıklı gıdaya erişimin temel bir hak olduğunu vurguladı: “Tarladan sofraya sağlıklı gıdanın ulaşması gerekir. Ancak bugün ‘tolere edilebilir zehir düzeyi’ gibi kavramlarla sağlıksız sistem meşrulaştırılıyor. Oysa gıda egemenliği mücadelesi sadece çiftçilerin değil, tüm insanlığın ortak mücadelesidir. Bu mücadele yerelden yükselerek başarıya ulaşabilir.”

İstanbul Bilgi Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Levent, tarımsal fiyatların oluşumuna dair değerlendirmesinde önemli tespitlerde bulundu. Levent,
 “Gıda krizi riski giderek artıyor, bunu ithalat oranlarındaki yükselişten net biçimde görebiliyoruz. 2005’ten bu yana Türkiye’de tarım ürünleri fiyatları dünya ortalamasından ayrışıyor. Bu da çiftçinin radikal bir biçimde yoksullaştığını gösteriyor. Gençler çiftçiliği tercih etmiyor çünkü hayatta kalmak istiyorlar.” dedi.

Tarımın toplumsal gündemdeki yerinin artışına dikkat çeken Bloomberg HT Tarım Editörü İrfan Donat, “Eskiden sokak röportajlarında sadece futbol ve siyaset konuşulurken bugün tarım herkesin cebine ve bütçesine dokunduğu için gündemin merkezinde. Tarım, yalnızca kırsalda yaşayanların değil, hepimizin meselesi. Bugün gıda enflasyonu hepimizin gündeminde. Üretici, kuru soğanı 12 liraya mal ediyorsa ve biz de 12 liraya alıyorsak, o üretici bir sonraki sezon üretim yapmayabilir. Bu basit bir ekonomik gösterge değil, potansiyel bir gıda krizi sinyalidir. Tarım masa başında değil, sahada anlaşılır. Bu nedenle tarım haberciliği hem çiftçinin sesi hem de tüketicinin farkındalığı için kritik öneme sahip.” dedi.

Gazeteci-Yazar Cem Seymen ise Türkiye’deki tarım politikalarının tarihsel seyrine dikkat çekerek şunları söyledi: “Türkiye, bir zamanlar dünyanın en güçlü tarım ülkelerinden biriyken, bugün kendi topraklarında kendi tohumunu ekemez hale geldi. Yerli tohum yasaklandı, çiftçi kredi bulamaz oldu, topraklar ölü hale geldi. Enflasyonun gerçek sebebi tarımdaki çöküştür. Gıda fiyatlarındaki dalgalanmanın ardında ithal tohum, ithal enerji ve yanlış teşvik politikaları yatıyor. Tarım bizim en büyük sermayemiz, ama bunun farkında değiliz.”

İstanbul Bilgi Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Öğretim Üyesi Dr. Fikret Soner ise tarım ve gastronomi arasındaki güçlü bağa dikkat çekerek şunları ifade etti:
 “Tabaktaki hikâye, toprağa düşen tohumla başlar. Gastronomi yalnızca yemek pişirmek değil; üretim, etik ve kültürle doğrudan ilişkili bir alan. Öğrencilerimize bu bilinçle yaklaşarak, etik kaygıları önceleyen bir farkındalık kazandırmaya çalışıyoruz. Çünkü mutfakta alınan kararlar, tarladaki dengeyi doğrudan etkiliyor.”

Seminerde, Buğday Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Leyla Aslan, Dünya Gazetesi Köşe Yazarı Mine Ataman, Eli Belinde Tarım Kurucusu Aslı Aksoy, Farmico Tarım Kurucusu Umut Ayberk Akbay ve Smart Village Kurucusu Tülin Akın da konuşmacı olarak yer aldı.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Okuyan Şehir Kulübü” Kocaelilileri kitapla buluşturuyor

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen “Okuyan Şehir Kulübü Projesi” oluşturulan okuma grupları aracılığıyla katılımcıları kitapla buluşturmaya devam ediyor. Proje; kursiyerler, aile bireyleri ve gönüllü personelin katılımıyla kitap okuma ve analiz çalışmaları gerçekleştirerek okuma kültürünü yaygınlaştırmayı amaçlıyor.

62 GRUPTA 682 KİTAPSEVER YER ALIYOR

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Yaygın Eğitim Şube Müdürlüğü tarafından yürütülen “Okuyan Şehir Kulübü Projesi’nde” 62 grupta 682 kitapsever yer alıyor. Şubat, Mart ve Nisan döneminde her ay farklı kitabı okuyarak tahlil eden kulüp üyeleri, 3 aylık dönem sonunda tüm okuma grupları ile birlikte sezonun finalini yaparak yeni dönem hazırlıklarına başlayacak.

KİTAP TAHLİLİ OLDUKÇA KEYİFLİ OLDU

Bu kapsamda Gebze Osman Hamdi Bey KO-MEK kursiyerlerinden oluşan okuma grubunun katılımıyla bir kitap tahlili programı düzenlendi. Programda, Türk edebiyatının usta kalemlerinden Rasim Özdenören’in “Gül Yetiştiren Adam” adlı eseri ele alındı. Zehra Demirci’nin grup liderliğinde gerçekleştirilen etkinlikte katılımcılar, kitapla ilgili düşüncelerini paylaşarak, eserin ana temaları, karakter yapısı ve sembolik anlatımı üzerine değerlendirmelerde bulundu.

 “TAHLİL YETENEĞİMİZİ GELİŞTİRDİK”

Etkinliğe katılan Okuyan Şehir Gebze Kulübü Lideri Zehra Demirci, “Bu tür programlar sayesinde kitapları sadece okumakla kalmıyor, derinlemesine düşünme ve farklı bakış açıları kazanma fırsatı buluyoruz. Tahlil yeteneğimizi geliştirdiğimiz bu tür etkinliklerde arkadaşlarımızdan farklı fikirler öğrenerek kendimizi geliştirme fırsatı buluyoruz” dedi.

“FARKLI YORUMLAR ZENGİNLİK KATIYOR”

Bir diğer katılımcı Selamı Karaca ise, “Emekli olduktan sonra KO-MEK ile tanıştım. Ben bugüne kadar hep tarihi kitaplar okuyordum. Şimdilerde roman okuyarak bilgilerimi pekiştiriyorum. Kitap kulübü sayesinde burada tahlil yaparak farklı fikirler ediniyoruz. Gül Yetiştiren Adam iç dünyamıza ayna tutan bir eser. Kitap üzerine konuşmak, farklı yorumları duymak çok zenginleştirici oluyor” şeklinde konuştu.

“HEM KİTAPLARIM HEM DE DOSTLARIM ARTTI”

Katılımcılardan Hacer Alioğlu Yakuti ise, “Okuyan Şehir Kulübü’nde olmaktan dolayı mutluyum. Çocukluğumdan beri kitaplar benim arkadaşım olmuştur. Okuma grubuna katıldığım günden beri kitaplara olan ilgim arttı. Kulüp aynı zamanda yeni dostlukların da kurulduğu çok değerli bir ortam” ifadelerini kullandı.

OKUYAN ŞEHİR KULÜBÜ SOSYAL ÖĞRENME SAĞLIYOR

“Okuyan Şehir Kulübü Projesi”, yalnızca kitap okuma alışkanlığı kazandırmakla kalmıyor, aynı zamanda düşünsel gelişimi, kültürel birikimi ve nesiller arası değer aktarımını da teşvik eden bir sosyal öğrenme zemini sunuyor.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Efes Tarlası Yaşam Köyü, TUI Musement İş Birliği ile Dünyaya Açılıyor

Efes Selçuk’un agro turizmin merkezi olması açısından TUI Musement ile Efes Selçuk Belediyesi arasında başlayan iş birliği ile Efes Tarlası Yaşam Köyü’ne yönelik turlar yakında başlıyor.

Geçtiğimiz yaz TUI Musement ve National Geographic “Geçmişten Günümüze Türkiye’nin Etkili Kadınları” turu kapsamında beğeni toplayan Efes Tarlası Yaşam Köyü 2025 yılının yaz aylarında dünyanın dört bir yanından gelecek ziyaretçileri ağırlamaya hazırlanıyor.

Uluslararası bir turizm şirketi olan TUI Musement ile Efes Selçuk Belediyesi arasında kurulan iş birliği sonucunda Efes Tarlası Yaşam Köyü odağında Efes Selçuk daha fazla ziyaretçinin de uğrak noktası olacak. Böylece düzenlenecek olan deneyim turları içerisinde Efes Tarlası Yaşam Köyü önemli bir durak olacak.

Doğa ve mirasın korunması, atık yönetimi, enerji ve iklim gibi tüm sürdürülebilir destinasyonun özellikleri ile ITB Berlin Turizm Fuarı’nda Green Destination Sürdürülebilir Ödülü ile rekabet gücünü artıran Efes Selçuk, agroturizmde sahip olduğu değeri oluşturan unsurlardan biri olan Efes Tarlası Yaşam Köyü’nü dünyaya tanıtacak.

Tur kapsamında Efes Selçuk’un tarihi destinasyonlarını gezecek olan ziyaretçiler Efes Tarlası Yaşam Köyü’nde sürdürülebilir tarım uygulamaları, yerli tohumun önemi ve aile tarımı hakkında bilgi alacak. Turların ilerleyen zamanlarında katılımcılar için bitkisel yağlardan parfüm, krem yapımı, zeytinyağı tadım atölyeleri gibi atölyeler düzenlenecek.

BAŞKAN SENGEL: FARKLI BİR TURİZM DENEYİMİ SUNACAĞIZ

TUI Musement ve Efes Selçuk Belediyesi iş birliği ile İlham Veren Kent Efes Selçuk için yeni bir sayfa açılacağını belirten Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel; “Geçtiğimiz yıl TUI Musement ve National Geographic” iş birliğiyle Efes Tarlası Yaşam Köyü’nde düzenlenen tur ile agro turizm yolunda önemli bir adım atmıştık. Bu adımı Green Destination sertifikası ile aslında tüm dünyaya kanıtladık.  TUI Musement rehberleri ile yaptığımız görüşmeler sonucu Efes Tarlası Yaşam Köyü’nü de içine alan turlar ile ziyaretçilere yepyeni bir turizm deneyimi sunacağız. Pandemiden bu yana değişen turizm anlayışı ile Efes Tarlası Yaşam Köyü’nde yazdığımız toprak hikayesini artık tüm dünyaya anlatacağız” dedi.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

SALT Galata’da Kamu Programı: Panel ve Söyleşi Kaydetmenin Nasılı: Mimarlık Arşivlerine Metodolojik Yaklaşımlar

Garanti BBVA tarafından kurulan Salt, mimarlık arşivleri üzerine çalışan araştırmacı ve uzmanları bir araya getiren “Kaydetmenin Nasılı: Mimarlık Arşivlerine Metodolojik Yaklaşımlar” başlıklı bir panel düzenliyor. 31 Mayıs Cumartesi saat 14.00’te Salt Galata’daki Oditoryum’da gerçekleştirilecek program, mimarlık alanında arşiv, hafıza, unutma kavramları ile kayıt altına alma pratikleri ve metodolojilerini odağına alıyor.

Akademisyen ve yazar Alev Erkmen, “Arşiv ve Mekânları” başlıklı sunumunda bir mimarlık tarihçisi olarak yürüttüğü araştırmalar üzerinden arşivlerin oluşum süreçlerine ilişkin notlarını aktaracak. Özge Kurban, “Kayıt ve Unutma: Arşivler Neyi Dışarıda Bırakır?” başlıklı sunumunda kayıt altına alınmayanları ve hafızadaki boşlukları araştırmacı perspektifinden ele alacak. Salt Araştırma ve Programlar ekibinden Orkun Dayıoğlu, “Arşivcinin Gözlemi: Mimarın Arşivi ve Mimari Gözlemcilik” başlıklı sunumunda mimarlık arşivlerine dair değerlendirmelerini paylaşacak. Panelin moderatörlüğünü üstlenen mimar-araştırmacı Melis Cankara ise “Hafızayı Güncellemek: Mimari Temsildeki Değişimin Arşivdeki İzleri” başlıklı sunumunda 1980’lerden bugüne dijital araçlarla üretilmiş mimari belgelerin korunmasına ilişkin sorunlar ve bu konudaki güncel tartışmalar üzerinde duracak.

Panelin ardından saat 16.30’da akademisyen Murat Cankara, Lewis Hyde’ın Unutmanın Elkitabı adlı yayınının Türkçe çevirisini üstlenen Emine Ayhan ile bir söyleşi gerçekleştirecek. Söyleşide Hyde’ın, “geçmişi unut, anı yaşa” ve “asla unutma” söylemleri arasında sıkışmış görünen baskın hafıza rejimine yaptığı incelikli müdahaleler ele alınacak. Herkesin katılımına açık ve ücretsiz program hakkında ayrıntılı bilgi için: saltonline.org.

 

Salt Araştırma Mimarlık Arşivi, Kalebodur tarafından desteklenmektedir.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Birleşmiş Milletler INCB Başkanlığına yeniden seçildi!

Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Adli Bilimler Bölüm Başkanı ve Bağımlılık ve Adli Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sevil Atasoy, 22 Mayıs 2025 tarihinde Birleşmiş Milletler Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurulu (INCB) başkanlığına yeniden seçildi. 2009 yılında da Kurulun başkanlığını üstlenmiş olan Prof. Dr. Sevil Atasoy’un bu dönem Başkanlığı Mayıs 2027’ye kadar sürecek.

Türkiye’den ilk ve tek

Prof. Dr. Sevil Atasoy, uluslararası uyuşturucu politikalarının belirlenmesinde önemli rol oynayan INCB’de, 2005-2010 ve 2017-2022 dönemlerinde de üye olarak görev yaptı. Halen görev yaptığı 2022-2027 dönemiyle birlikte, Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi (EKOSOK) tarafından üç kez seçilen ve iki kez başkanlık görevine getirilen ilk ve tek Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı.

Uyuşturucu ile mücadelede küresel rol

Birleşmiş Milletler Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurulu (INCB), 1961 tarihli Tek Sözleşmesi ile kurulan, bağımsız ve yarı-yargısal bir uzman kurulu olarak faaliyet gösteriyor. Kurul; ülkelerin 1961, 1971 ve 1988 tarihli uluslararası uyuşturucu kontrol sözleşmelerine uyumunu izlemekle yükümlü. Kurul, 1925 tarihli Uluslararası Afyon Sözleşmesi ile kurulan Daimi Merkezi Uyuşturucu Kurulunun da devamı.

INCB; her biri Ekonomik ve Sosyal Konsey tarafından beş yıllık bir dönem için seçilen 13 üyeden oluşuyor. Bunların 10 üyesi hükümetlerce aday gösterilen kişiler arasından, kalan 3 üye ise tıbbi, farmakolojik veya farmasötik alanlardaki uzmanlıkları nedeniyle Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından aday gösterilen isimler arasından seçiliyor.

Uzmanlıkları, yetkinlikleri, tarafsızlıkları ve kişisel çıkarlardan uzak durmaları sayesinde genel bir güven sağlayabilecek kişiler olan kurul üyeleri seçildikten sonra hükümetlerden bağımsız olarak, kişisel kapasiteleriyle ve tarafsız şekilde görev yapıyor.

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı