Bağcılar’da çocuklar yaz tatilini spor yaparak geçiriyor

Bağcılar Belediyesi tarafından düzenlenen Mahallenin Yıldızları 2 – Yaz Spor Okulları’na katılan 4 bin öğrenci hem eğlenerek hem öğrenerek yazın tadını çıkarıyor. Yaz tatili için güzel bir program hazırladıklarını söyleyen Bağcılar Belediye Başkanı Yasin Yıldız, “Yetenekli çocuklar buralarda kendilerini gösterme imkanı da buluyor” dedi.

Bağcılar Belediyesi, ilçede ikamet eden öğrencilerin yaz tatillerini verimli değerlendirmeleri amacıyla geçen yıl başlattığı Mahallenin Yıldızları Yaz Spor Okulları’nın bu sene ikincisini düzenliyor. Bu kapsamda 24 Haziran günü başlayan Mahallenin Yıldızları 2 – Yaz Spor Okulları etkinliğinden 9-14 yaş aralığında 4 bin öğrenci yararlanıyor.

Futbol, basketbol ve voleybol eğitimi veriliyor

Katılımcılara, 22 mahalledeki okul ve spor tesislerinden oluşan 31 noktada 75 profesyonel eğitmen refakatinde futbol, basketbol ve voleybol branşlarında temel spor eğitim veriliyor. Eğitimler, eğlenceli oyunlar, antrenmanlar ve takım çalışması halinde gerçekleştiriliyor. Etkinlik, 15 Ağustos 2025 tarihinde düzenlenecek final müsabakalarıyla sona erecek.

Eğlenceli ve yararlı zaman geçiriyorlar

Mahallenin Yıldızları 2 – Yaz Spor Okulları’nın gördüğü yoğun ilgiden memnun kaldıklarını söyleyen Bağcılar Belediye Başkanı Yasin Yıldız, “Eğitim dönemi boyunca yorulan öğrenciler için güzel bir program hazırladık. Çocuklar hem eğlenceli hem de yararlı zaman geçiriyorlar. Yetenekli çocuklar buralarda kendilerini gösterme imkanı da buluyor. Ayrıca başarılı olan sporcularımıza sürpriz hediyeler de vereceğiz” dedi.

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Büyükşehir Belediyesi Muharrem Ayı boyunca 19 ilçede aşure ikramında bulunacak

Antalya Büyükşehir Belediyesi, birlik, beraberlik ve paylaşmanın en güzel simgelerinden biri olan Muharrem Ayı boyunca 19 ilçede aşure ikramında bulunacak.

Antalya Büyükşehir Belediyesi gelenekselleşen aşure ikramını bu yıl da sürdürecek. Muharrem Ayı boyunca, Antalya Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı’na bağlı aşevlerinde özenle hazırlanan aşureler Antalya’nın dört bir yanında vatandaşa ikram edilecek.

AŞURE GELENEĞİ SÜRECEK

Bu yıl gerçekleşecek aşure ikramına ilişkin bilgi veren Büyükşehir Belediyesi Sosyal Yardımlar Şube Müdürü Funda Alpaslan Talay “Antalya Büyükşehir Belediyesi olarak bu yıl da aşure geleneğimizi sürdüreceğiz. Merkez aşevimiz, Manavgat ve Alanya aşevlerimizde özenle hazırlanan aşurelerimizi 19 ilçemizde Antalya halkıyla buluşturacağız. Bu önemli geleneği sürdürürken, Antalyalı hemşehrilerimizi de ikramlarımızı kabul ederek, paylaşmaya davet ediyoruz” dedi.

Büyükşehir Belediyesi’nin Muharrem Ayı boyunca Antalya’nın 19 ilçesinde gerçekleştireceği aşure ikramı programı ise şöyle;

Muratpaşa-4 Temmuz Cuma-Saat 11.00-Kışlahan Çarşısı Havuz Kenarı

Alanya-4 Temmuz Cuma-Saat 11.00-Atatürk Anıtı Önü

Akseki-5 Temmuz Cumartesi-Saat 11.00-Pazar Yeri

Kemer-7 Temmuz Pazartesi-Saat 11.00-Pazar Girişi

Aksu-8 Temmuz Salı-Saat 10.30-Pazar Yeri

Serik-8 Temmuz Salı-Saat 13.00-Pazar Yeri

Konyaaltı-10 Temmuz Perşembe-Saat 14.00-Öğretmenevleri Muhtarlığı Önü

Kumluca-11 Temmuz Cuma-Saat 11.00- Meydan

Gündoğmuş-11 Temmuz Cuma-Saat 11.00-Pazar Yeri

İbradı-11 Temmuz Cuma-Saat 11.00-Pazar Yeri

Finike-12 Temmuz Cumartesi-Saat 11.00Pazar Yeri

Elmalı-14 Temmuz Pazartesi-Saat 11.00-Pazar Yeri

Manavgat-14 Temmuz Pazartesi-Saat 14.00-Meydan

Muratpaşa-16 Temmuz Çarşamba-Saat 11.00-Atatürk Spor Salonu

Kepez-17 Temmuz Perşembe-Saat 11.00-Özdilek AVM Önü

Döşemealtı-18 Temmuz Cuma-Saat 11.00-Kapalı Pazar Yeri

Gazipaşa-18 Temmuz Cuma-Saat:11.00-Pazar Yeri

Konyaaltı-21 Temmuz Pazartesi-Saat 11.00-Siteler Mah. Pazar Yeri

Korkuteli-23 Temmuz Çarşamba-Saat 11.00-Pazar Yeri

Demre-25 Temmuz Cuma-Saat 11.00-Pazar Yeri

Kaş-25 Temmuz Cuma-Saat 11.00-Pazar Yeri

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İnegöl Belediyesi TSM Korosu’ndan Kulakların Pasını Silen Konser

İnegöl Belediyesi Türk Sanat Müziği Korosu, heykelde düzenlenen konserde kulakların pasını sildi. Koro ve solo eserlerle İnegöllüler sanat dolu bir gece yaşadı.

İnegöl’de kültür sanat etkinlikleri yaz aylarıyla birlikte salonlardan meydanlara taşındı. İnegöl Belediyesi Türk Sanat Müziği Korosu, Pazartesi akşamı heykel önünde düzenlenen konserde ilçe halkıyla buluştu. İnegöllüler, koronun muhteşem performansıyla unutulmaz bir gece yaşadı.

Şef Diler Yalaza yönetimindeki İnegöl Belediyesi Türk Sanat Müziği Korosu, 21.00’da heykel önünde kurulan sahnede birbirinden güzel Türk sanat müziği eserlerini seslendirildi. Koro ve solo şeklinde geçmişten günümüze uzanan seçkin eserlerle izleyicilere adeta müzik ziyafeti sunuldu. Kaymakam Eren Arslan, Belediye Başkan Yardımcısı Emin Dündar ve konseri dinlemeye gelen vatandaşlar, meydanı doldurarak eserlere zaman zaman eşlik edip koronun performansıyla unutulmaz bir gece yaşadı. Müzikseverlerin büyük coşkuyla takip ettiği etkinlik sonunda, İnegöl Belediyesi Türk Sanat Müziği Korosu alkışlarla kutlandı.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ege Üniversitesi öğrencileri masallarda buluştu

Ege Üniversitesi(EÜ) Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü  Türk Halk Bilimi Anabilim Dalı öncülüğünde, Edebiyat Fakültesi,  Öğrenci Dekanlığı ve Türk Bitiği Topluluğu iş birliğiyle EÜ 70. Yıl etkinlikleri kapsamında  “Kampüste Masal var: Masal Halkası Yeniden Kuruluyor” başlıklı etkinlik düzenlendi. Kampüsün kültürel yaşamına renk katan etkinliğin yürütücülüğünü Türk Halk Bilimi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Pınar Fedakâr üstlenirken, organizasyonunu Ege Üniversitesi Öğrenci Dekanı Doç. Dr. Fırat Sarsar ve Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü öğretim üyesi  Doç. Dr. Seçkin Sarpkaya  yaptı. Araştırma Odaklı Öğrenci Merkezi(AROM) bahçesinde gerçekleşen etkinliğe öğrenciler büyük ilgi gösterdi.

Etkinlikle ilgili bilgi veren proje yürütücüsü Prof. Dr. Pınar Fedakâr, “Etkinlik serisi kapsamında, Ege Üniversitesi öğrencileri yoğun çalışmalar sonucu oluşturdukları Türk Dünyası masalları repertuarından seçtikleri masalları hem anlatıcı hem de dinleyici olarak paylaştılar. Kırgız, Kazak, Azerbaycan ve İran Türklerine ait masallardan Türkiye sahasındaki anlatılara kadar uzanan geniş bir repertuvarla öğrenciler, kültürel aktarımı sağlayarak sözlü kültürün yaşatılmasına katkı sundular. Masallar, sadece çocuklara hitap eden anlatılar değildir. Onlar, hayatın her dönemine dair anlamlar taşıyan kültürel miraslardır. Öğrencilerimizin hem akademik birikimlerini hem de gönülden gelen tutkularını bu etkinliklerle birleştirmeleri, bizim için büyük bir mutluluk kaynağıdır” dedi.

“Kampüste masallarla dijital bağımlılığa karşı sosyalleşme”

Etkinliğin sadece masallarla sınırlı olmadığını söyleyen Doç. Dr. Seçkin Sarpkaya, “Normalde teorik olarak verdiğimiz eğitimleri öğrencilerimizin uygulamalı olarak deneyimlemesini sağlıyoruz. Anlatma, dinleme, etkileşim gibi sözlü kültürün tüm bileşenlerini burada hayata geçiriyoruz. Rektörlüğümüzün desteğiyle kampüs ortamında gerçekleştirilen etkinliklerde öğrenciler geleneksel anlatılarla buluşurken, aynı zamanda kendi yaşantılarından ve ailelerinden öğrendikleri masalları da paylaşma fırsatı buluyor. Etkinlik sadece masallarla sınırlı değil. Öğrenciler tekerleme, bulmaca ve benzeri eğlenceli sözlü kültür unsurlarını da etkinliğe taşıyarak interaktif bir atmosfer oluşturuyor. Katılımcıların hem dinleyici hem de anlatıcı olarak etkinliğe aktif şekilde dâhil olması, öğrencilerin kişisel gelişimini destekleyerek özgüven duygularını pekiştiriyor. Aynı zamanda öğrenciler arasında güçlü bir kültürel etkileşim zemini oluşturuyor. Böylece öğrencilerimizi dijital bağımlılığa karşı sosyalleşebilecekleri paylaşım ortamları sunarak kampüsün canlı dinamizmine katkı sunmak hedefleniyor” diye konuştu.

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Geleneksel Sokak Oyunları ‘Sokakta Oyun Var’ ile Yeniden Yaşatılıyor

Küçükçekmece Belediyesi’nin unutulmaya yüz tutmuş sokak oyunlarını çocuklarla buluşturduğu ‘Sokakta Oyun Var’ etkinliği bu yıl İnönü Mahallesi Çayırkuşu Sokak’ta başladı. Sek sek ’ten ip atlamaya, yarışmalardan atölyelere kadar pek çok oyununun yer aldığı etkinlikte çocuklar gönüllerince eğlendi.

Küçükçekmece Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından organize edilen ‘Sokakta Oyun Var’ etkinliğinde çocuklar; taç yapım atölyesi ve yüz boyama stantlarında keyifli vakit geçirirken, ip atlama ve seksek gibi geleneksel sokak oyunları ile doyasıya eğlendi. Ayrıca çocuklar düzenlenen mandal takma, balon kimde ve limbo gibi yarışmalarda kıyasıya yarıştı.

Aylin Türk: Çocuklarımız geleneksel oyunları öğreniyor, sosyalleşiyor

Etkinliğe çocuklarıyla birlikte katılan Aylin Türk, ”Etkinlik tam çocuklara yönelik ve çok güzel. Çocuklar artık teknolojiyle büyüyor ve eskisi gibi sokakta oynayamıyorlar. Ancak bu etkinliklerle çocuklarımız geleneksel oyunlarımızı öğreniyor, sosyalleşiyor” dedi.

İnönü Mahallesi sakinlerinden Songül Corcor ise ”Yaz tatilinde bu tarz, çocuklara yönelik etkinlikler yapılması çok güzel. Çünkü tatile gidemeyen çocuklar var ve onlar için değişiklik oluyor. Zaten Küçükçekmece Belediyesi çocuklarımız için her zaman eğitici ve eğlenceli etkinlikler düzenliyor. Belediye Başkanımız Kemal Çebi’ye ve emeği geçen herkese çok teşekkür ederim’’ dedi.

Etkinliğe katılan 11 yaşındaki Ezo Demirol da ‘’Yüz boyama atölyesinde yüzümü boyattım, ip atladım ve yarışmalara katıldım. Çok mutluyum, bunun gibi etkinliklerin hep olmasını istiyorum’’ dedi.

Etkinlikler 20 mahallede devam edecek

‘Sokakta Oyun Var’ etkinliği 7 Eylül’e kadar, Salı ve Perşembe olmak üzere haftanın iki günü; Yeşilova, Atatürk, Kemalpaşa, Yarımburgaz, Kartaltepe, Mehmet Akif, Yenimahalle, İstasyon, Cennet, Halkalı Merkez, Tevfikbey, Fatih, Sultanmurat, Cumhuriyet, Fevzi Çakmak, Atakent, Kanarya, Gültepe, Söğütlüçeşme ve  Cennet Mahallesi olmak üzere 20 mahallede gerçekleştirilecek. Etkinlikle ilgili ayrıntılı bilgi Küçükçekmece Belediyesi sosyal medya hesaplarından edinilebilir. 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

EÜ’de “Resim ve Desen” sergisi sanatseverlerin ilgi odağı oldu

Ege Üniversitesi(EÜ) Moda ve Tasarım Yüksekokulu ‘Temel Sanat Eğitimi I’ dersi kapsamında birinci sınıf öğrencilerinin eserlerinden oluşan “Resim ve Desen” sergisi sanatseverlere kapılarını açtı.

Koordinatörlüğünü Yağmur Yörük’ün yaptığı etkinliğe Moda ve Tasarım Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Ziynet Öndoğan, akademisyenler, öğrenciler ve sanatseverler katıldı. EÜ Prof. Dr. Yusuf Vardar MÖTBE Kültür Merkezinde gerçekleştirilen sergide, öğrencilerin yıl boyunca doku örneklerinden ve çizgi tasarımlarından başlayarak en sonunda finale getirdikleri eserleri sergilendi.

Serginin açılış konuşması yapan Moda ve Tasarım Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Ziynet Öndoğan, “Ege Üniversitesi Moda ve Tasarım Yüksekokulu olarak çok gururluyuz. Hem tam puanla beş yıl akreditasyonumuzu aldık, hem de yıllardır Türkiye’de en yüksek puanlı öğrencileri almanın mutluluğunu yaşıyoruz. Yağmur Yörük hocamız, ulusal ve uluslararası alanda eğitimli ve çok deneyimli bir sanatçı. ‘Temel Sanat Eğitimi’ derslerini, Yağmur hocamızla birlikte yürütüyoruz ve her sene düzenli olarak sergi açıyoruz. Öğrencilerimizin birinci sınıfta, ikinci sınıfta, üçüncü sınıfta, son sınıfta sergileri var ve birinci sınıftan itibaren bunlar portfolyolarına yansıyor. Portfolyolar zenginleşiyor ve son sınıfta da bir mezuniyet defilesiyle bu eğitimlerini taçlandırmış oluyorlar. Bu sergiye emek veren hocamıza ve öğrencilerine çok teşekkür ederim” dedi.

Notadan kompozisyona taşınan yolculuk”

Sergi hakkında bilgi veren Yağmur Yörük, “Bu sergi, bütün bir sene boyunca birinci sınıf öğrencileriyle ‘Temel Sanat Eğitimi 1’ dersi kapsamında yaptığımız çalışmalardır. Biz,  derslerimize noktadan, çizgiden başlıyoruz ve sonrasında renklerin kompozisyonunda dengeleme ve kendi kompozisyon çalışmalarımızı oluşturmaya kadar bir yolculuğu takip ediyoruz. O yüzden bu temel sanat sergisi benim için çok anlamlı, bizim okulumuz için de çok anlamlı. Çünkü daha ilk senede, belki çizime başladığınız altı ay sonrasında bir serginiz olmuş oluyor ve bence bu çok kıymetli bir yükseliş. Sevgili öğrenciler, umarım hepinizin sanatla olan ilgisi, okul hayatımızın dışında da aynı heyecanla devam eder. Bu sergiyi birlikte yaptığımız için hepinize teşekkür ederim” diye konuştu.

Öğr. Gör. Gülseren Haylamaz ise “Renk ve desen dersimizin çıktıları aynı zamanda sergide yer alıyor. Yağmur hocamızın temel sanat eğitiminde verdiği temel bilgileri ikinci sınıfta öğrencilerimiz desenlerle, dokularla birleştirerek üç boyutlu formlara dönüştürdüler. Hem birinci hem de ikinci sınıflarımızın ders çıktılarını gelenler izleyebilecekler. Emeği geçen hocalarımıza ve öğrencilerimize teşekkür ediyor ve tebrik ediyorum” dedi.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kafkasya’nın Kalbi Gürcistan’a dair kapsamlı bir çalışma: “Gürcistan imparatorluklar arasında bir tarih”

VakıfBank Kültür Yayınları (VBKY), “Gürcistan” isimli kitabı okurlarıyla buluşturuyor. Kaha Şengelia’nın kaleme aldığı, Harun Çimke’nin dilimize çevirdiği bu çalışma, tarih boyunca Kafkasya’nın büyülü coğrafyasında köklü bir kültür ve medeniyetin beşiği olan Gürcistan’a dair kapsamlı bir bakış sunuyor. Taş Devri’nden günümüz modern Gürcistan’ına kadar uzanan bu eser, sadece tarihî bir anlatı değil, aynı zamanda Gürcü kültürünün, siyasî ve toplumsal yapısının, halkının, âdetlerinin ve dinî anlayışının derinlemesine ele alıyor.

VBKY’nin tarih kitaplığı, Kaha Şengelia’nın yazdığı “Gürcistan” isimli eserle genişlemeye devam ediyor. Kafkasya’nın büyüleyici coğrafyasında köklü bir kültür ve medeniyetin beşiği olan Gürcistan’a dair bu kapsamlı çalışma, alandaki eşsiz kaynaklardan biri olma özelliğini taşıyor. Taş Devri’nden başlayarak modern Gürcistan’a uzanan bu eser; sadece tarihsel bir anlatı değil, aynı zamanda Gürcü kültürünün, siyasal ve toplumsal yapısının, halkının, geleneklerinin ve dinî anlayışının derinlemesine bir incelemesini sunuyor. Antik Kolhis ve Kartli krallıklarından, Orta Çağ’da feodal Gürcü monarşisinin yükselişine; Doğu ve Batı olarak doğal sınırlarla bölünmüş yapısını tek bir çatı altında birleştirmeye çalışan hanedanların çabalarından, Moğol ve Timur istilalarının karanlık dönemlerine kadar geniş bir tarihî yelpazeyi kapsıyor. İlk birleşik Gürcü krallığının doğuşundan, 16. yüzyıldan itibaren Osmanlı, Safevî ve Rus imparatorluklarının çatışma alanı haline gelen Gürcistan’ın tarihine kadar birçok kritik döneme ışık tutuyor. Harita ve renkli görsellerle zenginleştirilen eser, Gürcistan tarihinin dönüm noktaları olan Didgori ve Krtsanisi savaşlarını, Kral Tamar döneminde yaşanan “altın çağ”ı ve 18. yüzyıl sonrasında ülkenin Rus tahakkümüne girmesini etkileyici bir anlatımla aktarıyor. Eserde yalnızca tarihsel olaylar değil; Gürcü edebiyatının, sanatının, mimarisinin ve tarih yazımının zengin mirası ile bu alanların önde gelen şahsiyetleri de ayrıntılı biçimde ele alınıyor. Roma, Bizans, Moğol, Osmanlı, Safevî ve Rusya gibi büyük güçlerle şekillenmiş, kültürel zenginlikleri ve tarihî dayanıklılığıyla dikkat çeken Gürcistan’ın hikâyesi, tarihçiler, akademisyenler ve Kafkasya’nın kadim halklarına ilgi duyan herkes için vazgeçilmez bir kaynak olacak.

Kitaptan:

“Kafkasya’nın kadim halklarından Gürcüler, efsanevi anlatıların da izlerini taşıyan uzun bir geçmişe ve zengin bir kültürel mirasa sahiptir. Gürcü tarihi ve kültürü üzerine ilk akademik çalışmalar, Avrupa’da 19. yüzyıl gibi erken bir tarihte başlamıştır. Türkiye’de ise Gürcü tarihi çalışmaları nispeten daha geç bir dönemde ortaya çıkmıştır. Bunun nedenleri üzerine burada uzun uzadıya tartışacak değiliz, ancak bugün Kafkasya coğrafyasını doğru okuyabilmek için Gürcistan tarihini hakkıyla bilmemiz gerektiğini söyleyebiliriz. Türkiye’de Gürcistan tarihi üzerine yapılmış müstakil çalışmalar ve tercümeler henüz istenen nitelik ve niceliğe erişmiş değildir. Hele ki başlangıçtan günümüze kadar Gürcistan tarihini bir bütün hâlinde ele alan, ders kitabı niteliği taşıyan güncel bir kitap maalesef mevcut değildir. Bu durum Türk okurunu genel de Kafkasya, özelde ise Gürcistan tarihi ile ilgili araştırma yaparken yabancı kaynaklara yönlendirmektedir. Tabii bu da Gürcistan tarihi ile ilgili pek çok kavram ve ismin İngilizce versiyonlarıyla Türkçeye aktarılmaları gibi problemlere neden olmaktadır. Elinizdeki kitap, yukarıda bahsi geçen ve daha da ayrıntılandırabileceğimiz eksiklikleri telafi etmek amacıyla ortaya çıkmıştır. Kaha Şengelia tarafından kaleme alınan kitap, Türkiye’de Kartveloloji’nin önde gelen isimlerinden Harun Çimke’nin yetkin çevirisiyle Gürcüceden Türkçeye tercüme edilmiştir. Bu çalışma, alandaki boşluğu doldurmaya adaydır.”

Yazar Hakkında; 

Tarihçi, gazeteci, finansçı ve uluslararası yönetim uzmanıdır. Tiflis Devlet Üniversitesi, Saratov Devlet Üniversitesi (Rusya Federasyonu), Hartford Üniversitesi (ABD) ve St. Mary’s Üniversitesinde (Kanada) eğitim alarak lisans, yüksek lisans ve doktora dereceleri kazanmıştır. 2000-2002 yıllarında Kafkas İşletme Fakültesi Dekanı; 2002-2004’te ise Tiflis Belediyesinde sosyal işlerden sorumlu başkan yardımcısı olarak görev yapan Şengelia, 2004 2008’de Gürcistan Parlamentosu milletvekilliği, parlamentonun dış ilişkiler komisyonu başkan yardımcılığı ve eğitim, bilim, spor ve kültür komitesi başkan yardımcılığı vazifelerinde bulundu. Yazarın Tao-Klarceti anıtları üzerine yayımlandığı başlıca çalışmaları: Tao-Klarceti Anıtlarının İncelenmesi, Tiflis, 2005; Tao-Klarceti Epigrafi İncelemesi, 2005; Şatberdi Manastırı Tanımlama, Araştırma Perspektifleri, 2006 (Eş yazar); Tao-Klarceti, 2007 (Eş yazar); Tao-Klarceti Anıtları, 2008; 1918-1921 Yılları Arası Demokrat Gürcistan Cumhuriyeti Hakkında (Peter Skinner’ın Kitabı Göre 1918-1921 Yıllarında Gürcistan – Georgia – The Land Below The Caucasus), 2018 (Eş yazar). Şu an, Kafkas Üniversitesi (CU), Uluslararası Karadeniz Üniversitesi (IBSU) rektörü olan Şengelia, Uluslararası Üniversite Başkanları Birliği (IAUP) başkanlığı, Karadeniz Havzası Üniversiteler Birliği (BSUN) yürütme konseyi üyeliği, Avrupa Kamu Hukuku Örgütü (EPLO) yönetim kurulu üyeliği, Avrupa Hukuk ve Kamu Yönetimi Okulu yönetim kurulu üyeliği (ELGS), Birleşik Dünya Kolejleri (WUC) yönetim kurulu üyeliği, Gürcistan Yüksek Öğrenim Kurumları Yetkilendirme Konseyi başkanlığı görevlerini de yürütmektedir. Fransız dili ve medeniyetinin tanıtımına yapmış olduğu katkılardan dolayı Fransız hükûmeti tarafından ödüllendirilen Şengelia, Dünya Sanat ve Bilim Akademisi üyeliğine seçilmiştir. Aynı zamanda Tallinn Teknoloji Üniversitesi (Estonya), Yukarı Avusturya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (Avusturya), Guadalajara Üniversitesi (Meksika), Oberlin Üniversitesi (Japonya), Johannesburg Üniversitesi (Güney Afrika) ve Akhaltsikhe Devlet Üniversitesinin (Gürcistan) fahri doktorası ödülüne layık görülen yazar, aynı zamanda Gürcistan Cumhurbaşkanlığı devlet nişanı sahibidir. Fotoğrafçılık sanatıyla ilgilenen Şengelia; İngilizce, Rusça, Fransızca ve Türkçe bilmektedir. Şengelia, evli ve üç çocuk sahibidir.

KÜNYE

Yayınevi: VBKY

Kitabın adı: Gürcistan imparatorluklar arasında bir tarih

Yazar: Kaha Şengelia

Çeviri: Harun Çimke

Kategori: Tarih

Kitap Editörü: Gökhan Şanlı, Ketevan Kobuladze

Kapak ve Sayfa Uygulama: Faruk Özcan

Proje Editörü ve Son Okuma: Dr. Mehmet Yılmaz Akbulut

Sayfa Sayısı: 420

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Geçmişten Günümüze Uzanan Bir “Sentez” Yolculuğu: Yüzyıllar Boyunca Süregelen Gastronomi Geleneklerinin Modern Dokunuşlarla Buluşması

Tarihi Yarımada’nın büyüleyici atmosferinde geçtiğimiz ay kapılarını açan Hotel Komana Binbirdirek, “Heritage Otel” zincirinin ilk ve iddialı halkası olarak İstanbul’un tarihi dokusunu modern lüksle buluşturdu. Bu eşsiz konaklama deneyiminin zirvesinde ise şehrin nefes kesen manzaraları eşliğinde gastronomi tutkunlarına kapılarını açan Sentez Restaurant yer alıyor. Sentez Restaurant, sadece bir yemek mekânı değil; Anadolu ve Akdeniz mutfağının köklü mirasından aldığı ilhamı çağdaş tekniklerle harmanlayarak, her tabakta bir hikâye anlatan, unutulmaz bir deneyim vadediyor. Restoran hem otel misafirlerine hem de dışarıdan gelecek lezzet arayışındaki konuklarına benzersiz bir gastronomi yolculuğu sunuyor.

Geçmişten Geleceğe Uzanan Lezzet Köprüsü: Sentez’in Felsefesi

Sentez Restaurant, Hotel Komana Binbirdirek’in merkezinde, Binbirdirek Sarnıcı’nın köklü geçmişiyle harmanlanmış bir konumda yer alıyor ve yüzyıllık bir mutfak felsefesini sürdürüyor. Chef Fatih Anıl Demirci ve ekibinin titiz çalışmalarıyla, Anadolu ve İstanbul’un çok katmanlı kültürel yapısı, her bir tabağa ilham veriyor. Burada, binlerce yıllık tarifler, mevsimin en taze ürünleriyle ve çağdaş tekniklerle yeniden hayat buluyor. Sentez mutfağının temel taşlarından biri de doğaya ve toprağa duyulan saygı. Bu anlayışla, kullanılan her ürün bütünüyle değerlendirilmeye çabalanıyor, atıksız bir mutfak prensibiyle çalışılıyor. Çekirdekten kabuğa kökten yaprağa her bileşen, tabakta anlamını buluyor. Sentez, misafirlerine sadece bir lezzet değil, aynı zamanda bir deneyim ve hikâye sunmayı amaçlıyor. Her tabakta Anadolu’nun bir hikayesi, her yudumda bu toprakların hafızası yansıtılıyor.

Her Tabakta Kendini Gösteren Ürün Seçimleri

Sentez Restaurant’ta mutfaktan önce pazara verilen önem kendini gösteriyor. Ürünler, yerel ve güvenilir üreticilerden titizlikle temin edilerek, kalitenin doğrudan kaynağında takip edilmesi sağlanıyor. Karadeniz yaylalarından gelen Karayaka kuzu ırkı Nebyan Doğal’dan, Ayvalık’tan Dünya birincisi seçilmiş Trilye, Memecik gibi üst düzey zeytinyağları Novavera’dan sofralara ulaşıyor. Adapazarı’ndan el kesmesi erişte ve kuskus, World of Fungus’tan kuzu göbeği ve sarıkız gibi mantarlar, Antakya Habib Günsa’dan tuzlu yoğurt gibi özel ürünler, Sentez’in mutfağını zenginleştiren seçkin ürünlerden sadece birkaçı. Bu titiz seçim, her tabakta kendini gösteren üstün lezzetin sırrını oluşturuyor.

Gelenek ile Yenilik Arasında Bir Köprü: Sentez’in İmza Tabakları

Sentez Restaurant’ın menüsü, geleneksel lezzetleri yenilikçi bir dokunuşla yorumlayarak adeta bir köprü görevi görüyor. İmza yemeklerden Tahinli Patlıcan, Asya mutfağından esinlenen miso, soya ve susam yağı gibi aromatik dokunuşlarla zenginleşirken, tahinin Anadolu’daki kökleriyle buluşarak sınırları aşan bir lezzete dönüşüyor. Mezelerde ise Sentez Restaurant’ın diğer imzası olan İsli Tarama, simit kıtırı ve kurutulmuş Bottarga rendesi ile benzersiz bir karaktere bürünüyor. 72 Saat Pişmiş Kuzu, mesir macunlu demi-glace ile zenginleştirilirken, eşlikçisi ısırgan otlu keşkek, unutulmaya yüz tutmuş geleneksel bir lezzeti rafine bir yorumla günümüze taşıyor. Taş fırından çıkan ürünler de Sentez ekibinin kendine has dokunuşuyla farklılaşıyor: Marine Armut ve Niğde Mavili Pide, Kuzu Göbeği Mantarı ve Dana Kaburgalı Pide, Mera Peyniri ve Isırgan Ezmeli Pide gibi lezzetler, tamamı ekşi maya ile hazırlanarak misafirlerin beğenisine sunuluyor. Tatlılarda ise Türk Kahveli Damla Sakızlı Mousse, Bozalı Panna Cotta, Çikolatalı Kadayıf Tart gibi seçenekler, lokal ürünleri modern mutfak teknikleriyle buluşturarak lezzetleri uluslararası boyuta taşıyor.

Büyüleyici Manzaralar Eşliğinde Unutulmaz Anlar

Sentez Restaurant, sadece mutfağıyla değil, aynı zamanda Boğaziçi, Marmara Denizi, Ayasofya ve Sultanahmet Camii’nin büyüleyici manzaralarını misafirleriyle buluşturarak eşsiz bir atmosfer sunuyor. Bu görkemli kent silüeti, Sentez’i özel günler, kutlamalar, romantik akşam yemekleri ve iş toplantıları için ideal bir mekân haline getiriyor. Şehrin kalbinde, tarihin ve lezzetin buluştuğu bu özel teras, İstanbul’un büyüsünü en rafine haliyle deneyimlemek isteyen herkesi bekliyor. Hotel Komana Binbirdirek’in açılışıyla birlikte Sentez Restaurant, İstanbul’un gastronomi sahnesine yeni bir soluk getiriyor ve şehrin lezzet haritasında şimdiden iddialı bir konuma yükseliyor.

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Sanatçının Galaksi Rehberi” programı tamamlandı

Nilüfer Belediyesi Misi Sanatevi’nde kültür yöneticisi ve sanat profesyoneli Saliha Yavuz’un mentorluğunda gerçekleştirilen “Sanatçının Galaksi Rehberi” programı son oturumuyla tamamlandı.

Nilüfer Belediyesi tarafından, genç sanatçıların profesyonel hayattaki kariyerlerine destek olmak amacıyla düzenlenen “Sanatçının Galaksi Rehberi” başlıklı kapasite geliştirme programı tamamlandı. Kültür yöneticisi ve sanat profesyoneli Saliha Yavuz’un mentorluğunda Misi Sanatevi’nde gerçekleştirilen program, sanat profesyonellerini bir araya getirdi.

Haziran ayı boyunca üç günde beş oturum halinde düzenlenen program, 1, 15 ve 29 Haziran tarihlerinde Misi Sanatevi’nde gerçekleştirildi. Genç sanatçıların profesyonel hayatta karşılaştıkları sorunlara odaklanan programda görünürlük stratejileri, hak savunucusu, portfolyo hazırlığı, ulusal ve uluslararası sanat çevreleriyle ilişki kurma ve proje yönetimi konuları ele alındı.

Farklı disiplinlerde üretim yapan sanat alanının profesyonellerine yönelik düzenlenen programlarda, Saliha Yavuz, sanatçının yol haritasını haklar temelinde çizerken, kültür yönetiminin aktörlerine ve ilişki dinamiklerine de değindi. Katılımcılara kendi deneyimlerini aktaran Yavuz, sanatçı misafir programları hakkında da bilgi paylaştı.

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

6 Bölümden Oluşan Belgesel Seri ‘Köpekbalığı Saldırı Raporu’, 2 Temmuz Çarşamba 20.00’de National Geographic WILD Ekranlarında Başlıyor!

Her saldırıyı adli titizlikle çözümleyen; teorileri test edip yırtıcıları hamleye iten gerçek nedenleri ortaya koyan Yenilikçi Shark Headquarters bilim kurulu, köpekbalıklarının zihnine benzersiz bir pencere açarak izleyicileri nefes kesen bir yolculuğa çıkarıyor. 

Altı bölümden oluşan ilgi çekici belgesel seri “Köpekbalığı Saldırı Raporu”, 2 Temmuz Çarşamba saat 20.00’de National Geographic WILD ekranlarında başlıyor.

Ödüllü yönetmenlerden nefes kesen belgeselleri, vahşi yaşamın gözler önüne serildiği kaliteli yapımları Türk izleyicisi ile buluşturan National Geographic WILD kanalını D-Smart, Digiturk ve TOD, KabloTV, S Sport Plus, Tivibu ve TV+ platformlarından izleyebilirsiniz.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı