KONBELTAŞ Türkiye’nin İlk TSE Onaylı Etliekmek Üretim Belgesini Aldı

Konya Büyükşehir Belediyesi iştiraki olan Konbeltaş A.Ş. Türk Standartları Enstitüsü ile birlikte gerçekleştirilen standart hazırlama süreci sonucunda “TSE K 662 Etliekmek Standardı” oluşturdu. Konbeltaş, üretim süreçleri halihazırda bu standartlara uygun olan ilk kuruluş olarak, Türkiye’de bu belgeyi alan firma oldu. Konbeltaş, Konya Mutfağı ve Kırkikindi isimli tesislerinde standartlara uygun etliekmeği misafirlerine sunmaya devam edecek.


Konya Büyükşehir Belediyesi iştiraki olan Konbeltaş A.Ş. Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ile yürüttüğü iş birliği çerçevesinde önemli bir başarıya imza attı.

TSE ile birlikte gerçekleştirilen standart hazırlama süreci sonucunda “TSE K 662 Etliekmek Standardı” oluşturuldu.

Konbeltaş, üretim süreçleri halihazırda bu standartlara uygun olan ilk kuruluş olarak, Türkiye’de bu belgeyi alan firma oldu.

Konya Ticaret Odası’nda düzenlenen “TSE – Sektör Buluşması” programında, TSE K 662 Etliekmek Standardı belgesi Konbeltaş’a takdim edildi.

Konya Büyükşehir Belediyesi’nin iştirak şirketi Konbeltaş, sadece kendi üretim süreçlerini değil, aynı zamanda şehrin gastronomi kültürünü de ulusal standartlarla buluşturarak önemli bir rol üstlendi.

Bu gelişme, şehrin yerel lezzetlerinden biri olan etliekmeğin üretiminde kalite ve güvenilirliği belge altına aldı.
Konbeltaş, Konya Mutfağı ve Kırkikindi isimli tesislerinde standartlara uygun etliekmeği misafirlerine sunmaya devam edecek.

Konya merkezli 3 firma daha bu standardı alarak sürece dahil oldu. Böylece Konya, “TSE K 662 Etliekmek Standardı”nı uygulayan işletmeleriyle Türkiye’ye örnek oldu.

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“DSİ su tahsisini adil ve bilimsel temelde yeniden düzenlemeli”

Manisa Büyükşehir Belediyesi Manisa Su ve Kanalizasyon İdaresi (MASKİ), Saruhanlı ilçesinde tarımsal üretimi etkileyen su krizine dikkat çekmek ve çözüm önerilerini ele almak amacıyla ziraat odaları, sulama kooperatifleri ve çiftçilerle bir araya geldi.

 

MASKİ Genel Müdürü Talat Postacı’nın da katıldığı toplantıda, 1980 yılında Devlet Su İşleri (DSİ) ile İzmir Belediyesi arasında imzalanan su tahsis protokolünün günümüz koşullarına uygun şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiği vurgulandı. Artan kuraklık, yer altı su seviyelerindeki düşüş ve kontrolsüz su tüketiminin gündeme geldiği buluşmada, bölgedeki üreticilerin yaşadığı sıkıntılar ve çözüm beklentileri dile getirildi.

 

Saruhanlı İlçesi’ne bağlı Nuriye Mahallesi’nde, gerçekleştirilen toplantıya, MASKİ Genel Müdürü Talat Postacı, MASKİ Genel Müdür Yardımcısı Özgür Avşar, Saruhanlı Ziraat Odası Başkanı Aydoğan Okur, Nuriye Sulama Kooperatifi Kurucu Ortağı ve Köy-Koop Merkez Birliği Temsilcisi Nurettin Dingaz, Nuriye Sulama Kooperatifi Başkanı Ünal Tosun, Lütfiye Sulama Kooperatifi Başkanı Şenol Göktaş, mahalle muhtarları, çiftçiler ve vatandaşlar katıldı.

 

“Ne kadar su verildiğinin kontrolü yapılmalı”

Saruhanlı Ziraat Odası Başkanı Aydoğan Okur, 45 yıl önce Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ile İzmir Belediyesi arasında imzalanan protokole değinerek, “1980 yılında çıkmış bu karar üzerinde çok fazla görüşmeler yaptık. Ama çıkan kanunu geri alamıyoruz. Bu işin çözüm noktasında önemli olan anlaşma ile verilen suyun takibini yapabilmektir. Biz çiftçiler olarak verilen suyun kontrol edilmesini talep ediyoruz. Yapılan kontroller sonrasında da gerekli yerlere bilgilerin verilmesini istiyoruz” dedi.

 

“Eşit bir şekilde paylaşım yapılmasını istiyoruz”

Nuriye Sulama Kooperatifi Kurucu Ortağı ve Köy-Koop Merkez Birliği Temsilcisi Nurettin Dingaz ise “Herkesin de bildiği gibi yer altı sularımız, gün geçtikçe çekilmekte. Çocukluk yıllarımızda 7 metrelerden su çıkarıyorduk. Şuan ise 130 metre 140 metrelerden suyu çıkaramıyoruz. Biz üreticiler olarak 1980 yılındaki protokol çerçevesinde ne kadar su veriliyor, kaç metreden su çıkarılıyor konuları hakkında bilgiler almak istiyoruz. 45 yıldır iki mahallemizin üreticilerine hiç yardım edilmiyor. Suya şehirlerin de ihtiyacı var bunun da farkındayız, ama biz çiftçilerin de çok ihtiyacı var. Yetkililerin bu konuda eşit bir şekilde paylaşım yapılmasını talep ediyoruz” dedi.

 

“Kuyularımızın su seviyeleri gün geçtikçe çekilmekte”

Nuriye Sulama Kooperatifi Başkanı Ünal Tosun, “Belediyelerin insanlara su sağlamak gibi bir görevi var. Bizim de kooperatif olarak çiftçilere su sağlamak gibi görevimiz var. Maalesef şu an kuyularımızın su seviyeleri gün geçtikçe çekilmekte. Yeni kuyu açmak için maalesef maliyetler çok yüksek, çiftçimizin de durumu belli. Biz çiftçiler olarak bir çözüm istiyoruz. Sulama için yeni tesisler kurulmasını talep ediyoruz. İnsan hayatında su gerekli evet, ama tarım olmazsa da insan olmaz. Tarımın da suya ihtiyacı var. Çiftçinin üretmesi için suya ihtiyacı var. Bu nedenle 45 yıl önce yapılan bu protokolün DSİ tarafından tekrar gözden geçirilip yenilenmesini talep ediyoruz. Çünkü o zamanki nüfus ve tarım alanları ile günümüzün şartları aynı değil” diye konuştu.

 

“Saruhanlı Ovası ciddi sıkıntılar yaşıyor”

Lütfiye Sulama Kooperatifi Başkanı Şenol Göktaş ise “Su sıkıntısı genel olarak bütün Saruhanlı Ovası’na ciddi sıkıntılar veriyor. Bizim kuyularımız 150 metre, şu an askıda kalan birçok kuyum var. Çiftçilerin kimseyle yarışmaya gücü yetmez. Her geçen gün suyumuz azalıyor. Salihli Barajı’ndan istediğimiz suyu alabilirsek bizim kuyulara ihtiyacımız kalmayacak. Ama Salihli Barajı’nda da yeterince su yok. Bu durumda oradan da su alamıyoruz. Yetkililerin bu konuda bir çözüm bulması gerekiyor” dedi.

 

“Barajdan su gelirse sondajlara ihtiyacımız kalmayacak”

Nuriye Mahallesi üreticilerinden Gafur Ertürk de “45 yıl önce bizlere bu kadar su lazım değildi. Taban suları yüksekti. Bu kadar sulama ihtiyacı bile duymuyorduk. Yılda birkaç kez suladığımızda ürünlerimiz oluyordu. Şu an haftayı geçiremiyoruz. Bir hafta sonra ürünlerimiz tekrar su istiyor. Çünkü tabanda su yok. Toprak yarım metre, bir metre aşağıdan kuru çıkıyor. Su kullanımının çok iyi paylaşılması ve bu konuda bizlere destek olunması gerekiyor. En azından Salihli’den gelen kanalın da kapalı sistemle gelmesi gerekiyor. Eğer bu su bizlere ulaştırılırsa bizim zaten sondajlara ihtiyacımız kalmayacak. Ama şu an su olmadığı için çiftçiler sondajlarla su temin etmek zorunda. Yetkililerin sesimizi duymasını, sıkıntılarımızın çözümü noktasında adımlar atmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.

 

“Su kriziyle karşı karşıyayız”

Ziraat odaları, kooperatifler ve çiftçilerle değerlendirme yapmak için bir araya geldiklerini belirten MASKİ Genel Müdürü Talat Postacı ise tüm Türkiye’nin olduğu gibi Manisa’nın da ciddi bir su kriziyle karşı karşıya olduğunu ifade etti. Postacı, “Manisa, bereketli ovaları, üretken çiftçisi ve güçlü tarım altyapısıyla ülkemizin stratejik üretim merkezlerinden biridir. Ancak küresel iklim krizinin etkileriyle birlikte azalan yağış miktarı, yer altı su seviyelerinde ciddi düşüşlere yol açmakta; sondaj derinlikleri 300 metrelere kadar inmektedir. Bu faktörler, tüm dünyada olduğu gibi Manisa’mızda da su kaynakları konusunda endişe yaratmaktadır. Yeraltı su seviyelerimiz her geçen yıl azalmakta ve yüzey sularımız kuraklığın etkisiyle yetersiz kalmaktadır. Bu durum, çiftçilerimizin tarlalarını sulamasını zorlaştırmakta ve hem kırsal hem de kentsel alanlarda suya erişimi giderek güçleştirmektedir” dedi.

 

“Su kaynakları adil bir şekilde yönetilmeli”

Postacı, “Bilindiği üzere, 45 yıl önce Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ile İzmir Belediyesi arasında imzalanan bir protokol bulunmaktadır. Bu protokol çerçevesinde, Manisa sınırları içindeki Göksu ve Sarıkız kaynaklarından yıllık toplam 108 milyon metreküp su, İzmir’e tahsis edilmiştir. O dönemin koşullarında hazırlanan bu protokolün, günümüzün değişen ihtiyaçlarını tam olarak karşılamadığı görülmektedir. İzmir, bizim kıymetli bir komşumuz ve kardeş şehrimizdir. Aynı coğrafyanın ve ortak iklimin insanları olarak iş birliğine büyük önem veriyoruz. Ancak, sürdürülebilir bir gelecek için su kaynaklarının adil bir şekilde yönetilmesi gerektiğine de inanıyoruz. Çünkü bugünün Manisa’sı, 45 yıl öncesine kıyasla nüfusu artan, sanayisi gelişen, altyapısı büyüyen ve yüzde 98 oranında içme suyunu yeraltı kaynaklarından sağlayan bir kenttir. Bu nedenle mevcut tahsis planlarının aynı şekilde sürdürülmesi, hem çevresel sürdürülebilirlik hem de ekonomik kalkınma açısından ciddi zorluklar doğurmaktadır. Bölgemizde içme ve kullanma suyu amacıyla geçmiş yıllarda açılmış birçok kuyunun kuraklık nedeniyle verimsiz hale geldiği ve yeni sondaj çalışmalarına ihtiyaç duyulduğu açıkça ortadadır. Bölgedeki tarımsal sulama yapan çiftçilerimiz ve kurumlarımız bu durumdan doğrudan etkilenmekte, ciddi mağduriyetler yaşamaktadır” diye konuştu.

 

“İki şehrimizin menfaati için su tahsisi yeniden değerlendirilmeli”

Talat Postacı, “Bugüne kadar farklı tarihlerde kurum ve kuruluşlar arasında çeşitli toplantılar yapılmış olsa da bu sorunun yerel yaklaşımlarla değil, yeraltı su kaynaklarının yönetiminden sorumlu olan Devlet Su İşleri tarafından ele alınması gerektiği açıktır. Manisa’nın tüm su ihtiyaçları dikkate alındığında, 1980 tarihli protokolün günümüz ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlenmesi artık zaruridir. Bugün Manisa olarak, artan su ihtiyacımız nedeniyle kendi kaynaklarımızın uzun vadeli kullanımı konusunda bazı zorluklarla karşı karşıyayız. Mevcut su tahsisinin günümüz koşullarına göre yeniden değerlendirilmesinin, her iki şehrimizin de menfaatine olacağına inanıyoruz. Bu doğrultuda, Manisa’nın içme ve kullanma suyu ihtiyacı ile tarımsal sulama hakkını gözeten, bilimsel temellere dayanan adil ve hakkaniyetli yeni bir Devlet Su İşleri protokol çalışmasının başlatılmasını talep ediyoruz. Tahsis edilen debi miktarlarının gözden geçirilerek Manisa’ya da pay ayrılması, hem adil hem de yaşamsal bir ihtiyaçtır” dedi.

 

Çözüm Odaklı Bir İş Birliği Vurgusu

Bu konuyu bir eleştiri veya ayrışma amacı gütmeden, tamamen çözüm odaklı bir iş birliği çağrısı olarak ilettiklerini vurgulayan Postacı “Manisa’nın tüm paydaşları; halkı, sanayicisi, çiftçisi ve dinamikleriyle birlikte, bu tahsis planlarının adil ve güncel bir yapıya kavuşturulmasını beklemektedir. Unutulmamaktadır ki tarımsal üretimin kalbi olan bu topraklarda su, sadece bir kaynak değil, yaşamın temelidir” şeklinde konuştu.

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Büyükşehir’in Desteklediği Konya 6. Akıl ve Zekâ Oyunları Yarışması Büyük Heyecana Sahne Oldu

Konya Büyükşehir Belediyesi ve İl Millî Eğitim Müdürlüğü iş birliğiyle öğrencilerin akıl-zeka oyunlarına ilgisini artırmak ve Konya’yı ulusal turnuvalarda temsil edecek öğrencileri yetiştirmek amacıyla düzenlenen “Konya Akıl ve Zeka Oyunları Yarışması”nın altıncısı bu yıl da büyük heyecana sahne oldu. Birincilik elde eden yarışmacılar, Milli Eğitim Bakanlığı ve Tüm Akıl ve Zeka Oyunları Federasyonu (TAZOF) iş birliğinde 23-24-25 Mayıs tarihlerinde Kars’ta gerçekleştirilecek olan Türkiye Şampiyonası’nda Konya’yı temsil edecek.


Konya Büyükşehir Belediyesi ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğiyle 31 ilçedeki ilkokul ve ortaokul öğrencilerinin katıldığı Akıl ve Zeka Oyunları’nın altıncısı yapıldı.

Karatay Gençlik Merkezi’nde gerçekleştirilen yarışmanın il finaline katılan Konya İl Milli Eğitim Müdürü Murat Yiğit, Akıl ve Zeka Oyunları ile çocukların eğlenerek öğrenme imkanı elde ettiğini belirterek, “Çocuklarımızın kendilerini daha iyi tanımaları ve geleceğe dönük daha planlı adımlar atabilmeleri noktasında bu yarışma büyük bir anlam ifade ediyor. İl birincilerimizi ve tüm katılımcılarımızı tebrik ediyorum” diye konuştu.

“BURAYA KATILAN HERKES BİZİM GÖNLÜMÜZDE ŞAMPİYON”

Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca , yarışmada emek veren tüm yarışmacıları tebrik ederek, öğretmenlere ve velilere de teşekkür etti.

Kılca, yarışmanın kaybedeninin olmadığını ifade ederek, “Buraya katılan herkes bizim gönlümüzde şampiyon. Geçen yıl Konya’mız Türkiye birincisi oldu, inşallah bu yıl da Kars’ta düzenlenecek programda yine Konya’mızın Türkiye’de ses getireceğine inanıyorum. Yarışmanın düzenlenmesinde emeği geçen tüm öğretmenlerimize, velilerimize ve kıymetli öğrencilerimize teşekkür ediyorum. Destek veren başta Büyükşehir Belediyemize, İl Milli Eğitim Müdürlüğümüze ve ilçe milli eğitim müdürlerimize teşekkür ediyorum” değerlendirmesinde bulundu.

Konya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ercan Uslu da dereceye giren öğrencilere ödüllerini verdi.
 
Yarışmaya katılan öğrenciler de eğlenerek yeni bilgiler öğrendiklerini belirterek, organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür etti.

İL BİRİNCİLERİ TÜRKİYE ŞAMPİYONASI’NDA KONYA’YI TEMSİL EDECEK

Büyük çekişmenin yaşandığı 6. Akıl ve Zeka Oyunları Yarışması’nda ilçe turnuvalarında 10 ayrı kategoride birincilik elde eden toplam 299 öğrenci ve kendilerine danışmanlık edecek öğretmenler mücadele etti.

Büyük çekişmenin olduğu yarışmalar sonunda ilkokullara yönelik düzenlenen Abluka, Pentago, Küre, Equilibrio, Motif; ortaokullara yönelik düzenlenen Mangala, Pentago, Abluka, Kulami, Küre olmak üzere kategorilerinden ilk 3 dereceyi elde eden yarışmacılara madalya, okullarına plaket ve çeşitli ödüller hediye edildi.

Ayrıca birincilik elde eden yarışmacılar, Milli Eğitim Bakanlığı ve Tüm Akıl ve Zeka Oyunları Federasyonu (TAZOF) iş birliğinde 23-24-25 Mayıs tarihlerinde Kars’ta gerçekleştirilecek olan Türkiye Şampiyonası’nda Konya’yı temsil edecek.

Konya Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle öğrenciler katıldıkları şampiyonalarda; 2023 yılında Kayseri’deki turnuvada bireysel kategorilerde 2 birincilik ve takım halinde Türkiye ikinciliği, 2024 yılında Rize’de gerçekleştirilen turnuvada ise bireysel kategorilerde 3 birincilik ve takım halinde Türkiye şampiyonluğu elde etti.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

MEM Sahne’de Karadeniz esintisi

MEM Sahne konserleri bu ay “Karadeniz’e Doğru” temasıyla gerçekleştirildi. Kemençe, tulum, gitar ve perküsyon eşliğinde sunulan Karadeniz ezgileri, izleyicilerin büyük beğenisini topladı.

 

Nilüfer Belediyesi Dr. Hüseyin Parkan Sanlıkol Müzik Enstrümanları Müzesi’nde (MEM) düzenlenen MEM Sahne konserleri, Türkiye ve dünya müziğinin farklı renklerini sanatseverlerle buluşturmaya devam ediyor. MEM Sahne’nin bu ayki konseri “Karadeniz’e Doğru” teması ile gerçekleştirildi.

Konserde kemençe sanatçısı Furkan Ayaz, tulum sanatçısı Taha Torun, gitarist Can Maşalacı ve perküsyonist Furkan Ceylan sahne aldı. Konseri Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Bukle Erman da takip etti.

Sanatçılar, Karadeniz müziğine yön vermiş ustalardan günümüze kadar ulaşan eserler ile anonim parçalardan oluşan zengin bir repertuvar sundu. Dinleyicilerin büyük beğenisini toplayan performans, büyük alkış topladı.

Konserin sonunda Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Bukle Erman, sahne alan sanatçılara günün anısına hediye verdi.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

39. Genç Günler “Gelecek, Peki Nasıl?” Temasıyla Başlıyor

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın geleneksel olarak düzenlediği 39. Genç Günler, 9 Mayıs 2025 tarihinde Boğaziçi Gençlik Korosu Konseri’yle başlıyor. 

 

Genç Günler’in ilk etkinliği olan Boğaziçi Gençlik Korosu Konseri’nde, Şef Masis Aram Gözbek’in yönetimindeki orkestra seçkin bir repertuvarla Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde saat 20.30’da gençlerin karşısına çıkacak.

 

İstanbul’un en önemli gençlik ve sanat buluşması olan Genç Günler, 9-22 Mayıs 2025 tarihleri arasında söyleşiler, atölyeler ve katılımcı grupların oyunlarıyla, gençleri sanatla buluşturacak.

 

Oyunların ve atölyelerin ücretsiz davetiyeleri, 2 Mayıs 2025 Cuma saat 11.00’den itibaren https://sehirtiyatrolari.ibb.istanbul/, biletinial.com adreslerinden ve mobil uygulamamızdan temin edilebilir.

 

 

GELECEK, PEKİ NASIL?

 

Genel Sanat Yönetmeni Ayşegül İşsever bu senenin temasını şöyle açıklıyor:

 

“Bildiğiniz üzere her yıl bir bağlam cümlesiyle Festival’imizi açıklıyoruz. Sanatsal ekibimizdeki arkadaşlarımızla uzun toplantılar sonucu, “Gelecek!.. Peki Nasıl?” cümlesiyle bu yılın mottosunu belirledik. Özellikle yapay zeka ve dijitalleşmenin hız kazandığı günümüzden baktığımızda, çoğumuzu bu “belirsizlik”ten kaynaklı bir karamsarlığın ve endişenin esir aldığını da gözlemliyoruz. Özellikle son yıllarda yaşanan değişimin hızla hayatımızı şekillendirmesi, hepimizi değişmeye, uyum sağlamaya zorluyor. Peki uyum sağlayamadığımız noktada başımıza ne gelecek? Dünya, yapay zekanın makine ve robotla buluşmasıyla, “insansız” bir evreye doğru mu gidiyor? Peki Beckett’in “anlamsız”lık ikliminden daha derin bir “anlam” ve “bağlam” kriziyle mi karşı karşıyayız? İnsan, bu “travma”yı nasıl atlatacak? Hatta nesillerin alfabetik kodlarla sıralandığı bir denklemden baktığımızda, gelecekte insan olacak mı?”

 

TOPLAM 53 EKİP, 68 FARKLI OYUN SEYİRCİYLE BULUŞUYOR

 

Bu yıl 20 konservatuvar oyunu, 28 üniversite tiyatro kulübü oyunu, 5 iç yapım oyunu 39. Genç Günler’de seyirciyle buluşacak. 39. Genç Günler, her yaştan genci sahnelerinde buluşturmaya devam edecek.

 

İÇ YAPIMLAR

 

İBB Şehir Tiyatroları her yıl olduğu gibi tiyatrosunun içinden Genç Günler için hazırladığı oyunlarına da festival boyunca yer veriyor.

 

Necip Fazıl Kısakürek’in yazdığı, Hakan Örge’nin yönettiği “Bir Adam Yaratmak”,

Dennis Kelly’nin yazdığı, Ogeday Erkut’un yönettiği “Öksüzler”, 

Fırat Devecioğlu’nun yazdığı Ayşe Günyüz Demirci’nin yönettiği “Lazarus”,

Yağmur Topçu’nun yazdığı, Ahmet Kahvecioğlu’nun yönettiği “Gölge”

Samuel Beckett’in yazdığı, Selçuk Yüksel’in yönettiği “Krapp’ın Son Bandı” festivalde seyirciyle buluşacak.

 

SÖYLEŞİLER

 

İBB Şehir Tiyatroları 39. Genç Günler’de tiyatronun ve sinemanın genç yeteneklerini seyirciyle buluşturuyor. Hayko Cepkin, Giray Altınok, Cem Say ve Özlem Özdemir’in katılacakları söyleşilerde konuklar kariyerleriyle ilgili gençlerin ilgisini çekecek konulara değinecek, sorularına cevap verecekler.

 

Hayko Cepkin Söyleşisi 13 Mayıs 2025 tarihinde 14.00’te Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde.

 

Cem Say ve Özlem Özdemir Söyleşisi 13 Mayıs 2025 tarihinde 18.30’da Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde.

 

Giray Altınok Söyleşisi 15 Mayıs 2025 tarihinde 18.30’da Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde.

 

 

ATÖLYELER

 

İBB Şehir Tiyatroları yazarlık, yönetmenlik, oyunculuk, fiziksel tiyatro, yaratıcılık, beden, hareket vb. güncel konularda birbirinden önemli eğitmenlerle atölyeler düzenliyor.

 

Doç.Dr. Sibel Erdenk’in düzenlediği “Hareket Atölyesi”

10-11 Mayıs Saat 13.00-17.00 Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi Stüdyo 1

Öğr. Gör. Yönetmen Barış Erdenk’in düzenlediği “Yönetmenlik Atölyesi”

10 Mayıs Cumartesi Saat 17.30-19.30 Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi

Prof. Dr. Beliz Güçbilmez’in düzenlediği “Yazarlık Atölyesi”

16 Mayıs Saat Cuma Saat 17.30-19.30 Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi

İpek Bilgin’in düzenlediği “Oyunculuk Atölyesi”

17 Mayıs Cumartesi Saat 13.00-17.00 Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi

Yasin Yürekli’nin düzenlediği “Fiziksel Tiyatro-Clown Atölyesi”

17-18 Mayıs Saat 13.00-17.00 Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi Stüdyo 1

 

GENÇLİK TİYATROSU BELGESELİ

Belgesel, Türkiye’de toplumcu çağdaş tiyatronun temellerini atarak, Türk tiyatrosunun ilk defa Avrupa’ya açılmasını sağlamış, usta tiyatrocular yetiştirmiş, ülkemizin ilk üniversite tiyatrosunun hikayesini ve Türkiye üzerindeki etkilerini anlatmaktadır.

1953 yılının 19 Mayıs’ında, Cumhuriyetimizin gençlerinin kurmuş olduğu Gençlik Tiyatrosu, kendilerinden sonraki kuşağın düşünce ve sanat yaşamını şekillendirerek, birçok amatör ve özel tiyatroların kurulmasına ilham sağlamıştır.

Belgesel gösterimi 17 Mayıs 2025 tarihinde saat 19.00’da Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi’nde gerçekleştirilecektir.

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

ebebek’in 2025 ilk çeyrek FAVÖK tutarı yüzde 33 artışla 234 milyon TL oldu

ebebek, güçlü finansal yapısıyla 2025 yılının ilk çeyreğinde istikrarlı büyüme performansını sürdürdü. Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yaptığı açıklamaya göre, ziyaretçi sayısı, satış adedi, FAVÖK marjı ve tutarı gibi temel finansal performans göstergelerini artıran ebebek, enflasyon muhasebesi uygulamaları çerçevesinde hazırlanan konsolide finansal tablolara göre cirosunu bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yaklaşık yüzde 6 artışla 5,2 milyar TL‘ye çıkardı. Türkiye’deki toplam satış adedinde 2024 yılı ilk çeyreğine kıyasla yüzde 9,3 oranında bir büyüme kaydeden ebebek,  yüzde 3,6 ve 177 milyon TL olan FAVÖK marjını ve tutarını sırasıyla yüzde 4,5 ve 234 milyon TL’ye ulaştırdı. 

 

Anne bebek sektöründeki yolculuğuna mart ayı sonu itibarıyla Türkiye’deki 273 ve Birleşik Krallık’taki 2 fiziki mağazasıyla devam eden marka, bu dönemde Türkiye’deki mağaza ziyaretçi sayısını 13,1 milyonaebebek.com internet sitesindeki ziyaretçi sayısını ise 40,4 milyon’a çıkardı. Artan ziyaretçi sayısıyla paralel olarak Türkiye’de sattığı toplam ürün adedini de yüzde 9,3 artışla 23,8 milyona yükseltti.

 

Konuya ilişkin açıklamada bulunan Ebebek Mağazacılık A.Ş. Grup CEO’su Halil Erdoğmuş, ebebek olarak, 2025 yılındaki stratejik planlarımız ve operasyonel etkinliğimiz doğrultusunda ilk çeyrek finansallarımızda başarılı sonuçlar elde ettiğimize inanıyoruz. Sürdürülebilir büyüme hedefimize ulaşmak için attığımız adımlar bilgi, deneyim ve tecrübemizin temelini oluştururken bizi geleceğe daha güçlü hazırlıyor. Geçen yılın ikinci yarısından itibaren hedeflerimiz doğrultusunda başladığımız yurt dışı atılımlarımız tüm hızıyla devam ediyor. Birleşik Krallık pazarında, mağazalaşma stratejimiz dahilinde 2025 yılının ilk çeyreğinde Londra’da ikinci fiziki mağazamızı açtık. Yılın geri kalanında Birleşik Krallık’ta 1  mağaza daha açmak için hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. Ayrıca Kuzey Irak’ta mağaza açmak için fizibilite çalışmalarımız devam ediyor. Bu bölgeler önceliklerimiz arasında yer alıyor. Öte yandan yurt içinde de mağazalaşma sürecimiz hızla devam ediyor. 2025’in ilk çeyreği sonu itibarıyla Türkiye’deki mağaza sayımızı 273’e çıkarırken, bu dönemde mağazalarımızda 13,1 milyon ve ebebek.com internet sitemizde 40,4 milyon misafirimizi ağırladık. Ayrıca yılın ilk üç ayında ülkemizde satılan ürün adedi, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 9,3 artış göstererek 23,8 milyona ulaştı.”

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yılmaz Akkılıç Bursa Araştırmaları Ödülleri sahiplerini buldu

Nilüfer Belediyesi ev sahipliğinde bu yıl 15’incisi düzenlenen Yılmaz Akkılıç Bursa Araştırmaları 2024 Ödülü törenle sahiplerine verildi. Saliha Tupal Yeke ile Hayri Aytaş çalışmaları ile ödüle değer görülen isimler oldu.

Bursa’nın kent belleğine ışık tutan önemli araştırmaları desteklemek amacıyla, Nilüfer Belediyesi öncülüğünde, Bursa Gazeteciler Cemiyeti (BGC) ve Akkılıç ailesinin iş birliğiyle 2010 yılından bu yana düzenlenen Yılmaz Akkılıç Bursa Araştırmaları Ödülleri sahiplerini buldu. Akkılıç Kütüphanesi’nde düzenlenen törene Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ve eşi Nuray Özdemir, eski Başbakan Yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır, 20. Dönem Bursa Milletvekili Yahya Şimşek, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanvekili Zafer Milli, Gemlik Belediye Başkanvekili Hüseyin Çelik, Nilüfer Belediyesi Başkan Yardımcıları Okan Şahin ve Emre Karagöz, Nilüfer Belediye Meclisi Üyeleri Demirhan Aslan ve Furkan Yavuz, BGC ve BGC Vakfı eski Başkanı Tahsin Ardıç, Akkılıç ailesi üyeleri ve gazeteciler katıldı. Bursa’nın kültürel ve tarihi değerlerine duyarlı akademisyenler ve araştırmacılar da törende yer aldı.

Programda konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Yılmaz Akkılıç’ın mirasına, anılarına, çalışmalarına sahip çıkmak için çalıştıklarını belirterek, bu yarışmanın da onlardan birisi olduğunu kaydetti. Yarışmaya Bursa’nın tarihi, mimarisi, sosyal ve ekonomik hayatını inceleyen birçok eserin katıldığını söyleyen Başkan Şadi Özdemir, jürinin titiz bir çalışma sergilediğini kaydetti. Ödüle değer görülen eserlerin bastırıldığını da anımsatan Başkan Şadi Özdemir, “Bugüne kadar bu yarışma sayesinde çok sayıda kitap basıldı. Bu gece ödüllendirdiğimiz eserler de önümüzdeki yıl basılarak kütüphanemizde yerini alacak. Emek veren herkese çok teşekkür ederim. Nilüfer Belediyesi olarak Bursa’ya değer katan çalışmalara destek vermeye devam edeceğiz” dedi.

BGC ve BGC Vakfı eski Başkanı Tahsin Ardıç da, 15 yıl önce hayatını kaybeden Yılmaz Akkılıç’ın araştırmalarının kaynak olarak kullanıldığını söyledi. Paydaşlarla birlikte bu ödül töreninin devam etmesinden duyduğu memnuniyeti de ifade eden Ardıç, ödül alanları kutladı. 

Organizasyonda emeği geçenlere teşekkür eden Bursa Büyükşehir Belediye Başkanvekili Zafer Milli ise buradaki çalışmaların takdire şayan olduğunu söyledi. Bursa’nın kadim medeniyetlerin merkezi konumunda olduğunu belirten Milli, her medeniyetin derin izlerinin bulunduğunu kaydetti.

Akkılıç ailesi adına konuşan Yener Akkılıç ise yapılan program nedeniyle emeği geçenlere teşekkür ederek, ödül alanları kutladı.

Konuşmaların ardından Dr. Feza Karaer başkanlığındaki seçici kurulun değerlendirmesi sonucunda 2024 yılı ödülleri sahiplerini buldu. Prof. Dr. Tülin Vural Aslan, Prof. Dr. Alpaslan Türkkan, Doç. Dr. Nilüfer Alkan Günay, Doç. Dr. Elifhan Köse Çal, eğitimci Hande Borçbakan ve gazeteci Hacı Tonak’ın yer aldığı seçici kurul, 32 eseri değerlendirdi. Bu eserler arasında Doktora Kategorisinde “Bursa Muradiye Külliyesi Türbelerinde Gerçekleştirilen Koruma ve Onarım Müdahalelerinin Tarihsel Arka Planı” başlıklı teziyle Saliha Tupal Yeke; Yüksek Lisans Kategorisi’nde ise “Bursa Kumyaka Yerleşimi Geleneksel Kent Dokusu ve Mimarisi: Koruma Sorunlarına Yönelik Çözüm Önerileri” başlıklı teziyle Hayri Aytaş ödülün sahibi oldu. Akademi Dışı Kategori’de ise ödüle layık bir eser bulunamadı. Saliha Tupal Yeke ve Hayri Aytaş, ödüle değer görüldükleri için memnuniyetlerini dile getirerek, yaptıkları çalışmalar hakkında konuklara bilgi verdiler.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türkiye’nin demir çelik ve demirdışı ihracatında zirve İtalya’nın

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın 28-29 Nisan 2025 tarihleri arasında İtalya’yı resmi ziyareti vesilesi ile DEİK organizasyonunda düzenlenen Özel Sektör Heyetine Ege Demir ve Demirdışı Metalle İhracatçıları Birliği adına Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Ertan katılım sağladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ile temaslarda bulunduğu program kapsamında 29 Nisan tarihinde İtalyan firmalar ile özel sektör heyetinde yer alan firmalarımız arasında ikili iş görüşmeleri gerçekleştirildi. 

Demir çelik ve demirdışı metaller ihracatında Türkiye’nin önde gelen ticaret partnerlerinden olan İtalya’ya yaptığı ziyareti değerlendiren Ertan “2025 yılının ilk çeyreği itibariyle Türkiye Geneli demir çelik ve demirdışı metaller ihracatımızda İtalya en çok ihracat yaptığımız ülke konumunda bulunuyor. Uzun bir dönemin ardından en fazla ihracat yapılan pazarımız Almanya’nın yerini İtalya’nın aldığını görüyoruz. Tüm sektörler açısından bakıldığında da ülkemizin İtalya’ya gerçekleştirdiği ihracatta ilk üç sırada Çelik, Çimento ve Demir ve Demirdışı Metaller sektörleri bulunuyor. Ege Bölgesi’nden ihracatta İtalya, Fas ve Almanya’nın ardından üçüncü en büyük pazarımız konumunda yer alırken en fazla ihraç edilen ürünler arasında profil, inşaat aksamı, filmaşin ilk sıralarda yer alıyor. Buradan da anlaşılacağı üzere, demir çelik sektörü ülkemizin İtalya ile ticaretinde çok önemli bir yere sahip. Bu nedenle, iki ülke olarak karşılıklı ticaretimizin güçlenmesi için Avrupa Birliği’nin demir çelik ürünlerimize uyguladığı kotaların kaldırılması, ayrıca ihracat için olmazsa olmaz olan vize konusunda esneklik sağlanması talebimizi yineliyoruz.” dedi.

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın Başbakan Meloni ile yeni ticaret hacmi hedefinin 40 milyar dolar olarak belirlendiğini belirten Ertan, “Sayın Cumhurbaşkanımızın İş Forumunda dile getirdiği konuları ihracatçı firmalar olarak çok önemsiyor ve kendilerine taleplerimizi ilgili makamlara aktardıkları için teşekkürlerimizi sunuyorum. Örneğin gümrük tarifeleri üzerinden yaşanan ticaret savaşlarını takip ediyor ve hem ihracat hem de ülkemiz ekonomisi açısından fırsata çevirmeye çalışıyoruz. Bu dönemde İtalya bizler için önemli bir AB pazarı konumundayken, İtalya’nın da ülkemizi Asya’ya ve Doğu Bölgelere erişim için bir yatırım merkezi olarak benimsemeleri önem arz ediyor. Diğer yandan güvenlik, savunma, yeşil enerji, dijital teknolojiler, akıllı şehirler ve uzay teknolojileri alanlarında da kurulabilecek ortaklıklar her iki ülke ticareti açısından fayda sağlayacaktır. Yakın zamanda Finlandiya İş Forumu’nda ve AB ülkelerine gerçekleşen tüm ziyaretlerde dile getirdiğimiz üzere ticari ve ekonomik ilişkilerimizin potansiyeline ulaşmasında gümrük birliğinin değişen küresel ekonomik koşullara uygun şekilde güncellenmesine ihtiyaç duyulduğu tekrar ifade edildi, konunun en kısa zamanda çözüme ulaştırılmasını arzu ediyoruz. ” dedi. 

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çankaya’da Cihat Aral Sergisi: Pencereden Gelen Soğuk Maviydi

Çankaya Belediyesi, Cihat Aral’ın “Pencereden Gelen Soğuk, Maviydi” sergisini sanatseverlerle buluşturdu. Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde açılışı yapılan sergiye Başkentliler büyük ilgi gösterdi.

 

Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi, Cihat Aral’ın “Pencereden Gelen Soğuk, Maviydi” sergisine ev sahipliği yapıyor. Küratörlüğünü Deniz Karaaziz Şener’in yaptığı sergi, 25 Mayıs’a kadar ziyaret edilebilecek.

 

ARAL: SINAVA GİREN BİR ÖĞRENCİ HEYECANI YAŞIYORUM

Rahatsızlığı nedeniyle sergiye video konferans yoluyla katılan usta sanatçı Aral, bir açılış konuşması gerçekleştirdi. Aral, “Aranızda bulunamamaktan dolayı üzüntü duyuyorum. Sağlık sorunlarım oraya gelmemi maalesef engelledi, sizlerden özür diliyorum. Bu sergiyi oluşturan düşünce, bu sergiyi gerçekleştiren emek, bu sergiyi ortaya koyan süreçler adına kendimi sınava giren bir öğrenci gibi hissetmenin heyecanını yaşıyorum.” dedi.

 

ARAL’DAN DUYGULARLA ÖRÜLMÜŞ BİR SERGİ

Resim sanatının topluma duyulan bir sorumluluk olduğunu dile getiren Aral, “Ben bu sorumluluğu her seferinde hissediyorum. Her defasında iç dünyamı ve sonucunda ortaya çıkan eserleri sorguladım. Şimdi kendi adıma bir şeyler anlatmaya çalışıyorum ama benim adıma beni anlatacak şeyler orada, duvarlarda. Hayatım boyunca gerçekleştirdiğim süreçleri size resim olarak sunuyorum. İnsan yaşamındaki gelişim süreçlerini birer tema üzerinden anlatmaya çalıştım. Sergimin gerçekleşmesinde emeği geçen herkese ve Çankaya Belediyesine teşekkür ediyorum. Resimler, dönem dönem ne söylemek istediğimi anlatacaktır. Sizinle onlar aracılığıyla diyalog kuracağız.” diye konuştu.

 

Sergiye video konferans yoluyla bağlanan Cihat Aral’ın ardından, kendisini temsilen katılan oğlu Yiğit Aral ise konuşmasında “Boynuz kulağı geçemedi.” ifadesiyle babasından övgüyle söz ederek, bir döneme ışık tutan Cihat Aral’ı ve eserlerinin önemini, ayrıca nasıl yorumlanması gerektiğini dile getirdi.

 

UMUDA, İYİYE VE GÜZELE OLAN TUTKU

Cihat Aral, sergisinde birey olma savaşını veren insanın tragedyasını eserlerine yansıtıyor. İlk bakışta bir insanlık dramı gibi algılansa da çalışmalarındaki figüratif ögelerin arka planında, insan sevgisiyle beslenen umudu; iyiye ve güzele olan tutkuyu yorumlayan Aral, bellekte kalan buruk bir özlem ve tedirginlik halini eserlerinde resmediyor. Geçmişten günümüze, özellikle mayıs ayında gerçekleşen ve bir döneme damgasını vurmuş sosyopolitik olayları çizgilerine taşıyan Aral’ın resimleri, ilkel bir gerçekliğe ve şematizmin kolaycılığına teslim olmadan; düşünsel ve pratik kaygıların odağında yetkinleştirilmeye çalışılan bir deneyimi ziyaretçileriyle paylaşıyor.

 

Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde açılışı yapılan sergi, 25 Mayıs tarihine kadar tüm hafta boyunca saat 09.00-20.00 arasında ücretsiz olarak ziyaret edilebilecek.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çankaya’da Mayıs Rengârenk

Çankaya Belediyesi, mayıs ayında birbirinden renkli etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Ay boyunca Uluslararası İşçi Filmleri Festivali ile başlayacak etkinlikler kapsamında sergi, konser ve festivaller Başkentlilerle buluşacak. Çankaya, bu ay üç film ve belgesel festivaline birden ev sahipliği yapacak.

 

Çankaya Belediyesi, her ay olduğu gibi mayıs ayında da sanatseverlere rengârenk bir kültür ve sanat programı sunuyor. Çankaya’nın festival ayı olan mayısta, tam üç film ve belgesel festivali Başkentlilerle buluşacak. Festivallerin ilki, bu yıl 20. yaşını kutlayan Uluslararası İşçi Filmleri Festivali olacak. 1 Mayıs’ta başlayacak festivalde, 17 ülkeden 81 film sinemaseverlerle buluşacak. 59 yerli ve 22 yabancı filmin yer aldığı festival, her yıl olduğu gibi bu yıl da ücretsiz olarak izlenebilecek. Ankara’da, Çankaya Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşecek festival, İstanbul ve İzmir’de de düzenlenecek. 11 Mayıs’a kadar sürecek festivalin Ankara açılış filmi, Dr. İsmail Beşikçi’nin hayatını anlatan “Bizim İsmail” olacak. Filmin yönetmeni Fatin Kanat, saat 18.00’de Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’ndeki açılış gecesinde izleyiciyle buluşacak.

 

ANADOLU YABAN HAYATI FESTİVALDE

Uluslararası İşçi Filmleri Festivali’nin ardından Çankaya, 15 Mayıs’ta Uluslararası Yaban Hayatı Belgesel Festivali’ne ev sahipliği yapacak. İlk kez sanatseverlerle buluşacak Ankara Uluslararası Yaban Hayatı Belgesel Film Festivali, doğanın büyüleyici dünyasını sinema perdesine taşıyacak. Anadolu’nun eşsiz yaban hayatına dikkat çekmek, doğa koruma çalışmalarına katkı sağlamak ve yaban hayatı belgeselciliğinin gelişimini desteklemek amacıyla düzenlenen bu festival, dünyanın dört bir yanından belgeselcileri ve doğaseverleri bir araya getirecek.

 

‘ÇOCUK DİYARI’ 8 YAŞINDA

Mayıs ayındaki festivallerin sonuncusu ise bu yıl 8. yaşını kutlayan Uluslararası Çocuk Diyarı Film Festivali olacak. Ay sonunda gerçekleşecek film gösterimleri öncesinde, Çankaya Belediyesi 23 Mayıs günü Çocuk Diyarı Film Festivali Çocuk Şöleni’ne de ev sahipliği yapacak. Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde düzenlenecek şölen; tiyatro, konser ve yüz boyama etkinlikleriyle renklenecek.

 

MAYIS’TA 7 SERGİ

Çankaya, mayıs ayında üç festivalin yanı sıra yedi yeni sergiye de ev sahipliği yapacak. Sergi fırtınası, 1 Mayıs’ta ünlü sanatçı Cihat Aral’ın “Pencereden Gelen Soğuk, Maviydi” başlığını taşıyan yeni sergisiyle başlayacak. 1-25 Mayıs 2025 tarihleri arasında Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde yer alacak sergide Aral, sanatseverleri yalnızca estetik bir deneyime değil, insani bir duyarlılıkla yüzleşmeye de davet ediyor.

 

ORHAN TAYLAN’A VEFA

Sergi programı, Aral’ın ardından bu kez de ünlü ressam ve heykeltıraş Orhan Taylan ile sürecek. Taylan’ın resim ve heykellerinden oluşacak büyük sergi, 6 Mayıs’ta Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde sanatseverlerle buluşacak. 2023 yılında aramızdan ayrılan ve 1 Mayıs kutlamalarının simge afişi – dünyayı avuçlarına alıp havaya kaldıran nasırlı eller – ile tanınan Orhan Taylan’ın bu dev sergisi, 25 Mayıs’a kadar Başkentlilerin ziyaretine açık olacak.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı