Başkan Tugay: Gastronomik zenginliğimizi dünyaya tanıtmalıyız

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay eşi Öznur Tugay ile bu yıl 8’incisi düzenlenen İzmir Gastrofest’e katıldı. İzmir’in zengin bir mutfak kültürüne sahip olduğunu ve bu niteliğiyle Avrupa’ya çok şey kattığını vurgulayan Tugay, “Bu zenginliği dünyaya tanıtmak, hem bu kültürü bugünlere getirenlere karşı borcumuz, hem de bugün üretenlerin hakkını daha fazla alması için bir ihtiyaç. İzmir’in hak ettiği saygınlığı kazanması açısından da önemli” dedi. 

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay eşi Öznur Tugay ile Kültür ve Turizm Bakanlığı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla Tarihi Havagazı Fabrikası’nda bu yıl 8’incisi düzenlenen İzmir GastroFest’e katıldı. Ege Bölgesi’nin mutfağını tanıtarak gastronomik değerleri ile ön plana çıkan marka bir kent yaratmak amacıyla “Yemek ve Sanat” temasıyla düzenlenen festivalde ayrıca Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan, gazeteciler, yemek yazarları, şefler ve sanatçılar da yer aldı. Festivalde Ege mutfağının lezzetleri tanıtıldı.

“İzmir bu niteliği ile Avrupa’ya da çok şey kattı” 
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, gastronominin çalışmaları arasında en önemli başlıklardan biri olduğunu vurgulayarak “Bizler üzerinde yaşadığımız coğrafyanın, içinde yaşadığımız kentin dünyada eşi benzeri bulunmadığını bilenlerdeniz. İzmir yüz yıllar, belki de bin yıllar boyunca Anadolu ve Anadolu’nun doğusundan gelen her şeyin, Avrupa’ya, dünyaya taşındığı liman şehri. Her zaman bu niteliği ile Avrupa’ya da çok şey kattı. Kahveyi, Avrupa İzmir Limanı’ndan gönderilen ürünlerle tanıdı” dedi.

“En güzel şiirlerin yazıldığı coğrafya”
İzmir’in inanılmaz bir gastronomi kültürüne sahip olduğunu belirten Tugay, “Biz Akdeniz şehriyiz. En güzel şiirlerin yazıldığı coğrafya. En güzel şarkıların bestelendiği yer. Dünyada en güzel ve öncelikli şarapların yapıldığı topraklarda olduğumuzu biliyoruz. İzmir, Akdeniz’in kalbinde tarih boyunca hem bereketin, hem de zengin mutfakların simgesi olan bir kent. Yüz yıllar boyunca farklı coğrafyalardan gelen insanların getirdiği tariflerle, alışkanlıklarla yoğrulan bir liman kenti. Bu harmoni içerisinde kendine has kültürünü de her zaman koruyan bir coğrafya. Her ilçemiz, mutfak kültürünün ayrı bir hikayesini anlatıyor. Ancak bu zenginliği korumanın ötesine geçmemiz gerekiyor. Bizim kültürümüzün en büyük eksiği, ülkeye ve dünyaya bu kültürü tanıtmakla ilgili yeterince çaba göstermiyor oluşumuz” diye konuştu. 

Coğrafi işaretli 45 tarımsal ürün
İzmir’de coğrafi işaretli 45 tarımsal ürün bulunduğuna ve bunları üretmenin ötesinde tanıtma konusunda biraz daha çaba gösterilmesinin gerekli olduğuna değinen Başkan Tugay, “Mutfağımız Akdeniz’in bir yönüyle en sade, diğer tarafı ile de en zengin mutfaklarından biri. Bu zenginliği dünyaya tanıtmak, bu kültürü bugünlere getirenlere karşı borcumuz. Günümüzde üretenlerin daha fazla haklarını almaları için de bir ihtiyaç ve İzmir’in hak ettiği saygınlığı kazanması açısından önemli. Bu nedenle bu tür etkinliklere ihtiyacımız var. Bizim yapmamız gereken, sahip olduğumuz değerleri daha fazla tanıtmak” diye konuştu. 

“Çevre, açlık, iklim değişikliği, zorunlu göçler öncelikli konularımız oldu”
8 yılda çok iyi sonuçlara ulaştıklarını anlatan İtaltur Kurucu Ortak ve Genel Müdürü Hande Arslanalp ise “Sizlerle birlikte büyüdük ve geliştik. İnsan olarak unuttuklarımızı insanlığın hafızasına kazımak, geleceğe miras bırakmak istiyoruz. Bunları konuşurken yaşadığımız zorlukları, dünyamızın sorunlarını hiç unutmadık. Çevre, açlık, iklim değişikliği, zorunlu göçler öncelikli konularımız oldu. Karbon ayak izimizi hesapladık. Sürdürülebilir bir yaşam için değerli reçeteler bu sahneden hep paylaşıldı. Bu yıl gastronominin çevresine yeni bir ağ örmek ve etkisinin, etkileşiminin nerelere doğru yayılacağını sizlerle deneyimlemek için böyle bir tema seçtik. Hepimiz bir sofranın etrafında toplanıyoruz. Bu bir şenlik sofrası. Çeşitli fikirleri paylaşıyoruz, tartışıyoruz. Değişik yemekleri tadıyoruz, yemek pişiriyoruz, film seyrediyoruz, caz dinliyoruz, dans ediyoruz. İşte festivalin güzelliği, keyfi, eğlencesi, dostluğu…” dedi. 

“Her tabak aynı zamanda kültürel bir zenginlik sunar”
İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah Salkım da yemek ve sanat teması ile buluştuklarına değinerek “Çünkü biz biliyoruz ki yemek sadece bir beslenme şekli değil, aynı zamanda kültürün dili, coğrafyanın hafızası, sanatın ifadesidir. Her tabak aynı zamanda kültürel bir zenginlik sunar. Kadim Anadolu bu anlamda büyük zenginliklere ev sahipliği yapıyor. Ege Bölgesi de benzer şekilde endemik bitkileri, yöresel hikayeleri olan yemekleri ile binlerce yıldır kentin öyküsünü anlatıyor” dedi. Başkan Tugay, konuşmaların ardından stantları ziyaret etti. 
Festival; söyleşiler, tadımlar, yemek atölyeleri gibi etkinliklerle tüm gün devam edecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Başkan Pekyatırmacı’dan Yeni Nesil Şehir Kütüphanesi’ne ziyaret

Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı,  Yeni Nesil Şehir Kütüphanesi’ni ziyaret ederek gençlerle bir araya geldi.

Başkan Pekyatırmacı vize sınavlarına hazırlanan öğrencilere başarılar dileyerek tatlı ikramında bulundu.

Selçuklu Belediyesi tarafından Bosna Hersek Mahallesi’ne kazandırılan ve Konya’da kütüphanecilik kavramına yeni bir soluk getiren Yeni Nesil Şehir Kütüphanesi yeni eğitim döneminde de öğrencilerin uğrak mekanı olmaya devam ediyor. Vize sınavları döneminde yoğunluğu daha da artan kütüphaneyi Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı Selçuklu Gençlik Meclisi ile birlikte ziyaret etti.  Ziyarette ders çalışan  öğrencilerle sohbet eden Başkan Pekyatırmacı, onlarla tek tek görüşerek sınavlarında başarılar diledi. Yeni Nesil Şehir Kütüphanesi’nin sunduğu imkânlardan memnuniyet duyduklarını ifade eden öğrenciler ise Başkan Pekyatırmacı’ya sağlanan hizmetler için teşekkür etti.

Başkan Pekyatırmacı: “Tamamen dijitalleşen Yeni Nesil Şehir Kütüphanemiz kullanıcılarına büyük kolaylıklar sağlıyor”

Selçuklu’da öğrencilerin sosyal, kültürel ve bilimsel faaliyetlerini gerçekleştirebilecekleri önemli mekanlar bulunduğunu ifade eden Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, “Yeni Nesil Şehir Kütüphanemiz, öğrencilerin en çok tercih ettiği mekânlardan bir tanesi olmaya devam ediyor. Konya’da kütüphane kavramına farklı bir boyut kazandıran merkezin sunduğu konforlu imkanlardan sadece öğrencilerimiz değil her yaştan kitapseverimiz faydalanabiliyor.  Vize döneminde 7/24 hizmet veren kütüphanemiz çocuk kütüphanesi ile birlikte 65 bin 125 üye sayısına sahip ve tamamen dijitalleşerek kullanıcılarına büyük kolaylıklar sağlıyor. Açıldığı günden bu yana 1 milyonu aşkın ziyaretçi sayısına ulaşan merkez, yılda 450 bin kişiye hizmet sunuyor. Günden güne artan üye sayısının yanı sıra 10 bin 544 Yeni Nesil Şehir Kütüphanesi, 48 bin 535 diğer kitaplar olmak üzere toplam 59 bin 079 kitap sayısı ile de önemli bir potansiyele sahip. Kütüphanemizden aktif olarak yararlanan öğrencilerimizin memnuniyetini görmek ne kadar doğru bir yatırım yaptığımızın en güzel göstergesi oluyor ve bizleri memnun ediyor. Selçuklu Belediyesi olarak çocuklarımız ve gençlerimizin her zaman yanında ve destekçisi olmaya, onlar için yeni projeler üretmeye devam edeceğiz” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Edebiyatın Kalbi Osmangazi’de Atıyor

Osmangazi Belediyesi tarafından bu yıl 1’incisi düzenlenen Osmangazi Kitap Fuarı Osmangazi Meydanı’nda düzenlenen törenle kapılarını açtı. 

Osmangazi Belediyesi, bu yıl ilk kez YAYKOOP (Yayıncılar Kooperatifi) iş birliğiyle düzenlediği Osmangazi Kitap Fuarı ile okumayı alışkanlıktan öte bir kültüre dönüştürüyor. “Edebiyatın Kalbi, Osmangazi” sloganıyla Osmangazi Meydanı’nda kapılarını açan fuar 1-9 Kasım tarihlerinde 80’den fazla yayın evi, 156 yayın evi markası, 60 yazarın katılımı ve 40 keyifli söyleşiyle 9 gün boyunca 10:00 ile 20:00 saatleri arasında kitap severlere açık olacak. 

Osmangazi Kitap Fuarı açılışına Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, Bursa Büyükşehir Başkan Vekili Mustafa Orkun Gazioğlu, CHP Osmangazi İlçe Başkanı Raşit Gürbüz, Atatürkçü Düşünce Derneği Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Gürhan Akdoğan, YAYKOOP Yönetim Kurulu Başkanı Elif Akkaya, Yazarlar Saygı Öztürk, Tuna Kiremitçi, Sinan Meydan, Nermin Bezmen, Serhan Asker, Ahmet Erdönmez ile belediye başkan yardımcıları ve kitap severler katıldı. Açılışın ardından Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın ve protokol üyeleri stantlarını tek tek gezdi. Tuna Kiremitçi’nin müzikli söyleşisiyle başlayan fuarda, Saygı Öztürk, Sinan Meydan, Nermin Bezmen, Serhan Asker, söyleşi ve imza günü düzenleyerek okurlarıyla bir araya geldi.  

2 Kasım Pazar günü Murat Menteş “Roman Kanunları”, Gaye Boralıoğlu “Edebiyat ve Hakikat”, Çiğdem Toker ile Filiz Gazi “Bir Türkiye Panaroması”,3 Kasım Pazartesi günü Ekrem Hayri Peker de, “Tarihin Aynasında Bursa” konularına değinecek. 4 Kasım Salı günü Erdem Seçmen “Kendi Öykülerini Yaz”, Melisa Kesmez “Çiçeklenmeler: Bir Büyüme Hikayesi”, Osman Çaklı ve Sadık Güleç “Yeni Nesil Çeteler: İki Gazeteci Anlatıyor” söyleşileriyle fuarın kültürel zenginliğine katkı sunacak.

Bunun yanı sıra 5 Kasım Çarşamba günü Aylin Balboa ve Barış İnce “Yeni Nesil Edebiyat”, İsmail Güzelsoy “Okumanın Psikolojisi” konularını aktarırken, Özlem Gürses lösemi haftası nedeniyle LÖDER Başkanı Prof. Dr. Adalet Meral Güneş’i ağırlayacak. 6 Kasım Perşembe günü Kezban Küçük “Çocuklar için Anlayarak ve Hızlı Okuma”, Moriwaki Yoshinori “Türkiye ve Deprem Gerçeği”, İhsan Eliaçık “Sosyal İslam”, 7 Kasım Cuma günü Şükrü Erbaş “Şiirin Kaynaklarına Bir Bakış: Ben Annemin Hecesiyim”, Latife Tekin “Sevgili Arsız Ölümden Zamansıza”, Mine Söğüt ve Ayşen Şahin “Özgür Düşünce ve Fikir İşçiliği” temalarında konuşacak.

Söyleşilerden imza günlerine, atölyelerden çocuk etkinliklerine kadar geniş bir yelpazede kültürel şölen yaşatacak Osmangazi Kitap Fuarı, 8 Kasım Cumartesi günü Irmak Zileli “Şimdi Buradaydı ile Roman Üzerinden İçimizdeki Karanlığa Meraklı Bir Bakış”, Dr. Meral Saklayan “Yaşar Kemal Edebiyatı”, Emre Kongar “Devrim Sosyolojisi Açısından Cumhuriyet ve Atatürk”, Tarık Tufan “Edebiyat Hayat, Memat” ve 9 Kasım Pazar günü ise Ezgin Kılıç “Kitabın Kalbe Yolculuğu”, İnci Bakan Kıraç “Organik Resim Atölyesi”, Buket Uzuner “Türk Edebiyatında 50’nci Yıl” konuşmalarıyla son bulacak.

“Cehaleti Yenmenin Bir Tek Yolu var Kitap ve Eğitim” 

Osmangazi Kitap Fuarı’nın açılışında konuşan Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, “Şuanda içinde bulunduğumuz hem ülkemizin hem de dünyanın konjonktüre baktığımızda cehaleti yenmenin bir tek yolu var kitap, eğitim ve bu alışkanlıkları küçük yaşlarda kazandırmaktan geçiyor.  Kelimelerin gücü bilginin aydınlığı ve edebiyatın birleştirici ruhu bizi daima adil, daha bilinçli ve umutlu dünyaya taşıyarak benliğimize nefes olur. Fuarda 80’den fazla yayın evi 156 yayın evi markası, 60 yazar ve 40 keyifli söyleşiyle 9 gün boyunca birlikte olacağız. Kitap fuarımız hayırlı uğurlu olsun” dedi. 

Osmangazi Belediyesi tarafından düzenlenen 1’inci kitap fuarını ziyaret eden kitap severler böyle güzel bir fuarı düzenlediği için Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’a teşekkür etti. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Nilüfer Belediyesi’nden çocukların ekolojik farkındalığına sanat desteği

Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği Müfredat Dışı Çocuk Sanat Programı sonrası ortaya çıkan eserler, “Bir Tohumla Başlar” isimli sergiyle izlenime açıldı. Sergide, çocukların doğa ve çevreyle kurduğu derin ilişkiyi yansıtan özgün çalışmalar yer alıyor.

Nilüfer Belediyesi’nin bu yıl 2’ncisini düzenlediği Müfredat Dışı Çocuk Sanat Programı’nın çıktıları, “Bir Tohumla Başlar” isimli sergiyle sanatseverlerle buluştu. Misi Sanatevi’nde disiplinlerarası sanatçılarla gerçekleştirilen program, çocuklara doğada keşifler yaparak, topladıkları malzemelerle üretim yapma fırsatı sundu. Bu süreçte çocuklar; gözlem, hayal gücü ve iş birliğini iç içe deneyimlediler. “Bir Tohumla Başlar” sergisi, çocukların elde ettikleri ekolojik farkındalıklarını ve umut dolu yaratıcı yaklaşımlarını görünür kılıyor.

Nazım Hikmet Kültürevi’ndeki serginin açılışına Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Bukle Erman, çocuklar, aileleri ve sanatseverler yoğun ilgi gösterdi. Açılışta konuşan Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Bukle Erman, merakla beklediği bir sergiye katıldığını dile getirdi. Çalışmaların hepsinin özenle hazırlandığını ifade eden Erman, programın çocuklara çevreleriyle iletişim kurmayı ve incelemeyi öğrettiğini vurguladı. Çocuklara burada aldıkları eğitimleri sürdürmelerini isteyen Erman, “Çevrenize dikkat kesilmeyi, iletişim kurmayı öğrendiniz. Bundan sonra da çok başarılı işler yapacaksınız. Kazanılan bu beceriler, derslerinize de pozitif etki yaratacak. Sanat çalışmalarında da başarılı işler yapacağınıza inanıyorum” diye konuştu.

Emeği geçenlere teşekkür eden Erman, çocukları da tebrik etti. Konuşmaların ardından sergi izlenime açıldı. Çocukların gözlem ve hayal güçlerinden oluşan eserlerin yer aldığı sergi, 30 Kasım’a kadar ziyaret edilebilecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Altın Portakal’ın galibi ‘Tavşan İmparatorluğu’

Sinema sektörünü ve seyircileri büyük bir coşkuyla buluşturan  62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin galibi; “Tavşan İmparatorluğu” 

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nce ‘kalpten’ mottosuyla gerçekleştirilen 62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali; sinemacılar, seyirciler ve tüm katılımcılara film, hayal ve umut dolu bir hafta bırakarak veda etti. Cam Piramit’te düzenlenen ve Nefise Karatay ile Alpdoğan Esenoğlu’nun sunduğu gecede Altın Portakal’lar sahiplerini buldu. 

Geceye damgasını vuran film, Seyfettin Tokmak’ın yönettiği “Tavşan İmparatorluğu” oldu. “Tavşan İmparatorluğu”; En İyi Film, En İyi Yönetmen, Film- Yön En İyi Yönetmen, En İyi Görüntü Yönetimi, En İyi Sanat Yönetimi, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ve Sungu Çapan Sinema Yazarları Jürisi olmak üzere geceden toplam 7 Altın Portakal’la ayrıldı. 

Ödül töreni, üzücü bir haberle, Türk sinemasının emektar isimlerinden, oyuncu Engin Çağlar’ın, dün bir kazada hayatını kaybetmesi haberiyle başladı. Haberi paylaşan Karatay; sanatçıya rahmet, sevenleri ve sanat camiasına da sabır dileklerini sundu. Gecede ilk olarak Muhittin Böcek’in mektubu okundu. “Bugün aranızda olamasam da bilin ki kalbim; her sahnenin, her alkışın, her gözyaşının içindedir” diyen Böcek’in mesajı, şöyle devam etti: “Altın Portakal, yalnızca bir festival değildir. O, bu şehrin vicdanıdır. Adaletin, umudun, emeğin ve yaratıcılığın buluştuğu en sıcak kalptir. Ve hiçbir duvar, hiçbir mesafe, bu kalbin atışını durduramaz. Sizin alkışınız buraya kadar ulaşıyor. İyi ki varsınız, iyi ki Altın Portakal var”

Daha sonra sahneye gelen Festival Başkanı ve Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Büşra Özdemir, “Bu akşam yalnızca bir festivalin finalinde değil bir umudun, bir emeğin, bir hayalin kutlamasındayız” diyerek sözlerine başladı. “Bugün bu salondan hepimiz büyük bir gururla ayrılacağız. Çünkü Altın Portakal’da yalnızca filmleri değil emeği, inancı ve kalpten gelen dayanışmayı da izledik” diyen Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü: “Festivalimizin her karesinde emeğiyle var olan herkese teşekkür ediyorum. Ve bir teşekkür de bu kentte sanatı, kültürü, üretimi ve dayanışmayı büyüten, Altın Portakal’ı özüne döndüren, yeniden halkla buluşturan Muhittin başkanımıza! Kalpten çıkılan her yolun sonu güzel, kalpten yapılan her şey özeldir. Hiç şüphesiz ki sinemanın en parlak sahnesi de Antalya olmaya devam edecektir. Özgür ve güzel günlerde; yeniden buluşmak dileğiyle; yaşasın sanat, yaşasın sinema, yaşasın Altın Portakal!”

Gecede sinemaseverleri selamlayan Ulusal Jüri Başkanı yönetmen- yapımcı Ömer Vargı; Altın Portakal’a ilk gelişinin üzerinden yarım asır geçtiğini belirterek o günleri paylaştı: “20 yaşındaydım, ustam Şerif Gören’in ilk filmi “Endişe”de tek asistan olarak çalıştım. O filmle ustam; en iyi film ve en iyi yönetmen ödülleri kazandı. Ben festivale gelememiştim ama ‘benim de bir payım var bu filmde’ demiştim. Ustamı da saygı ve sevgiyle anıyorum. Bizler filmcileriz, işimizi iyi yapıyorsak başarılıyızdır. Ama bazı meslekler vardır ki onların hata yapma hakkı yoktur. Mesela bir hakim; adalet duygusunu içimizde saklamak zorundadır” 

Altın Portakal, “Tavşan İmparatorluğu”nun

62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde; Ömer Vargı başkanlığında, Aydın Sarıoğlu, Beren Saat, Engin Alkan, Mircan Kaya, Sevin Okyay ve Zeynep Koloğlu’ndan oluşan Ulusal Uzun Metraj Jürisi; Seyfettin Tokmak’ın yönettiği “Tavşan İmparatorluğu”nu En İyi Film dahil 5 dalda ödüle layık buldu. 

Festival Başkanı Büşra Özdemir ve Ulusal Jüri Başkanı Ömer Vargı’dan En İyi Film ödülünü alan yönetmen Seyfettin Tokmak; “Filmimizin gösterim yolculuğu Talinn’de başladı, ardından pek çok ülkede gösterildi, çok güzel duygularla karşılandı. Ama burada nasıl karşılanacağımıza dair dehşetengiz duygular yaşıyordum! Bu geceyi hiç unutmayacağım; daha büyük ödül olamazdı” diyerek jüriye ve festivale teşekkür etti. 

Seyfettin Tokmak, En iyi Yönetmen ödülünü ise sinema yazarı Sevin Okyay’ın elinden aldı ve şöyle konuştu: “Yaklaşık iki üç yılım Ümraniye Cezaevi’nde geçti, çocuklara gönüllü sinema öğretmenliği yaptım. Çocuklarda yoğun depresyon vardı, ilaç almış gibiydi yarısı. Beni bu filmi yapmaya o duygu götürdü. Karanlığa, erkek dünyasının şiddetine karşı inatla hayvanların dünyasına dalması, direniş göstermesi çok kıymetliydi, çocuk karakterin. Hayatım boyunca zorluk çeken çocuklar gördüm. Yaşar Kemal’in ‘Çocuklar İnsandır’ kitabı çok önemli; Yaşar Kemal için alıyorum bu ödülü” 

Doç. Dr. Gül Yaşartürk, Prof. Müjgan Yıldırım ve Prof. Bojidar Manov’dan oluşan Sungu Çapan Sinema Yazarları Ulusal Jürisi’nin de kararı, “Tavşan İmparatorluğu’ndan yanaydı.  

Mehmet Aslantuğ’un açıkladığı En İyi Senaryo Ödülü ise “Sahibinden Rahmet” filmiyle Emre Sert ve Gözde Yetişkin’in oldu. Sert, ödülü; “Bu zor dönemlerde bütün baskılara rağmen film yapma cesareti gösteren tüm sinemacı arkadaşlarımızla paylaşıyoruz” diyerek aldı. 

“Parçalı Yıllar” ile En İyi Müzik Ödülü’nü kazanan İrsel Çivit ise ödülünü, Mircan Kaya’nın elinden aldı. Çivit, “Aklımın ucundan geçmezdi. 16-17 ülkede ödül aldım, kendi ülkemde ilk defa görünür oldum; bu çok kıymetli. İşimi yaparken kafamın içindeki sesin duyulmasından duyduğum hazzı hiçbir şeyden duymadım. Bunun için eşime, kızıma, anneme teşekkür ederim. Sanat yaparak dünyayı kurtarmayız ama bütün bunları yapacak olan insanlara ilham verebiliriz, o yüzden çok kıymetli” dedi. 

Ulusal Jüri üyelerinden Aydın Sarıoğlu’nun açıkladığı, En İyi Kurgu Ödülü’nün sahibi, “Noir” filmindeki çalışmasıyla Şöhret Tandoğdu ve Deniz Çizmeci olurken ödülü; filmin  yapımcısı Özlem Öçalmaz aldı. Öçalmaz, “Bu ülkede çok fazla anne, çocuğunu kaybediyor, failler hâlâ sokaklarda. Ahmet Minguizzi’nin annesinin cesur adımlarının hepimize ışık olmasını diliyorum ve bu ödülü ona adıyorum” dedi. 

Gecede En İyi Sanat Yönetimi ödülü de “Tavşan İmparatorluğu” ile Tora Aghabayova’nın oldu. Törene katılamayan Aghabayova’nın ödülünü, filmin yönetmeni Seyfettin Tokmak aldı. Tokmak; “Tora, Berlin’de yaşayan bir Azeri. Filmin insansı, masalsı dünyasını kurmamızdaki en kıymetli kişi. Filmi çekmeden önce amacım; bu filmi kadınlarla yapmaktı. Özellikle ekibi kadınlardan seçerek çok doğru bir karar verdiğimi düşünüyorum” dedi.  

En İyi Görüntü Yönetimi ödülünün sahibi de yine “Tavşan İmparatorluğu” ile Claudia Becerril Bulos oldu. Bulos adına sahneye gelen yönetmen Seyfettin Tokmak; “Claudia’dan bahsetmeliyim: Düşünün ki Elazığlı bir adam, Meksikalı bir görüntü yönetmeninin peşine düşmüş. Bunun en büyük motivasyonu da eşim! Claudia, görüntü yönetmeni olmak için doğmuş!” sözleriyle ödülü teslim aldı.  

“Parçalı Yıllar” filmindeki performansıyla Yetkin Dikinciler, En İyi Erkek Oyuncu seçildi. Ödülünü Beren Saat’ten alan usta oyuncu, teşekkür konuşmasında şunları söyledi: “Birazcık kutsal bir şeylerden bahsedeceğim. Yaptığımız iş kutsal olmayabilir belki ama zaten yapılan işlerin değerini, kendi başına o işin adı söylemez, diye düşünüyorum; o işin nasıl ve ne için yapıldığı önemlidir. Ben mesela eşime ve kızıma; oyuna gidiyorum, turneye gidiyorum, senin ödevinden vazgeçiyorum, sana sarılıp uyumaktan vazgeçiyorum, dedim. Basit ama daha değerli şeyler var hayatta. Şu hayatta acaba onurlu, insanca ve özgürce yaşam hakkından daha değerli ne olabilir? Ve bunun için vazgeçenlere, feda edenlere teşekkürlerim ve selamlarımla!” 

En İyi Kadın Oyuncu Ödülü ise “Erken Kış” filmindeki rolüyle Leyla Tanlar’ın oldu. Ödülünü, Engin Alkan’dan alan Tanlar, “Hayatta her yerde olduğu gibi hikâyelerde de kadınlara biçilen rol; arta kalan oluyor hep. Bütün bu gerçeklik içinde boğulmadan var olmaya çalışırken böyle bir rol yazıp bana emanet eden yönetmenime ve annesine çok teşekkür ediyorum” dedi. 

“Kanto” filmindeki rolüyle En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülünü, oyuncu Engin Alkan’dan alan usta oyuncu Yıldız Kültür, duygularını; “Kalbim yerinden çıkacak; hiç böyle bir şey beklemiyordum. Koşarak geldim ki bunu elimden kimse kapmasın. Ödülü; sevgi, barış ve özgürlük adına kaldırıyorum” sözleriyle paylaştı. En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü de “Tavşan İmparatorluğu” filmiyle Sermet Yeşil’in oldu. Yeşil adına ödülü, filmin yönetmeni Seyfettin Tokmak alırken “Ben ona ‘ödül törenine gel’ demiştim. Dizisi var diye gelmedi. Dünyanın en güzel şeyiydi onunla çalışmak; o kadar profesyonel ki… Karlar içinde kamyon itmiş bir oyuncudur, bütün ekiple çok iyi çalıştı” şeklinde konuştu.   

Behlül Dal İlk Film Ödülü, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kültür ve Turizmden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülşah Deniz Atalar tarafından “Sahibinden Rahmet” filminin  yönetmenleri Emre Sert ve Gözde Yetişkin’e verildi.  

“Tavşan İmparatorluğu” filmiyle; Serdar Akar, Nazif Tunç ve Seçkin Yasar’dan oluşan, Film- Yön Ödülü’nün de sahibi olan Seyfettin Tokmak, hislerini “Mucize gibi! Ölecek miyim acaba? Son günüm mü? Çok değerli yönetmenlerden bu ödülü almak… İnsanın, emeğinin karşılığını alması kadar güzel bir şey yok; sonsuz teşekkürler” sözleriyle ifade etti.  

Dr. Avni Tolunay Jüri Özel Ödülü ise oyuncu Mahmut Cevher tarafından “Aldığımız Nefes” filminin yapımcıları Şeyhmus Altun ve Fevziye Hazal Yazan’a verildi. Yazan; “Başka ülkelerde gösterildi ama Türkiye’de ilk festivalimiz. Kendi ülkemizde anlaşılmak çok önemli” sözleriyle ödülünü aldı.  

Sinemada kadın emeğini desteklemek adına verilen Cahide Sonku Ödülü’nü sunan Mircan Kaya ve Zeynep Koloğlu; ödülü üç sanatçıya sunduklarını açıkladı. Buna göre Cahide Sonku Ödülü’nü; “Parçalı Yıllar” ile Bilge Şen ve “Bağlar, Kökler ve Tutkular” ile Ezgi Yaren Karademir ve Nanaz Bahram paylaştı. Usta sanatçı Bilge Şen’in teşekkür konuşması, gecenin en renkli anlarına sahne oldu. 

“Antalya Film Festivali başladığında 19 yaşındaydım. Şimdiye kadar kısa metraj filmlerle gelmiştim ama ilk defa bir uzun metrajla buraya geldim bugün” diye söze başlayan Şen, önce “Parçalı Yıllar” ekibine ismen tek tek teşekkür etti. Türk sinemasındaki erotik film furyası dönemini anlatan filmdeki rolü için “Soydular beni bu filmde! 80 yaşında kadın soyulur mu? Ben 20 yaşındayken soyunmadım. Hele bu Yetkin (Dikinciler) mıncık mıncık mıncıkladı beni!” diyerek konukları gülümseten Şen, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“65’inci senem; halen çalışıyorum. Bazen konuk oyuncu, bazen birkaç bölüm oynuyorum. Yukardakiler milyon alıyor, biz alıyoruz 5 bin 10 bin. Huyum kurusun; mikrofon gördüm mü dayanamıyorum. Bunun yanı sıra Devlet Sanatçısıyım, Devlet Konservatuvarı mezunuyum. Berlin Ensemble mezunuyum. Actors Studio mezunuyum. Tiyatroyu hiçbir şeye değişmem! 

Şimdi ne yapıyorum; devlet bana o kadar az maaş veriyor ki, yoksulluk sınırının altında yaşıyorum, bu yüzden 81 yaşında özel ders veriyorum, hâlâ çalışıyorum. Zaten çalıştığım için 30 yaşında gibiyim”

Şen, sözlerini; “Özgürlük adına, içerideki dostlarımızın özgür kalması adına, canım ülkemin özgürlüğe kavuşup demokrasiyle idare edilmesi adına alıyorum ödülü” diye noktaladı. 

Bu yıl 10 filmin yarıştığı Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması’nın sonuçları ise yapımcı Charles J.D. Schlissel, yayıncı ve yapımcı Elif Dağdeviren, oyuncu Mehmet Kurtuluş, yönetmen Najwa Najjar, yazar-senarist- yönetmen Rebecca Lenkiewicz ve yönetmen- yazar- yapımcı George Ovashvili’den oluşan jüri tarafından açıklandı. Uluslararası kategoride En İyi Film ödülünün sahibi, yönettiği “Bir Şair” (A Poet) olurken “Father” ile Tereza Nvotova, En İyi Yönetmen seçildi. Nvotova’nın ödülünü, Çiğdem Topaloğlu aldı. 

“Cesareti, zekası, ve yaratıcı cüretkârlığıyla, sanatçıların imkânsız zamanlarda verdikleri mücadeleyi yürekli biçimde yansıttığı, sanatın gücü ve insanın direncini anlattığı” gerekçesiyle Uluslararası Jüri’nin Özel Ödülü; Ali Asgari’nin yönettiği “İlahi Komedi” (Komedi İlahi) filminin oldu. Asgari; ödülünü alırken “Festivale, bizi buraya davet ettikleri ve inanılmaz Türk seyircisine filmimizi gösterme imkânı verdikleri için teşekkür ediyorum. Öncelikle sinema sevgisi ve sisteme direnen insanları gösterme gerekçesiyle ödüllendirdikleri için jüriye teşekkür ederim. Ödülü beklemiyordum, o yüzden konuşma hazırlamadım. Ekibime, yapımcıma ve bilhassa Türk yapımcıma çok teşekkür ediyorum” dedi. 

Uluslararası Jüri, “A Poet” filmindeki rolüyle Ubeimar Rios’u, En İyi Erkek Oyuncu seçti. Rios’un ödülünü Çiğdem Topaloğlu aldı. En İyi Kadın Oyuncu ödülü ise “Adam’s Sake” filmindeki rolüyle Lea Drucker’in oldu. Oyuncu adına ödülü, Esra Kengel aldı. 

Vecdi Sayar, Özge Çeliktemel ve Ingrid Beerbaum’dan oluşan Sungu Çapan Sinema Yazarları Uluslararası Jürisi’nin tercihi de Ali Asgari’nin yönettiği “İlahi Komedya” (Komedi İlahi) oldu.  

Ezgi Esma Kürklü Pervaz, İlkay Nişancı ve Vuslat Saraçoğlu’ndan oluşan Ulusal Kısa Film Jürisi ise 200 başvuru arasından finale kalan 10 film içinden Sandra Peso’nun yönettiği “Bimba”yı, Jüri Özel Ödülü; Deniz Koloş’un yönettiği “Ölüm Bizi Ayırana Dek”i ise En İyi Kısa Film ödülüyle ödüllendirdi. Koloş, ödülünü alırken “İçimden söküp atmak istediğim bir hikâyeydi, beni duyduğunuz için çok teşekkür ederim” diye konuştu. Filmin, baştan sona dayanışmayla üretildiğini söyleyen Koloş, “Dayanışmanın anlamını unutmamış tüm dostlara selam olsun!” dedi. 

74 başvuru arasından, ön jüri değerlendirmesi sonucu, finale kalan 10 belgeseli değerlendiren ve yönetmen, yapımcı ve kurgucu Amir Etminan ile yönetmen- yapımcı Sevinç Yeşiltaş ve yönetmen- yapımcı Şafak Bakkalbaşıoğlu’ndan Ulusal Belgesel Film Jürisi ise Jüri Özel ödülüne, Rıza Oylum’un yönettiği “Yerli Yurtsuz”u, En İyi Belgesel ödülüne ise Tayfun Belet’in yönettiği “Roman Gibi”yi layık gördü. Oylum; “Kendini yerli yurtsuz hisseden herkes için alıyorum bu ödülü” derken Belet; “Demokrasi uğruna savaş vermiş ve sürgünde hayatlarını kaybeden Zekeriya ve Sabiha Sertel’e adıyorum. Onları keşfetmeme yardımcı olan Nur Deriş’e, ki o olmazsa bu film olmazdı, çok teşekkür ediyorum. Ve ödülü, yakında doğacak bebeğimiz adına alıyorum” diye konuştu.  

Gecede Sinema Okulları Öğrenci Filmleri Yarışması’nın ödülleri de; Leyla Özalp, Osman Özcan ve Sezen Kayhan’dan oluşan jüri tarafından sahiplerine verildi. Bu yıl Türkiye genelindeki 75 farklı sinema okulundan başvuran 34 proje arasından seçilen 10 filmin değerlendirildiği yarışmada Gain Medya İletişim Direktörü Firuze Abdulazizoğlu, Öğrenci Filmleri Gain Jüri Özel Ödülü’nü, “Kusursuz Ölçü Nedir?” ile İstanbul Medipol Üniversitesi’nden Eylül Babur’a verirken En İyi Film ödülünü, “Tümseğin Uğultusu” ile İstanbul Üniversitesi’nden Abdurrahim Karabulut kazandı. 

 

Festivalin bu yılki Onur Nişanı Öykü Karayel’e sunuldu

Geçen yıl, Ulusal Jüri başkanlığını üstlenen yönetmen Ferzan Özpetek’in önerisiyle hayata geçirilen ve ilk olarak oyuncu Saadet Işıl Aksoy’a verilen Onur Nişanı; gecede Ulusal Jüri Başkanı Ömer Vargı tarafından oyuncu Öykü Karayel’e sunuldu. Karayel; “Festivallerin geleneksel ve bağımsız bütünlüğünü korumak çok önemli. Korku ve baskı rejiminin hüküm sürdüğü dünyada bizi yine sanat kurtaracak, iyileştirecek. Bu yüzden yaratıcı düşünceyi hapsetmeyelim. Bu düşünceyle aldığım Onur Nişanı’nı, seneye aynı gururla teslim edeceğim” diye konuştu.  

62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Ödülleri 

 

– En İyi Film: Tavşan İmparatorluğu (Yönetmen: Seyfettin Tokmak)

– Dr. Avni Tolunay Jüri Özel Ödülü: Aldığımız Nefes (Yapımcılar: Şeyhmus Altun& Fevziye Hazal Yazan) 

– Behlül Dal En İyi İlk Film Ödülü: Sahibinden Rahmet (Yönetmen: Emre Sert& Gözde Yetişkin)

– En İyi Yönetmen: Seyfettin Tokmak (Tavşan İmparatorluğu )

– Cahide Sonku Ödülü: Bilge Şen (Parçalı Yıllar), Ezgi Yaren Karademir (Bağlar, Kökler ve Tutkular), Nanaz Bahram (Bağlar, Kökler ve Tutkular)

– En İyi Senaryo: Sahibinden Rahmet (Yönetmen: Emre Sert& Gözde Yetişkin)

– En İyi Görüntü Yönetmeni: Claudia Becerril Bulos (Tavşan İmparatorluğu )

– En İyi Müzik: İrsel Çivit (Parçalı Yıllar)

– En İyi Kurgu:  Şöhret Tandoğdu& Deniz Çizmeci (Noir)

– En İyi Sanat Yönetmeni: Tora Aghabayova (Tavşan İmparatorluğu )

– En İyi Kadın Oyuncu: Leyla Tanlar (Erken Kış)

– En İyi Erkek Oyuncu: Yetkin Dikinciler (Parçalı Yıllar)

– En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Yıldız Kültür (Kanto)

– En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Sermet Yeşil (Tavşan İmparatorluğu)

– Film- Yön En İyi Yönetmen Ödülü: Seyfettin Tokmak (Tavşan İmparatorluğu)

– Sungu Çapan Sinema Yazarları Ödülü: Tavşan İmparatorluğu (Seyfettin Tokmak) 

– Uluslararası Yarışma Jüri Özel Ödülü: İlahi Komedya/ Komedi İlahi (Yön: Ali Asgari)

– Uluslararası Yarışma En İyi Kadın Oyuncu: Lea Drucker (Adam’s Sake)

– Uluslararası Yarışma En İyi Erkek Oyuncu: Ubeimar Rios (A Poet)

– Uluslararası Yarışma En İyi Yönetmen: Tereza Nvotva (Father)

– Uluslararası Yarışma En İyi Film: A Poet (Simon Mesa Soto)

– Sungu Çapan Sinema Yazarları Ödülü: İlahi Komedi/ Komedi İlahi (Yön: Ali Asgari)

– En İyi Kısa Film: Ölüm Bizi Ayırana Dek (Yön: Deniz Koloş) 

– Kısa Film Jüri Özel Ödülü: Bimba (Yön:Sandra Peso)

– En İyi Belgesel: Roman Gibi (Yön: Tayfun Belet)

– Belgesel Jüri Özel Ödülü: Yerli Yurtsuz (Yön: Rıza Oylum)

– En İyi Öğrenci Filmi: Tümseğin Uğultusu (Yön: Abdurrahim Karabulut / İstanbul Üniversitesi)

– Öğrenci Filmi Jüri Özel Ödülü: Kusursuz Ölçü Nedir? (Yön: Eylül Babur/ Medipol Üniversitesi)

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yeniden Sinematek’ten Sivil Özgürlükler seçkisi

İzmir Büyükşehir Belediyesi Yeniden Sinematek, kasım ayı boyunca her pazar saat 19.00’da Elhamra Sahnesi’nde “Sivil Özgürlükler” seçkisiyle sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Ücretsiz yapılacak gösterimlerde her film seyirciyi başka bir hikâyeye doğru yolculuğa çıkaracak. 

İzmirli sinemaseverler, İzmir Büyükşehir Belediyesi Yeniden Sinematek gösterimleriyle kasım ayında da buluşuyor. Elhamra Sahnesi’nde bu ay “Sivil Özgürlükler” seçkisi yer alacak. Seçki, toplumsal yapıdaki aksaklık ve farklılıklar, sınıf mücadelesi ve gücü elinde tutan sisteme karşı azınlığın direnişi gibi konuları içeren filmlerden oluşuyor. Filmler, ücretsiz olarak kasım ayı boyunca her pazar saat 19.00’da gösterilecek. Ayrıntılı bilgi için kultursanat.izmir.bel.tr adresi ziyaret edilebilir. 

Çağının ötesinde bir distopya: Metropolis 
Yönetmen koltuğunda Alman dışavurumcu sinemanın önemli temsilcilerinden Fritz Lang’ın oturduğu 1927 yapımı bilim kurgu ve dram türlerindeki sessiz film Metropolis, dünya sinemasının en etkili bilim kurgu örneklerinden biri olarak kabul ediliyor. Endüstrileşme çağının etkilerinin görüldüğü distopik bir evrende geçen Metropolis’te, bölünen toplumsal yapı ve sınıf çatışmaları zamanının çok ötesinde bir şehir tasarımı kullanılarak beyaz perdeye yansıtılıyor. Film, Goethe Institut iş birliği ile 2 Kasım’da gösterimde olacak. 

Diktatörlüğe karşı bir başkaldırı: Yaşasın Zapata
Başrollerinde Marlon Brando ve Anthony Quinn gibi efsane isimlerin yer aldığı 1952 ABD yapımı biyografi, tarih, dram ve western türlerindeki Yaşasın Zapata filminin yönetmenliğini Elia Kazan üstlenirken, senaryosunu John Steinbeck kaleme aldı. Cannes Film Festivali ve Akademi Ödülleri’nde çeşitli ödüllere layık görülen ve Edgecumb Pinchon’un Zapata the Unconquerable eserinden beyaz perdeye uyarlanan filmde, Meksika Devrimi’nin en önemli isimlerinden  köylü lider Emiliano Zapata’nın yozlaşmış, baskıcı rejime ve bu düzenin temsilcisi diktatör Porfirio Díaz’a karşı verdiği mücadelenin öyküsü anlatılıyor. Film, 9 Kasım’da izleyici ile buluşacak. 

Guildford Dörtlüsü’nün gerçek hikâyesi: Babam İçin
Yönetmen koltuğunda Jim Sheridan’ın oturduğu Babam İçin filminin başrolünde Daniel Day-Lewis yer alıyor. 1993 İrlanda- Birleşik Krallık ortak yapımı biyografi, suç ve dram türlerindeki film, 1994 Berlin Uluslararası Film Festivali’nden Altın Ayı ile döndü. Babam İçin, 1974’te Guildford’da bir barın bombalanması sonrasında dört İngiliz asker ile bir sivilin ölümüyle sonuçlanan olayda haksız yere hüküm giyen Guildford Dörtlüsü’nün gerçek hikâyesine odaklanıyor. Film 16 Kasım’da beyaz perdeye yansıtılacak.

Emeğin mücadelesi: Norma Rae
Yönetmenliğini Martin Ritt’in üstlendiği 1979 ABD yapımı dram türündeki Norma Rae filmi, 1979 Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye’ye layık görüldü. Başrol oyuncusu Sally Field’e de Cannes Film Festivali’nde ve Akademi Ödülleri’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü kazandıran filmde, tekstil alanında çalışan bir işçi ve yalnız bir anne Norma Rae’nin hikayesi işleniyor. Film, 23 Kasım’da gösterilecek. 

İdealler ve sınıf mücadelesi: Eğitmenler 
Yönetmen koltuğunda Hans Weingartner’in oturduğu ve senaryosunu Hans Weingartner ile Katharina Held’in kaleme aldığı 2004 Avusturya-Almanya ortak yapımı dram türündeki Eğitmenler filmi, 2004 Münih Film Festivali’nde Weingartner ve Held’e Genç Alman Sineması Yönetmenlik ve Senaryo Ödülleri’ni kazandırdı. Politik bir atmosferde geçen filmde kapitalist düzene tepkili gençler Jan, Peter ve Jule’nin hikayesi beyaz perdeye yansıtılıyor. Filmin gösterimi Goethe Institut iş birliği ile 30 Kasım günü gerçekleştirilecek. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

2. İzmir Balkon ve Bahçe Bitkileri Festivali 7 Kasım’da başlıyor

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından 7-9 Kasım tarihlerinde ikinci kez Balkon ve Bahçe Bitkileri Festivali düzenleniyor. Kültürpark’ta yapılacak festival hem süs bitkileri ve çiçek üreticilerini İzmirliler ile buluşturacak, hem de atölye, sergi ve konserlerle üç gün boyunca keyifli anların yaşanmasını sağlayacak.

İzmir Büyükşehir Belediyesi 7-9 Kasım tarihlerinde Kültürpark’ta 2. Balkon ve Bahçe Bitkileri Festivali’ni düzenliyor. Festivalin açılışı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın katılımıyla 7 Kasım’da saat 17.30’da yapılacak. 

Üretici ve tüketiciyi buluşturacak festivalde çiçek ve bitkilerle dolu stantların yanı sıra ilham veren atölyeler, sergiler ve konserler olacak. Balkon bahçeciliği ve kentsel tarımı yaygınlaştırmak için yapılan festivalde, süs bitkileri ve çiçek üreticileri ile kooperatifleri İzmir halkıyla buluşacak. Festival, 3 gün boyunca 10.00-23.00 saatleri arasında ziyaretçilerini ağırlayacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

‘Heartland Veterinerleri: Pati ve Pençe’, 3 Kasım Pazartesi 21.00’de National Geographic WILD Ekranlarında İzleyicilerle Buluşuyor!

Veteriner çift Ben ve Erin ile oğulları Chase ve Charlie’den oluşan Schroeder ailesi, bu özel bölümde birbirinden zorlu ama umut dolu vakalarla sınanıyor. Uyuzlu yavru kediler, tümörlü yaşlı bir köpek ve birbirine aşık av köpekleriyle ilgilenen ekip, hangi durumda olursa olsun hiçbir hayvandan vazgeçmiyor. 

“Heartland Veterinerleri: Pati ve Pençe”, 3 Kasım Pazartesi 21.00’de National Geographic WILD’da izleyicilerle buluşuyor…

Ödüllü yönetmenlerden nefes kesen belgeselleri, vahşi yaşamın gözler önüne serildiği kaliteli yapımları Türk izleyicisi ile buluşturan National Geographic WILD kanalını D-Smart, Digiturk ve TOD, KabloTV, S Sport Plus, Tivibu ve TV+ platformlarından izleyebilirsiniz.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Meslek Fabrikası, mobilya sektörüne nitelikli eleman kazandırıyor

İzmir Büyükşehir Belediyesi Meslek Fabrikası Şube Müdürlüğü, mobilya sektörünün nitelikli eleman ihtiyacını karşılamak üzere Mobilya Akademi’de Dijital Ürün Fotoğrafçılığı ve Bilgisayar Destekli İki Boyutlu Çizim kursları düzenliyor. Farklı yaş grubu ve cinsiyetten yurttaşların katıldığı iki kurs, toplam 172 eğitim saatini kapsıyor. 

Mobilya sektöründe nitelikli eleman ihtiyacı üzerine harekete geçen İzmir Büyükşehir Belediyesi, Karabağlar Belediyesi iş birliğiyle örnek bir projeye imza attı. Mobilya Akademi’de Karabağlar Belediyesi tarafından düzenlenen kurslara ek olarak Meslek Fabrikası Şube Müdürlüğü tarafından da Dijital Ürün Fotoğrafçılığı ve Bilgisayar Destekli İki Boyutlu Çizim kursları veriliyor. Tuğçe Soytürk ve Mümin Kalınkaya tarafından verilen eğitimler, teorik ve uygulamalı olarak işleniyor. Dijital Ürün Fotoğrafçılığı kursu 100 saat, Bilgisayar Destekli İki Boyutlu Çizim kursu ise 72 saatlik eğitim sürecini kapsıyor. 

“Yoğun bir talep var”
Kurslar hakkında bilgi veren Meslek Fabrikası Şube Müdürlüğü’nde eğitim sorumlusu olarak görev yapan Levent Öz, “İzmir Büyükşehir Belediyesi Meslek Fabrikası Şube Müdürlüğü olarak Karabağlar Belediyesi iş birliği ile Mobilya Akademi’de mobilya alanına nitelikli personel yetiştirme amacıyla kurslar düzenliyoruz. Bu kurslarımıza başlangıç olarak Dijital Ürün Fotoğrafçılığı ve Bilgisayar Destekli İki Boyutlu Çizim kurslarımız faaliyete girdi. Kurslarımıza yoğun bir talep var. Önümüzdeki süreçte yeni kurslarımızın planlamasını yapıp mobilya alanında nitelikli personel yetiştirmek için çalışmalara devam edeceğiz. Karabağlar, mobilya sektörü için çok önemli bir konumda. Bizler de mobilya alanındaki nitelikli personel açığının kapatılmasına katkı sağlamak adına kurslar planladık. Farklı yaş grubu ve cinsiyetten pek çok kişi kurslarımıza katılım sağladı” dedi. 

“Hayâl gücüme göre tasarımlar yapmak istiyorum”
Bilgisayar Destekli İki Boyutlu Çizim kursuna katılan Rengin Eryılmaz, “Ben resim öğretmeniyim ama şu anda çalışmıyorum. AutoCAD öğrenip hayâl gücüme göre tasarımlar yapmak istiyorum. Belki bir mobilya firmasında çalışabilirim. Hem sıkılmadan yapabileceğim hem de para kazanabileceğim bir alanda ilerlemek istedim. Burayı internette gördüm. Mesleğimiz olmasına rağmen yan bir dal olarak böyle kursların açılması çok iyi. Ücretsiz olması da sevindirici” dedi.

“Benim için avantajlı”
Mobilya sektöründe çalışan, aynı zamanda bu alanda e-ticaret de yapan Orhan Şener, “Ürünlerin çizimi için dışarıdan destek alıyoruz. Bunun için eleman da aldık ama bizim için efektif olmadığı için kendim de öğrenmek istedim. Burada iki boyutlu tasarım yapmayı öğreniyoruz. Daha sonra üç boyutlu çizimi öğrenmeyi planlıyoruz. Bu kursun faydalı olacağına inanıyorum. Ben dışarıdan bu kursu almak istedim. Birkaç kursla da görüştüm ama iyi bir karşılık alamadım. Burası benim için daha avantajlı” diye konuştu.

“Eşim, ara eleman bulmakta zorlanıyor”
Mobilya sektöründe çalışan eşine destek olmak için kursa kaydolan Berna Yıldırım, “Eşim, kişiye özel mobilyalar yapıyor. Ona yardımcı olmak için kursa katıldım. Elim bu tip işlere yatkın olduğu için AutoCAD öğrenmek istedim. Eşim ara eleman bulmakta zorlanıyor. Sektörde ihtiyaç çok fazla. Burada eğitim almak güzel. Gençler bu tip kurslarda iyi bir eğitim alabilir. Mobilya, güzel bir sektör” ifadelerini kullandı.

“Ürünlerimin fotoğraflarını kaliteli çekmek istiyorum”
Dijital Ürün Fotoğrafçılığı kursuna katılan Aysun Falaz ise “Ben katıldığım kursları ticarete dönüştürmek için bu kursa da geldim. Ürünlerimi daha iyi görüntülemek adına eğitim alıyorum. E-ticaret ile uğraşıyorum. Ürünlerimin fotoğraflarını kaliteli çekmek istiyorum. Bu kursun yararını görüyorum” dedi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Konya Büyükşehir’den Çiftçiye Kuraklığa Dayanıklı Mercimek Tohumu Desteği

Konya Büyükşehir Belediyesi, kurak koşullara dayanıklı, az girdiyle yetişebilen ve toprağı iyileştiren baklagil türlerinin üretimde yaygınlaştırılması için ilk kez sertifikalı kırmızı ve yeşil mercimek tohumu dağıtımı gerçekleştiriyor. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, “İklim dostu, sürdürülebilir tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması açısından önemli adımlar atıyoruz. Benzer desteklerle çiftçilerimizin yanında olmaya ve verimli, sürdürülebilir, doğa dostu üretim modellerini yaygınlaştırmaya devam edeceğiz” dedi.

 

Konya Büyükşehir Belediyesi’nin kırsal kalkınmayı desteklemek ve tarımsal üretimi artırmak amacıyla Konyalı çiftçiye desteği sürüyor.

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, tarımda öncü ve örnek çalışmaları hayata geçirerek Konya ve ülke ekonomisine katma değer sağlamaya devam ettiklerini söyledi.

Tarıma ve tarımsal projelere büyük önem verdiklerini belirterek, her zaman çiftçinin yanında olmaya devam edeceklerini vurgulayan Başkan Altay, “Tarımsal üretimi çeşitlendirmek, nadas alanlarını üretime kazandırmak ve çiftçilerimizin gelir düzeyini artırmak amacıyla ilk kez sertifikalı kırmızı ve yeşil mercimek tohumu dağıtımı gerçekleştirdik. Bu destekleme ile az su tüketen, kurak koşullara dayanıklı, az girdiyle yetişebilen ve toprağı iyileştiren baklagil türlerinin üretimde yaygınlaştırılmasını hedefliyoruz. İklim dostu, sürdürülebilir tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması açısından önemli adımlar atıyoruz. Benzer desteklerle çiftçilerimizin yanında olmaya ve verimli, sürdürülebilir, doğa dostu üretim modellerini yaygınlaştırmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

TARIMSAL ÜRETİME, TOPRAĞIN İYİLEŞTİRİLMESİNE, EKONOMİK VE ALANA KATKI SAĞLANIYOR 

Konya Büyükşehir Belediyesi’nin yürüttüğü çalışmayla kuraklığa dayanıklı mercimek üretimi sayesinde su kaynaklarının verimli kullanımı sağlanacak. Nadas alanlarının üretime kazandırılmasıyla tarım arazilerinin etkin kullanımı artacak. Yine sertifikalı tohumlarla yüksek verim ve kaliteli ürün elde edilmesi hedefleniyor. 

49 BİN KİLOGRAM SERTİFİKALI MERCİMEK TOHUMU DAĞITILIYOR 

Konya Büyükşehir Belediyesi, sertifikalı ve yüksek verimli çeşitlerden seçilen, hibe destekli 43 bin 50 kilogram kırmızı mercimek ve 6 bin kilogram yeşil mercimeği, daha önce başvurusu alınan üreticilere dağıtmaya başladı. Böylece Konya’da 2 bin 870 dekarı kırmızı mercimek, 400 dekarı yeşil mercimek olmak üzere 3 bin 270 dekar tarım alanı üretime kazandırıldı.

İklim dostu, sürdürülebilir tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması açısından önemli bir adım olan projeyle, baklagillerin üretimdeki payının artırılarak hem çevresel sürdürülebilirlik sağlanmasına hem de tarımsal üretim çeşitliliğine katkı sağlanıyor.

Mercimek bitkisi, köklerinde bulunan rhizobium bakterileri sayesinde havadan azot bağlayarak toprağın azot içeriğini doğal yolla artırıyor. Bu özellik, sonraki ekim dönemlerinde gübre ihtiyacını azaltarak, toprağın doğal dengesinin korunmasına yardımcı oluyor.

Proje ile çiftçilerin üretim maliyetleri düşerken gelirlerinin artması hedefleniyor. Yerli ve sertifikalı tohum kullanımıyla dışa bağımlılık azalacak, kadın ve genç üreticilerin desteklenmesiyle kırsal kalkınmaya katkı sağlanacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı